Özkalfa skandala imza attı!

G.Saray'ın devre arasında kadrosuna kattığı Necati Ateş Mersin'de üç kez sahneye çıktı; 2 gol attı, 1 penaltı yaptırdı, galibiyetin kahramanı oldu

Mersin'de Barış, 57'de 2. sarıdan kırmızı kart gördü. Ev sahibi ekibin tek golünü Erhan attı. G.Saray, F.Bahçe ile arasındaki puan farkını maç fazlasıyla 9'a çıkardı.



LEVENT TÜZEMEN: Şans kapıyı çalınca

Ünlü Fransız filozof La Rochefoucauld'un, "Aklımızın düzeltemeyeceği birçok kusurlarımızı şans düzeltir" sözü Mersin'deki G.Saray'ı anlatıyordu. Elmander'in ve Engin gibi iskeleti oluşturan isimlerin sakatlanıp çıkmaları G.Saray'ı olumsuz etkileyebilir. Ancak son 35 dakika 10 kişi oynayan Mersin'e karşı geriye yaslanmak, üstelik ciddi bir pozisyon hatasıyla beraberlik golünü yemek G.Saraylı oyunculara yakışmadı.

Türkiye'nin birçok şehri soğuktan kırılırken, karla buzla boğuşurken limonata gibi bir havada oynamak büyük şanstı. Mersin'in zemini Galatasaraylı oyuncular için ayağa pas silahını işletmek adına uygundu. Ancak pas silahı sık sık tutukluk yaptı. Melo'nun yerine tercih edilen Ceyhun çok koşmasına ve iyi niyetle mücadele etmesine rağmen orta alanda topu ayağından çabuk çıkarmadığı için pas akışını engelledi.

NECATİ ATEŞ'İN BEREKETİ
Engin, çıkıncaya kadar Selçuk ve Emre Çolak'la Galatasaray'ı hücuma taşıdı. İlk yarıda topa hakim gözüken, oyunun kontrolünü elinde tutan, kanatları kullanmaya özen gösteren Galatasaray idi. İnanılmaz goller kaçırdılar. Elmander ve Selçuk'un kaçırdıkları gol pozisyonlarını vuruş öncesi dondurup "Bu pozisyon ne olur?" diye yarışma yapsan herkes "Kesin gol olur" diye cevap verir. Elmander vuruş konusunda ağır kaldığı için golü kaçırdı. Emre'nin mükemmel pasını Selçuk kaleye bakmadığı ve ezbere vurduğu için golü atamadı. Mersin'in ilk yarıda rakip ceza alanında "Ayak izi" bile yoktu.

Kazınırken yanlışları görmek ve 3-1'lik skorun arkasına saklanmamak gerekir. Mersin'de alınan üç puan çok önemli ama Galatasaraylılar'ın şansın da yanlarında olduğunu görmeleri gerek. İkinci yarıdaki maç bitti laubaliliği, sorumsuzluğu ve top kaybı sarı-kırmızılıların en büyük defosuydu.

Necati ayrılırken Galatasaray'ın en golcü ismiydi. Bereketiyle geldi. İki zor deplasmanda (Gaziantep ve Mersin) Galatasaray'ı üç golüyle taşıdı. Emre Çolak, sadece top ayağındayken oynamamalı. Boşa çıkıp pas istemeli. Daha çok sorumluluk almalı. Bu yeteneği var. Engin serbest oynadığında çok verimli oluyor. Necati'nin golündeki asisti klastı ama Engin, sahada çenesini değil sadece ayaklarını konuşturmalı.

ÖMER ÜRÜNDÜL: İmdada hakem Tolga Özkalfa yetişti!

GALATASARAY, Mersin deplasmanında beklenenden çok daha rahat bir ilk yarı sergiledi. Maçın başından itibaren oyunun kontrolünü ellerine geçirdiler. Orta sahayı çok rahat geçip, rakip defansın arkasına sürekli gollük koşular yaptılar. Hemen hemen her atak, pozisyona dönüşüyordu. Cezalı Melo'nun yerine görev alan Ceyhun bulduğu şansı iyi değerlendirmek için hırslıydı. Faydalı icraatlar yaptı. İlk devredeki golün başlangıcı da Ceyhun'un presiyle geldi. Elmander'in sakatlanması mutlaka bir sıkıntı yaratacaktı. Ama çıkmasından hemen sonra golün gelmesi sarı-kırmızılı takımı rahatlattı. Bu arada ilk yarıda rakip hiç Galatasaray kalesini tehdit edemedi. Tabii bu Galatasaray cephesinden olumlu geçen ilk yarıda Mersin İdman Yurdu'nun hatalı takım tertibinin ve ofansif-defansif kötü oyununun da önemli etkisi vardı.

