Türkiye Futbol Federasyonu, seçimi hazirana çekmek isteyen bazı kulüplerin başlattığı imza kampanyası hakkında yeni bir açıklama yaptı. Noter yoluyla ulaştırılan ve geri çekilen tüm imzaların kayda alındığı belirtilen duyuruda, "18 Temmuz'daki seçimli mali genel kurulun öne çekilmesi talebiyle ulaştırılan imza sayısı 109, imzasını çektiğini beyan eden kulüp sayısı 13, yetkisiz kişilerin imzaladığı geçersiz imza sayısı 2'dir. Sonuç olarak geçerli imza sayısı 94'tür" ifadeleri kullanıldı.
DOĞRUYU SÖYLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Süper Lig Kulüpler Birliği, 1. Lig Kulüpler Birliği, 2. ve 3. Lig Kulüpler Birliği'nin birbirinden bağımsız olduğu belirtilerek şu görüşlere yer verildi: "Hiçbir birlik başkanı, diğer birlikler adına karar verici ve sözcü olmadığı gibi, bu birliklere üye kulüpler tarafından yetkilendirilmemiş hiçbir kulüp başkanı da tüm profesyonel kulüpler adına karar verici, temsilci ya da sözcü değildir. Bir kulüp başkanının, '136 imza topladık' beyanının gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmadığı gibi bu beyan kendisini bağlar. Dezenformasyona engel olmak için, TFF'den doğru bilgilendirilme yapılmaya devam edileceğinden Türk Futbol Kamuoyunun şüphesi olmasın."
'KENDİ KULÜBÜ İÇİN ALDIKLARI YARDIMI NEDEN AÇIKLAMIYOR?'
TFF 1, 2, ve 3. Liglerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Volkan Can, İstanbulspor Kulübü Başkanı Ecmel Faik Sarıalioğlu'nun 2. ve 3. lig kulüplerine seçimin erkene alınması için imza atmamaları doğrultusunda para verildiği ve baskı yapıldığı iddialarına cevap verdi. Yazılı bir açıklama yayınlayan Can, "Gerekli şartları tamamlayarak TFF'ye başvuran tüm profesyonel kulüplerimizin tesislerinin altyapılarına yönelik yapacakları yatırımlarda TFF'den destek alma hakkı bulunduğu bir ortamda 'imza vermeyen kulüplere para veriliyor' iddiasını hangi cüretle yapmaktadırlar? Bu açıklamayı yapan kulüp başkanı, TFF'den kendi kulübü için aldığı yardımı neden açıklayamamıştır? 2020-21 ve 2021-22 sezonu için hakkı olan ve kulübüne yapılan tesis yardımlarından neden hiç bahsetmemiştir? Bu yardımlar dönemin federasyonu tarafından rüşvet olarak değil hak ediş olarak ödenmiştir. Bugün de öyle yapılmaktadır" dedi.