M.Ö: Beşiktaş, Kayseri'de kazandı ama maç sonucundan çok hakem Atilla Karaoğlan ile VAR konuşuldu… Beşiktaş taraftarı ise artık "Bizi yarışın dışına itmeye çalışıyorlar" diye düşünmeye başladı. Bu düşünceye katılıyor musunuz?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Bizim futbol iklimimizde
alışılmış bir olay var. Dört büyük takım da
aralarındaki rekabet dolayısıyla ve büyük seyirci
kitlelerine sahip olmalarından dolayı hiçbir
zaman hakemlerden memnun kalmıyorlar,
senelerdir böyle.
Zaten hakemleri baskı altına alan da bu tablo. Hakemlerden şikâyetçi olmayan
büyük takım yok. Son iki sene şampiyon
olmuş Galatasaray da buna dahil.
LEVENT TÜZEMEN: Hiç kimse
Beşiktaş gibi büyük bir camiayı yarışın
dışına itemez. Bunlar öfke halinde söylenmiş
sözler. Beşiktaş iyi bir kadro kurdu,
tüm sporseverlerin beğenisini kazandı, iyi maçlar
da oynadı, vasat oyunlar da sergiledi.
Sonuçta tek yenilgisini Van Bronckhorst'un gereksiz yere yaptığı rotasyon yüzünden Ajax karşısında aldı. Kayseri maçında da oyun ve pozisyon
üstünlüğü Beşiktaş'taydı. Haklı bir galibiyet
aldılar. İmmobile'ye yapılan hareket penaltıydı.
Ancak VAR'ın bu pozisyonda devreye girmemesi,
kural gereği mi bilmiyorum. Abdülkerim'in Fred'e
yaptığı, Veysel'in Dzeko'ya yaptığı, Attamah'ın
İmmobile'ye yaptığı hareketler çok net penaltı.
Ama diyorlar ki VAR bu pozisyonlara karışamaz.
Ama aynı VAR, Trabzonspor ve
Kasımpaşa'nın kazandığı penaltılara karışıyor.
Ben VAR'ın standardını anlamıyorum. Beşiktaş, tepkisinde haklı ama kadrosuyla yarışın içinde olacaktır.
FATİH DOĞAN: Atilla Karaoğlan, VAR
ile birlikte Beşiktaş'ın hatta Kayserispor'un
tepkisini haklı çıkaracak kararlar verdi.
Tartışılan en önemli konu, İmmobile'nin ceza
alanı içinde Attamah tarafından ahtapot gibi sarılarak
düşürülmesine 'devam' demesi. Kurallar
diyor ki 'Topla oynama niyeti yok ve rakibi sarıp
indiriyor. Karar penaltı ve kırmızı kart olmalı.' Hem
Karaoğlan hem de VAR atlıyor. Doğal olarak sonrasında
Uduokhai'nin ceza alanındaki tekmesi değerlendirmeden
açığa düşüyor. Beşiktaş taraftarı bir
konuda çok haklı; Beşiktaş'ın önünün kesildiğine
dair hissiyat oluşturacak kararları hakemlerden görmeye
başladılar.
Bir operasyon varsa Beşiktaş'a yapılandır. Rafa Silva hayatında görmediği tekmeleri Türkiye'de yiyor. Hakemler de bu sertliğe prim tanıyorlar.
BÜLENT TİMURLENK: Öncelikle
kimsenin Beşiktaş'ı yarışın dışına itecek
güce sahip olduğunu düşünmüyorum.
Atilla Karaoğlan, Beşiktaş'ın
Galatasaray'ı sürklase ettiği Süper Kupa
maçının da hakemiydi. Geçen hafta
Kadıköy'de G.Saray'ın 3-1 kazandığı derbinin
de. Bu iki maçta da hata yapmadı mı?
Yaptı.
Bir hafta önce derbi yönetmiş hakemi bir hafta sonra şampiyonluk yarışı veren maça atarsanız, o da kalkıp İmmobile'ye yapılan açık penaltıyı vermezse Beşiktaş cephesi de elbette buna isyan eder. Attamah'ın,
İmmobile'yi güreşircesine yere indirdiği pozisyonda
VAR odasındakiler ekranda dizi-film izlemiyorlarsa
hakemi ''Gel, bu pozisyon penaltı'' diye monitöre
çağırmalıydılar.
