GÜNÜN POLEMİĞİ
Galatasaray yöneticisi İbrahim Hatipoğlu son 2 yıl artı sezonun ilk 8 haftasındaki tüm tartışmalı pozisyonların, kulüplerin de kabul edeceği otoriteler tarafından değerlendirilmesi önerisini getirdi. Fenerbahçe teklifi hemen kabul etti. Böyle bir şey olabilir mi? Yoksa yine boş bir söylemle gündemi meşgul mü ediyorlar? Diyelim ki incelendi, sonucu uygulamaya konulabilir mi?
AHMET ÇAKAR
ÖLENE KADAR PEŞLERİNDE OLURUM
Galatasaray 'rest' dedi, Fenerbahçe gördü… Son iki sene ve bu sezonun 8 maçının incelenmesini istiyorlar. Kısaca soytarıca bir iş… Avrupalılar bize nereleriyle güleceklerini şaşırdılar. Ne olacak yani incelendikten sonra!
'Galatasaray şu kadar haksız penaltı aldı, Fenerbahçe bu kadar haksızlığa uğradı' deyince ne değişecek? Fenerbahçe'nin bu resti görmesi üzerine
Galatasaray'dan 'gık' çıkmayacak. Ayrıca diyelim ki iki taraf da kabul etti.
Kimse kusura bakmasın ama hakem hocalarının çoğu hokkabaz... Ben bu işin içinde olmam, olanlara da tavsiyem; olmasınlar. Hiçbir eski hakem kendisini böyle bir rezil ortamda kullandırmamalı. Tam bizim ülke futboluna yakışan girişimler vuku buluyor. Galatasaray ve Fenerbahçe tüm hakem rezilliklerinin kendilerine yapıldığını düşünüyor. Oysa aşağıda neler oluyor neler. Türkiye'de bir tek bu iki takım yok. 100'lerce profesyonel kulüp var.
Hangi eski hakem böyle bir soytarılığa alet olursa, ölene kadar peşinde olurum. Kimse kendini kullandırmasın! Türk futbolunda kardeşlik ortamı olması mümkün değil. Bunun olmasını engelleyenler de Fenerbahçe ve Galatasaray'ın başkanları. İkisi de birbirini yıpratmak için fırsat kolluyor.
Bel altına giriyorlar, saygısızlık, terbiyesizlik yapıyorlar, sonra kardeşlik ortamı... Hasan Arat ve Ertuğrul Doğan'a seslenmek istiyorum; en ufak hatada bel altına giren bu adamlara alet olmayın.
Dursun Özbek için herkes "beyefendi" diyor ama inanılmaz tahrik ediyor. Ali Koç bir sene öncesinde başlayan haklıyken haksız olma durumunu devam ettiriyor. Şimdi bir de Acun Ilıcalı çıktı. 30 senedir her evin güzel evladıydı. Firara giderdi, kutular açardı, Survivor'da 'sen sus, sen zıpla' derdi ama onu o zaman herkes severdi. Fenerbahçe asbaşkanı oldu, kavga etmeye karar verdi.
Vahşi doğada bir kural vardır; kavga etmeyen ev kedisini sokağa atarsanız paramparça ederler. Şu anda
Acun Ilıcalı maalesef ev kedisi sendromu yaşıyor.
LEVENT TÜZEMEN
HATİPOĞLU'NA SORUYORUM!
Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, 4 Büyükler olarak TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu ile bir araya geldikleri görüşmenin akabinde Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'nın Galatasaray'ı hedef alan söylemleri için şu yorumu yapmıştı;
"Başkanlar olarak, bir kardeşlik iklimi oluşturmak adına açıklamalarımızda daha dikkatli olacağımıza dair bir karar aldık. 24 saat geçmeden Acun Ilıcalı'nın algılarla kulübümüzü hedef haline getirmesini doğru bulmadık. Bu samimiyetsizliğe rağmen biz verdiğimiz sözün arkasında durmaya devam edeceğiz." Galatasaray yöneticisi İbrahim Hatipoğlu'nun, 'Son iki sezonki maçlardaki pozisyon hataları incelensin, kim haklı kim haksız görülsün" açıklamasına Fenerbahçe de haklı olarak "Hadi masaya oturup tartışalım" karşılığını verdi.
Galatasaray'da başkanlık sistemi vardır. Başkan bir konuda karar verdikten sonra yöneticiler kafasına göre hareket edemez. Galatasaray iki yıl üst üste şampiyon olmuş, ligler tescil edilmiş, yeni sezonda da Okan Buruk ve öğrencileri hem lig hem de Avrupa Ligi'nde yola yenilgisiz devam ediyor.
