Bu finalin bizim için en büyük gurur kaynağı, maçın İstanbul'da organize edilmiş olmasıydı.
Zaten 2005 finali hâlâ unutulmazlar arasında. O finalde de övgüler almıştık. Son finalde de her şey çok güzeldi…
Tabii ne olursa olsun Atatürk Olimpiyat Stadı'na gitmek kolay değil. Buna rağmen seyircilerin stadyuma girişleri rahattı.
Finali yorumlayan Ömer Üründül'ün oğlu Emir de yanındaydı.
PARİS'TE YAŞANAN REZALETİ HATIRLAYIN
Maçın ardından ödül töreninden 15 dakika sonra stadı terk ettim. Dışarıda bir olumsuzluğa rastlamadım. Doğal olarak trafik tıkanıklığı vardı.
Hele geçen seneki Paris'teki Real Madrid-Liverpool finalindeki rezaletten sonra İstanbul'da cumartesi gecesi adeta tozpembeydi. Ben her maç öncesi yorum da yaptığım için kendim oturup uzun süre maçı kafamda oynarım. Şöyle bir karşılaştırma yapmıştım; Manchester City müthiş bir sezon geçiriyor. Üst düzey bir pas trafiğine sahip.
Ofansif gücü yüksek bir takım. Premier Lig ve FA Cup'ı da kazandılar. Tabii ki favori gözüküyorlardı.
İNTER GÜÇLÜ RAKİBİNE KOLAY TESLİM OLMADI
Bir de diğer cepheyi analiz ettim; İnter, City kadar kesinlikle iyi saha içi organizasyonuna sahip bir takım değil. Ama kadro yapısına göre çok iyi bir oyun planları var.
Rakip ataklarda geride alan daraltarak çok iyi yerleşiyorlar. Finale gelirken çok az gol yemeleri, İtalya Kupası'nı kazanmaları genelde İnzaghi'nin oynattığı tutucu futbola rağmen işi görebiliyor. Bunların hepsini analiz ettiğimde hatta maç öncesi de söyledim; 'City favori ama İnter'in kolay teslim olacağını düşünmüyorum' diye.
Maç tam tahmin ettiğim gibi gelişti. City, maçın büyük bölümünde oyunu domine etmesine rağmen çok az pozisyon buldu. İnter ise iyi mücadele etti, iyi savunma yaptı. Beklediğimden de fazla pozisyon buldu. Sonuçta Rodri'nin mükemmel golü neticeyi tayin etti. Sezon boyunca takımın görünmeyen oyuncularından biriydi.
İKİ TÜRK'ÜN SAHADA OLMASI GÖĞSÜMÜZÜ KABARTTI
Gelelim bizim futbolcularımıza; tabii ki böyle bir finalde 2 Türk futbolcusunun oynaması bizim için de çok önemliydi. Her ikisi de bütün sezon hem kendi liglerinde hem de Avrupa kulvarında üst düzey performans sergilediler.
Final maçında ise Hakan Çalhanoğlu, beklentilerin altında kaldı. Bunun da en önemli nedeni karşıdaki rakipti. Orta sahada rakibin önemli ve etkili pas trafiğini kesmek için oynadığı sürece ikili mücadelelere yoğunlaşmak zorunda kaldı. Bu yüzden ileri dönük bir katkı veremedi.
İlkay ise takımın zaten orkestra şefi. Müthiş futbolu ve oyun zekası var. Guardiola'nın pas oyununun yönlendirilmesindeki en önemli isimlerin başında geliyor. Bu özelliklerinin yanında bir artısı da kritik pozisyonlara çaktırmadan girmesi ve kritik goller atması ama İnter'in iyi savunması karşısında bu artısını ortaya çıkaramadı.
ÇILGIN ENERJİ
Manchester City'nin İstanbul'da İnter'i 1-0 yenerek Şampiyonlar Ligi Kupası'nı kazanması Avrupa basınında manşetlerden görüldü. Öne çıkan başlıklar şöyle: The Telegraph: İstanbul'da Rodri ve Ederson'un kahramanlaştığı maçta City üçledi. The Guardian: Manchester City bu yıl 3 kupayı da aldı. Sunday Express: Rodri tam bir Türk lokumu. City, tarih yazdı. Corriere dello Sport: Guardiola Şampiyonlar Ligi kupasını kaldırıyor, ama İnter de sahadan alkışlarla ayrılıyor. İstanbul'daki final organizasyonunda çılgınca bir enerji vardı. Açılış törenindeki 6 dakikalık yüksek kalitedeki müzik, Amerikan Futbolu Ligi (NFL) finali Super Bowl'un devre arası şovlarına göz kırpan bir gösteriydi. La Gazzetta dello Sport: Çalhanoğlu evinde acı yaşadı. Tuttosport: İnter'in rüyası kesintiye uğradı. Hakan Çalhanoğlu nedeniyle Türkler İnter'i destekledi. İstanbul'da geceye hakim renkler mavi-siyahtı. La Stampa: İnter finalde yenilse de İstanbul'dan başı dik bir şekilde ayrıldı.