Fenerbahçe Teknik Direktörü Mourinho, Galatasaray'ın maçını yataktan izlediğini belirterek, "Benim için sıradan bir karşılaşma, rahatım" dedi. Bu sözler tepki çekti. Portekizli hoca neyi amaçlıyor?
BÜLENT TİMURLENK: Derbiyi kazanamazsa
elbette 'Neden yataktan izledin?'
diyen biri çıkar sorar da mevzu bu değil.
Geçmişte Mourinho'ya akıl oyunları
yakışırdı. Şimdi kendi fikirlerinden
daha çok önüne konulan metinleri
seslendiren bir hocaya dönüşmüş.
Yok '4 metre içeri girdi', yok 'Onlara sarı kart çıkmıyor', yok '6 oyuncu değiştirdiler'… Bunları sosyal
medyada 15 yaşında çocuklar da yazıyor.
Gerçek bir oyun eleştirisi ile rakibi kanatabilirsiniz.
En iyisi sahada kazanmak da Portekizli'nin şu anda
yaptığı gıdıklamaktan öte değil. Bu da karşı tarafı
en fazla güldürür. İlk ateşi 'hadi hoş geldin' diyelim,
kararında bırakmadı, şimdi bence can sıkıcı.
LEVENT TÜZEMEN: Mourinho'ya geldiği
günden itibaren 'Galatasaray'a saldır' talimatı
verilmiş. Portekizli hoca, görev yaptığı kulüplerde
büyük başarılar elde etti ama meslektaşlarıyla
da saha içinde kavga etmekten hiç kaçınmadı.
Mourinho'nun sürekli Okan Buruk'u hedef alması,
hakemlerin G.Saray'ı kolladığını ifade etmesi planlanmış
bir saldırı.
Mourinho, G.Saray'ı psikolojik bir savaşın içine çekmeye çalışıyor. Sürekli rakiplerinin sinir
uçlarına dokunmaya özen gösteriyor.
Oysa aynaya bakıp kendisini görsün.
F.Bahçe, ne Jesus ne de İsmail Kartal
dönemindeki kadar coşkulu oynamıyor.
Şu sözü çok seviyorum; 'Sorunun
kendisinde olduğunu kabul etmeyen
insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta
bulurlar'. Mourinho da kibrini, geçimsizliğini
her fırsatta dile getiriyor. G.Saray yönetimi,
özellikle Okan Buruk, Mourinho'nun tuzağına
düşmemeli, işine bakıp yoluna devam etmeli.
AHMET ÇAKAR: Mourinho sadece saha
içinde başarılı bir teknik adam değil, saha dışında
da rakibi manipüle etmekte zaman zaman
küstah zaman zaman sevecen zaman
zaman mütecaviz davranabiliyor.
Yani diğer bir deyimle, futbolun sadece sahada oynanmadığını biliyor ve maç öncesi bazı psikolojik manipülasyon yöntemleriyle rakibi karıştırmaya ve bozmaya çalışıyor. Onun tarzı bu. Ama
Türkçemizde güzel bir laf vardır, 'dakka
dukka' diye. Bir gün de birileri onu psikolojik
olarak manipüle etmeye çalışabilir.
Eğer alışkınsa hiçbir etki göstermez
ki ağır alışkın olduğunu düşünüyorum.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Mourinho,
uzun senelerdir herkesin tanıdığı gibi değişik
yapıya sahip bir teknik adam. Onun için zaman
zaman ilginç beyanatlar verir. Bu da bunlardan bir
tanesi.
Kendisine göre derbi öncesi takımına böyle bir motivasyon yapmış. Galatasaray ile
ilgili yaptığı başka genel açıklamalar da bir numaralı
rakip olarak sarı-kırmızılı ekibi görmesi.
Halbuki işin içinde Beşiktaş da var.
100 MİLYON EURO'LUK ADAM EGOSU YOK!
Galatasaray'da bir Osimhen fırtınası esiyor. Yıldız futbolcunun özellikle maç sonu tribünlere çıkması, taraftarla bütünleşmesi Avrupa'da manşet oldu. Aslan'ın İcardi'den sonra yeni efsanesi Osimhen olur mu?