Hatipoğlu'nun fol yok, yumurta yokken böyle bir polemik kapısı açmasını doğru bulmuyorum. Galatasaray Başkanı Sayın Dursun Özbek eğer kulüpler arasında kardeşlik ikliminin devam etmesini istiyorsa yöneticilerin tartışma yaratacak açıklamalar yapmasına izin vermemelidir.
Hatipoğlu'na soruyorum; geriye dönüp bu incelemeyi yapmanın kime ne faydası olur?
Kendisine önerim; yaşananların tadını çıkarın, mümkünse polemik kapısını açacak yorumlardan kaçının.
GÜRCAN BİLGİÇ
GALATASARAY SAHİPLENMELİ
Geçen sezon da benzeri oldu. Dönemin Galatasaray yöneticisi Erden Timur, tüm tartışılan hakem kararları için bu uygulamayı yapacaklarını söyledi. Fenerbahçe başkanı, üç-dört defa bu tartışmayı önerdi ama yanıt alamadı.
İbrahim Hatipoğlu'nun bunu tekrarlaması önemli. Bir yerde selefinin sözünü yerine getiriyor. Fenerbahçeliler özellikle son iki sezondur tartışılan hakem kararlarının hep Galatasaray'dan yana olduğunu iddia ettiler.
"Ofsaytımsı", "penaltımsı" deyimleri de bu kararlardan sonra ortaya çıktı. Yine ligin beşinci haftasında faul sayıları üzerinde sarı kart tartışması ortaya çıktı. Ortalama 5-6'ydı, Galatasaray'ınki 30'lara denk geliyordu. Böyle bir ortamda İbrahim Hatipoğlu'nun çağrısı çok önemli. Fenerbahçe'nin de bu çıkışı olumlu karşılaması,
"eteklerdeki taşların dökülmesi" ve "objektif" kabul edilecek fikir önderlerinin tartısında kimin, ne kadar "Kayrıldığının" ortaya çıkmasını sağlayacak. Tabii, yine lafta kalmazsa... Hatipoğlu şu anda söylediklerinin esiri oldu. Ligin kalan bölümünde artık hakemler de taktir haklarında daha dikkatli olmak zorunda. Çünkü bu organizasyon gerçekleşirse, onları koruyacak, algılarla koltuklarının altına alacak bir kulüp de bulamayacaklar.
Galatasaray yönetimi, bu çağrıyı sahiplenmeli, Fenerbahçe'nin yaklaşımını önemsemeli ve ligin "raconunu" kesecek, daha "inandırıcı" olacak, kimseye "başka laf" bırakmayacak,
"Adalet Konseyi" için talep eden başka kulüplerin de katılacağı ortamı yaratmalı.
BÜLENT TİMURLENK
BUNLARIN BOŞ VAKTİ ÇOK!
İki sezon artı 8 haftada iki takımın oynadığı maçları eski hakemleri toplayıp izleteceksiniz, buradan da biri haklı çıkacak… Öneriyi getirenlerin de kabul edenlerin de boş vakti çok demek ki… Asıl problem şu; Türkiye'de başkanlar ve yöneticiler, takımlarını şampiyon yaptıklarını zannediyorlar. Ya da takımları şampiyon olmadığında taraftar ilk suçlu olarak ilk sıraya onları yazıyor. Bunun sebebi şu; Avrupa'nın hiçbir yerinde haftanın 7 günü konuşan başkan ve yöneticiler yok. Ben buna sahne çalmak derim. Bu oyun; teknik adam ve futbolcuların oyunu… Geçen sezon eski TFF kalkıp üç tane maça yabancı VAR hakemi getirdi. Niye? Kalan 7 maç önemli değil miydi? Küme düşme hesaplarını, Avrupa'ya gitmeyi ilgilendirmiyor muydu o 7 maç?
Memleket futboluna yerleşmiş şu zihniyeti nasıl söküp atarız bilmiyorum ama sökmezsek bu kavga devam eder. Nedir bu zihniyet? Şampiyonluğu kaçırdığında rakibin hakemler sayesinde şampiyon olduğunu düşünüp, kendisi şampiyon olduğunda hakemlere rağmen ipi göğüslediğine inanmak. Oyuna böyle baktığında iş Cervantes'in Don Kişot romanına dönüyor. Savaş dur yel değirmenleriyle. Yine boş vakti olan otursun maçları izlesin.
Sonuç ne çıkarsa çıksın, haksız olan "haksızım" demeyecek ki!