Almanya'da düzenlenen Milli Takımlar Dünya 3 Bant Bilardo Şampiyonası'nda üst üste 3'üncü, toplamda ise 7'nci kez Türkiye'ye zafer yaşatan Semih Saygıner ve Tayfun Taşdemir ile şampiyonluğun öyküsünü konuştuk.. 20 yıl sonra aynı hırs ve tutkuyla bir araya gelen şampiyon bilardocular, dünya bilardosunu yıllardır nasıl domine ettiğimizi anlattı...
SEMİH SAYGINER: Şu an bütün dünya Türkiye'yi konuşuyor. Bir ekol oluşturduk. Eskiden bizi çerez olarak görüyorlardı, şimdi korkuyorlar. Kurada Türk sporcu çıktığı zaman 'Yandık' diyorlar…
TAYFUN TAŞDEMİR: Türk sporcularda hasetlik yoktur. Kabulleniş, güven vardır. Ustaya ve beceriye saygı vardır. 2003'teki şampiyonluğu unutamam. Öyle büyük bir heyecan vardı ki seyircilerin heyecandan elleri titredi.
YENİ NESİL GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYOR...
Birlikte 20 sene sonra Dünya Şampiyonu oldunuz. 2003'deki ilk şampiyonluğunuz da Tayfun Taşdemir ile. Neler diyeceksiniz?
Gerçeklerle hareket eden insanlar uyum sağlarlar birbirlerine. Sürekli pozisyonları, hataları tartışıyoruz. Saygı çerçevesinde ilerliyor her şey. Bir de Tayfun ile özel durumumuz var. 2003'te milli takımlar dünya şampiyonasına dünya çapında oyuncumuz yoktu. O dönem Tayfun, iyi performans gösteriyordu ama tecrübesi yoktu. Benim orada abi olarak, usta olarak bir görevim vardı. Baskı unsuru olacak şeyleri ortadan kaldırmam gerekiyordu. Bir şey öğretmek anlamında demiyorum, arkadaşlık kurduk. Aramızdaki statükoyu kaldırdık. Hiç unutmam bir gün antrenman sonrası Tayfun bana, "Usta bir şeyi merak ediyorum, bizi kim yenecek?" dedi. Bu çok önemli bir öz güven cümlesiydi.
Türkiye'den kim gitse gerçekten şampiyon olur mu?
Biz domine ediyoruz bilardoyu, özellikle 3 bant dalında öyle. "Türkiye'de bir oyuncu kitlesi var, hangi ikiliyi yapsanız şampiyon olur" dedim, dediğim de çıktı. Çok iyi bilardocular var. Şu an 16 yaşında Burak Haşhaş, 21 yaş altı dünya gençler şampiyonu. Yeni Semihler, Tayfunlar gümbür gümbür geliyor, gelecek. Gelmesi için de biz çaba sarf etmeliyiz. Bunu da iyi yaptığımı düşünüyorum geçmişte. İyi yaptığım için de bir sürü yeni jenerasyon geliyor.
ELİMİZDE HER ŞEY VAR
Kaç jenerasyon yakalanan bu büyük başarıyı taşıyabilir?
Doğru hamleler yapılırsa tüm spor branşlarında ülke başarılı olur. Bir politikamız olması gerekiyor. Türkiye bir Kore modeli olabilir. Nedir Kore modeli anlatayım... Kore bugün dünya bilardo piyasasını yönetiyor. Bizde isteka üretilmiyor mu, masa üretilmiyor mu, oyuncu mu yok? Her şey var. Yumurta, domates, yağ var ama menemen yapamıyoruz! Bunun için bizim daha görünür olmamız gerekiyor. Mesela Kore'de bilardo tv kanalları var. Sürekli bilardo yayınlanıyor. Biz de yayınlayalım, anlatalım ki devam etsin. Sadece futbola destek vermekle olmaz.
BENİM ENERJİM HERKESE YETER
SEMİH SAYGINER: Dünya bizi konuşuyor. Dünya, 'Türkler geliyor aman Allah'ım'! diyor. Çok gerçekçi olarak söylüyorum, şu an bütün dünya Türkiye'yi konuşuyor. Şimdilerde kurada Türk sporcu çıktığı zaman 'yandık' diyorlar. Eskiden bizi çerez görüyorlardı, şimdi ise korkuyorlar. Bu sporu sevdirerek, gelecek nesile aşılamak, öğretmek lazım. Benim enerjim her yere yeter. Benim enerjim bitmez, herkese yetişirim. Dolayısıyla ben de bir ekol yarattığımı düşünüyorum. Gençler de geliyorlar arkadan. 8-10 yaşında çocuklar var, topa bir vuruyorlar akıllara zarar! Neden? Sevdirerek yapıyoruz bu işi ondan dolayı. Her zaman destek vermek çok önemli.
