MURAT ÖZBOSTAN: Fenerbahçe, kendi sahasındaki derbiyi kaybederek önemli bir avantajı elinden kaçırdı. Hedefteki isim Jose Mourinho... Portekizli teknik adam tercihleriyle, söylemleriyle, hareketleriyle ve maç sonu basın toplantısına katılmadığı için çok eleştiriliyor. Bundan sonra Fenerbahçe'yi neler bekliyor? Bu yenilginin sonuçları ne olur?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Jose
Mourinho, senelerdir tanıdığımız,
önemli takımları çalıştırmış,
kariyerli, birçok da
başarı elde etmiş bir teknik
direktör.
Ama her zaman kendisine özgü, değişik hareketleri var. Buradakinin benzerlerini, çalıştığı
birçok kulüpte de yapıyordu.
Esas önemli olan, bundan sonraki gidişatı olumlu yönde değiştirecek dersler çıkarması. Benim
Fenerbahçe'nin bu kadrosuyla ilgili görüşüm
şöyle; Osayi ve Ferdi gibi sürekli dribblinglerle
ofansa destek veren iki bek olmadığı
zaman ve bunlara da benzer oyuncu
kadroda olmadığından fiziksel yetersizlikleri
bulunan ve adam eksiltme özellikleri yetersiz
Tadic-Dzeko ikilisiyle istenilen futbolu
bilhassa kritik maçlarda oynayamazsınız.
Mourinho'nun, eldeki kadrosunda ileri uçta
3 hareketli, devamlılığı olan, adam eksiltebilen
oyuncularla oynaması lazım.
En-Nesyri kesinlikle hazırlanmalı, İrfan Can Kahveci üzerinde durulmalı, Cengiz Ünder ve Oğuz Aydın da kazanılmalı.
AHMET ÇAKAR: Mourinho'nun karizması, Galatasaray'ı kendi evinde konuk ettiği maçta çok ağır biçimde çizildi.
Hem oynanan futbol hem de alınan 3 gollü mağlubiyet, Mourinho efsanesini bir 90 dakikada bitiriverdi. Portekizli çalıştırıcı, ardından hatalar yapmaya devam etti. Basın toplantısına katılmadı, muhabirlerini azarladı ve çekti gitti. Halbuki böylesine ağır bir bozgundan sonra Mourinho'ya yakışan, basın toplantısında çıkıp camiaya güven vermekti. Bu mağlubiyetin önemli olduğunu dile getirip ama sonunda şampiyon olacaklarını ifade etmeliydi. Üstelik Mourinho'nun rezil olduğu bir konu daha var; haftalardır Galatasaray ile uğraştı. "Kart görmüyorlar" dedi, Okan Buruk'a bulaştı, "Teknik alan ihlali yapıyor" dedi ama daha 6. dakikada 'special one' yani 'özel biri' ağlayan biri haline dönüşüverdi.
Diğer hata Başkan Ali Koç'ta. Camialar böylesine bir bozgundan sonra liderlerini dik, güçlü ve iddialı görmek isterler ama Ali Koç piyasada yok, Mourinho yok ve Fenerbahçe'de yine 10 yıllık travma küllerinden tütmeye başladı.
MERTENS BÖYLE OYNARKEN ÇİFT FORVET ÇOK ZOR
MURAT ÖZBOSTAN: Galatasaray, Kadıköy zaferiyle camiasına umut verirken tartışmalara nokta koydu. İcardi döndü ve hazır. Osihem ve İcardi birlikte oynayacak mı? Okan Buruk sizce ne yapacak?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Günümüz futbolunda eğer 3-5-2 düzeniyle oynamıyorsanız çift santrforla maça başlamak hiçbir kazanç sağlamaz. Galatasaray da bugüne kadar böyle bir düzende hiç oynamadı. Bir defa hariç. O da Young Boys maçı. Okan Buruk da zaten o maçtan gerekli dersi aldı. Eğer çift santrfora inansaydı Young Boys maçından hemen sonraki kolay Adana Demir maçında bu sisteme devam ederdi.
