Almanya'da düzenlenen Milli Takımlar Dünya 3 Bant Bilardo Şampiyonası'nda üst üste 3'üncü, toplamda ise 7'nci kez Türkiye'ye şampiyonluk yaşatan, Semih Saygıner ve Tayfun Taşdemir ile şampiyonluğun öyküsünü konuştuk. İşte tüm detaylar...
2003'TE BAŞLAYAN VE 7 ŞAMPİYONLUĞUN 5'İN SİZ VARSINIZ. BAŞROLDE HEP SİZİN OLMANIZIN SIRRI NE?
BAŞARIMIZIN SIRRI SAYGI VE GÜVEN
TAYFUN TAŞDEMİR: Takım sporunu seviyorum. Özellikle Milli Takımlar olduğu zaman çok daha fazla sorumluluk artıyor, zaferi kazandıktan sonraki duygu durumu çok keyifli benim için. Hangisini tercih edersiniz derseniz her zaman milli takım derim. Bireyselde de çok turnuva kazandım ama milli takımdaki yaşadığım haz benim için çok daha farklıydı. Türk bilardosunda 4 farklı takım var 4'ü de Dünya Şampiyonu oldu. Türk sporcuların birbiriyle olan uyumu iyi. Biz de hasetlik yoktur. Kabulleniş, güven vardır. Ustalığa ve beceriye saygı vardır.
MİLLİ TAKIMI DÜNYA KLASMANINDA 1 NUMARAYA YÜKSELTTİNİZ. ARTIK HEDEF ÜLKE OLDUK DİYEBİLİR MİYİZ?
TAYFUN TAŞDEMİR: 2003 ve 2004'te gelen şampiyonluklardan sonra hep hedef ülkeydik. Milli takımlar bazında toplamda sanıyorum 20 defa kürsü var. 1 kere ikinci olmuşuz. Yani bu şu demek 8 kere final oynamışız 1 kere kaybetmişiz. Çok büyük bir istatistik. Düşünün o kazanma azmini ve gücünü.
SEMİH SAYGINER İLE TAKIM OLMAK NASIL BİR HİS? BİRBİRİNİZLE UYUMUNUZU NASIL SAĞLAYABİLDİNİZ?
USTA VARSA GÖZÜNÜZ KAPALI BİLE OYNARSINIZ
TAYFUN TAŞDEMİR: Ustanın yanında bırakın bilardo oynamayı bazen konuşurken bile heyecanlanıyorum. Benim için de diğer sporcular için çok özel bir yeri var. Usta ile 2001'de başlayan bir serüveniniz var. O dönem ben yeni yeni başlıyorum. Ortağım ise Semih Saygıner gibi dev. Büyük baskıydı benim için. O baskıyı kaldırmak inanın çok zordu. Sonra beraber uzun antrenmanlar yapmaya başladık. Birbirimizi daha yakından tanıdık. Takım arkadaşı olduk. Çalışmalarla o baskı ortadan kalktı ve başarıya dönüştü. Ama çok zor zamanlardı. 2003'te de dünya şampiyonluğunu getirdik. Oradaki duygu durumunu hala unutmuyorum. Benim için çok özel bir şampiyonluk. Ve hiçbir zamanda unutmayacağım. 2003'te oynadığım ruh haliyle 2023'te oynadığım ruh hali arasında dağlar kadar fark var.
RAKİPLER DE DÜNYA ŞAMPİYONLARIYDI
TAYFUN TAŞDEMİR : Şimdi tabi bu sene oynarken ayrı bir anekdot vereyim. 2 tane dünya şampiyonu olmuş sporcudan oluşan milli takım vardı. Bir tanesi Belçika Frédéric Caudron ve Eddy Merckx'i oynuyordu. Ve bizde Dünya Şampiyonu olmuş 2 sporcu olarak milli takımı oluşturduk Türkiye adına. Favori ülke olarak bizi gösteriyorlardı. Bu güvenle oynamak başkaydı ama benim için bu güven her zaman vardı. Sadece benim pozisyonum değişti ustanın pozisyonu 2001'den beri kazandığı şampiyonluklar ve Dünya şampiyonluğuyla beraber aynı zaten. Usta ile oynamak benim için her zaman güven vericiydi.
BU ŞAMPİYONAYA ÖZEL BİR HAZIRLIK OLDU MU?
