Milli Kadın Futbol Takımı'nın
Uluslar Ligi'nde B Ligi'ne yükselmesi, yıllardır ortaya konan emeğin bir sonucu...
C Grubu'nda 6'da 6 yapan, grubun en çok gol atan (16) ve hiç gol yemeyen ekibi olarak, liderlik tacını takan Ay-Yıldızlılar'ın
tarihindeki en golcü ismi Fenerbahçeli Yağmur Uraz ve Ankara BŞ. Fomget'in kalesini de koruyan Selda Akgöz ile kadın futbolunu konuştuk.
ADIM ADIM İLERLEDİK
Uluslar C Ligi'nden B Ligi'ne yükselen bir milli takımımız var. İlk günden bugüne nasıl bir değerlendirme yaparsınız?
YAĞMUR: Necla hocam ve ekibinin geldikleri gün yaptığı ilk toplantıyı dün gibi hatırlıyorum.
Her zaman planlı-projeli, adım adım ilerleyeceğimiz şekildeydi. Ekip ve oyuncular çok fedâkarlık yaptı.
Güzel bir aile ortamı oluştu. Bu da sahaya yansıdı.
Futbolcu olmak istiyorum dediğinizde ne tepki almıştınız. Bugün insanlar nasıl yorumlar yapılıyor?
YAĞMUR: 12 yaşında mahallede oynarken,
araba ne kadar az geçer, oyun ne kadar uzun sürerse yaşanan mutluluk vardı. Şimdi hem kulüp hem milli takım maçlarını büyük statlarda, taraftarımız önünde oynuyoruz. Bunu hayal bile edemezdik. Kadın futbolu iyi bir ivme yakaladı. Şu an alttan gelen küçük kız kardeşlerimiz, gerçekten şanslılar,
hayal dünyalarını geniş tutsunlar çünkü çok daha iyi yollarda yürüyeceğiz.
ARTIK ROL MODELİZ
SELDA: 13 yıl önce küçük bir beldede (Çaycuma) yaşıyordum.
İlk başladığımda iyi bakılmamıştı. Bugün aynı beldede yaşayan akrabalarım maçlarımı TRT Spor'dan izliyor. Sürekli destek mesajları geliyor. Bizden sonra gelecek kardeşlerimize güzel bir futbol ortamı bırakmak istiyoruz. Onlar için rol modeliz. Futbolun içinde kalıp, kız kardeşlerimizi aileleriyle futbolun içine sokmak istiyoruz.
Hep birlikte ilerleyip, hep birlikte büyüyeceğiz.
BU TAKIMI İZLERKEN YÜZÜM GÜLÜYOR
Filenin Sultanları'nın bu ülkede yarattığı büyük etki gibi siz de sahanın sultanları olabilir misiniz? Bazı şeylerin sözde kalmaması için ne gibi adımlar atılmalı?
SELDA: Bireysel sponsorluklar başladı. Milli Takım ve kulüplerimizin sponsorları var artık. Seyirci kitlemiz de oluşmaya başladı. 6 yıl önce biz Hollanda'da bir milli maç oynamıştık. 23-24 bin kişiye karşı ilk kez o zaman oynamıştım. Bir de Çorum'da 12 bin kişiye karşı oynadım. Zaman geçtikçe, bizleri izledikçe gelişecek. Biz de keyif vermeye çalışacağız. Hiç mütevazı olmayacağım ama en arkada olduğum için kızları en iyi gören benim. Onlar oynarken yüzümde bir gülümsemeyle izliyorum.
2023 iyi bitti, 2024 için hedefler nelerdir?
YAĞMUR: B Ligi'ndeki rakiplerimizi bekleyeceğiz. Orada da aşama aşama ilerleyeceğiz. Biz de sınırlarımızı merak ediyoruz. Nereye kadar çıkabiliriz. Neler yapabiliriz. Bunun için de herkes özverili bir şekilde çalışıyor
BACAKLARI ÇARPIK OLUR KAFASI BİTSİN!
Kulüp bazındaki atılım, gelişimi hızlandırmaz mı?
YAĞMUR: Büyük kulüplerin takım kurmasıyla farkındalık oluştu. Havuzun gelişmesi için altyapıya önem verilmeli. Ulaşılabilirlik önemli. İstanbul, Ankara ile kalmamalı. Doğuda-batıda çok yetenekli çocuklar var. Zaten bize yazıyorlar. "Abla ben de oynamak istiyorum ama kulüp yok" diyorlar. Kimi nereye yönlendirebilirsek yönlendiriyoruz.
