SORU: Arda Güler tartışması devam ediyor. Jesus, "Ben daha çok süre verdim geçmiş sezona göre" dedi ve adeta kendini savunma ihtiyacı duydu. Arda, Fenerbahçe'yi uçurur mu 11'de oynarsa?
GÜRCAN BİLGİÇ: İşler çıkmaza girdiğinde bir
kurtarıcının peşine düşülür. Fenerbahçe, Dünya Kupası
öncesinde her maç bir-iki oyuncusunu parlatıyordu.
Tüm takım performans krizi içinde. Arda Güler'in
ekstra yeteneklerini görenler de sahada istiyor onu.
Ama şampiyonluk yükü 17 yaşındaki bir oyuncunun omuzlarına verilmeli mi? Sanıyorum Jesus bunun farkında.
Daha önce "Ocak'tan sonra Arda ilk 11'in parçası
olur" dedim. Sistem ile çözemiyorsanız, yetenek
ile farklılaşırsınız.
Hoca bunu anlayacak.
ALİ GÜLTİKEN: Hiçbir futbolcu tek başına her
şeyi yüzde 100 değiştiremez ama fark yaratabilir. Arda
da böyle bir oyuncu.
Görev yaptığı anda hem kendi oynayabiliyor hem de takımını oynatabiliyor. Bu çok önemli bir özellik. Süre aldığı bölümlerde
bunu her seferinde tekrar ettiği için doğal olarak
taraftar da onu daha fazla sahada görmek istiyor.
F.Bahçe'nin elinde ciddi bir kadro derinliği olduğunu
görüyoruz. Jesus, her şeye rağmen kadroyu oldukça
iyi kullandı ama futbolun ruhunda var;
biraz geriye düştüğünüzde Arda gibi birçok konu tartışmanın merkezine oturur. Bunlar son derece doğal. Bu yaşanan
tartışmalar, F.Bahçe'nin şampiyonluk dışındaki
herhangi bir derecede ne kadar derin bir noktaya gideceğinin
de göstergesi.
LEVENT TÜZEMEN: Arda Güler, bugün Barcelona'nın oyuncusu olsa Xavi onu ilk 11'de oynatır. Arda'nın mükemmel bir oyun görüşü var. Top tekniği çok yüksek ve arkadaşlarına müthiş paslar atıyor, sürekli koşu halinde olduğu için kolay tutulamıyor.
Arda'nın F.Bahçe'deki en büyük şanssızlığı; Hagi ve Alex gibi bir lider oyuncuya sahip olmaması. Alex, Arda'yla oynasaydı Jorge Jesus'a, "Bu oyuncuyu ilk 11'e koy hocam" derdi. Nedense Jesus, bu cesareti gösteremiyor.
Son Ümraniyespor maçında Arda sahada olsaydı Crespo ve İrfan Can'dan çok daha faydalı ve etkili olurdu.
SORU: Ali Koç, Dursun Özbek'i düelloya çağırdı. G.Saray Başkanı ise reddetti. Bunu nasıl yorumlarsınız?
ÖZBEK PSİKOLOJİK TUZAĞA DÜŞMEDİ!
LEVENT TÜZEMEN: Ali Koç, Aziz Yıldırım'a seçim öncesi şöyle yüklenmişti: "100 milyonlarca Euro harcadın ama ortada başarı yok. Herkes suçlu, bir tek başkan suçsuz. Rakiplerle kavga edip kendi ayağımıza sıkıyoruz, nefret dilini kullanıyoruz. Biz göreve geldiğimizde saygı gösteren ve saygı gören bir kulüp olacağız." Sayın Ali Koç, başkan olduktan sonra Aziz Yıldırım'ı suçladığı konuların hepsini kendisi uygulamaya başladı. İlk günden itibaren 'TFF değişmeli', '
Tahkim-disiplin gitmeli', 'MHK istifa etmeli', 'G.Saray kötü, Beşiktaş kötü, Trabzonspor kötü' söylemlerinden vazgeçmedi ve kavga etmekten bıkmadı. Sayın Koç'un baş başa bir yemek yemek varken TV'de düello daveti, G.Saray Başkanı Özbek'i sahanın dışına çekmek amaçlıydı. Başkan Özbek, Başkan Koç'un psikolojik tuzağına düşmedi. Ve Başkan Özbek kibar bir dille,
"Herkes için adalet" sloganını ön plana çıkarıp saha içinde kalacaklarını vurgulayıp Başkan Koç'un öfke diline ortak olmadı. Mevlana'nın şu sözünü Sayın Başkan Ali Koç'a hatırlatmak isterim:
"Sorunun kendinde olduğunu kabul etmeyen insanlar, çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur…"
SAHADA KALMAK İSTEYEN KOÇ'TU!
