Altay'ın 'Büyük Mustafa'sı olarak bu ülkedeki çamurlu sahaları da gördünüz, 3 Büyükler'i şampiyon da yaptınız. A Milli Takım'a EURO 2000'de çeyrek final oynattınız. Kısaca ülke futbolunun gelişiminde sizin alın teriniz bir hayli fazla. Bugün EURO 2032'nin ev sahipliğini alan, 2024'e giden bir Türkiye'yiz. O günlerden bu günlere gelinirken siz neler hissediyorsunuz?
Bir dönemden bahsediyoruz.
Statların zeminleri
yüzünden maça gitmek
istemezdiniz, o zamanlardan
bu zamanlara geldik.
Gerçekten muhteşem statlar yapıldı. Bir değişim ve çağ atlama yaşandı son 15 yılda. İnsanca maç seyredilebilen, futbolun
layıkıyla oynanacağı yerler. Böyle olunca
bunun yansıması da farklı oluyor.
Bizim dönemimizde o zeminlerde topu kontrol etmek için sihirbaz olmak gerekiyordu.
Tesisler güzel ama bunları da başarıyla taçlandırmak gerekmiyor mu?
Tabii ki tüm yatırımların karşılığı
olması gerek. Süreklilik arz etmesi lazım.
Biz bunu yapamadık. Evet zaman zaman
katıldık, katıldığımızda başarılı olduğumuz
zamanlar da oldu ama
bir ülkede futbol sevgisi, kulüplerin uluslararası başarısıyla ya da milli takımın başarısıyla doğru orantılıdır.
AĞAÇ FİDEDEN YETİŞİR, SONRA ORMAN OLUR
Tamam gidiyoruz, ev sahipliği alıyoruz ama bundan sonra nasıl bir planlama yapılması gerek?
arıma bile baktığınız
zaman,
her şey bir fideden yetişir ve ağaçlar orman olur. Tarımın altyapısı gibi futbolun
altyapısı da önemli.
Gençlere yatırım önemli.
Futbol oynanmaya başladığı ilk günden bu yana ciddiye alınmadan ilerlemiş. Futbolcu yetişirken
önce yaptığı mesleğin
kuralları ne,
onu öğrenmesi
gerek.
Saygı önemli. Kendine, arkadaşlarına, rakibe, seyirciye. Burada biraz geride kaldık. Kulüplerimizin Avrupa'daki başarıları,
Milli Takım'ın turnuva hakkı kazanması
yeniden heyecanı harekete geçirir. Tüm
takımlara pozitif yansır. Lig çekişmeli bir
lig olsa heyecan daha da artar.
İYİ BİR JENERASYON YAKALADIK
Milli Takım'da yerli mi, yabancı hoca mı olmalı tartışmaları yapıyoruz. Bugüne kadar başarılarda hep yerli isimler var. Kuntz neden tutmadı, Montella'da ışığı gördünüz mü?
Birinin niye tutmadığını, diğerinin
niye tuttuğunu söyleyebilmek çok
kolay değil. Görünen bir şey var; Milli
Takım şu an çok iyi bir jenerasyon yakaladı.
Milli takımlar teknik adamın fizik çalışma yapacağı bir yer değil. Futbolcular kulüplerinden hazır gelir. Burada psikolojik ve pratik çalışma yapılır. Farklı takımlardan
gelen oyuncuların ortak hareket edeceği
ortamı sağlamak gerekir.
Montella bunu sağladı. Oyuncuların vücut dilinden bunu görüyoruz. Milli
Takım ülke insanını üzdüğünde ilgi azalır.
Bakışlarda sevgi yoktur. Futbolcu kendini
değersiz hisseder. Kadın voleybol
takımımız başarılı oldu. Bunun değerlendirmesini
kim yapacak? Kamuoyu ve
ülke yöneticileri. Soyunma odasına
girer girmez, Cumhurbaşkanı ile
konuşmak sporcunun kendisini
değerli hissetmesine neden
olur. Haltercimiz, okçularımız
için de durum böyle.