HİÇ BERABER OYNAMADAN KARŞILAŞMAYA ÇIKTIK
Maalesef o hazırlığı yakalayamadık. 2003-2004'tü gördüğünüz şu masaların hepsi şahittir (salondaki masaları işaret ediyor) 7'şer 8'er saat sürekli usta ile antrenman yapıyor, pozisyonları analiz ederek atışlar yapıyorduk. Semih usta bana şampiyonluğun ruhunu anlatıyordu. Ama 2023'teki Dünya şampiyonası öncesi antrenman yapamadık. Birebir aynı masayı paylaşmadık. Ama birbirimizi çok yakından tanıyorduk. Onun avantajını kullandık.
KARİYERİNİZDE UNUTAMADIĞINIZ BİR MAÇ VAR MI?
ELLERİNİN ZANGIR ZANGIR TİTREDİĞİNİ GÖRDÜM
TAYFUN TAŞDEMİR : Milli takım olarak 2003'teki final maçı benim için unutulmaz bir maçtı. 2003'te finale geldik. Karşımızda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri Belçika ve o zaman gene çok başarılı dünya sıralamasında ilk sekizde bulunan bir sporcu vardı. O zaman gene usta maçını sayı olarak da baya fazla fark ile 3-1 kazandı. Ben de 2-0 gerideyim. İlk 4 veya 5 ıstakada sette 14-4 öndeyim. 1 sayı alsam şampiyonluğumuzu ilan edeceğiz. Usta maçı bitirmiş beni bekliyor.! Bir sene önce Dünya şampiyonu olmuşuz bu ikinci sene bütün yurt dışında yaşayan Türkler oradalar. Fransa Belçika Hollanda her yerden inanılmaz bir seyirci desteği vardı. Ben çıkıyorum sahaya maç sayısını almak için 1 dakikalık tempolu alkışlar destekler hadi yap da zaferi kutlayalım der gibi. Bu bende öyle biri heyecan oluşturdu ki… Birinci defa denedim olmadı, ikinci defa olmadı, üçüncü seferde olmadı. O zaman bende baskı iyice arttı. Basit atışları bile kaçırıyorum. Tabiri caizse yük omuzlarınızda size aşağı çekiyor. Ortağınız çok iyi bir iş yapmış. Benim bir set almam yeterli 20 dakika boyunca atamadım. Rakip de 14-4'den maç 14-14'e geldi. Rakip maç sayısı vuruyor. Alamadı. Bana geçti sıra son sayıda maçı kazandık. Şampiyon olduk ama ben sevinemedim bile dedim ki ''Usta bu kadar mı kaçırılır'' bu arada seyirciler de maçtan sonra Tayfun dediler senin için etmediğimiz dua kalmadı. Sayende Allah'a daha yakın hale geldik dediler. Salon sporu olduğu için seyircilerle devamlı kontak halinde olabiliyoruz. O şampiyonlukta seyircilerin heyecandan ellerinin zangır zangır titrediğini gördüm.
O GÖRÜNTÜLER YAYINLANSA YER YERİNDEN OYNARDI
SEMİH SAYGINER: Hakikatten ben orada oturuyorum maçı bitirmişim. İlla sayıyı yapacak diye güveniyorum. Hiçbir zaman negatif bir enerji vermem.
Ben görevimi yaptım o yapamadı falan gibi bir durum yok. Ben istiyorum ki o yapsın ama arkadaş işler ters gidiyor. Basit sayılar da gelmiyor. Maç bitti fırladım ayağa Tayfun'un suratı düşük ''ya usta bu kadar sayımı kaçırılır'' dedi. Tabi bende dün gibi hatırlıyorum aklımda. Şimdi ki teknoloji olsaydı, o görüntüler bugünkü gibi yayınlanmış olsaydı Türkiye'de başka bir şey konuşurduk böyle bir atmosfer yok binlerce Türk Avrupa'nın her yerinden gelmişler ağlayan ağlayana. O atmosferi görmeniz lazımdı çok başkaydı.
HANGİ DUYGULARLA GİTTİNİZ DÜNYA KUPASI'NA?
ÜÇ ÖZEL DUYGUYLA GİTTİK
TAYFUN TAŞDEMİR : Las Vegas'ta ferdi dünya kupası vardı. Şampiyon olduğumda hiç sevinemedim. Çünkü Türkiye olarak depremden dolayı içimiz kan ağlıyordu. Psikolojik olarak iyi değildik. Bireysel olarak sevinmemin uygun olmayacağını düşündüm. 2023'teki Dünya Şampiyonluğu'na 3 özel duygu ile gittim. İlki Ustayla 20 yıl sonra tekrar aynı takımda olmak. İkincisi Türkiye'nin deprem dolayısıyla yaşadığı özel durumu. Son alarak ise üst üste 3. Dünya şampiyonluğu. Çünkü bu Türkiye'nin tarihinde yok. Zaferde ise bu üç özel duygunun getirdiği sevinç ise gerçekten büyük oldu. Ben de böyle sevineceğimi hiç düşünmedim. Çünkü çok fazla sevinen bir tip değilim. Hatta bu özelliğim arkadaşlarım tarafından eleştirilir. Ama orada neler oldu neler yaşandı bende bilmiyorum.