OTURDUĞU KOLTUĞA GÖRE KONUŞUYOR!
MURAT ÖZBOSTAN: Futbol Federasyonu geçen hafta kulüplerle bir toplantı yaptı. Zirvenin sonunda Kulüpler Birliği ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, "MHK Başkanı çok iyi, tatmin edici bir sunum yaptı. Sabırlı olmalıyız.. Hakemleri baskı altına almamak için konuşma yapmamalıyız.." dedi. Bir yandan hakemlere isyan ediyorlar, diğer taraftan MHK'nin icraatlarını ve planlarını hayranlıkla izlediklerini ifade ediyorlar. Bu garip mi normal mi?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Daha ligin başı. Yeni
bir federasyon geldi. TFF Başkanı İbrahim
Hacıosmanoğlu, ''Futbolda en gerekli olan
adaleti sağlayacağız'' dedi.
Tabii ona bir zaman tanımak lazım. Merkez Hakem Komitesi de yeni icraat hakkında bilgi verdi. Ama en önemli olay, kronikleşmiş
hastalığı tedavi etmek.
LEVENT TÜZEMEN: Federasyon saygı gösterip kulüplere
bir sunum yapmış. Davete icabet edenler hakem kararlarından
mutlu olmasalar bile misafir oldukları için saygı
göstermişler.
Bugün Kulüpler Birliği'ni toplayıp hakemleri sorsan, bir kulüp bile memnun olduğunu söylemez. TFF'ye karşı Başkan Ali Koç'un dile
getirdiği memnuniyet, Polyannacılık
ile eşdeğerdir.
FATİH DOĞAN: Sayın Ali Koç,
MHK'nin kağıt üzerindeki
sunumunu dinledi.
Futbol kağıt üzerinde oynansaydı her şey güzel olurdu ama sahada oynandığı ve insan unsuruna dayalı olduğu için teoriden pratiğe geçişte ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Koç'un Kulüpler Birliği Başkanı olarak yaptığı
açıklamalara baktığınızda her şey güzel görünüyor.
Ama Fenerbahçe Başkanı olarak geçen yıldan bu yana
yapılan açıklamalara baktığınızda fotoğraf başka görünüyor.
O yüzden hakemlerin MHK'nin söylemlerini,
vaatlerini gerçeğe dönüştürmesi şart. Bunların sahaya
yansıması, öncelikli hedef olmalı.
BÜLENT TİMURLENK: Geçen sezon VAR odasına
yabancı hakem getirdiler. Bunu da sadece
3 maçla sınırlandırdılar.
Bu sezon bu uygulamadan ne değişti de vazgeçtiler, bunun bir cevabı yok. Bu Merkez Hakem Kurulu
Başkanı, daha önce de görev yapmıştı.
Hakem camiasını dışarıdan anlayabilmek,
çözebilmek mümkün değil. Veraset ilişkisi
ile yürüyen bir düzen ve adam kayırmacılık,
bu işten kazanılan paranın yarattığı ekonomi…
Bütün hakemlerin kafasında 40 tilki dolaşıyor.
Sorun şu ki değmemesi gereken bütün kuyruklar birbirine değip sahada kısa devre yaratıyor. Böyle gelmiş böyle gider.
BAHANEYE GEREK YOK SORUMLU OKAN HOCA
M.Ö: 7. haftayı bitirdik ama Galatasaray fikstürden memnun değil. Okan Buruk isyan etti. Beşiktaş, MHK'ye tepkili. Fenerbahçe'de de durum farklı değil. Ayrıca oynanan futbol tatmin etmiyor. Trabzonspor da hakemlere öfkeli. Bu tabloya bakınca lig için ne söylersiniz?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Hakemlerin olumsuz yönetimlerinin baş faktörü, futbolumuzdaki olumsuz ortam. Hakemlerle ilgili bir örnek vereyim; Galatasaray-Kasımpaşa maçının hakemi pırıl pırıl genç bir arkadaş. Çok da iyi maçlar yönetiyor. İlk defa büyük takım maçına çıktı. Kendisini VAR çağırdı, pozisyon net penaltı. Buruk, iki farklı önde olmasına rağmen ''Çalarsan bir daha burada maç yönetemezsin'' dedi. Kırmızıyı çıkaramadı. Sonra en az 10 dakika uzatması gereken maçta 6 dakika verdi. Genelde büyüklerin maçında x büyük takım galipse uzatma 3-4 dakika, mağlup veya berabereyse 7'den başlıyor.
