Öncelikle AZ Alkmaar mağlubiyeti hakkında konuşan Portekizli çalıştırıcı, "Geldiğimden beri en kötü performansımız diyebilirim. Gerçekten çok kötü bir maçtı ve şunu düşünüyorum. Belki benzetme olarak çok güzel değil ama 'Trabzonspor maçının etkisi yani o geceden kalma etkisi' gibi bir benzetme yapabiliriz. Onun etkisinden henüz takım toparlanamamıştı. Hem fiziksel hem de duygusal anlamda gerçekten inanılmaz bir maç olmuştu. Çok fazla iniş çıkış vardı. Duygusal anlamda maç sonu müthiş bir duygu patlaması vardı. Sanki takım o halden çok fazla toparlanamamıştı ve AZ Alkmaar maçına konsantre olamamıştı gibi diyebilirim. Duygusal anlamda hazır olmadığınız zaman tabii işler sizin için daha da zorlaşıyor. Benim kulübede olmamış olmamın sonucu çok fazla etkilediğini düşünmüyorum çünkü biz zaten takımı en iyi şekilde hazırladık. Hazır olduğumuzu da düşünüyorum ama belirtmiş olduğum gibi oyuncuların yaşamış olduğu duygu durumu; iniş-çıkışların etkilediğini düşünüyorum. Aynı zamanda listeye yazamadığımız 4 oyuncu var. Kostic, bunlardan bir tanesi. Bizler için çok önemli oyuncu. İki önemli kanat oyuncumuz İrfan Can Kahveci ve Cengiz Ünder'in sakatlığı var. Tabii ki bunlar da farkı yaratıyor. Bu sonucu açıklayacak sebepler var ama belirtmiş olduğum gibi ben bugüne kadar ki en kötü maçımız olduğunu düşünüyorum. Tabii böyle kötü performanslardan her zaman teknik direktörler sorumludur. Ben de sorumluluğumdan kaçmıyorum ama benim için prensip meselesi. Kariyerimde daha önce her zaman bunu yaptım. İşimi yapmam engellendiğinde daha sonrasında cezalı olduğum zamanlarda basın toplantısına çıkmadım" dedi.
"SEVİNCİMİN SEBEBİ EUSEBIO'YDU"
PFDK tarafından kendisine verilen bir maçlık cezayla ilgili konuşan Mourinho, "Öncelikle sebebini ve nedenini anlamak istiyorum. Çünkü 'şu sebepten' diye açıklama yapan bir belge okumadım ama dürüstçe şunu söylemek istiyorum. Evet, maçtan sonra çok fazla kutlama yaptım. Bu doğru. VAR hakemi hakkında çok fazla şikayette bulundum. Bu da doğru ama herhangi bir hakarette ve agresif davranışta bulunmadım. Maç bittikten sonra yapmış olduğum kutlama eğer kültürel anlamda benim kaçırdığım bir sıkıntıysa ve eğer bu bir sebepse şunu belirtmek istiyorum: Çocukken babam dışında benim en büyük idollerimden bir tanesi Eusébio'ydu. Onun ikonik bir gol kutlaması vardı. 600-700 gol, kaç tane gol attığını bilmiyorum ama bu sevinç Eusébio'nun sevinciydi. Bu hareket eğer Türkiye'de ofansif bir anlama geliyorsa tabii bunu öğrenmem lazım ama kesinlikle niyetim böyle ofansif bir hareket yapmak değildi. Bir maç ceza aldım. Durum şu anda bu. Bununla baş etmem, kabul etmem gerekiyor. Takımıma, yedek kulübesindeki ekibime ve tabii stadımıza gelen taraftarlarımıza takımımıza yardım edecekleri için güvenmem gerekiyor" değerlendirmesinde bulundu.
"KAZANMAK ZORUNDA OLDUĞUMUZU BİLEREK OYNAMAMIZ GEREKİYOR"
Sivasspor ile oynanacak maçla ilgili de konuşan Mourinho, "Bizler için diğer tüm lig maçları gibi çok önemli bir maç. Her maç kazanamadığımızda o maçı kaybetmemiş bile olsak biz buna puan kaybı olarak bakıyoruz. Kazanmak istiyoruz zaten futbolun pragmatizmi tamamen puan almakla ilgili. Sivasspor'un da çok fazla puanı var. Arka arkaya galibiyetler aldılar. Çıkış yakaladılar. Oyun stilleri ve felsefeleri var ama biz de kendi oyun stilimizi sahaya yansıtmamız gerekiyor ki bu Sivas'ın oyun stilinden farklı. Bizim Hollanda'da yaşadığımız maçın acısını hissederek aynı zamanda Trabzon'da oynadığımız maçın motivasyonunu hissederek ve kazanmak zorunda olduğumuzu bilerek oynamamız gerekiyor. Daha önce de belirtmiş olduğum gibi oyuncularıma güveniyorum ve ekibime güveniyorum. Son olarak da stadyumda bize itici güç olacak taraftarlarımıza güveniyorum" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'DE EN İYİ TAKIM ŞAMPİYON OLUYOR, VAR VE SAHA HAKEMLERİ HARİKA' DEME İMKANIM OLSAYDI ÇOK MUTLU OLURDUM"
Portekizli hoca, Türk futbolu ve hakemlerle ilgili konuşmalarının art niyetli şekilde gündemde tutulmasıyla ilgili de "Ben buraya geldiğim zaman söylemiştim: 'Ben Türk ligi için çalışmak istiyorum ama her şeyden önce Fenerbahçe için çalışmak istiyorum.' diye. Tabii eğer şöyle bir imkan olsaydı dünyanın en mutlu insanı olurdum çünkü benim için de prestij olurdu. Şunu söyleyebilseydim çok mutlu olurdum: 'Evet, Türkiye ligi harika bir lig. Türkiye liginde olmak bir rüya. Türkiye liginde en iyi olan takım şampiyon oluyor. VAR hakemleri, saha hakemleri gerçekten harika.' deme imkanım olsaydı çok mutlu olurdum. Eğer her şey hakkında iyi konuşuyor olabilseydim çok mutlu olurdum ama tecrübem bana şunu söylüyor. Türkiye liginde değişmesi gereken şeyler var. Çünkü Türkiye, Türk liginden çok daha büyük. Sadece futbol değil, Türkiye ligi. Türk milli takımının tarihi, aynı zamanda milli takımda oynayan oyuncular da var. Dünyanın büyük liglerine, çok büyük kulüplere giden çok fazla Türk oyuncular var. Arda, Real Madrid'e gitti, yıllar önce Arda Turan Barcelona'ya gitmişti. Ferdi, Premier Lig'e gitti. Dolayısıyla burada yetenek var, tutku da var. Burada şampiyon olmayı tabii çok isterim ama şampiyon olamasam da en azından temiz ve dürüst bir şekilde şampiyon olan takımı tebrik etmek isterim. Belirtmiş olduğum gibi benim için beni ilgilendiren şey yeter ki Türk futbolu harika olsun" diyerek sözlerini noktaladı.