ENGİN YORULDU, TAKIM DURDU

İkinci yarıya Mersin İdman Yurdu ilk yarının tam tersi atak ve canlı başladı. Sercan Yıldırım ve Necati Ateş'in fizik olarak iyi düzeyde olmayışları, ilk yarının çok başarılı ismi Engin'in de biraz yorulmasıyla oyun Galatasaray açısından sıkıntılı bir döneme girdi. Barış'ın gördüğü kırmızı karttan sonra Galatasaray'da hareketlenme görülmedi. Bunun sonucunuda da beraberlik golünü yediler. Artık iş çok zora girmişti. Ama bedava bir penaltı her şeyi sütliman yaptı.
Dün gece Mersin'de büyük bir hakem skandalı yaşandı. Tolga Özkalfa işi iyi bilmesine rağmen büyük çoğunlukla büyük takımları kollayan yönetimler sergiler. Bunun en son örneği Beşiktaş- Gaziantepspor maçıydı. Dün geceki maçta da büyük bir skandala imza attı. Barış'a gösterdiği iki sarı kart da çok ağırdı. Verdiği penaltı ise tam bir yaratmaydı. Tabii ki bu çok büyük yanlışlıklar, büyük takım lehine olduğu için Tolga Özkalfa arka arkaya maç almaya devam edecek.
Yazıklar olsun!..

MERT AYDIN: Heyecan yaptı (FOTOMAÇ)

Futbol ilginç bir oyun. Bir maçta ne kadar üstün oynarsanız oynayın, hatta rakibiniz bir de 10 kişi kalsın eğer maçı öldürecek golü atamazsanız sonunda galip gel

ememe tehlikesi karşınızda oluyor.
Melo'nun yokluğunda endişeli ve ama Eboue'nin dönüşüyle umutlu Galatasaray, Mersin İdman Yurdu önünde maça çok iyi başladı. Engin Baytar, rakiplerle ve hakemlerle uğraşmak yerine sahaya konsantre olunca, sağlı sollu ataklar Mersin'i iyice bunalttı. Öyle bir ilk yarı ki ev sahibi ilk şutunu atmak için 40 dakika bekledi.
Elmander'in sakatlığına rağmen Necati'nin golüyle beklendiği şekilde öne geçti Galatasaray.
Ama açıkça söylemek gerekirse bu üstünlüğün meyvesi en azından 2-0 olmalıydı.

İŞİNİ ÇABUK BİTİRMELİ
İkinci yarıda daha hareketli bir Mersin vardı. Galatasaray aslında Sercan gibi bir oyuncunun girişiyle kontratak bulma şansı yakalamıştı. Ama nedense bir türlü kontraya çıkamadılar.
Barış'ın atılmasıyla ibreyi yeniden lehine çeviren Galatasaray'ın o ikinci golü atamaması Mersin'i cesaretlendirdi. Aslında ikinci yarının ortalarında Eboue yorgunluk sinyalleri vermişti.
Fatih hoca, Sabri'yi oyuna almak üzereyken Engin sakatlanınca Fildişili oyunda kaldı.
Duran toptan golü yiyen G.Saray'ın reaksiyonu iyi oldu.
Paniğe kapılmak yerine bir kişi fazla olduklarını hatırladılar.
Ardından penaltı ve Necati'nin golü geldi. Şunu söylemek gerek.
G.Saray, böyle maçlarda işini çabucak halletmeli. Daha zor maçlarda sıkıntı yaşayabilirler.

SAVAŞ ÇORLU: Deplasman fatihi (FOTOMAÇ)

G.Saray'ın ve Mersin'in ligdeki konumları gereği karşılaşmanın oldukça çekişmeli ve zevkli geçeceği öncesinden belliydi.
Bu sezon deplasman fatihi olarak anılan ve dış sahada aldığı puanlar ile zirveye demir atan G.Saray, maça çift forvet başlayarak 3 puanı daha çok istediğini gösterdi.
Dış sahada 13 maçta 21 puan toplayan ve evinde yalnızca 8 puan alabilen Mersin'in tek forvet çıkması da G.Saray'ın ekmeğine yağ sürdü.
Melo'nun yokluğunda orta sahada Ceyhun'u ilk onbirde oynatarak sürpiz yapan teknik direktör Fatih Terim; Selçuk, Emre ve Engin ile orta sahada pres yapan bir orta saha ile rakibin direncini kırmayı başardı.
Elmander'in sakatlanıp oyundan çıkması ile morallerin bozulduğu anda Necati'nin golü yüzleri güldürdü.

EN İYİ VE FARKLI FUTBOLU
Son haftaların formsuz isimlerinden Selçuk'un Mersin karşısındaki futbolu ve özlenen şutlarını çekmesi kendine olan güvenini gösterdi. Bu galibiyet ile birlikte F.Bahçe ile arasındaki puan farkını açan G.Saray, Beşiktaş maçına da büyük bir avantaj ile çıkma şansı elde etmiş oldu.
2 gol atan Necati'nin kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyondaki ciddiyetsizliğini yakıştıramadım.
G.Saray'ın, Mersin karşısında deplasmanda almış olduğu bu galibiyet sezonun en farklı en iyi futboluydu bana göre.
Beşiktaş derbisi öncesi Elmander'in sakatlığı ile sarsılan G.Saraylılar, derbi öncesi 3 maçlık cezası sona erden Baros'un dönüşü ile bir nebze olsun sevinmeliler.