DEFALARCA ŞAMPİYON OLDUNUZ… BAŞARILARA ALIŞIK BİRİSİNİZ. ANCAK "SON ŞAMPİYONADA HAYATIMDA HİÇ BU KADAR DUYGULANMAMIŞTIM" DEDİNİZ. BU DUYGUNUN ALTINDA NE YATIYOR?
TAŞ KALPLİ DEĞİLİM TABİKİ AĞLADIM!
SEMİH SAYGINER: Yaşadığımız bu feci durum, deprem hepimizi derinden etkiledi sanki aileden birini kaybetmişçesine üzüntü yaşadık. Bir hafta uyuyamadım. Fakat bir şekilde onarılmaya da ihtiyacımız var. İşte milli takım düzeyinde olduğu için bu aktivite, Türkiye'nin içinde bulunduğu bu durum bizim orada yaşadığımız olay aslında bir dışa vurum. Bunu bir sevinme olarak görmemek lazım. Depremde göçük altından bir çocuk çıkarıldığında insanlar nasıl seviniyorsa bu da aslında öyle bir sevinme. Çünkü onarılmaya, hayata ihtiyacımız var. Bu sevinç bir göbek atma değil, bu bir dışa vurum. Bende de aynı şey oldu. Hiç ağlayan biri değilim, taş kalpli falan değilim. Ama o anlarda ağladım. Ülkede yaşananlar çok ağırdı. Ülkeyi böyle bir hassas durumda temsil etmek. Ufacık da olsa bir gülümseme yarattıysa bu yaptığımız şey ben çok doğru bir şey yaptığımızı düşünüyorum. Hiçbir şey yokmuş gibi teşekkürler diyerek kupayı alsaydık çok yapay olurdu. 'O an bizden çıkan neyse o doğrudur.'
20 SENE SONRA DA MİLLİ TAKIM İLE BİRLİKTE DÜNYA ŞAMPİYONU OLDUNUZ. 2003'DEKİ İLK ŞAMPİYONLUĞUNUZ DA TAYFUN TAŞDEMİR VARDI. 2023'TEKİ SON ŞAMPİYON OLDUĞUNUZDA DA. BU UYUM İÇİN NELER DİYECEKSİNİZ?
ARAMIZDAKİ STATÜYÜ KALDIRDIK…
SEMİH SAYGINER: Biz zaten genel olarak bilardo camiası olarak uyumlu insanlarız. Gerçeklerle hareket eden insanlar uyum sağlarlar birbirlerine. Ne kadar yalan dolan işler varsa orada uyum bozulur. Yaptığımız sporda buna çok müsait. Sürekli pozisyonları tartışıyoruz hataları tartışıyoruz. Bir saygı çerçevesinde ilerliyor her şey. Bu yüzden uyum sağlamak çok zor değil. Paylaştığımız şey mesleğimiz, sporculuğumuz o zaman kolay oluyor her şey. Bir de Tayfun ile özel durumumuz var. 2003'te milli takımlar dünya şampiyonasına dünya çapında oyuncumuz yoktu O dönem Tayfun, iyi performans gösteriyordu. Ama tecrübesi yoktu. Benim orada abi olarak, usta olarak bir görevim vardı. Baskı unsuru olacak şeyleri ortadan kaldırmam gerekiyordu. Eğer bir şampiyonaya gidip ülkeyi temsil edeceksen o baskıyı kaldırmam gerekiyordu. Bir şey öğretmek anlamında demiyorum arkadaşlık kurduk. Aramızda yaş farkında var. Ben o onun gözünde başka bir yerde oluyorum bunların hep bilincindeydim. Onun için arkadaşlık kurduk o da rahatladı. Aramızdaki statükoyu kaldırdık. Aynı seviyede gördü bizi. Bunlar çok önemli şeyler. Hiç unutmam bir gün antrenman sonrası Tayfun bana: "usta ben bir şeyi merak ediyorum bizi kim yenecek" dedi. Bu çok önemli bir özgüven cümlesiydi.
HER SENE FARKLI TAKIMLARLA GİRİLMESİNE RAĞMEN ŞAMPİYONLUK DA GELİYOR. BU İSTİKRARLI BAŞARI NASIL GELİYOR?
