"Bilgisizliğin en büyük göstergesi, herkesin bildiğini söylemesidir. O yüzden bu durumdayız."
Hakem eleştirileri, demeç savaşları bitmek bilmiyor. Böyle devam ederse ligin tansiyonu nasıl düşecek?
ANADOLU takımları hakemler karşısında tarihte
hiçbir dönem geçen sene ezildiği kadar ezilmedi.
Vicdanları kanatmaya başladı. Ama biz bunu istiyoruz. Kimse şikayet etmesin. Medyadaki yorumcu istiyor, stada 50 bin kişi
geliyor, her pozisyonda hakeme baskı yapıyor.
Oyuncu her pozisyonda hakemi aldatmaya
çalışıyor. Teknik kadrolar her pozisyonda
hakemi baskı altına almaya çalışıyor. Toplum
ne istiyorsa hakemler de onu yapıyor.
Kim çok bağırırsa ve kim güçlüyse karşılık buluyor. Benim öyle maçlarım var ki rakip oyuncunun annesi bile dayanamaz. O yönetse 30. dakikada sahadan çıkarır. Hepimiz bu adaletsizliği
istiyoruz, hakemlere kızmayın yani.
BORÇLAR MİNİMUMA İNER
Peki Türk futbolu nasıl kurtulur?
BIZIM ülkemizde hem insan kaynağı hem
de ekonomik kaynak var. Bunu yapabilecek
bir irade oluşturmamız lazım. Bunun için
bir yol biliyorum. Yıkıp yeniden yapmak.
Çünkü gecekondu gibi yaptığımız sürece gecekonduya sahip oluyoruz. Yani Türk futbolunun yıkılıp en az 2-3 yıl ara verip ekonomik yapılanmasını, fiziki yapılanmasını, sosyal yapılanmasını, akil insanlarla gözden geçirmeli. 3 yılda bütün
kulüpler borçlarını minimuma indirebilir,
10 yıl içerisinde de dünyanın en güçlü
futbol ülkelerinden biri olabilir.
İNSANLAR BİLMEDİKLERİ GÖREVE ADAY OLUYOR
Niye irade koyamıyoruz?
AVUTMA taktiği oluyor. İnsanlar bilmedikleri
göreve aday oluyorlar. Herkes
kendini bu ülkede bir şeye layık görüyor.
Bilgisizliğin en büyük göstergesi
herkesin bildiğini söylemesidir. O yüzden
bu durumdayız.
Kaldı ki bir insan konuyu bilmediği zaman ekip seçmeyi de bilmez. Oradan akil bir fikir çıkar mı? Yok. Bizim şu anda yaptığımız tek şey toplumu avutma.
HİKÂYE ANLATMAKLA İNSAN YETİŞTİRİLMEZ
Her transfer döneminde 'neden alt yapıdan futbolcu çıkartılamıyor tartışması yaşanıyor. Alt yapıdan futbolcu çıkarmak bu kadar kolay mı?
İnsanlar bilerek konuşmuyor. Alan ne olursa olsun insanları yetiştirmek için 5 şeye ihtiyaç var. 1-İnsana, 2- Bilgiye, 3-Zamana, 4-Paraya, 5-Altyapıya. Altyapıdan kastım tesis. Bizde bunlardan sadece insan var. Dördü yok. Nasıl yetiştireceğiz? Aakademiler açılacakmış... Hiçbir şekilde yapamazsınız. Bunlar sadece toplumu oyalamaktır. Hikaye anlatmakla insan yetiştirilemez. 40 yılın başı bir oyuncu yetiştiriyorsunuz. Topa değmeden annesi, babası sülalesi, menajeri geliyor. Mesela Real Madrid'e giden Arda Güler. Kontratını uzatırken nasıl uzatmış, ne vermiş Fenerbahçe topa değmemiş bir oyuncuya. O, bir oyuncuyu çıkarmak için 20 hoca, 100'lerce oyuncu, malzeme, seyahat giderleri gibi dünya kadar para harcıyorsunuz.
OTURMUŞ KADROM OLSA ŞAMPİYONLUĞA OYNARIM
Bu kişi 'Karagümrük'e nasıl geldi arkadaş' dediğiniz oldu mu?
BİGLİA ve Pirlo oldu. Türk hocalara
ne verebiliyorsak Pirlo'ya da
onu teklif ettik. Pirlo bu hikâyeye
çok inandı ve geldi. Onun için de
ülkemiz için de çok iyi bir adım
oldu.
Geçen sezon sadece Pirlo ile 100 küsur ülkede 2 bin küsur haber oldu. L'Equipe, Daily Mail, La Gazzette dello Sport ve dünya televizyonları gelip haber yaptı.
