Türkiye onun adını Avrupa ve dünya şampiyonluklarıyla duydu… 27 yaşındaki Redbull sporcusu Kübra Dağlı ile tekvando ile zirveyi gördüğü yolculuğunu, bu yolda yaşadıklarını ve hedeflerini konuştuk.
Neden tekvando?
İlgim ailemden.
Amcam tekvando antrenörü, babam boks antrenörü. Amcam aktif olarak antrenör olduğu için benim spor hayatımda çok fazla seçeneğim yoktu
'ya tekvando ya tekvando' olacaktı.
Bu kadar başarılı olacağını tahmin ediyor muydun?
Asla aklıma gelmezdi.
11 yaşında karate yaptım, 12 yaşında tekvandoya geçtim. 17 yaşında şu anki antrenörüm Özlem Esin Hakikatli ile tanıştım. Benim hayatımı değiştirdi.
Karateden tekvandoya neden geçtin?
Karate yumruklarla yapılan bir spor, sert tekme atmak yasak… Tekvando ise öyle değil, vurdun mu rakibini yıkman gerekiyor.
Tekvando karateye göre daha sert. Bir gün karatede rakibime çok sert vurdum ve disiplinsiz davrandığım için nakavt oldum.
Ceza yedim. Bu benlik bir spor değil dedim ve tekvandoya yöneldim.
HAKKIMI YEDİLER 5. OLDUM
Karşılaştığınız en büyük zorluk neydi?
'Ne işi var bunun, başı kapalı' dediler. Derece
alınca 'Kesin torpillidir' dediler. Yetmedi 'Başını kapatıyorsun,
ayağını açıyorsun' demeye başladılar.
Dünya şampiyonu oluyorsun mutlusun. Normalde dünya şampiyonu 'helal olsun maşallah' diye karşılarlar bana hiç öyle bir destek gelmedi.
"Başörtülü Kübra Dağlı şampiyon oldu" gibi söylemlerle karşılaşmak seni rahatsız ediyor mu?
Tabii ki rahatsız ediyor. Niye 'Sarı saçlı kız şampiyon
oldu' demiyorsun da 'Başörtülü Kübra şampiyon oldu'
diyorsun. Ama yavaş yavaş bu yaklaşımı kırıyoruz.
Artık gündem de değişiyor. İnsanlar daha normal bakmaya
başladılar. Başarı aldıkça konuşanları susturuyorsunuz.
Hakemler bana başım kapalı diye 10 puan vermiyor. 2014'te ilk defa başörtüyle yarışmıştım ondan
önce başörtü yasaktı. Yabancıların bakış açısı farklı
olduğu için bana
'onu çıkar diyorlardı' ben çıkarmayıp
'
aksesuar olarak takıyorum' diyordum. İlk başlarda
hakemler
'O kafandaki ne' diyerek aşağılamaya çalışıyorlardı.
Hatta biri defasında bir baktım en düşük
puanı bana o hakem verdi.
2014'de Meksika'da 2. olacağıma, 5. oldum hakkımı yediler. Biraz başarısızsan
seni eziyorlar. Kendini kanıtlamaya başladıkça artık hakemler
de '
Aaa pembe takmışsın, kırmızı da yakışır sana' demeye başladılar. Başarı da bunun için önemli.
İMPİYATTA DEĞEROLİMPİYATTA DEĞER 100 BİN KAT ARTIYOR
Tekvandoda birçok disiplin var. Sen poomsae'de yarışıyorsun. Neden?
Tekvandonun bütün kategorilerini yaptım.
Karatenin hayali dövüşe komite, tekvando da ise poomsae deniliyor. Poomsae'den nefret ediyordum.
Çünkü insanı delirten bir branş. İnanılmaz
sabır istiyor. Her şeyi mükemmel yapman
gerekiyor. Nizami olmak zorundasın ve karşında
kimse yok.
Hayali ama kusursuz olmalı. Özlem Esin Hakikatlı
hocayla birlikte poomsae girdi
hayatıma.
Yumrukları sert vurmaya başladım. Sabrı öğrendim ve geliştim. Aslında zoru seçtim. Bütün
tekvandoculara sorun 'Dövüş mü poomsae mi?'
diye. Hepsi dövüş branşını seçer. Çünkü poomsae
çok zor bir şey ve ben zoru severim. Karşında
rakibin varmış gibi davranmalısın. Ancak aynı
zamanda çok estetik ve güzel yapmalısın.