8, 10 YAŞINDAKİ ÇOCUKLAR BİR TOPA VURUYORLAR AKILLARA ZARAR…
SEMİH SAYGINER: Demek ki doğru şeyler yapılmış bir ekol deniyor ya bir kültür. Benim bilardoya başladığım uluslararası camiaya gittiğim dönemlerde 2. bir oyuncu yoktu yani çok zordu. Sporu sevdirerek, aşılayarak.. Benim enerjim her yere yeter. Benim enerjim bitmez. Herkese yetişirim. Dolayısıyla ben de bir ekol yarattığımı düşünüyorum. İşte ''ben de Semih Saygıner gibi olacağım'', ''bende bilardo oynayacağım'', ''bende gideceğim ülkeyi temsil edeceğim'' diye diye burada potansiyeli arttırıyorsun. Gençler de geliyorlar. Şimdi de gençler var 8 yaşında 10 yaşında çocuklar var bir topa vuruyorlar Akıllara zarar. Neden işte sevdirerek yapıyoruz ondan dolayı. Doğru bir ekol olduğumu düşünüyorum. Arkamdan gelenlere de hiç bir zaman bildiklerimi saklamadım ne biliyorsam gösterdim, anlattım. Bakın öğrettim demiyorum bu kelimeyi pek sevmem anlattım sadece bak şöyle bak böyle. Beraber antrenmanlar yaptık nitekim böyle oldu.
TÜRKİYE'DEN KİM GİDERSE GİTSİN GERÇEKTEN ŞAMPİYON OLUR MU? DÜNYA BİLARDOSUNU NASIL DOMİNE ETMEYE BAŞLADIK? TÜRKİYE BAŞI MI ÇEKİYOR
YENİ NESİL GÜMBÜR GÜMBÜR GELİYOR... 3 BANTTA DOMİNE EDİYORUZ
SEMİH SAYGINER: Geçen sene Bilardo federasyonunun Gölbaşı'ndaki tesisinde bir tören yapıldı. Bu törende ben dünya kupasını kazanmıştım Mısır'da. Üstüne Tayfun Taşdemir ve Can Çapak ile şampiyon olmuştu. Ama Lüttfü Çenet'le Murat Naci Çoklu da bir önceki turnuvada dünya şampiyonu olmuşlardı. Orada o dörtlü bir de ben vardım. Federasyon kupa devri yaptı. Yani Tayfun'la Can'a devrettik kupayı gibi bir durum oldu. Orada dedim ki biz domine ediyoruz. Edeceğiz de bilardoyu dedim özellikle 3 bant dalında. Türkiye'den bir oyuncu kitlesi var hangi ikiliyi yapsanız şampiyon olur dedim dediğimde çıktı yani çünkü o kadar çok iyi bilardocu var ki Türkiye'de. Süreli söylüyorum röportajlarımda Şuan 16 yaşında Burak Haşhaş. 21 yaş altı dünya gençler şampiyonu. 17 yaş altı Avrupa şampiyonu Burak Haşhaş yeni Semihler, Tayfunlar geliyor, gelecek. Gelmesi için de bizim çaba sarf etmemiz gerekiyor. Bunu da iyi yaptığımı düşünüyorum geçmişte. İyi yaptığım için de bir sürü yeni jenerasyon, 2. Jenerasyon, 3.jenerasyon oyuncular geliyor. Bu çok mutlu edici bir şey.
KAÇ JENERASYON BU BAŞARIYI TAŞIYABİLİR?
HERKESE SAYGIM VAR AMA ÜLKEMİ DE KORURUM
SEMİH SAYGINER: Doğru hamleler yapılırsa bütün spor branşların da ülke başarılı olur. Bir spor politikası ve doğru hamleler gerekiyor. Türkiye bir Kore modeli olabilir. Nedir Kore modeli anlatayım. Kore bugün dünya bilardo piyasasını yönetiyor. Bizde ıstaka üretilmiyor mu? Bizde masa üretilmiyor mu? Bizde oyuncu mu yok? Var… Her şey var yumurta var domates var yağ var ama menemen yapamıyoruz. İşte bunun için bizim daha görünür olmamız gerekiyor. Mesela Kore'de bilardo tv kanalları var ya da spor kanallarının sürekli bilardo yayınladığı dönemler var. Bizde yayınlayalım bizde anlatalım ki devam etsin. Orada bilardoyu öğretelim. Kore'de öyle; bilardo, tenis, golf kanalı var. Televizyonlarda oturup seyrediyorlar orada anlatıyorlar sürekli. Dediğim o, 8-10 yaşındaki jenerasyon buradan yürüsün. O çocuklar belki 20 yaşında dünya şampiyonu olacak. Yoksa anarsınız bizi 30 sene 40 sene sonra Bir Semih vardı, bir Tayfun vardı dersiniz ne şampiyonluklar yaşandı şimdi yok dersiniz.