Bir çok yıldız futbolcular gelmesine rağmen transferleriniz çok da ses getirmedi. Anlaşılamadığınızı düşünüyor musunuz?
BİZ Biglia'yı getirdiğimizde
Milan'ın oyuncusuydu.
Bugün Biglia gibi bir oyuncu, büyük takımlara geldiğinde uçak havadan takip ediliyor. Zaten
Türkiye'dekilerin büyük çoğunluğu
Avrupa'daki oyuncuları
çok iyi bilmiyorlar.
Sturaro'yu aldık Juventus'ta 4 şampiyonluk yaşamış Milli Takım'da oynamış bir oyuncu. Lasagna İtalya'nın en önemli santrforlarından bir tanesi. Kalecimiz Matias, Türkiye'deki en iyi 2-3 kaleciden biri. Stoperimiz, Fredico Ceccerini, bugün büyük takımlarımıza gelen çoğu stoperlerden çok daha önde ismi var İtalya'da.
Karagümrük hep İtalyan pazarından futbolcu transfer ediyor. Sebebi nedir?
TRANSFER için zaten çok zorlanıyoruz.
Ekonomik gücümüz
bonservis verip oyuncu almaya
hiç uygun değil. İtalya'da orta
sınıf takımların bütçeleri bizim
için daha uygun. Bir de orayla
çok iyi ilişkilerimiz kuruldu.
Örneğin Verona'da veya Genoa'da
1.5-2 milyon Euro kazanan bir
oyuncunun rakamının belli bir
kısmını biz karşılayarak getirebiliyoruz.
Ondan dolayı İtalya'ya
yöneldik.
İtalyan futbolcular İtalya'dan bir takıma gelir gibi geliyorlar. Tek dezavantajım kiralık olduğu için oturmuş bir kadrom olmuyor. Her yıl kadroyu değiştirmek zorunda kalıyorum. O da
bize çok ciddi
zaman kaybettiriyor.
Aynı kadroyla
1 yıl daha
devam etsek
şampiyonluğa
oynarız.
İMAMOĞLU TELEFONLARA ÇIKMIYOR
Stat konusu, kanayan yaranız. Karagümrük stat sorununu nasıl çözer?
1926'da kurulmuş bir kulübüz. Zaten bize tahsil edilecek yerler günün sonunda devletin olacak. Nasıl olur da Fatih Sultan Mehmet'in adını taşıyan Fatih Karagümrük'e onun hatırına verilmez. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konu hakkında 2 kere talimat verdi 'yapın diye'… Napayım çocuk gibi Cumhurbaşkanına şikâyet mi edeyim.
Federasyonun altyapı kriterleri var. Stat ve tesis sorunu çözülmezse bu sene sizin son seneniz mi?
Bu sene olmazsa son yılım zaten. TFF'nin koyduğu kriterlere göre 2024 Aralık ayında ligden atılmam gerekir.
İstanbul Belediyesi'nin desteği olmadı mı?
Defalarca söz verdi. Tam 6 defa İstanbul Belediyesi'ne gittim. Başkan Ekrem İmamoğlu ile 3 defa konuştum. Gösterdiği yerler için planlar, projeler yaptırdım. Tam bir şey olacakmış gibi oluyor, sonra telefonlar kesiliyor. Çıkmıyorlar telefona. Ben onlardan para istemiyorum, diyorum ki elinizde arazi var şu araziyi bize tahsis edin.
KONYA'DA KAYSERI'DE OLUYOR SEN DE ÇIK BİR MAÇIMIZA GEL!
İmamoğlu maçınıza gelip tribünden izledi mi?
Hayır hiç maçımıza gelmedi. Ben siyasi bir kişi değilim. Vatanımı, milletinin seven bütün partilere de eşit mesafede dururum. Konya'da belediye başkanı maça gider. Kayseri'de gider Ankara'da gider her yerde olur da İstanbul'da niye olmaz. Bir maça da çık gel yaaa. Başka bir şehdin takımı mağdur oldu diye İmanoğlu açıklama yapıyor, "Biz yardımcı olacağız" diye.. Ama bize aynı şey yok.
Her sabah takımın nerede çalışacağını düşünmek sizi yormuyor mu?
Hem yıpratıcı, hem utandırıcı. En kötüsü ortalıkta ağlayan sadece benim. Bazen çıkıp rakip yöneticiler TV'lerde stadı olmayan tesisi olmayan takımlar var diyorlar. Sanırsın ki bunlara stadı babaları yapmış veya kendi öz sermayeleriyle yapmışlar.