LEVENT TÜZEMEN: Galatasaray derbiyi rahat kazandı. Fenerbahçe, tehdit unsuru bile olmadı. Bu büyük maç öncesi Okan Buruk ve yönetim üzerine bilerek yapılan algı operasyonları da 3-1'lik galibiyetle çöpe gitti. Okan hocanın, yerli ve yabancı oyunculara dokunuşlarının verimliliğini gördük. Ayrıca Buruk, sadece oyuncularını kenardan yönetmedi, onlarla birlikte maçı da yaşadı. Derbilerde eğer yerli oyuncuların aidiyet duygusundan yararlanmazsanız sıkıntı yaşarsınız. G.Saray'da yerlilerin iyi oyunu, yabancıları da mükemmel motive etti. PAOK maçından iki gün sonra G.Saray, Kasımpaşa ile oynayacak. Okan hoca nabza göre şerbet vermesini bilir. İcardi ile Osimhen'i birlikte oynatırsa şaşırmam. PAOK maçında Osimhen'i kullanıp Kasımpaşa maçına İcardi ile çıkarsa da şaşırmam. Sürpriz golcü olarak Batshuayi silahını hazır tutacaktır.
AHMET ÇAKAR: Galatasaray bir aydır çalkalanıyordu. Karaborsa bilet vurgunu, yasadışı bahis sitesi, Mecidiyeköy'deki inşaatlardaki sıkıntılar hep gündemdeydi ama Fenerbahçe galibiyeti, bu tür olayları belli oranda söndürdü ve öteledi. Okan Buruk, özellikle Young Boys'a elendikten sonra tartışılır hale gelmişti. Camiada kısmen da olsa Fatih Terim sesleri yükseliyordu ama bir Fenerbahçe galibiyeti, bunların hepsini rafa kaldırdı. Okan Buruk mutlu olmalı ki elinde müthiş santrforlar var. Osimhen, İcardi ve Batshuayi… Türkiye liginde mütevazi Anadolu takımlarına karşı pek tabii ki Osimhen ve İcardi ile çift santrfor olarak oynayabilir ama Avrupa maçlarında ve Türkiye'deki ciddi rakiplere karşı bence Okan Buruk, yıllardır alışılagelmiş sistemi bozmamalı.
BÜLENT TİMURLENK: Yönetim katındaki onca saçma icraata rağmen Florya'da içine kapanan Okan Buruk ve öğrencilerinin derbiden alnının akıyla çıkmasında en büyük pay, teknik direktörün. Mertens'in, Galatasaray'ın oyunundaki önemini bilenler için Osimhen-İcardi bir arada oynarlar diyebilmek zor. Arjantinli daha hazır değil. PAOK maçında ikinci yarıda şans bulabilir. Bugün Osimhen ile başlarsa Kasımpaşa maçında Nijeryalı'yı dinlendirebilir Okan Buruk. Burada mühim olan derbinin en iyisi Yunus Akgün'ün bir devamlılık içinde olması gerektiği. Onun sadece hücumda değil savunmada ve top taşımadaki mahareti, derbide ligin en iyi orta sahalarından birini alt etmeye yetti.
JOSE YERLİLERE SIRTINI DÖNMÜŞ
LEVENT TÜZEMEN: Okan Buruk ve yönetime, derbi öncesi Fenerbahçe yönünde yorum yapanların oluşturduğu algıların tümü bumerang gibi Mourinho ve Ali Koç yönetimine döndü.
Mourinho'nun derbiyi normal lig maçı gibi görmesi, "Galatasaray'ı yataktan izledim" söylemi Buruk ve öğrencilerini müthiş motive etti. Mourinho, Okan Buruk'a kurduğu tuzağın içine düştü. Mourinho'nun futbolcular üzerinde çok ağırlığı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle yerli oyunculara sırtını dönmesinin Fenerbahçe içinde sıkıntı yaratacağına inanıyorum. Okan Buruk, derbide takım ruhu ile kazandı. Mourinho, bireysel performansa verdiği değerin bedelini derbiyi kaybederek ödedi.