Olimpiyatlarda senin kategorin olsa sence nasıl bir başarı elde ederdin?
Olimpik branş olsaydı yine aynı özveriyle çalışırdım.
Aynı rakiplerle karşılaşırdık. Çünkü rakipler
de uzaydan gelmiyor.
Ama çok daha hırslı olurdum işin içine olimpiyat girince sana verilen değer 100 bin kat artıyor.
BACAĞIN YAMULUR YAPMA DİYORLARDI
Tekvandoyu erkek sporu olarak görenlere dünya şampiyonluğunla cevap verdiğini düşünüyor musun?
En büyük sıkıntım bu. İlk başlarda 'Ne işin var erkek sporu' dediler. Başlayınca da 'Kız gibi yapma erkek gibi ol' dediler. Mahallede teyzeler, amcalar; "Sakın bu sporu yapma bacağın yamulur" derdi. Başardıktan sonra "Yaptın da ne oldu" demeye başladılar. İnanmayacaksınız ama bunu üniversitedeki hocalar da söyledi. Ben takmadım. Taksaydım bu başarılara ulaşamazdım. Ülkemizde hangi branşta başarı varsa öncelikle kadınlardan geliyor.
ERKEKLERİ GEÇİP ŞAMPİYON OLDUM
Bir dünya şampiyonasında erkeklerle yarışıp dereceye girmiştin?
Kırış, kategorisi çok nadir bir kategori.
Genelde kız erkek ayrı olur. Fakat
benim katıldığım yarışmada bir farklılık
oldu. 'Kadın-erkek karışık olacak'
dediler. 'Girsem mi girmesem
mi' diye düşünüp, girdim.
Yarışma Yunanistan'da plajda yapılmıştı. Sıcakta kumsala seriyorlar tatemileri. Kırış tahtalar var. Tahtaları
kıran şampiyon oluyor. Ama
erkeğin sıçramasıyla kadının sıçraması bir olmuyor. Erkekler bizi görünce önemsemediler. Havada uçuyorlar, şov yapmaya çalışıyorlar,
fazla dönüş yapıyorlar. Tabi fazla
dönüş yapmaya çalışarak risk aldılar ve
kıramadılar. Ben strateji belirledim. Daha
garanti gittim. En iyi bildiğim ve yaptığım
hareketleri denedim.
Net olsun, garanti olsun dedim ve tahtaları çat çat çat kırdım. Böylece dünya 3. oldum.
1.5 DAKİKA İÇİN 15 YILIMI VERDİM
Portekiz'de Emirhan Muran ile çiftlerde altın madalya kazandınız. İkili olarak çalışmak zor mu?
İkili çalışmak gerçekten
çok daha zor.
Poomsae, tekvandonun
temel tekniklerini belirli
bir sıraya koyarak koreografi
şeklinde sunumudur.
Çiftlerde bu hareketleri aynı anda yapmak zorundasın. Farklı yapınca idmanlarda kavga oluyor, tartışma oluyor. Birde Freestyle
poomsae oluyor. Müzik eşliğinde.
Seçtiğimiz müziği tekvandoya
uyarlamaya çalışıyoruz. Hareketleri koreografi
sırasına koyuyoruz. Ve sadece ikimiz
yapıyoruz. Hiç destek almadan bunların
hepsi kolay işler değil. Şarkı uzunsa
kısaltıyoruz. Emirhan bu konularda çok
yardımcı oluyor. Sağ olsun çocuk bu işlerle
uğraşmaktan DJ oldu. En iyi koreografi
yapan şampiyon oluyor. Çünkü. 1.5
dakika için 15 yılımı verdim. İlham gelince
işler biraz daha kolay oluyor. Her
şeyi yapıyoruz üstüne bir de antrenöre
beğendiriyoruz. Beğenmezse, sil baştan
yapıyoruz.
Bütün hareketleri Emirhan ile beraber aynı anda yapıyoruz. Nefes alıp verişimiz bile aynı. Bunun için çok fazla tekrar etmeniz gerek.
KENDİNİ SÜREKLİ YENİLEMEN GEREKİR
Öz güven eksikliğini spor sayesinde giderdiğini anlatmıştın. Şimdilerde özgüven patlaması mı yaşıyorsun?
Eskiden ciddi anlamda özgüven
eksikliğim vardı. Ön plana çıkmaktan
korkar, kendimi geri çekerdim.
