Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün onuruna 1927 yılından beri kesintisiz olarak düzenlenen ve Türk atçılığının bayramı olarak görülen Gazi Koşusu'nun 97.'si için nefesler tutuldu. Yarın düzenlenecek olan büyük kapışma öncesi,
SABAH Spor son 4 senenin en fazla yarış kazanan ünlü jokeyi Gökhan Kocakaya ile bir araya geldi.
Her jokeyin hayali olan Gazi Koşusu'nu ve yarış dünyasının bilinmeyenlerini anlatan Kocakaya, sorularımızı içtenlikle yanıtladı ve şunları anlattı:
BU SENE BENİM YILIM
Bu seneki Gazi Koşusu'nda kürsü olacak mı?
Gazi Koşuları bizim için çok anlamlı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün adına düzenlenen, kurucularımızdan bugüne kadar en önemli yarışımız. Her jokeyin hayalinde mutlaka Gazi Koşusu vardır. Bir kere de kazansanız on kere de kazansanız fark etmez, Gazi Koşusu'nun yeri apayrı. 3 yaşındaki safkanların bir sefer katılabildiği bir yarış.
Geçen sene 3. oldum, bir önceki sene ikinci. Ondan önce de ikinci olmuştum. Her sene yakınlarda bitiriyoruz. İnşallah bu sene o senedir. Atım Cosmic Kid ile Gazi Koşusu'nda zirveye çıkacağız.
Gazi'yi kazanabilmesi için atın nasıl bir özelliğe sahip olması gerekir?
Öncelikle son 800 metre durmaksızın hızlı ve akışlı olması lazım. Son 800 çok önemli Gazi'de.
Yarışın hangi etabında olursanız olun, önde de olsanız, arkada da olsanız en son metrelerde sprint yapacak gücünün olması lazım. Yarışın en zorlu yeri son 800 metredir.
Yarışı jokey mi kazanır, at mı?
İkisi bir arada diyebilirim. Eğer bir at istemezse hiçbir jokey ona bir şey yapamaz.
Eğer ki hissediyorsanız ve o at size inanıyorsa o gün 5 değil, 6. vitesini kullanır. O hissiyat olduğunda atın yapamayacağı hiçbir şey yok, buna emin olun.
İNANMALIYIM
Bir yarışta istemeyerek bindiğin bir at oldu mu?
Kesinlikle olmadı. Öyle bir durum olduğu zaman ben o ata binmem zaten.
Bir ata inanmıyorsam, beni o atın üzerinde kesinlikle kimse göremez.
NE YAPTIYSAM ATI ARAYA ALAMADIM
Çok üzüldüğün 2014 Gazi Koşusu sana ne anlatıyor?
Enyalios'a biniyorum. O gün aslında taktiksel bir hataya düştük. Antrenörümüz ön grubun arkasında pozisyonumuzu almamızı, at sahibi de gerilerde beklememizi söyledi. Ben ortada kaldım. Start çıkışında karar vermeyi ve yarışın hızlı gideceğini düşündüm. Arkada bekleyecektim. Fakat yarış ilk 300 metreden sonra yavaşladı. Son 800'e geldiğimde önümdeki iki safkanın birbirine yaslanmasından dolayı dışarıya açıldım.
Düzlük dönüldüğünde güzel bir koridor açıldı önümde. 2, 3 safkanın geçebileceği bir yol var fakat ata ne kadar ısrar ettiysem o iki aradan hiçbir şekilde geçmedi. İstemedi adeta. Ben de mecburen en dışarıya aldım. Rahatlayınca gerçek süratine ulaştı. Geldik, bastırdık ama yarış bitti ve 3. olduk.
2009 BİR RÜYA GİBİYDİ
Peki 2009'da kazandığın Gazi Koşusu için neler söylersin?
2009'da jokey olarak ilk kez dev
derbide at binecektim. Miramis
isminde zor bir safkan ile koşmaya
karar verdim. Kendi
jenerasyonunun içinde çok
farklı bir star olduğunu hissettiriyordu.
Gazi tecrübem
yoktu. Zor da olsa
kazandık. Benim için bir
rüya gibiydi.
Miramis
ile hiçbir
yarış kolay
olmadı.
Bariyer dibini
arardı,
oradan güç
alırdı. Yarışın son 800 metresine kadar gitmek
istemezdi. 800'den sonra da rakiplerini
atari oyunlarındaki gibi birer birer geçerdi.
STİLİM BİRİNCİLİK GETİRİYOR
Biniş stilin çok eleştiriliyor. Bu oturkalk tarzının avantaj ve dezavantajları nedir? Bunun ata zararı var mı?
Dünya yarışçılığını bilen herkesin
bu stilin ata zarar vermediğini çok
iyi analiz etmesi lazım. Bu stilin benim
birinciliklerimin artmasında önemli
rolü var. Ben de bu tarz ile çok yarış
kazandım. Sonuçta iki canlının bir arada
yaptığı spor bu. Bazı atlar tek başına mücadele
etmek istemez, yanına at ister. Kimi
hakimiyet kurmanızı istemez. Bazen koşmak
istemez ya da yarış içinde konsantrasyonu dağılır.
Ben bu durumlarda çok daha iyi verim alabilmek
ve atları daha
iyi teşvik etmek için
bu stili tercih ediyorum.
Her zaman,
her ata yapmıyorum.
Dünyada olan bir şeyi
Türkiye'de ilk deneyen ve
başarılı olan benim.