GÜRCAN BİLGİÇ: Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Dursun Özbek ve Galatasaray yöneticilerinin federasyon, hakemler ve pozisyonlarla ilgili
yaptığı yorumları canlı yayında kendi yüzüne söylemelerini istedi. Dursun Özbek ise bu çağrıya "Sahada kalın" diye cevap verdi. Halbu ki Ali Koç, bu tartışmayı sahada kalmak için istiyordu.
PFDK Başkanı'nı "Fenerbahçeli" olarak suçlayan Özbek'ti, "Lig bitmez" diyen Erden Timur'du. Ve Ümraniye maçı sonrası da ciddi bir sosyal medya karartması yapıldı. Özbek açıklamasıyla artık kendisini bağladı. Kalan maçlardan sonra açıklamalar sahada kalacak mı göreceğiz.
BEKLENTİLER ORTAK AMA SONUÇ HİÇ SAĞLIKLI DEĞİL
ALİ GÜLTİKEN: Olayı monologdan karşılıklı tartışmaya geçirme isteği çok önemli. Bu açıdan yapılan çağrıyı ben olumlu buluyorum. Bir diğer önemli tarafı da maçlardan sonra tek başına çıkıp daha kontrolsüzce konuşabilen sorumluların yan yana geldiklerinde daha normal ve olağan üsluplarla konuşabildiklerini görmek olacaktır. Taraftarların da bu tür görüntülere ihtiyacı var. Herkesin derdini anlatırken karşısındakine belli saygı çerçevesi içinde konuşabileceğinin görülmesi gerginliği düşürecektir. Böyle bir karşılıklı tartışma tabii ki futbolumuzdaki sorunları bitirmez ama en azından camialar problemleri birinci ağızdan karşısındaki muhataplarına anlatabilme düzeyine gelirler. Fakat bu konuşulanların gerçekleşmesi de çok mümkün gibi görünmüyor. Futbol iklimimiz bu tür atmosferlerden beslenmeye devam ediyor. Burada takım isimleri ve konuşanlar farklı olsa da, şekil ve söylemlerde birçok ortak yön bulunuyor. Ama bu ortak nokta maalesef futbolumuz adına çok sağlıklı görüntüler vermiyor.
BURAM BURAM KALİTE KOKUYOR!
SORU: G.Saray'da en çok İcardi konuşuluyor. Golcü futbolcunun bonservisi alınmalı mı?
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray Başkanı
Dursun Özbek, İcardi'nin bonservisini
almak için çaba sarf ediyor.
Arjantinli golcünün pahalı olduğunu düşünmüyorum. Falcao ve Diagne'ye ödenen paralara bakılırsa
hele hele Yusuf gibi henüz rüştünü
ispat etmemiş bir oyuncuya 6 milyon
Euro bonservis veriliyorsa İcardi gibi
bir golcüye 10 milyon Euro'luk bonservis
ödemek pahalı olmaz. İcardi sadece
gol atan bir yıldız değil; oyun aklı mükemmel
olan, iki ayağını da aynı güzellikte
kullanan, kafa vuruşları tartışılmayan
ve gerektiğinde arkadaşlarına
paslarıyla asist yapabilen
bir sanatçı.
Yani İcardi buram buram kalite ve gol kokuyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: Müthiş
bir gol atıp maçın kilidini açtı.
Gerçekten de çok usta,
farklı bir santrfor.
Havasını bulduğu, maçı ciddiye aldığında neler yapacağını gösteriyor. Okan Buruk
için çok önemli bir silah. Böyle
bir oyuncunun bonservisini almak
önemli ama maliyetler de çok yüksek.
Ancak ben İcardi'den Galatasaray'da devam
etmek istediğine yönelik bir açıklama
görmedim.
