F.BAHÇE'DE işler yine karıştı. Taraftar ve camia gergin. Hem Başkan Ali Koç'a hem de Mourinho'ya tepki büyük. Ne olacak Fenerbahçe'nin hali?
LEVENT TÜZEMEN: Fenerbahçe kadrosunu, yıldız
teknik direktörler kategorisine giren Mourinho doğru kullanamıyor.
İstikrarlı bir 11 oluşturamadığı gibi oyuncular arasında rekabeti de yaratamıyor. Bir
liste vereceğim size, farkı göreceksiniz: Oğuz Aydın
1 dakika, Levent Mercan 9 dakika, Cenk Tosun 9
dakika, Bartuğ Elmaz ve Samet Akaydın 14'er
dakika, Cengiz Ünder 22 dakika, Mert Hakan
25 dakika, Kostic 103, Osayi-Samuel 150,
İrfan Can 227 dakika oynamış. Asıl bomba,
gövdeli transfer kabul edilen 20 milyon
Euro'luk En-Nesyri 245 dakika ile 12.
sırada yer alıyor. Mourinho geçmişiyle
ayakta duruyor.
Skorlarla ilgili yaptığı yorumlarda ya hakemlere çatıyor ya da rakipleri hedef gösteriyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: F.Bahçe'nin iyi
gitmemesinin teknik açıdan bir tane çok
önemli nedeni var:
Günümüz futbolunda kanat forvetlerinin hem defansa yardım etmeleri hem de ileride adam eksilterek rakip defansın dengesini bozması gerekiyor. Ayrıca santrforun da fizik açıdan güçlü olmalı. Dzeko
artık 39 yaşına geliyor. Tadic adam geçemiyor, ger-i
ye yardımı yok, Kostic de aynı şekilde. Bir tek Maximin'in
dribbling ile çalım atma yeteneği var. Eldeki kadroda bu
özellikte iki oyuncu var. Biri Cengiz Ünder, ne yazık ki kontak
kapatmış ve Alanya'nın başarılı sağ kanat forveti Oğuz'u da
Mourinho düşünmüyor.
Bu tarz bir kadro yapısıyla hücumda etkili olamaz, pozisyon zenginliği bulamazsınız. Bu
tarz forvetler alan açamadığı için orta saha oyuncuları da pozsiyon
bulamıyor. F.Bahçe, iki deplasmanda kaybettiği puanlarda defansa
çekildiği için eleştiriliyor. Ama forvetlerin dışında 7 kiş io kadar
ağır yük taşıyor ki fazla yapacak bir şey kalmıyor.
M ourinho'nun birinci planda istediği En-Nesyri niye oynamıyor? Üstelik
de 15 günlük fizik açıdan toparlanma zamanı vardı.
ÖNEMLİ MAÇLARI KAZANAMADI
AHMET ÇAKAR: Fenerbahçe'nin bu halde olmasının baş sorumlusu, Mourinho'dur. Kafasının dikine giden, F.Bahçe'yi bir kobay gibi kullanan, mağrur ve kibirli Mourinho, her geçen hafta F.Bahçe'ye zarar veriyor. Üstelik Balkan mafyasının da tahakkümüne girmiş. Livakovic dışında kendini geliştirmiş, daha iyi oynayan, daha güçlü olan hiçbir oyuncu yok.
Mesela Fred, mesela Dzeko… Bunlar geçen sene çoğu zaman etkili oldular ama bu sene tık yok. F.Bahçe'de her an sonucu kişisel becerisiyle değiştirme yeteneğine sahip Maximin'i ilk 11'de başlatmıyor. Üstelik Samsun maçı deplasmandaydı ve Maximin'in kontratağa çabuk çıkma özelliğinden de yararlanması gerekirken sırf Tadic istemiyor diye, Maximin'i kesti. İrfan Can, geçen yılların en etkili isimlerinden biriydi, onu da neredeyse hiç kullanmadı. Ta ki ikinci yarıda Samsun golü atıp beraberliği yakalayınca hem Maximin'i hem de İrfan'ı kurtarıcı olarak sahaya sürdü. Samsun maçı ikinci maçı, sezon başı İzmir'de oynanan Göztepe müsabakası da var. 2-0'dan son dakikalarda puan kaybı yaşandı, tıpkı Samsun'da yaşandığı gibi. F.Bahçe mütevazi takımlara karşı skoru koruyamıyor. Son 15-20 dakikada tüm kontrolü rakibine veriyor ve tabii ki son saniyelerde de cezalandırılıp iki maçta 4 puan kaybediveriyor. Mourinho'lu F.Bahçe, önemli maçların hiçbirini kazanamadı. Lille'e elendiler, arkasından G.Saray'dan evlerinde 3 yediler, iki tane de mütevazi Anadolu takımına son saniye golleriyle 4 puan kaybettiler.