Kendilerine değerin verildiğini üst düzeyden, alt düzeye kadar hissetmek sporcuya çalışmayla elde edilmeyecek bir motivasyon verir.
YÜRÜYÜŞLERİ BİLE DEĞİŞİR
Kısa vade 2024, uzun vade 2032 var. Öncelikle 2024'te ne yapmalıyız? Siz Almanya'da çalıştınız. Oradaki destekle neler yapabiliriz?
Elimizde potansiyeli olan bir kadro var. Almanya'da çalıştım ama benim orada iki önemli maçım var. Milli Takım'la Münih'te Almanya maçı, bir de Galatasaray'la Köln'de Monaco. Türkiye'de bu turnuva olsa daha farklı bir ortam olmaz. Almanya düzenliyor ama biz evimizde oynayacağız. Buradan pek çok insan gidecek ama oradakiler bize yeter. Bu Milli Takım'ın hedefi, ülke insanının bir beklentisi var. Ali'yle, Mustafa'yla, Robert'le, kiminle olduğun önemli değil. Önemli olan oraya gitmek. Bu ülke insanını mutlu ediyor, güven veriyor. Almanya'da başarıyı devam ettirirsen oradaki vatandaşımızın yürüyüşü bile değişir. Bunu ben yaşadım. Sosyolojik olarak önemli. 2032'ye gelecek olursak; buraya gelecek taraftarlara verilecek hizmet önemli. Sadece stat olarak değil, sosyal yaşam açısı, ulaşım olarak da. Ben bunu da sevmiyorum aslında, yapılacaksa tek ülkede yapılsın. Bizim bu potansiyelimiz var. Çok rahat yaparız. İnşallah İtalyanlar o güne kadar çekilir.
İlk 3'e girer miyiz?
Milli maçların havaları çok farklı. Girmişliğimiz var. Yapıldıysa bir kez daha yapılabilir. Son 30 yıllık kadroları değerlendiriyorum Bu son 30 yıldaki en değerli iki kadrodan biri. Biri bizim 90'lı yılların sonu, 2000'li yılların başı. Daha bu kadroya çok isim katılacaktır.
FUTBOL BİR ELEKTRİK OYUNU
Milli Takım'da hoca yerli mi olmalı?
Dünya futbolunun önde gelen ülkelerine
bakınca milli takımların başında
genelde o ülke insanı vardır. İngiltere'de
Premier Lig'de başı çeken takımların
hocaları yabancıdır ama milli takımda
göremezsin. Fransa'da, İtalya'da,
İspanya'da, Almanya'da bu böyledir.
Ben olaya öyle bakmıyorum.
Futbolun dili ortaktır. Önemli olan bu insanlarla aynı duyguda buluşmak ve yansıtmak. Futbol bir elektrik oyunu. Sadece saha içinde olmaz. Milli
takımdaki çalışmalar psikolojiktir.
MONTELLA DOĞRUSUNU YAPTI
Milli Takım'a oyuncu almanın kriteri nedir? Montella, F.Bahçe'de oynamayan Samet Akaydın'ı direkt kadroya koyunca insanlar çok şaşırdı.
Samet ve benzeri örnekler, bunların
başarılı olmak mecburiyeti vardır.
Kendi takımında oynamayıp ülkenin en büyük takımında görev yapmak, oyuncuya güveni gösterir. Montella, Samet'i tanıdığı, neler yapabileceğini
bildiği için eleştiriyi de
göze alarak seçti. Hem kendine
hem de sporcuya güven ayrı bir şey.
Montella sadece Samet'i değil
Emre Akbaba'yı, Ertaç Özbir'i, Yunus Akgün'ü, Yusuf Sarı'yı aldı. Kampa
girildiğinde Montella'yı tanımayanlar,
onunla ilgili bilgiyi kimden alacak?