DÜNYA BİZİ KONUŞUYOR! DÜNYA TÜRKLER GELİYOR AMAN ALLAH'IM DİYOR…
SEMİH SAYGINER: Onun için bunu desteklemek gerekiyor bir politikamız olması gerekiyor bununla alakalı. Parasal bir şeyden bahsetmiyorum. Pastanın neden %0.03 ünü alıyoruz bilardo ekonomisinin dünyadaki Kore %70'ini alıyor. İsim oyuncumu yok. Ben varım, Tayfun var, Naci var. Dünya bizi konuşuyor. Dünya Türkler geliyor aman Allah'ım diyor…
ARTIK KURADA TÜRK SPORCU ÇIKTIĞI ZAMAN "YANDIK" DİYORLAR! BİZİ ÇEREZ GÖRÜYORLARDI ŞİMDİ KORKUYORLAR
SEMİH SAYGINER: Üreticiyi destekleyeceğiz, bilardo sporunu destekleyeceğiz. Türkiye'ye para gelecek. Şuan bütün dünya Türkiye'yi konuşuyor. Şimdilerde kurada Türk sporcu çıktığı zaman 'yandık' diyorlar. Konuyu milliyetçi bir yerden anlatmıyorum. Ben dünya vatandaşım. Herkese saygım var ama ülkemi de korurum. Bizi çerez görüyorlardı şimdi korkuyorlar. Bunu sadece Federasyondan bekleyemezsin bunun bir spor politikası olması lazım. Bir takım kurumların parayı başka yerlere kanalize etmesi lazım. Varsa yoksa futbola kanalize olmak olmaz…
BAŞARILI OLMAK İLE EKOL OLMAK FARKLI MI?
EKOL OLMAK DOST OLMAYI ARKADAŞ OLMAYI GEREKTİRİR
SEMİH SAYGINER: Başarılı olmak ile ekol olmak bence farklıdır. Ekol olmak için kişisel gelişim gerekir. Okul da ne demektir. Bilgilerini doğru aktarabildiğin yerdir. Onu aşağılamadan küçümsemeden kırmadan en iyi şekilde aktarabildiğin yerdir. Yani şu değildir gel bakayım buraya sen bilmezsin şimdi sana öğreteceğim geç bakım şuraya değildir. Biraz bunu değiştirmek gerekiyor. Ekol olmak için bir konuda kişinin kendini geliştirmesi gerekiyor. Bazı taraflarını traşlaması gerekir. Tecrübesi ya da yaşı ileriyse bu durumdan kurtulması gerekiyor. Gezegene önce ben geldim oğlum bir dur bakım yerini bil değil. Dostça, arkadaşça. Bir konuda liderlik ettiğin zaman ekol olursun. O nasıl olur? Liderlik aslında bir çobanlık değildir. Liderlik çok iyi dostluk ve arkadaşlık kurmayı gerektirir. Bütün yaş farklarına rağmen iyi arkadaşlık dostluk kurduğun vakit birde liderlik edersen işte bu oluyor.
TURNUVAYA BAŞLARKEN ETAP ETAP MI DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
OYUN O KADAR BÜYÜK Kİ HEPİMİZİ HACAMAT EDER
SEMİH SAYGINER: Hiç etap etap düşünmüyoruz tek bildiğimiz şey var standart açılış vuruşu onun dışında hiç bir şey bilmiyoruz gelene göre hareket ediyoruz. Doğaçlama yapıyoruz. Biraz golf gibi düşünmek lazım aslında topu koyup vurmadan önce bildiği hiç bir şey yok golf oyuncusunun topun nerde duracağını nasıl vuracağını bunun gibi bir sürü değişken var onun için bir plan yapamazsın. Rakibe göre de plan yapmazsın. Bire bir kontak olan bir spor değil siz oynarken rakibiniz oturuyor o oynarken siz oturuyorsunuz ya da. Topu çok iyi kontrol ettiğimizi düşünmemize rağmen oyun o kadar büyük ki hepimizi hacamat eder yani. Biz oyunun çok küçük bir yerini kontrol ediyoruz ve hala acayip gözüküyor dışardan oyunu tamamen kontrol edebilsek dersinki bu ne kardeşim. Ama o kadarını yapamıyorsun plan yapıyorsun hiçbir zaman planın istediğin gibi olmuyor.