BÜLENT TİMURLENK: Fenerbahçe'nin kendisinden daha fazla galibiyet almış Samsun'a gittiğinde maçın favorisi olduğuna dair elimizde yeterli futbol referansı var mıydı? Yoktu.
Takımın ve teknik direktörün adı büyük diye tabela değişmez bu oyunda. Mourinho'nun üretmeyen Szymanski ısrarı, İrfan Can'ı yok sayması, Ferdi'nin gidişine 30 milyon diye bakıp, sahada yarattığı farkı unutmak, Osayi'nin ortalıktan kaybolması yeterli sebep olabilir mi? Sarı kartlı 3 oyuncuyu oyundan almak 'kurt teknik adam'lık olmuyor.
Fenerbahçe yönetimi, "Bir yapı var, ona karşı mücadele ediyorsun" diye bilgilendirdiği hocasının da kimyasını ilk günden bozdu. Portekizli, teşhisi yanlış koyduğu sürece yazacağı ilaçların da rahatsızlığa çaresi yok.
İCARDİ VE OSİMHEN DERBİDE BİRLİKTE OYNAR
GALATASARAY, İcardi ve Osimhen'i Beşiktaş derbisinde birlikte oynatır mı? Bu tatlı sorunu, Okan Buruk nasıl çözer sizce?
LEVENT TÜZEMEN: İcardi sadece bir golcü
değil, tam bir takım lideri. Osimhen atletizmi güçlü,
kuvvetli, çok çalışkan, egosu olmayan mükemmel
bir golcü. Bu iki güçlü karakter birlikte çok rahat
oynar. Okan Buruk da gövdeli oyunculardan kurulu
takımını mükemmel yönetiyor.
Osimhen'in özellikle Okan Hoca ile ilgili övgü dolu sözleri, G.Saray'ın nasıl bir aile olduğunu gösteriyor. Antalya maçı sonrası
Osimhen-İcardi ikilisinin birlikte tribünlere
gitmesi, arkadaşlarının bu
ikiliyi desteklemeleri G.Saray takımının
birbirlerine ne kadar güçlü bağlarla
kenetlendiğini gösteriyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Okan
Hoca öncelikli olarak yarın akşamı
düşünüyordur. Unutulmamalı ki çantada keklik gözüken
Elfsborg takımı, Roma'yı yendi. Avrupa kulvarı
bizim lige hiç benzemiyor.
Vasat takımların dahi kondisyonu, devamlılıkları ve bir oyun planları var. Bu yüzden bu maça çift forvet ile başlamak hata
olur. Beşiktaş derbisi için de aynı görüşteyim.
AHMET ÇAKAR: İcardi ve Osimhen'in aynı anda
oynayabileceği maçlar güç dengesinin farklı olduğu
maçlardır. Yani G.Saray evinde örneğin Hatay, Kayseri,
Konya gibi rakiplerle oynarken İcardi ve Osimhen'in
aynı anda sahada olması, fazla bir sorun teşkil
etmez bilakis gol şansı ve sayısını artırabilirler.
Ama Türkiye'deki ciddi rakiplere
ve Avrupa'daki önemli takımlara karşı
ikisinin aynı anda olması, bence risktir.
Özellikle takım savunması ve orta saha direnci konusunda zafiyet yaratabilir ama bu soru bile tablonun ne kadar F.Bahçe'nin aleyhinde olduğunu gösteriyor. Bir tarafta 20 milyon Euro bonservis
ödenmiş En-Nesyri, son 5 dakikaların oyuncusu olurken
G.Saray iki dünya çapında yıldızı aynı anda oynatıp
oynatmayacağını düşünüyor.
BÜLENT TİMURLENK: Okan Buruk, Süper
Kupa ve Young Boys maçlarında çift santrfor denemelerini
yaptığında tabelada cezalandırıldı.
Jakobs'un sakat olduğu haftalarda üçlü defans denemesini beklememek lazım. Sara'nın takım savunmasına
verdiği katkının yükseldiği günlerde, Mertens'in
son pas ve vuruşlardaki verimsizliğini konuşuyorsak,
İcardi-Osimhen ikilisini derbide birlikte sahada görebiliriz.
Buruk'un yarın Avrupa Ligi'nde yapacağı rotasyon
da bize derbi 11'i için ipuçları verebilir. Beşiktaş derbisi
için Galatasaray'ın en önemli artısı Osimhen-İcardi ikilisi
gibi görünebilir ama Süper Kupa'da sahada olmayan
Davinson-Sara'nın pazartesi günü sezonun fark yaratan
adamları olarak 11'de başlaması oyunun dengesini
değiştirmek açısından çok daha mühim.