Bilemiyorum, futbolcunun kariyer planında Galatasaray bir sıçrama basamağı mı, yoksa son durak mı?
ALİ GÜLTİKEN: Türkiye ligi için muazzam
bir oyuncu. Türkiye'deki kulüplerin
bütçeleri bu tür oyuncuları alabilmek
için yeterli değil. Ancak kiralık olarak
kadroya dahil edilebiliyorlar.
Oynadıkları bu kısa dönemler
içinde ağızda bıraktıkları tat da
bütün camiaları etkileyebilir ve
sürekli olmaları temenni ediliyor
ama futbolumuzun geldiği
noktada bunun gerçekleşmesi
de oldukça zor.
Bunu şimdi İcardi'de görüyoruz. Daha önce Talisca ve Mario Gomez'de de bu tür tecrübeleri yaşamıştık.
N'KOUDOU&ABOUBAKAR ÇOK CAN YAKACAK!
SORU: Beşiktaş 4'te 4 yaptı. Şenol Güneşli Kartal, G.Saray ve F.Bahçe ile kafa kafaya yarışa girebilir mi?
ALİ GÜLTİKEN: Kazanılan 4 maç
muazzam derecede önemliydi. Bir beraberlik
bile Beşiktaş'ta çok ciddi sarsıntılar
ortaya çıkartabilirdi. Kupanın da
dışında kalmasıyla şu anda tek hedef,
lig olarak devam ediyor. Bu kadar puan
farkı varken işi kolay değil. Ama futbol
mucizeler oyunu.
Beşiktaş, Aboubakar'ın da gelmesiyle ivmesini yukarıya doğru çevireceğe benziyor.
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş'ın çok
iyi bir kadrosu var. Ghezzal dönerse Beşiktaş'ın
gücü yüzde 30 artar. Şenol hocanın
Elneny gibi orta alanda bir oyuncuya
ihtiyacı var. Aboubakar'ın katılması
gol yollarını zenginleştirecektir. Özellikle
N'Koudou-Aboubakar birlikteliği
Beşiktaş'ın rakip kalede çok
pozisyon bulmasını sağlar.
GÜRCAN BİLGİÇ: G.Saray
ve F.Bahçe de bıçak sırtında
kazanıyor. Dolayısı
ile her
şey olabilir.
Eksik Antalya
maçı oynandıktan
sonra Şenol hoca
da önünü daha net görecek.
Aboubakar transferi de takıma ve seyirciye hava getirecektir. Ancak ikinci yarılarda
hâlâ problemleri var. Tempo
olarak ciddi geriye düşüyorlar.
Onlara da kazanmak iyi
geliyor, güvenleri artıyor.
TRABZON'A SADECE YUSUF YETMEZ
SORU: Yusuf Yazıcı bu performansı devam ettirirse Trabzonspor'u nereye taşır?
LEVENT TÜZEMEN: Yusuf aynanın karşısına geçip şapkasını önüne koyup, "Ben bu muyum?" diye sormalı. Mükemmel bir sol ayağa sahip olan, oyuna akıl katan, yaratıcı özelliklere sahip Yusuf, eğer geldiği günden beri istenen seviyede değilse bunun sorumlusu tamamen kendisidir. Lille'deki Yusuf, Trabzonspor'da aynı kalitede oynarsa kupada ve ligde Trabzonspor başarılı olur.
ALİ GÜLTİKEN: Büyük takımlar için olmazsa olmaz olan şampiyonluk yarışından kopmadan devam edebilmeleri. Çünkü buradan koptukları anda bütün kimyalar bozuluyor. Trabzonspor geçen senenin şampiyonu, kadrosunda ciddi bir değişim yaşadı ama her şeye rağmen ligde yine bir yerde tutunabildi. Buradan daha yukarıya hareketlenebilmesi için sorumluluk alabilecek daha çok oyunculara ihtiyacı var. Altyapısından yetişen Yusuf Yazıcı da son haftalarda bu bayrağı almış durumda. Zaten çok yetenekli bir oyuncu. Konu, son haftalarda yaptığında değil sezon başından beri yapamadıklarındaydı. Şimdi bunları ortaya koymuş olması, hem kendisini hem de Trabzonspor'u tekrar büyütüyor.