Onlardan. Buradan da negatif
bilgi gidemez. Böylece güven
ve sempati duygusu oluşur.
Zaman kısaydı. Montella doğru yaptı.
ARDA ÇOK ZEKİ
Arda
Güler de Milli Takım'a katılacaktır herhalde Üst üste gelen sakatlıkları, kendini göstermek için çok yüklenmesinden olabilir mi?
Muhtemelen... Fiziksel olarak
değerlendirmemek gerek.
Üzerindeki o yoğun baskı, psikolojik olarak bulunduğu durum bu sakatlıklara ortam hazırlar. Arda
son 30-40 yılda Türk futboluna gelmiş
en zeki ve yetenekli isimlerden biri.
Yaratıcı. Daha katabileceği çok şey var.
Kazanılması mümkün olmayan yetenekler
onda şu anda var. Fiziksel olarak kendini
geliştirmesi gerek.
FİKİR SORAN OLMADI
Bugüne
kadar yaşadığınız şampiyonluklar içinde sizin için en özeli desem?
Hepsi çok özel. Altay'da yaşadığım bir başka.
Çünkü Altay'ı Süper Lig'e çıkardık. İlk şampiyonluğumu
Galatasaray'da yaşadım. Beşiktaş
ve Fenerbahçe'de de şampiyonluk yaşayan ilk
Türk hoca oldum.
Siz
artık Türk futbolunun üst aklısınız. Çok önemli turnuvalar var önümüzde. TFF'den arayıp görüş, fikir alıyorlar mı? Böyle bir çalışma olmadı. Fikir soran şu ana
kadar yok.
İŞİN KURALINI BİLMEZSEN HAKEMLE MUHATAP OLURSUN
Yetenek
doğuştan mıdır hocam?
Öyledir. Çalışarak bazı şeyleri elde edebilirsin. Süper yıldız olamazsın ama iyi bir futbolcu olursun. Saha içinde yapacağını bilirsin. Yaptığın sporun kurallarını öğrenirsin.
A sınıf dediğimiz pek çok oyuncu hâlâ kuralları bilmiyor. Bilmiyorsan sürekli gidip hakemle muhatap olursun. Türkiye'deki kadar hiçbir ülkede hakemle muhatap olan sporcu grupları görmüyoruz. Bu
hakemleri bu kadar konuşmamızın nedeni bu mu? Yoksa hakemlerimiz de mi kötü? Nasıl futbolcunun yeteneklisi varsa hakemin de yeteneklisi, yeteneksizi var.
Hakemler mahşeri statların yalnız insanları. Ortamlardan etkilenebiliyor, vücut dillerini kullanamıyorlar. İnsanın olduğu her yerde hata oluyor. A
rtık VAR var. Buna rağmen hataları nasıl yorumlarsınız? VAR kararını da bir insan veriyor. VAR'ın
futbolun heyecanını öldürdüğünü düşünüyor musunuz? Futbol kesintiye uğramaması gereken bir spor. Ben VAR'ın 4-5 dakika inceleme yapmasına karşıyım.
Sevinci bölüyor. Tekrar aynı duyguya yükselemiyorsun. Ama iyi kullanıldığında faydalı bir sistem.
BURAK'TAN UMUTLUYUM
Gelelim lige. Yarışta G.Saray ile F.Bahçe arayı açtı. Bu hafta sonu G.Saray-Beşiktaş derbisi var. Bir tarafta genç yaşına rağmen şampiyonluklar yaşamış Okan Buruk, diğer tarafta çiçeği burnunda Burak Yılmaz. Nasıl bir derbi bekliyorsunuz?
İkisi de öğrencim. Çok sevdiğim, başarılı sporculukları
olan, ikisi de zeki ve sempatik. Okan
daha önce başladı, başarıları var. Burak'ın da önü
açık, bu haftaki maçın sonucu ne olursa olsun
önü açık.