KARTAL'IN BU KEZ KARŞISINDA AYNI G.SARAY YOK
BEŞIKTAŞ, Konya'yı net bir sonuçla geçti ama bu oyun Galatasaray derbisine yeter mi?
LEVENT TÜZEMEN:
Beşiktaş'ın evinde kazandığı Sivas, Eyüp ve Konya maçlarını Van Bronckhorst'un iyi analiz etmesi gerekiyor. Kartal, bu üç maçı da rakip oyuncuların bireysel hataları sonucu kazandı. Ben Beşiktaş'ın iyi oyunculardan kurulu olduğunu düşünüyorum ama takım oyununu yakaladığını görmüyorum. RAMS Park'ta Beşiktaş bu kez formda bir G.Saray'a karşı sahaya çıkacak. Çünkü Süper Kupa'da hazır olmayan bir G.Saray vardı. Hem Hollandalı hoca hem de yeni transferler derbide güven testinden geçecek.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Beşiktaş'ta iki çok önemli oyuncu var; Rafa ve İmmobile… İkisi de fizik açıdan düşüş içinde. İmmobile 8 gol atmış, methediliyor ama 5'i penaltıdan!. Bu ağır maç trafiğinde Beşiktaş'ın zorlanacağını düşünüyorum.
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş birkaç oyuncusu üzerine kurulmuş bir takım. İki oyuncuyu dışarı al, Beşiktaş tipik bir Anadolu takımı görüntüsünde. İmmobile sakatlanırsa ne olacak, bu sorunun cevabı yok. Hele hele Rafa'ya bir şey olursa yaratıcılık konusunda Beşiktaş'ın yapabileceği hiçbir şey yok. Beşiktaş'ın uzun bir süre perşembe- pazar maçları var. Çok yıpranacaklar.
BÜLENT TİMURLENK: Anadolu takımları karşısında oynanan futbolun bir derbiye yeterli olabilme ihtimali yok. Galatasaray için Davinson ne kadar önemliyse Paulista da Beşiktaş için o kadar mühim. O ve Rashica'nın derbiye yetişme ihtimali, O.Lyon deplasmanında oynayacağı oyun ve tabela Beşiktaş'ı derbi öncesinde daha iyi tahlil etmemizi sağlayacak.
MHK "GENÇLEŞECEĞİM" DERKEN DİBE GİDİYOR
HAKEM ve VAR hataları tam gaz devam ediyor. TFF, yabancı hakeme karşı. Ligin boyu çok uzun. Federasyon bu işi çözebilecek mi ?
LEVENT TÜZEMEN: Hakem kadrosu çorba gibi. Genç hakemlerle tecrübeli hakemlerin rekabeti var. MHK'nin bazı hakemlere karşı yaptığı ve cevabı olmayan operasyon maalesef hakem dünyasında öz güven eksikliğine neden oldu. Portekizli eğitimci Pereira doğru bir isim değil. TFF daha güçlü, daha etkili ve daha kariyerli bir ismi getirmeil.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Ülkemizde benzeri olmayan baskılar yüzünden hakemler büyüklerin maçlarına zihinsel olarak rahat çıkamıyorlar. Önce objektif yöneteyim diye işe başlayıp ama sonra devreye ne yazık ki bilinçaltı hemen giriyor. Bu konu değişmez.
AHMET ÇAKAR: Artık kötü hakem yönetimleri, gerekli ve gereksiz VAR müdahale hataları normalleşti. MHK, 'Genç hakemleri sahaya süreceğim' diyor ama genç hakem deyip tecrübesiz, yeteneksiz hakemleri sahaya sürmek Türk futboluna zarar veriyor.
BÜLENT TİMURLENK: "Yabancı hakem gelsin" diyenlere defalarca kez sorduğum ve yanıt alamadığım soru şudur: "Geçtim yardımcı hakemleri, her hafta 9 yabancı hakemi nereden bulacaksınız?" Her hafta "Mühim maça hakem getireceğim" diyorsanız, kime göre mühim, kime göre büyük maç? Bizim maç içinde çaldığı bir düdüğün altında ezilmeyen karakterde orta hakemlere ve pozisyonu doğru süzebilen VAR hakemlerine ihtiyacımız var. Konu, kural kitabını ezberlemek değil. Yoğun baskı altında doğru kararlar verebilecek sağlam psikolojiye sahip olmak için bütün hakemlerin psikolojik desteğe ihtiyacı var. Aralarında en ünlüsünün, en başarılısının tekme tokat dayak yediği bir meslek grubunun akıl sağlığı her zaman tedaviye muhtaçtır.