2018'deki başarılar, 2019'un habercisi gibiydi… Avrupa ikinciliğinin ardından Dünya Şampiyonluğu… 2020'nin gelişi de 2019'dan belli diyebilir miyiz?
Evet diyebiliriz ama bu başarıların hiçbiri çalışmadan, iyi antrenman yapmadan olmuyor. Madalya almak bizi motive ediyor. Bu yüzden eğer yeteri kadar çalışırsak 2020 de tarihi bir yıl olabilir.
19 yıllık yolculukta hiç pes ettiğin, hiç vazgeçtiğin, hiç umutsuzluğa kapıldığın oldu mu?
Bazı dönüm noktalarım oldu. Bunlardan ilki; 3. sınıfa gidiyordum ve o yaştaki bir çocuk için günlük programım çok yoğundu. Bir süre sonra psikolojim bu yoğunluğu ve bu zorluğu kaldırmadı. Aileme bırakmak istediğimi söyledim. Ama ailem sürekli beni motive etti onlara çok şey borçluyum. 2013 yılında Katar'daki Dünya Kupası'nda düştüm ve ayak bileğimde parça kırık oldu. Ayağım 5 hafta alçıda kaldı. Bu süre zarfında haftanın altı günü aynı antrenman programımı yapmaya çalıştım. Koltuk değnekleri ile yürümek zaten başlı başına zor bir şey. Salona gittiğim zaman 4-5 saat çıkmıyordum sadece belden yukarısını çalışıyor, aklıma gelen bütün hareketleri yapıyordum. 5 hafta sonunda alçı çıktı, bacaklarım incelmiş, gövdem de çok gelişmişti. Alt tarafımı çok rahat kontrol edebiliyordum. Bu da uzmanlaştığım halka aleti için çok büyük bir avantajdı. Alçı çıktıktan 2 ay sonra Mersin'de Akdeniz Oyunları'na gittim, gümüş madalya kazandım. Bu madalyadaki en büyük etken ayağımın sakatlanmasıdır. Demek istediğim o ki; hayatta zorluklar olabilir ama pes etmeden çalışırsanız daha güçlü bir şekilde geri dönersiniz.
Artık bir rol modelsin. Seni örnek alacak gençlere tavsiyelerin neler?
Hem spor hem de özel hayatları için kendilerine hedefler belirlemeleri gerekiyor. Şunu da unutmamaları lazım, hedeflerine ulaşana kadar hayatlarında birçok zorluklarla karşılaşacaklar. Bazen kazanıp bazen kaybedecekler ama ne olursa olsun asla pes etmesinler. Bu yolda kazanmak güzel bir şey ama çoğu zaman da kaybetmek sizi daha da geliştirir. Spor hayatınız boyunca sakatlıklar yaşayabilirsiniz, bu çok normal bir şey. Eğer hedefleriniz doğrultusunda sakatlıklara rağmen çalışmaya devam ederseniz daha güçlü dönebilirsiniz.
PARİS'İ DE GÖRMEK İSTİYORUM
2020 için nasıl bir hazırlık içindesin? Kariyer planlaman nedir?
2020 olimpiyat yılı ve en önemli senelerden biri olacak. Bu yüzden çok sıkı ve ciddi şekilde antrenman programlarımız devam ediyor. Ekibimiz gerçekten çok güçlü. Beslenme uzmanımız, mentörümüz, fizyoterapistimiz ve masörümüz var. Çoğu zaman vücudumuzda oluşan problemleri onlarla birlikte çözebiliyoruz. Bu spor 30-35 yaşına kadar yapılabiliyor. Ama bazı sporcular 40 yaşını görüyor. Planlamam, Tokyo Olimpiyatları'ndan sonra 2024 Paris Olimpiyatları'nda da olmak. O zamana kadar ki sürede de her yıl Avrupa ve Dünya Şampiyonaları'nda madalyalar almak. Sporculuk kariyerim sonrasında ne yapacağımı ise henüz planlamadım.
BABAM HAVAYA GİRMEMİ ENGELLİYOR!
Başarıya giden yolda üzerinde emeği olan insanları nasıl sıralarsın?
En başta ailem... Özellikle babam her zaman "Oğlum başarılı olman bizi çok gururlandırıyor. Ama önemli olan kişiliğini bozmaman ve havaya girmemen. Böyle devam et" diye tembihliyor. 19 yıllık sporculuk hayatımda antrenörüm Yılmaz Göktekin'le baba-oğul gibi olduk. Birbirimize inandık. Çok şükür hedeflerimizi gerçekleştiriyoruz, bu da bizi mutlu ediyor. Öğretmenlerim ve takım arkadaşlarım da her zaman destek oldular bana. Birbirimizi her zaman destekledik ve onlar bana birçok defa teknik verdiler.
THE COLAK'IN GURURU MADALYADAN FARKLI
Halkadaki hareketin 'The Colak' ismiyle uluslararası literatüre geçti. Nasıl bir çalışmanın ürünüydü?
Aslında benden önce ismini literatüre geçirmiş birçok sporcumuz var. Rahmetli Murat Canbaş, şu anki Türkiye Cimnastik Federasyonu Başkanımız Sayın Suat Çelen ve takım arkadaşım Ferhat Arıcan'ın da literatürde isimleri var. Ben de onların izinden gitmek istedim. Bu düşüncemi antrenörüm Yılmaz Göktekin'le paylaştıktan sonra, 3 aylık bir çalışmanın sonucunda 2017 yılında Avustralya'da yapılan Dünya Kupası'nda hareketi denedim ve başarılı oldum. Yaklaşık 1 ay kadar sonra Dünya Cimnastik Fedarasyonu (FİG) hareketimi onayladı ve "THE COLAK" ismiyle literatüre geçti. Bunun verdiği gurur ve mutluluk madalyadan çok farklıydı. The Colak nasıl yapılır: 1- Halkayı tutarken kollar ve vücut serbest bırakılır. 2- Daha sonra kolları yana doğru açarken vücut yukarı doğru çekilir.3 - Kollar yana iyice açıldıktan sonra bacaklar yere paralel olarak tam karşıya uzatılır. 4- Bacaklar vücuda doğru kaldırılıp V şekli alındıktan sonra bir süre sabit kalınır.
CİMNASTİĞİN BU İLGİYE İHTİYACI VARDI
Sanırım 100'den fazla madalyam var, küçükken sayıyordum ama artık saymayı bıraktım. Dünya şampiyonluğu sonrası antrenman programım ve normal hayatımda bir değişiklik olmadı. Aynı şekilde devam ediyor. Sadece dışarıda beni gördüklerinde tanıyanlar, fotoğraf çektirmek isteyenler oluyor. Daha önce yaşamadığım şeyler, bu yüzden mutlu oluyorum. Böyle olması güzel bir şey. Bu ilgiye Türk cimnastiği olarak gerçekten çok ihtiyacımız vardı.