Beşiktaş bu maçta şartlar ne olursa olsun Galatasaray'a kaybeder diye bir şey yok. Derbilerde neler yaşandığını yıllardır biliyorum.
Ne sonuçlar gördük. Her şeye rağmen Burak
için önemli bir sınav olacak ama sonuç ne olursa
olsun
Burak'ın geleceğini
etkileyecek bir şey
olmaz. Burak'ın antrenörlüğünden
son derece umutluyum.
Beşiktaş, Burak Yılmaz'la devam etmeli mi? Dışarıdan benim fikir söylemem doğru
olmaz ama yönetim değişecekse, yeni bir teknik
adam gelecekse bile o da Burak Yılmaz'la devam edebilir.
Burak daha yolun başında. Asistanlık dönemini en
iyi şekilde götürebilir.
Derbide kadro olarak şanslar nasıl? Galatasaray bir adım önde görünüyor ama yıllarca
bunu yaşadığım için her şey olabilir.
F.BAHÇE SON 40-50 YILIN EN İYİ KADROSUNU KURDU
Fenerbahçe'yi şampiyon yapan ilk Türk hocasınız. Bu sezon şampiyon olur mu?
Çok iddialı olmasın ama Fenerbahçe belki
de
son 40-50 yılın en iyi kadrosunu kurdu. Çok kaliteli oyunculara sahip oldular..
Yenilgisiz gidiyor. Bu, baskı oluşturur mu?
Namağlup olan takımı yenmek isteyen rakipler
daha hırslı oynayabilir. Bunu ilk ben başarayım,
ben yeneyim düşüncesi olur. Bu da dezavantaj
olabilir. Ama
Fenerbahçe, tecrübeli ve saha içi liderleri olan bir takım.
Yabancı sayısı çok tartışılan bir konu, yorumunuz nedir? Kaliteli yabancılar, yerlileri oynatmak açısından etkili midir?
İyi futbolcularla seyredilir hale gelen
bir dal futbol. Ekip arkadaşların,
potansiyelini ortaya çıkarmak için
etkendir. Saha içi denen bir dil var. Milli Takım'ın oynadığı
son maçlara bakarsanız Galatasaray ve Fenerbahçe
ağırlıklı oynayanı, oynamayanı görev yapıyor. Bu bir
rekabet.
Senin potansiyelin varsa önünün kesilme ihtimali olmaz. Son örneği Arda Güler. Yerlisi, yabancısı yok. İyisi var, kötüsü var. 85 milyonluk bir ülke için bu yabancı sayısı fazla
ama madem uluslararası rekabetin içindesin, ayak
uyduracaksın ama madden zaten uyduramıyorsun.
Liginin değerinin diğerlerinin yanında
esamesi okunmuyor. Avrupa'da bir kazanan
burada 2-3 kazanıyor. Milli Takım'da
görev yapanlara bakınca Türkiye kısmen
de olsa ihracatçı bir konuma da
girdi.
Yabancı sayısında, artılı sistemleri sevmiyorum. Rakam düz olmalı.
AVRUPA'DA SONUNA KADAR GİDER
Bu sene Avrupa'da bir kupa gelir mi?
Fenerbahçe bu kadrosuyla yolun sonuna kadar
gidebilir. Beşiktaş için son oynadığı karşılaşma
psikolojik olarak bir olumsuzluk yaratmış
olabilir ama büyük bir camia. 3'ü de gruptan
çıkar. F.Bahçe'nin yolu daha açık görünüyor.
G.Saray'ın şansını nasıl görüyorsunuz?
Kopenhag maçı benim için sürpriz oldu.
Orada düşündüğümü yapsa 6 puan olacaktı
ve çıkması garanti gibi olacaktı. Galatasaray,
Kopenhag karşısında 2-0'dan döndü. Her
takım her takımdan puan alabilir.