Ligde her hafta sürprizler oluyor. Fenerbahçe kimsenin beklemediği bir şekilde Samsunspor ile berabere kaldı. Galatasaray ise Trabzonspor'u 5-1 yendi. Bu tablo bize neyi gösteriyor? Bu sürprizler hep olur mu?
LEVENT TÜZEMEN: Trabzonspor galibiyetiyle Galatasaray fabrika ayarlarına geri döndü. Yılan hikâyesine dönen sol bek konusu Kaan Ayhan ile çözüldü. İcardi, geri dönerek Okan Hoca'nın elini güçlendirdi. Kerem Demirbay'ın oyun liderliği Mertens'i rahatlattı.
Ben G.Saray için "5 maçta alacağı 15 puan zirve yolunu açar" demiştim. Bunu yapabilecek kadro yapısını Okan Buruk yakaladı. G.Saray, şampiyonluk rayına oturduğu gibi ritmini de buldu.
BÜLENT TİMURLENK: Siz hiç sürpriz skorların olmadığı bir sezon izlediniz mi?
Giresun geçen sezon Galatasaray'ı ve F.Bahçe'yi İstanbul'da yenip küme düştü. İki takımın da ligdeki gidişatı, 'şampiyonu derbiler belirler' havasını getirmişti. Sonuçta her maç 3 puan. Lig, kupa ve şubat-mart ayında Avrupa sınavlarıyla yoğun bir fikstür var. Sakatlıkları ve cezalıları bugünden öngöremeyeceğimize göre uzun vadeli tahmin yapmak mümkün değil. Transfer kapandıktan sonra elindeki kadroyu en efektif kullanan, rakip analizi doğru yapıp oyuna müdahaleleriyle etkili olan teknik adam, takımını önde tutar.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Fenerbahçe ile Galatasaray, kadro kalitesi açısından diğer takımlara karşı çok farklı bir şekilde önde ama bu demek değildir ki bu iki ekip her maçını kazanacak.
Zaten genelde de 3 puanı alıyorlar. Mutlaka arada da beklenmeyen puan kayıpları olacaktır. Bu çok fazla olmaz ama kim bundan kârlı, kim zararlı çıkacak sezon sonu görürüz.
GÜRCAN BİLGİÇ: Kış geldi. Dolayısıyla her maç zor olacaktır. Sakatlıklar, saha şartları, rakiplerin yeni transferleri, dengeler değişkenlik kazanacak. Az hata yapan, formda oyuncu sayısını fazlalaştıran takım, yoluna en az kayıpla devam edecek.
İki takımın aldığı sonuçlara baktığımızda esasında şunu sormalıyız; hak ettiler mi? Rakibi kalesine getirmeyen, hakemin yanlış kararından doğan frikikten golü yiyen Fenerbahçe. Trabzonspor'u çok rahat ve farklı geçen Galatasaray. Fenerbahçe kazanmalıydı bu oyunuyla ama futbol bu değil.
Sorun esasında şu; hakemler sürprizler yaşanmasına ne kadar izin verecekler? Geçen sezon vermediler, bu sezon da istikrarlılar.
G.SARAY'IN YENİ FATİH TERİM'İ OKAN BURUK
Okan Buruk, büyük bir taktik ustası mı sizce? Zaha forvet oldu, sol bekte değişimler devam ediyor yani takım içindeki bazı oyuncuların yerlerini değiştiriyor.
LEVENT TÜZEMEN: Akıllı adamlar
aklını kullanır, daha akıllı olanlar başkalarının
da aklını kullanır.
Ümraniye ile oynanan kupa maçından sonra Okan Hoca'ya, Zaha'yı santrfor, Barış'ı forvet, Kaan Ayhan'ı da sol bekte oynatması konusunda bir öneride bulunmuştum. Buruk, bu doğrultudaki
kadroyu sahaya sürerek
Trabzon'da farklı kazandı. Sol
kanatta sıkışan Zaha, santrforda
geniş alanda konforlu
bir ortam buldu.