BÜLENT TİMURLENK: Öncelikle Türkiye'de spor gazeteciliğini şarlatanlığa çevirenler, Osimhen'in maskesine taktılar. Zahmet edip İtalyan medyası arşivlerine baksalar utanacaklar ama bu his onlarda yok. Osimhen, İcardi'nin olduğu takıma, "Ben Napoli'yi şampiyon yapmış 100 milyonluk adamım" edası ve kibirle gelseydi muhtemelen büyük arıza çıkardı. Hatırlayın Gomis bile ne sıkıntılar çıkarmıştı. Osimhen, gol atmasa da takım oyununun bir parçası olarak rakip defansların dengesini nasıl bozduğunu ilk maçtan gösterdi. Özellikle İcardi'nin sakat olduğu dönemde G.Saray'ın en önde böyle bir enerji kaynağına ihtiyacı vardı. Elbette dünyanın bütün büyük golcülerinde olduğu gibi Osimhen'e top atacak adamlar lazım. Rize maçında Sara, bu işi layığıyla yaptı. Derbide tek başına Sara yetmez, Barış'ın da devreye girmesi lazım.
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray taraftarı, Osimhen gibi yıldızları davranış biçimiyle kendine hayran bırakıyor. Sabaha karşı gelen Osimhen'i binlerce G.Saray taraftarı karşıladı. Nijeryalı 100 milyon Euro'luk yıldız, mütevazı kişiliğiyle parlıyor. Saha içinde arkadaşlarıyla mükemmel iletişim kuruyor, yanlış pas veren, isabetsiz şut atan arkadaşlarına moral veriyor. Taraftarın yanına çıkması, kendisine gösterilen sevgiye bir karşılık vermekti. İcardi, bir G.Saray ikonudur. Osimhen, bir yıl boyunca G.Saray taraftarının efsanesi olur. İcardi-Osimhen birlikteliğini Okan hoca sahaya başarılı bir şekilde yansıtırsa G.Saray takımı, sadece G.Saraylılar değil tüm Avrupa'nın yakından izleyeceği bir takım haline gelir.
AHMET ÇAKAR: Osimhen'in zaten nasıl bir futbolcu olduğunu biliyoruz. Dünya tanıyor. Napoli'nin şampiyonluğunda büyük pay sahibi. Türk futbol tarihinde Türkiye'ye gelmiş piyasa değeri en yüksek oyuncu ve hemen adapte oldu. Ortama adapte oldu, arkadaşlarına adapte oldu. Cumartesi gecesi belki gol atamadı ama çok enerjik. Sürekli hareketli, müthiş sprinter ve dribbling özelliği var. Kesinlikle İcardi'nin çok önünde. Efsane olma ihtimali çok yüksek ama bir şartla; bu sene G.Saray'ın şampiyon olması. G.Saray şampiyon olamazsa Osimhen 30 gol de atsa efsane falan olamaz.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Osimhen önemli bir yıldız santrfor. Piyasa değeri büyük. Napoli'de başkan ve teknik direktörü ile yaşadığı tartışmalar sonrası bir fırsat transferi doğdu ve G.Saray da bunu değerlendirdi. Eğer İstanbul'da fizik olarak güç kaybetmezse mutlaka G.Saray'ın yararlanacağı bir santrfor. Bu konuda karar vermek için en az 1 ay beklememiz gerekiyor.
GÜNEŞ 12. ADAM GİBİ ÇALIŞTI
Trabzonspor, Şenol Güneş ile umut verdi mi? Abdullah Avcı'ya göre takımda neleri değişmiş gördünüz? Yarış için Trabzonsporlu umutlansın mı?
BÜLENT TİMURLENK: Şenol Güneş,
Trabzon'un üzerindeki ölü toprağını kaldırdı
ama kadronun oyun kalitesi yaşı genç
mi derseniz, işte orada sıkıntı var. 10 kişi
kaldıktan sonra birçok oyuncunun fizik
olarak yetersiz olması ve hücuma çıkarken
yapılan top kayıpları Beşiktaş açısından
maçı tek kaleye çevirdi. İstanbul'un 3 büyüklerinin
kadrolarına baktığımız zaman Güneş'in işi zor ama
Avcı'nın oynattığı futbolun Trabzonspor taraftarının sinirlerini bozduğu günlerden sonra önceki gün taraftar, kazanamasa
da tribünden mutlu ayrılmıştır.