LEVENT TÜZEMEN: Rigas'taki maç yarın. G.Saray rahatlıkla maçı pazar günü oynayabilirdi. Zaten takımlar milli maç aralığı nedeniyle fikstür olarak sıkışıyorlar ve yıpranıyorlar. G.Saray, Rigas'tan yarın akşam, sabaha karşı dönecek ve pazar günü maça çıkacak. Milli maçın takvimi ise cumartesi günü. Neden pazartesi oynamıyor? Hakemleri konuşmayalım diyoruz ama maçları VAR yönetiyor. Hakem dünyası içinde yaşanan kavgalar, MHK'nin uyguladığı ayrımcılık liglerde görev yapan hakemlerin öz güvenini yerlere çekti.
FATİH DOĞAN: Okan Buruk, "Avrupa dönüşü maçımızı 4 gün sonra oynayabilirdik. 24 saat eksik dinleniyoruz" diyor. Eğer öyleyse bütün Avrupa maçlarından sonra G.Saray gibi iç sahada oynama avantajını kullanamayan ve sürekli deplasmanla adeta cezalandırılan Beşiktaş ne yapmalı? Okan Buruk, Beşiktaş'ın hocası olsaydı herhalde isyan seviyesi daha da yükselirdi.
BÜLENT TİMURLENK: İki Young Boys maçı arasındaki Gaziantep karşılaşmasının ertelenmesini biz istemedik deyip sonra, "Federasyon erteledi, teşekkür ederiz" diyen Okan Buruk, o maçı F.Bahçe derbisinden önce oynayacağını biliyordu. İngilizlerde kupa, İspanya'da ara hafta… Herkes yoğun fikstürden muzdarip. Ama maç trafiğinin yoğunluğundan puan kaybettiğiniz zaman, bu bahane üretmekten başka bir şey değil. G.Saray'ın Kasımpaşa maçının ikinci yarısında, Fenerbahçe'nin Antalya'daki maçın ilk 45 dakikasında oynadığı futbolun sorumlusu teknik adamlardır.
KEREM KAFAYI SIFIRLADI
M.Ö: Kerem Aktürkoğlu fırtınası devam ediyor. Oyuncumuz her gün Portekiz'de manşetlerde. Bu patlamayı neye bağlıyorsunuz?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Kerem, çok iyi
bir kanat forveti. Burada biraz zihinsel sıkıntıya
girdi. Yeni bir arayış düşündü. Benfica da
onun için çok doğru bir yerdi.
O huzurla iyice motive olup kısa sürede kendisini göstermeye başladı.
LEVENT TÜZEMEN: Portekiz futbolunda
tüm takımlar açık futbol
oynuyor. Kontratak futbolu tam
Kerem'e göre. Kerem de ayağına
gelen bu fırsatı tepmiyor. İstediği ortamı
bulduğu için gollerini atmaya devam
ediyor. Ama Türkiye'de çoğu takım defansa
otobüs çekiyor. Kerem bu yüzden zorlanıyordu ama
Portekiz'de otobüs çeken takım yok.
FATİH DOĞAN: Kerem, Erzincan'dan başlayan yükseliş
hikâyesini, Benfica'da uluslararası bir romana çevirmeye
çalışıyor. Galatasaray'da ve Milli Takım'da çok iyi
işler yaptı. Avrupa tecrübesinin ve Benfica'nın ona çok
şey katacağını düşünüyorum. Kerem'in 1-2 yıl içinde
İspanya ya da İngiltere'de büyük takımlara 50 milyon
Euro üzerinde transfer olacağına inanıyorum.
BÜLENT TİMURLENK: Sıkışmışlık hissi insan hayatını zorlaştırır.
Böyle zamanlarda bir zamanlar konfor alanı olarak
kabul ettiğin yerden uzaklaşmak, beyaz bir sayfa açmak
kolay değildir. Ama bunu başardığında sıfırlanmış bir kafa
ve ruh hali, bedene de yansır. Kerem, çok sevdiği futbolu
keyif alarak oynuyor Benfica formasıyla. Belki
de hiçbir zaman kaptan olmamalı. Belki de hiçbir zaman
taraftarlıktan nasip almamış, arma tutkusu nedir bilmeyen
insanların ıslıklarıyla yüzleşmemeliydi.