SELDA: Altyapı için de alan lazım. Küçüklerin çalıştığı alan kapalı, küçücük bir alan. Biz büyük sahada oynuyoruz, geldiklerinde kondisyon olarak yetersiz kalıyorlar. Moralleri bozuluyor. Bir de aile çok önemli. Aile keskin olmamalı. Çocuk doktor, avukat olsun diye beklemesinler. Sporu seviyorsa yönlendirsinler.
YAĞMUR: Spor hayatından para kazanılmayacağı düşünülüyor. Fiziği bozulur, bacakları çarpık olur diye düşünceler oluyor. Ben şanslıyım çünkü ailem destek verdi. Ailesi istemediği için başlayamayan da çok kardeşimiz var.
DZEKO 37 AMA HÂLÂ OYNUYOR
Futbolcu olarak ne kadar devam edersiniz, sonrasında planlar ne? YAĞMUR: Şu an 33 yaşındayım, gittiği
yere kadar. Dzeko 37 yaşında
hâlâ oynuyor. Yüksek lisans yapıyorum,
hareket ve antrenman bilimi üzerine.
UEFA B Belgesine de sahibim.
Hayatımın çoğunu futbola verdim. Hoca olarak devam etmek istiyorum. SELDA: 25 yaşındayken bir röportaj vermişim,
'30 yaşında bırakırım' diye. Şu
an 30'um ama devam ediyorum. Bir 5
ileri atayım 35'e kadar oynarım.
Sakatlık olunca üzücü bir şekilde bırakıyorsun ama bir yerde de yoruluyorsun. Çünkü
tempo çok yüksek. Gönül yorgunlukları
ayrı. Ben de bırakınca kaleci antrenörü
olup küçük Seldalar yetiştirebilirim.
UĞURCAN'A BENZİYORUM!
Futbola başlarken rol modelleriniz kimlerdi?
YAĞMUR: İbrahimovic'i izlerdim. Forma numaramın 11 olma nedeni Nedved'dir. Mesut Özil'i beğenerek izlerdim şimdi de Haaland'ı çok izliyorum.
Sevinciniz Didier Drogba'dan ama!
YAĞMUR: Bir gün o gol attığında stattaydım. Böyle sevinebilirim dedim. O günden sonra her gol sevincim Drogba gibi oldu.
Genç kızlarımız Yağmur gibi sevinebilir mi? Yeni bir sevinç?
YAĞMUR: Drogba ile bütünleştim artık. İdmandan sonra bile taklidimi öyle yapıyorlar.
SELDA: Muslera. Türkiye'nin en iyisi. Uğurcan'a sempatim var. Kendime benzetiyorum.
F.BAHÇE'YE GİDİNCE TEPKİ ALDIM!
Kadın futbolundaki şu an tek avantaj istediğiniz takıma gidebilmek herhalde?
YAĞMUR: Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş hepsinde oynadım. Ama tepki yok diyemem. Galatasaray'dan Fenerbahçe'ye giderken tepki aldım. Direkt ulaşıp, niye gittin diyenler oldu ama yapacak bir şey yok havuz dar.
BİZ DE AİLEMİZE BAKABİLİYORUZ!
Evinin kadını ol mantığı hâlâ devrede galiba...
SELDA: Evet hâlâ var. Ben şu an ablam ve
annemle yaşıyorum.
Bütün maddi yük bende. Onlara bakabiliyorum. Ben de Yağmur da
beden eğitimi öğretmeniyiz. Ben KPSS'ye girmedim.
10 milliliği tamamladım, tercihimi
yaptım ve öğretmen oldum. Bu tarz avantajlarımız
da var.
Maddi gücümüz var. Başka meslek olursa daha çok para kazanırsın ama futbol da bir meslek haline gelmeye başladı. Çok çektik eskiden biz.
O çok çekilen sıkıntılardan bahsedebilir miyiz?
SELDA: Kulüplerimizde kendimize ait formamız
yoktu.
Şimdi seçemiyoruz, hangisini giysem diye triplerdeyim. Bazen yeşili giyiyorum, bugün mavi mi olsa diyorum. Maviyi
beğenmiyorum, siyah giyiniyorum. Eskiden
bir tane yaptırıyorlardı. O da büyük oluyordu.
Ama şimdi bereden, eldivene her
şeyimiz bol bol var.
3-5 YILA BİRİ GİDER
Kadın futbolunda Arda Güler benzeri bir gurur yaşanır mı?
YAĞMUR: Kesinlikle. Böyle devam ederse 3 yıl içinde bir kardeşimizi yurt dışına yollarız.
SELDA: 3 olmasa da bir 5 yıl diyelim.