LEVENT TÜZEMEN: 72 yaşındaki
Şenol Güneş, maç boyu yerine
oturmadı. Visca atıldıktan sonra
11. adam Trabzonspor
taraftarı olurken, 12. adamlığı
Şenol hoca üstlendi. Sürekli
oyuncularını uyardı, doğru pozisyonlar
alması için inanılmaz çaba harcadı.
Şenol hoca, bilgi birikimi ve tecrübesiyle
toprağından yetiştiği Trabzonspor'u
zirve yarışının içinde tutacaktır. Ancak
hâlâ Trabzonspor'un Onuachu, Sörloth,
Cornelius gibi bir santrfora ihtiyacı var.
AHMET ÇAKAR: Bu tür kan değişiklikleri
her camiayı ateşler. Şenol Güneş,
dünkü çocuk değil. O bir Trabzonspor efsanesi.
Göreve getirilmesi doğru karardı.
Daha çabuk ve dikine oynayabilir bir Trabzonspor ortaya çıkacak.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Trabzonspor'un
bol alternatifli kadrosu yok. Bu maçtaki
en büyük artı, 10 kişi ile yaptıkları yürekli
mücadeleydi. Beşiktaş gibi bir takıma
karşı 90 dakikaya yakın bir kişi eksik
oynayıp puanla ayrılmak başarı.
Ama bundan sonra ne olur orası soru işareti. 3 maçta 6 puan kayıp var.
DİKKAT! İMMOBİLE DÜŞÜYOR
Beşiktaş, Trabzon'da maçın büyük bölümünü 10 kişi oynayan rakibi karşısında puan kaybetti. Teknik direktör Van Bronckhorst'un taktiği eleştirildi. Ne diyorsunuz?
BÜLENT TİMURLENK: Visca erken kırmızıyı
görmese bence müthiş bir maç
izleyecektik. 10 kişi kalan Trabzonspor
karşısında iki stoperini de rakip yarı
saha yuvarlağının önüne getiren
Beşiktaş'ın sabırlı pas oyunu eleştiri
almış olabilir ama taktik
disiplin açısından Uğurcan'ın
da kurtardıklarını hesaba
katarsak Gio'nun doğruları yaptığını söyleyebilirim.
Sadece Ciro ve Svensson'u son
düdüğe kadar oyunda tutmalıydı.
LEVENT TÜZEMEN: Hollandalı teknik
adamın yaptığı değişiklikler, galibiyeti
getirmedi. Kazanırken teknik adamları
bazen fazla gökyüzüne çıkarıyoruz.
Bir örnek vereyim; Beşiktaş, Sivas'ı evinde
yendi ama iki golü de Sivas bence kendi
kalesine attı. Bunları görmeden sınırsız
övgüler yağdırmak, Trabzon'daki duruma
bakınca şapka düştü, kel göründü demek.
AHMET ÇAKAR: Beşiktaş kötü top
oynamadı. Özellikle ikinci yarı neredeyse
maç tek kale oynandı, eğer Uğurcan
gününde olmasaydı Beşiktaş 3 puanla
dönmüştü. Bazen erken 10 kişi kalmak
eksik kalanı çok dirençli hale getirebilir.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Böylesine zor
bir deplasmanda daha 13. dakikada
rakip bir kişi eksik kalmışsa
bu durumda beraberlik
iyi bir sonuç olarak
kabul edilemez. Beşiktaş
ile ilgili 3 konu üzerinde
duracağım. Bazı önemli
transferlerin katkısı ve Van
Bronckhorst'un ona özgürlük
tanımasıyla defansif özelliklerinin yanında
Gedson'un ofansif katkılarla gol
atması ve pozisyon bulması önem kazanıyor.
Joao Mario iyi bir futbolcudur. İlk
maçında uyum sıkıntısı çekmedi.
Önemli bir kazanç olacaktır. En
önemli sorun, yıldız santrfor
İmmobile'deki fiziksel düşüş.
Son 15 dakikada oyundan
çıkarılması medyanın
bir bölümünde 'İmmobile
nasıl çıkar?' diye eleştirildi.
75 dakika İmmobile ne yaptı?
Ben hiçbir şey göremedim.