Olimpiyatlar boyunca güvenlik problemlerinden bahsettik. Doğruydu, Türk kafilesinden dahi saldırıya uğrayanlar oldu, telefonlarımızı saklaya saklaya gezmek zorunda kaldık.
Sağlık problemleri vardı, sivrisinekleri gördüğümüz yerde haklamak için mücadeleye giriştik. Trafik problemi vardı. Neyse ki ona alışkındık, birkaç istisna haricinde bir İstanbullu için memleket hasretini giderecek bir ana daha dönüştü zaman zaman... Fakat tüm bu koşuşturmacanın, olumsuzluğun içinde harika anlar yok muydu? Tabii ki vardı ve biz zaten bu anlar için gelmiştik.
Rio kötü organize edilmiş bir olimpiyattı ama bu olimpiyatın sihirli anları olmadığı anlamına gelmiyor! Rio da hayat gibiydi işte, zorlukları ve problemleri de vardı ama yaşama sevinci bulduğumuz anlar da... İşte Rio'nun güzel tarafı.
Aldım anne...
Türk
sporcular için finali Taha Akgül yapmıştı, biz de Taha'yla girişi onunla yapalım... İranlı Ghasemi'yi yenip altına uzanan Taha, yere çöktükten sonra haykırmıştı. Kimse o an fark etmedi ne söylediğini, sevinçten ve mutluluktan farkına bile varılmadı belki. Fakat öğrendiğime göre Taha'nın çığlığı 125 kiloluk bir dev olmanın çok da önemi olmadığını gösteriyor:
"Aldım anne!"
Barış büyüktür, savaştan
Olimpiyatların
en güzel anlarından birisi de şüphesiz Lee Eun-ju'nun çektiği özçekimdi! Güney Koreli Lee, Kuzey Koreli Hong Un-Jong'un yanına giderek önce sohbet etti ve sonra selfie çekmeyi önerdi.
İkilinin yüzündeki gülümseme, yıllardır savaşta olan iki ülkenin çocuklarının hala ümit taşıdığını gösteriyor. Olimpiyatlar da bir açıdan bunun için yapılmıyor mu?
Biles fırtınası oyunlarda esti
Artistik jimnastik, Tutya Yılmaz'ın başarılı performansıyla bizler adına da mutluluk verici bir dal oldu, ne var ki Tutya'nın bize söylediği gibi bu sporda birincilik hata yapmadığı sürece Simone Biles'ın, herkes ikincilik için yarışıyor. 19 yaşındaki bu ufak tefek kız, havada parandeler atıyor, ancak uzaktan kumandayla yönetilen bir robotun yapabileceği hareketleri kusursuzca gerçekleştiriyor.
Biles, olimpiyatın fenomenlerinden oldu, kapanış töreninde boyunun iki katı ABD bayrağını taşıyan da oydu!
Phelps'ten korkun!
Sporcuların gerçek duygularını yaşadığı anları yakalamak ve şahit olmak kolay değil... Hele ki bir süper yıldızın... Michael Phelps'in ilk yarış gününde farkında olmadan aşırı konsantrasyonla takındığı 'ölüm makinesi' ifadesi, herkesi gülümsetti.
Phelps de tabii ki bu konsantrasyonun karşılığını 4 altın, 1 gümüşle verdi. 200 metre kelebekte Güney Afrikalı rakibi Le Clos'un onla yarışırken dehşetle onu izlediği anlar, spor fotoğrafları arşivine girecek kadar güzeldi.
Kahramanını yendi
Phelps
bir kez daha anılmayı hak ediyor ama bu kez idol olarak... 13 yaşındayken Phelps'le fotoğraf çektiren Joseph Schooling,
aradan geçen 8 yılda öyle bir yüzücüye dönüştü ki ustasının imza branşında altın almayı başardı. Üstelik Phelps'in olimpiyat rekorunu 50.39 ilere kırarak!
Madalyadan sonra yüzük!
Çinli
dalışçı He Zi, gümüş madalya almak için çıktığı törende beklemedii bir ödül de aldı:
Tek taş yüzük! Meslektaşı Qin Kai, belki madalya alamadı ama podyum seremonisi esnasında yaptığı evlilik teklifiyle Rio'nun en romantik erkeği olmayı başardı.
Bir gülüşü var ki!..
Kanbersiz
düğün olmayacağı gibi Bolt'suz olimpiyat da olmaz elbette...
Belki bu sefer rekorlarıyla konuşulmadı ama hala rakiplerini geçerken sırıtacak kadar rahattı. Olimpiyat tarihine geçecek karelerden birine imza atmayı da ihmal etmedi. "Benim sülalem rahat" derler ya, Bolt'un ki de sanırım öyle ve biz de onu böyle seviyoruz!
Veliaht Niekerk
Şovu Bolt yaptı ama ondan sonra olimpiyatların atletizm yıldızının kim olacağı sorusu da galiba cevabını buldu
. 400 metrede dünya rekoru kırarak favorileri alt eden Güney Afrikalı Wayde van Niekerk en çok konuşulan isimlerden biriydi. 74 yaşındaki, büyükanne lakaplı antrenörü Ans Botha da anılmayı hak ediyor.
Gözbebek Suriyeli Yusra
Olimpiyatlarda
gerçekleştirilmiş en güzel organizasyonlardan birisi şüphesiz Mülteci Takımı oluşturmaktı...
18 yaşındaki Suriyeli yüzücü Yusra Mardini, 100 metre kelebekte kendi serisini kazandıktan sonra yaptığı sempatik hareketleriyle gönülleri fethetti. Olimpiyatların unutulmaz yüzlerinden biriydi.
Uçtu uçtu Felix uçtu!
Shaunae
Miller harika bir dalışla altını kimseye bırakmadı ama suda değil, karada... 40 metre kadınlar finalinin son metrelerinde rakibi Allyson Felix'e geçileceğini anlayan Bahama
Adaları'ndan Shaunae Miller kontrollü bir uçuş gerçekleştirerek çizgiyi 7 salise önce geçti ve zaferin sahibi oldu.