Rakiplerinizden stat isterken hangi duygularla o talepte bulunuyorsunuz?
İstemek çok zor. Bir de mırın kırın etti mi? Ki edebilir çok normal. Zemin şöyle oldu, bakıma aldık falan. Bir de düşün benim yerime kendinizi koyun.
Futbolcular stadın ve tesislerin olmadığın öğrenince şaşırmıyorlar mı?
Biz hiç yalan söylemiyoruz. Benim spor insanı olmam kendilerinden biri gibi gördükleri için 'helal olsun' diyorlar. TFF'ye Riva'yı bize açtıkları için teşekkür ederim.
FENERBAHÇE, BEŞİKTAŞ, GALATASARAY ZEVK ALSIN DİYE BİZ VARIZ!
Anadolu takımları mevcut ligin figüranları mı?
Türkiye'de maalesef
3 kulüp ve diğerleri var. Bizler
onlara zevk versin diye oynuyormuşuz gibi bir
muamele görüyoruz.
G.Saray ve F.Bahçe büyük bütçelerle kadro kurdular. Nasıl baş ediyorsunuz?
Türkiye'deki bütçe farkı akla, sportmenliğe
ve Fair-Play'a aykırı.
Dünya'nın her yerinde büyük
takımlar ve küçük takımlar var.
İngiltere, Almanya Ligi'nde
Şampiyonlar Ligi'ni kazanmak
için oynayan takımın bütçesi
400 milyon Euro ise küme
düşen takımın bütçesi de
200 milyon Euro. Bu kabul
edilebilir ve rekabet edilebilir
fark. Bizde bu fark
30 katı.
Rekabet diye bir şeyin 'R'si bile yok şu an. Böyle bir ligde asla güçlü, iyi bir futbol olması mümkün de değil.
TÜRK TAKIMLARI İYİ TRANSFER YAPAMIYOR
Transfer yaparken zorlanıyor musunuz?
Türk takımları olarak, hakikati konuşmak gerekirse bizler iyi transferler yapamıyoruz. İyi transfer yapmanın en önemli koşulu bonservis ödeyebilmek. Biz 70-80 milyon Euro seviyesinde bonservis ödeyemiyoruz. Anadolu takımları için konuştuğumuzda 1.5-2 milyon Euro, 3 milyon Euro seviyesinde de ödeyemiyoruz. Bunu yapamadığımız için kontratı bitmiş veya ağır sakatlıklar yaşamış ya da düşüşe geçenleri almaya çalışıyoruz.
KARDEŞ GİBİ GELİYORLAR DÜŞMAN GİBİ GİDİYORLAR
Genelde tecrübesi olmayan hocalarla çalıştınız. Nedeni nedir?
Karagümrük başkanlığı öncesinde görev yaptığım kulüplerde de birinci sınıf hocayı bütçeleyebilecek durum yoktu. Ppotansiyeline inandığım hocaları tercih ettim. Hepsi de gittikleri yerlerde büyük işler yaptı. Kardeşimiz gibi gelip düşmanımız gibi ayrılıyor.
PİYANO YOKSA TENEKE ÇALARIM
Asansör takım olmadığınızı kanıtladınız. İşin sırrı ne?
Spor insanı olmasam çıktığımız gibi
düşerdik. Biz bu oyunu biliyoruz. Sırrımız bu.
Ben bu oyunun müzisyeniyim. Elimden piyanoyu
alsanız bile bir teneke bulur çalarım. Ama piyanosu
olanlar bile ses çıkartamıyor bazen.
Ligde adil yarıştığınızı düşünüyor musunuz?
Kesinlikle hayır. Bu şartlar altında Karagümrük'ün bırakın
yarışmasını sahaya çıkması bile bir mucize. Stadım olmadığı
için kombine, loca satamıyorum. İsim hakkı satamıyorum.
OYUNCULARA MADEN İŞÇİSİ MUAMELESİ YAPILIYOR!
UEFA ya da FIFA Başkanı olsaydınız ilk icraatınız ne olurdu?
Arabistan çılgınlığına dur derdim. Bir
futbolcuya 100-200 milyon Euro para
verilemez bir sezonluğuna.
Bu FIFA eli ile katledilen bir şey. Burası vergi
veren bir işse, bu transferlerin yaptırılmaması
lazım. Bizden giden
Diagne, Arabistan 2. Ligi'nde 2 yıllık 11 milyon Euro aldı. Diagne o parayı alırken ben elimizdeki Lasagna'yı ne vererek tutabilirim. Oyuncuyla
kulüp arasındaki sözleşmeye bak kulübü
koruyan hiçbir şey yok. Oyunculara
da maden işçisi muamelesi yapılıyor.