Bir konuda iyi değilsen özgüvenin de olmuyor. Kendini
bir konuda kanıtlaman gerekiyor.
Spor konusundaki başarım doğal
olarak özgüvenimi geliştirdi. Belki
siyaset, müzik ortamına girsem
orada özgüvenim düşük olur.
Başarısızlıktan korkar mısın?
Önceden başarısızlıktan korkardım.
Ama şuan korkmuyorum.
Çünkü yenilince hırs yapıyorum.
Bazen yenilmek de önemli. Yenilgiler tecrübe kazandırıyor, hırslandırıyor.
Bu sporda çok iyi olduğunu ilk ne zaman fark ettin?
Hiçbir zaman. Hâlâ iyi olduğumu düşünmüyorum.
Eksiklerim her zaman vardır.
Rakiplerim de kendini yeniliyor. Her
sene hareketler güncelleniyor.
Herkes kendini geliştiriyor o güncelliği yakalayamazsan geçmiş olsun güle güle…
ÇOCUKLARA IŞIK OLDUM
Spor sayesinde hayatınızda neler değişti?
Aslında değişmedi. Gerekli
değeri alamadık. Bir öğretmenlik
veriyorlar. Bundan
sonra ne yapacağım kafasındayım.
Ama çocuklara
ışık oldum. İleride tekvando
antrenörlüğü yapacağım.
Spora yönelmek isteyen genç kızlara de söylersin?
'Kızım kapalı ne işi var'
demesinler. Hocaya saygıyı,
bayrağa saygıyı arkadaşlarına
saygıyı sporda öğreniyorsun.
Başarıyı da başarısızlığı da
öğreniyorsun. Hazmetmeyi
tecrübe ediyorsun.
O KADAR ÇALIŞSAK KORE'Yİ GERİDE BIRAKIRIZ
Tekvondo'nun mucidi Shin Min Cheol buluşmanızda, senin için neler dedi?
Benim idolüm Shin Min Cheol'dü onunla tanışmak hedefimdi. Redbull sporcusu olduktan sonra 'Sizi buluşturalım, beraber kamp yapın sen de gelişirsin' dediler. Biz Korelilerin yaptıklarını internetten baka baka yapıyoruz. Onların ata sporu sonuçta. Burada 2 yılda öğreneceğim hareketi orada 2 haftada öğrendim. Onlar ilkokulda tekvando dersi görüyorlar. Sabah 10'da başlayıp akşam 6'ya kadar antrenman yapıyorsun. Sonra iki saat mola, tekrar antrenman. Tabii ki de bizi geçerler. Biz en fazla 2-3 saat çalışıyoruz. Biz o kadar çalışsak neler yaparız, biz daha yetenekli bir milletiz. Shin Min Cleol, beni zaten sosyal medyadan tanıyordu. 'Sen çok yetenekliymişsin' dedi.
TORPİL HER YERDE VAR!
Dünya şampiyonasında hile veya torpil oluyor mu?
Torpil her yerde var. Milli takıma girmede bile. Ben milli takıma girerken bile demediklerini bırakmadılar. Ama tırnaklarımla kazıya kazıya seçildim ve yükseldim. Herkes kendi öğrencisi takıma girsin istiyor. Tüm bu yapılanlara direnç gösterinsen, sabredersen başarı geliyor. Uluslararası müsabakalarda mesela Türkiye, Kore'yi geçiyor. Fakat bir bakıyorsun hakemler fazla madalya alan ülkeleri dengelemek için diğerlerine madalya veriyor. Bizim branşta hakem yorumuna bağlısın. Torpil fazla.
FAVORİ YEMEĞİM MEVLÜT MENÜSÜ
Yemekle aran nasıl, formunu nasıl koruyorsun?
Kuvvet antrenmanları, esneklik için hayvan yürüyüşleri yapıyorum. Diyet yapmıyorum. Her şeyi yerim. En sevdiğim yemek 'mevlüt menüsü' pilav, tavuk, sarma, tulumba… Bunu duyunca herkes şaşırıyor. Şu an 57 kiloyum, boyum. 1 metre 72 cm. Bana 'zayıfsın' diyorlar ama bence boyuma göre bu kilo avantaj.
Kore yemeklerini sevdiğini öğrendik. Nesi seni çekti?
Çok lezzetli. Baharatlı. Soslu tavuklar, kaşarlı tavuklar. Koreye 25 gün gittim, 7 kilo aldım. Çünkü acı yedikçe iştahı açılıyor.