BÜLENT TİMURLENK: Geçen sezon 28 tabela yapan İrfan'ı yavaş diye kulübeye gönderip onun mevkisine Tadic'i koymak, anlamsızlıkların birincisi. G.Saray'ın forvet hattıyla Fenerbahçe'nin forvet hattı arasında Buruk'un lehine yaş ortalaması, 9 yaş daha genç bir üçlü var. Dzeko ve Tadic, bu sezonun misafir oyuncuları olmaları gerekirken baş aktör kaldılar. Bu elbette En-Nesyri bir baş aktör demek değil. Mourinho'nun stattan ayrıldığından yönetimin haberi yoktu. Mağlubiyetin ardından F.Bahçe taraftarına vereceği mesaj, ortalığı sakinleştirebilirdi.
Şimdilik de Antalya deplasmanı ve bay haftası var. Alex'in takımı iyi değil ancak futbol bu. Olası bir puan kaybında F.Bahçe, milli araya çift haneli puan farkıyla bile girebilir.
BU KADRO ÜÇ GÜNDE BİR MAÇI KALDIRAMAZ
MURAT ÖZBOSTAN: Beşiktaş'ta bir düşüş var mı? Varsa neden?
ÖMER ÜRÜNDÜL: Senelerdir bize gelen yabancı futbolcuların yüzde 90'ı fiziksel düşüş yaşıyorlar. Immobile'de düşüş başladı. Rafa Silva da ilk geldiği gibi değil. Ben bu teşhislerimi hep önceden yaparım. Yine söylüyorum, bu iki oyuncu fiziksel olarak yükselmezse sorunlar başlar.
LEVENT TÜZEMEN: Hollandalı teknik adamın elinde geniş bir kadro yok. Haftalardır 10 yabancı ile oynuyor ve aynı oyuncuları tercih ediyor. Kulübeden katkı sağlayacak oyuncu çok az. Van Bronckhorst için önemli sınav, Avrupa kupaları ile başlıyor. Israr ettiği kadro, üç günde bir oynanacak maç trafiğini yönetemez. Hollandalı hocanın maharetini bu maç trafiğinde göreceğiz.
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş, coşkulu bir takım. Oyuncular birbirlerini çok seviyorlar, sayıyorlar ve her maçı adeta askerden yeni gelmiş gibi oynayıp müthiş motive olabiliyorlar. Fakat Beşiktaş'ın ilk 11'i çok iyi olmasına rağmen yedek kulübesi ve kadro derinliği çok zayıf. Diğer bir deyimle, perşembe-pazar oynanacak Avrupa-lig maçları beraberinde sakatlıklar ve yorgunluklar getirecektir. Örneğin, bazı oyuncular sakat ya da yorgun olduklarında Beşiktaş, nasıl kalitesini artıracak? Örneğin, İmmobile'ye bir şey olursa Mustafa Hekimoğlu ne kadar kompanse edebilir? Rafa sakatlanırsa onun görevini kim yüklenecek? Beşiktaş'ı şöyle tanımlayabiliriz; ilk 11'i çok iyi, çok istekli ama 3 büyükler içinde kadro derinliği en zayıf takım.
BÜLENT TİMURLENK: Van Bronckhorst, Avrupa maçları başlayana kadar kafasındaki ideal 11'le maçlara çıktı. 19 takım arasında 10 kişi de kalsa Trabzon deplasmanının ve Eyüpspor'un en sert 4-5 rakipten ikisi olduğunu söylemek lazım. Beşiktaş'ın kulübesinin ezeli rakipleri kadar derin olmadığı ortada. Rafa Silva'nın da İmmobile'nin de nefeslenmeye ihtiyacı var. Elbette stoperleri orta sahaya kadar çıkartıp hatlar arasını kısaltan Beşiktaş'ın derinde verdiği pozisyonları da unutmamak lazım. Ajax, Kayseri, Frankfurt üçlemesinde Semih, Salih, Ndour ve hatta Muçi katkısı şart.