Biri sayılmayan 3 gol atıp, 1 asist yaptı. Kaan Ayhan, güçlü bir joker olduğunu
kanıtladı. Barış Alper, savaştı ve galibiyete
destek verdi.
Trabzon galibiyeti, Okan Hoca'nın doğru tercihlerinin bir başarısıdır. Ayrıca Buruk, yaptığı açıklamalarla
camiayı ve taraftarları kenetlerken
futbolcuları koruma adına da yalan haberlere
ateş püskürdü.
Okan Buruk'un üstlendiği misyon, Fatih Terim'in olgunluk dönemine benziyor.
BÜLENT TİMURLENK: Okan
Buruk'un ustalık eseri, geçen sezonki
Başakşehir ve F.Bahçe deplasmanlarıdır.
Bu sezon
M.United deplasmanı ve
Bayern Münih maçlarındaki
oyunla da teknik adamlığı konusunda
kendini bir üst seviyeye taşıdı. Trabzon'da
da taşları yerine oturttuğu bir kadroyla
sahadaydı.
Oyuncuları Florya'da da yönetebiliyor olması büyük artısı. Buruk, takımı tarafından sevilen ve
inanılan bir teknik direktör.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Benim
G.Saray için yaptığım eleştiriler
de zor kazandığı maçlardan
sonra şöyleydi:
"İleride Zaha, İcardi, Ziyech veya Tete oynadığında ön tarafta ciddi bir fiziksel yetersizlik var" diye… Son maçta
Barış Alper sağ önde, Kerem
de sol önde oynayınca daha
hareketli bir G.Saray ortaya çıktı.
Zaha da moral depoladı.
GÜRCAN BİLGİÇ: Teknik adamların
görevi şikâyet etmek değil, çözüm bu-
mak. Okan Hoca da elindeki kadrodan
en uygunu üretmek için sürekli deniyor.
"Barış sol bekte iyi oynuyor" diyordu, bu
kez Kaan'ı seçti. Zaha, İcardi'nin yokluğunda
tek alternatifti, bu maçta tuttu.
Mesela Batshuayi üç gol atınca, bir maç sonra oynatılmaması eleştirildi. Şimdi Zaha iki attı, 'İcardi yedek kalmalı' diye konuşan olur mu?
KARTAL GÖREVİNİ YAPTI YILDIZLAR BECERİKSİZ!
İsmail Kartal, sonuç iyi olunca kahraman, sonuç kötü olunca hedef tahtasında. Bu yaman bir çelişki mi yoksa Fenerbahçe'yi bu yarışta yıldızları mı taşıyor?
LEVENT TÜZEMEN: F.Bahçe'nin çok alternatifli, kaliteli oyunculardan oluşan bir kadrosu var.
İsmail hoca üzerinde Szymanski, Tadic, Dzeko ve İrfan Can müthiş bir baskı yaratıyor. Kayseri'ye ligde 3, kupada Adanaspor'a 4 gol atan Batshuayi, nedense bir sonraki maça ilk 11'de başlamıyor. İstanbulspor'a 4 gol atan Cengiz Ünder, Konyaspor maçına kulübede başladı. İsmail Hoca, bu adaleti gönlünce dağıtamadığı için sıkıntı yaşıyor.
BÜLENT TİMURLENK: İsmail Kartal'ın tabiri caizse elinin ayarı yok. Trabzon devreyi 1-0 önde kapattığında oyuncu değiştirmemiş, ikinci yarının başında 2-0 olduğunda bile reaksiyon göstermemişti.
Önceki gün tam tersini yaptı. Ancak bir takımın skor gücünü çeken üç adamı birden kenara alıp o soğuk havada kenardan gelenlerin oyunun ateşini harlamasını beklemek, Kartal'ın telaşının eseri. Kadıköy'de taraftarı önünde her maçta adeta teknik adamlık için diploma sınavı verir havasında.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Ben tüm F.Bahçe için hep aynı eleştiriyi yapıyorum; "Yeterli kondisyon idmanı yapılmadığı için yıldızlarda fiziki düşüş var" diyorum.
