SABAH Spor, Portekiz maçını tribünde Yılmaz Vural ile beraber izledi. İşte hocanın analizleri:
Gürcistan galibiyeti sonrası fazla mı havaya girdik?
Biz neysek oyuz. Bu bir oyun sonuç olarak. Birileri kazanıyor, birileri kaybediyor ama futbol stratejik bir oyundur. Türk Milli Takımı genelde kalbiyle, duygularıyla oynuyor. İlk yarıda iki gol yedik. Birisini kendi kalemize attık. Diğeri de yandan bir orta yapıldı, yandan koştu geldi adam vurdu. Futbolda bu seviyede böyle hatalar yapılmaz. Pozisyon buluyorsunuz, atak oynayan siz görünüyorsunuz ama iki tane gol yiyorsunuz. Aldatıcı bir şey bu. Geçmişteki Milli Takım, şimdiki Milli Takım hiç fark etmiyor.
KİMİ SAHAYA SÜRERSEN SÜR HİÇBİR SONUCA ULAŞAMAZSIN
Biz bu oyunu kurallarına göre oynamıyoruz. Eğitilmiş oyuncularla, eğitilmiş antrenörlerle oynamıyoruz. Hasbelkader herkes futbolcu oluyor. Çabuk, tekniği iyi, bilmem ne... Sonra sahaya çıkıyorsunuz, rakip sizi iyi analiz ediyor, zaaflarınıza önlem alıyor. Bizde işler duyguyla gidiyor. Yazık bu kadar insana.
Kadroyu nasıl buldunuz? Arda'nın yedek soyunması doğru bir karar mıydı?
Kimi oynatırsan oynat. Arda oynasa ne olur oynamasa ne olur şu takımda. Arda konusunu da o kadar abartıyoruz ki. Sonuç olarak top ayağına geldiğinde yapamayacağı şey yok, çok mükemmel bir oyuncu ama onda günümüz futbolunun temposu yok. Çabuk değilseniz, tempolu değilseniz olmaz.
MAALESEF BİZ TÜRKİYE OLARAK HEP GERİDE KALACAĞIZ
Topla her şeyi yapmanız bir şey ifade etmez. Futbolda topun bir oyuncuda olma zamanı en fazla üç dakikadır. Üç dakika için futbolcu diye adledilmez. Onun bir 86 dakika topsuz oyunu var. Arda bu tarafını geliştirsin diyeceğiz ama bu bir yaradılış meselesi. Ne kadar çalıştırırsanız çalıştırın bir oyuncuyu çabuk düşündüremezsiniz. Biz konuları abartmaya bayılıyoruz. Top ayağındayken müthiş işler yapıyor, attığı gol belki de turnuvanın en iyi gollerinden biri olacak ama uluslararası turnuvada oynuyorsan iki yönlü oynayacaksın. Maalesef biz Türkiye olarak hep geride kalacağız. Bir dünya bir de Avrupa üçüncüsü olduk, onun dışında bir şey yapamadık.
YAZIKTIR GÜNAHTIR
Montella'nın size göre üç doğrusu ve üç yanlışı ne diye sorsam ne dersiniz?
Türk Milli Takımı'nın başında bir İtalyan arkadaşın olması beni çok üzüyor, kırıyor. Türkiye'de binlerce antrenör var, uluslararası bir turnuva yönetecek birini bulamadık. Bu ayıp bir şey. Bu arkadaşlar bizden iyi diye getiriliyor ama federasyona sormak lazım; O binlerce antrenörü ben mi yetiştirdim? Sen yetiştirdin. O zaman demek ki sen uluslararası boyutta bir antrenör yetiştiremiyorsun. Federasyon kendi kendine kamikaze yapıyor. Yazık, günah. 80 milyon insan var, başımızdaki antrenör İtalyan. Bir Türk de onun kadar yapabilir yani. Her zaman söylüyoruz ama bizi anlayan yok. Futbolu kim yönetecek? Önce bunun cevabını versinler. Hamit Altıntop kardeşimizden umutluyduk, o da hayal kırıklığı. Bunun antrenör eğitimi, oyuncu eğitimi, yönetici eğitimi var. Sonra kimlerle yarışıyorsunuz İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Hollanda, Portekiz… Şu turnuvaya katılmamız bile büyük başarıdır.
YİYORSUN KONTRAYI, GOL OLUYOR
Gruptan çıkar mıyız?
Gruptan niye çıkmayasın. 3 puanın var. Portekiz maçı berabere bitse çıktın ama beraberliğe oynayan bir takım havası var mı? Yok. Yiyorsun kontrayı, gol oluyor. Koskoca Portekiz sana karşı geriye çekilip oynuyor, sen kimsin oynuyorsun santrforsuz, 4-6-0 diye bir sistem. Barış mı santrfor, onun yanındaki Orkun mu santrfor. Kim oynarsa oynasın ama takımda beraberliği ön planda tutmak önemli.