BİZİMKİ NORMAL BİR SEVİNÇ DEĞİLDİ
SEMİH SAYGINER: Deprem hepimizi etkiledi. Bir hafta uyuyamadım. Fakat bir şekilde onarılmaya da ihtiyacımız var. İşte milli takım düzeyinde olduğu için bu aktivite, bizim yaşadığımız olay aslında bir dışa vurum. Bunu bir sevinme olarak görmeyin. Göçükten bir çocuk çıkarıldığında insanlar nasıl seviniyorsa, bu da öyle bir sevinme. Ağlayan biri değilim, taş kalpli falan değilim. Ama o anlarda ağladım. Ülkede yaşananlar çok ağırdı.
USTAMLA ARAMIZDA TAM BİR UYUM VAR
2003'ten itibaren 7 şampiyonluğun 5'inde siz varsınız. Başrolde olmanızın sırrı ne?
Takım sporunu seviyorum. Özellikle milli takımlar olduğu zaman çok daha fazla sorumluluk artıyor, zaferi kazandıktan sonraki duygu durumu çok keyifli benim için. Hangisini tercih edersiniz derseniz, her zaman Milli Takım derim. Bireyselde de çok turnuva kazandım ama Milli Takım'da yaşadığım haz benim için çok daha farklıydı. Türk bilardosunda 4 farklı takım var, 4'ü de Dünya Şampiyonu oldu. Türk sporcuların birbiriyle olan uyumu iyi. Bizde hasetlik yoktur. Kabulleniş, güven vardır. Ustalığa ve beceriye saygı vardır.
Milli Takım'ı dünya klasmanında 1 numaraya kadar yükselttiniz. Artık 'Hedef ülke olduk' diyebilir miyiz?
2003 ve 2004'te gelen şampiyonluklardan sonra hep hedef ülkeydik. Milli takımlar bazında toplamda sanıyorum 20 defa kürsü var. 1 kere ikinci olmuşuz. Yani bu şu demek; 8 kere final oynamışız, 1 kere kaybetmişiz. Çok büyük bir istatistik. Düşünün o kazanma azmini ve gücünü.
KAZANDIM, SEVİNEMEDİM
Unutamadığınız maç var mı?
Milli Takım olarak 2003'teki final unutulmazdı. Karşımızda Belçika var. Semih Usta maçını 3-1 kazandı. Ben 2-0 gerideyim. Sette 14- 14'e geldi. 1 sayı alsam şampiyonuz. Yurt dışında yaşayan Türkler oradalar. Maç sayısını almak için uğraşıyorum, olmuyor. Baskı iyice arttı. Basit atışlar kaçıyor. Son sayıda maçı kazandık. Şampiyon olduk ama sevinemedim bile. Dedim ki "Usta bu kadar mı kaçar". Seyirciler maçtan sonra, "Etmediğimiz dua kalmadı" dediler. O şampiyonlukta seyircilerin heyecandan ellerinin zangır zangır titrediğini gördüm.
BASKI BAŞARIYA DÖNÜŞTÜ
Semih Saygıner ile takım olmak nasıl bir his?
TAYFUN TAŞDEMİR: Ustanın yanında bırakın bilardo oynamayı bazen konuşurken bile heyecanlanıyorum. Benim için de diğer sporcular için de çok özel bir yeri var. Usta ile 2001'de başlayan bir serüvenimiz var. O dönem ben yeni yeni başlıyorum. Ortağım ise Semih Saygıner gibi dev. Büyük baskıydı benim için. O baskıyı kaldırmak inanın çok zordu. Sonra beraber uzun antrenmanlar yapmaya başladık. Birbirimizi daha yakından tanıdık. Takım arkadaşı olduk. Çalışmalarla o baskı ortadan kalktı ve başarıya dönüştü.
İÇİMİZ KAN AĞLIYORDU
TAYFUN TAŞDEMİR: Las Vegas'ta ferdi dünya kupası vardı. Şampiyon olduğumda hiç sevinemedim. Çünkü Türkiye'de olan depremden dolayı içimiz kan ağlıyordu. Çok üzgündük. 2023'teki Dünya Şampiyonluğu'na kendi adıma 3 özel duygu ile gittim. İlki; Semih ustayla 20 yıl sonra tekrar aynı takımda olmak. İkincisi; Türkiye'nin deprem dolayısıyla yaşadığı özel ve zor durumu. Son olarak ise üst üste 3. dünya şampiyonluğu hedefi. Çünkü bu Türkiye'nin tarihinde yok. Zaferde bu üç özel duygunun getirdiği sevinç gerçekten büyük oldu.
FOTOĞRAFLAR: TURGUT DOĞAN