Artık yürüyerek oynamaya başlayan Tadic'e, bir de fiziksel olarak iyice düşüş yaşayan Dzeko eklendi. Fred ve Szymanski de yarım düşüşteler. Son iki maça bakalım, Fenerbahçe iki gol atıyor, ikisini atan da İrfan Can. İsmail Kartal, Antep'te İsmail'i çıkarıp çift santrfora dönerek yanlış yapmıştı. Rakip cezayı kesemedi. Ama "İsmail Kartal çok doğru değişiklik yaptı" dediler. Bu sefer maç 1-1 bitince tek sorumlu İsmail Kartal oldu. Fred sakatlandığında yaşanan puan kayıpları, Fred'in yokluğuna bağlandı.
Halbuki güçlü bir takım, bir futbolcuya endeksli olmaz. Son iki maça baktığımızda da ikisinde de Fred oynadı, biri kıl payı kazanıldı, diğeri berabere.
GÜRCAN BİLGİÇ: İsmail Kartal bir makine yaptı. Sıkıntı taraftarda.
"Hamle yapmadı" diyen var, 3 forveti birden değiştirmiş. "Yanlış hamle yaptı" diyen de var. Kimse ceza alanı içinde F.Bahçe'nin 41 kez topla buluştuğuna bakmıyor. 2. gol olmadıysa, oyuncuların beceriksizliğinden. Yani; hoca görevini yapmış, 'yıldız' denilenler yapamamış.
BU LİGDE DAHA ÇOK SÜRPRİZ YAŞANIR!
İki takımın şöyle bir 10 maçlık periyotlarına bakarsak, kırılma anları olur mu? Ne düşünüyorsunuz?
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray'ın her maça derbi özelliğinde hazırlanması gerekir. Ligde küçük veya büyük takım ayrımı yok. Samsun, Ankaragücü ve Beşiktaş deplasmanları sıkıntı yaratabilir. F.Bahçe'nin ise Antalya, Trabzonspor ve Başakşehir maçları baş ağrıtabilir.
BÜLENT TİMURLENK: 17 Mart'taki milli araya kadar F.Bahçe'nin önündeki ilk 2 deplasmanı zorlu. Çağdaş Atan ve Sergen Yalçın'ın takımları Başakşehir ve Antalya ile oynayacaklar.
Ara öncesi ise Trabzonspor deplasmanı… Bu süreçte Galatasaray'ın da üç zorlu deplasmanı var. Şubat başında Samsun, ardından Ankaragücü ve mart başında Beşiktaş derbisi.
Buradan minimum yaralı çıkarlarsa kağıt üzerinde diğer maçlar görece olarak bu kadronun üç puana yakın olduğu 90 dakikalar.
ÖMER ÜRÜNDÜL: F.Bahçe için bu beraberlikten sonra form grafiği yükselen Başakşehir deplasmanı çok kritik. Onun dışında da her ne kadar kötü bir sezon geçirse de Trezeguet ve Onuachu'nun dönüşüyle Trabzon deplasmanı zor olur. G.Saray'ın da en zor maçı her ne kadar iyi durumda olmasa da Beşiktaş derbisi olur. Bunun dışında sürpriz puan kayıpları mutlaka olabilir. Bence G.Saray'ın hedefi, ligin sonundaki derbiye en kötü 3 puan geride girmek.
GÜRCAN BİLGİÇ: Kırılmalar olacak… Fikstürün yoğunluğu da buna uygun. Ama kadro kaliteleriyle bu sorunları bir türlü aşmayı başarıyorlar. Bu durumu tartışıyoruz; kalan 18 takımın gücünden emin değiliz çünkü. Ama futbolun adalet tartısı kadrodaki isimlere göre çalışmıyor.
Rakibi küçümsediğiniz anda cezayı keserler.