TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, A Milli Takım'ın Gaziantep'te Çekya ile oynadığı maçta basın mensuplarıyla bir araya geldi. Türk futbolunda yaşanan sıkıntıları, yanlışları tüm açıklığıyla ortaya koyan Büyükekşi, üzerinde çalıştıkları kurtuluş reçetelerini de büyük bir samimiyetle anlattı. Kulüplerin ekonomik olarak bağımsızlığını kazanabilmesi gerektiğine vurgu yapan Başkan, bunun için 'Güneş'ten faydalanacaklarını şöyle anlattı: "Bizim artık sürdürülebilirliği sağlamamız, kulüplerimizi ekonomik olarak bağımsızlığa kavuşturmamız lazım. 25 milyar borcu var takımların. Faizlerini falan 10 yıl vadeye ayırmışlar. Hesap edersek bu 50 milyara kadar çıkıyor. Şimdi bunu ödemeleri mümkün değil.
50 MW'LIK YATIRIM
Galatasaray kulübü başkanımız (Dursun Özbek) diyor ki, 'Başka bir kaynak bulursak' ödeyebiliriz. Futbol dışı bir kaynak. Bunu her takımın yapması mümkün değil. Bununla ilgili de bir projemiz var. Enerji fiyatları malum çok yükseldi. Özellikle elektrik fiyatları. Geçen gün Malatya'nın maçı naklen yayınlanacak, 2 saat kalmış. Parayı ödemedikleri için elektrikleri kesmişler. Krizi son dakika çözdük. 300-400 bin lira ödediler, elektrik açıldı. Bütün kulüplerimize 1. Lig, 2 ve 3 de dahil bir yazı gönderip projemizi anlattık: Güneş enerjisi sistemi kurmak. Her kulübün kendi ihtiyacı kadar. Şu anda epey bir kulüp cevap verdi. 50 MW'lık bir yatırım yapacağız.
"İKİ OYUNCU AZ ALSINLAR"
Hazineden arsa alacağız. Aksaray veya Niğde civarında 600-700 dönümlük bir arazi. Yeni çıkan yönetmeliğe göre her şirket veya kuruma, tükettiği elektrik kadar lisans almadan kendi elektriğini üretebilme hakkı verildi. Ama bunu kulüplerin tek tek yapacak ne bilgisi var ne elemanı. Hazinenin tahsis edeceği tarım arazisi olmayan yere kurulacak bu güneş enerjisi sistemi. Radikal olmamız gerek. Kulüpler kendi gönlüyle yapmıyorsa, zorla yapacaklar demek ki. Bu durum tabii ki mali yükümlülük getirecek ama 2 oyuncu almazsa onu telafi eder."
"FUTBOLCU DEĞİL HOCA İTHAL EDELİM"
İlk günden beri düşüncem şuydu; 'Futbolcu ithal etmek yerine tersini yapalım. Tersi ne, hoca ithal edelim.' Ama hocanın takımı çalıştırması için değil. Altyapıya hoca yetiştirmesi için. Bugün asgari ücret 5500 lira. Temizlik işçisi de 5500 alıyor, güvenlik görevlileri de 5500 alıyor. Bu hocanın sosyal yaşantısı nasıl olacak ki o çocuğa bir şey verebilsin. Onun için benim düşüncem şu; dört kategoriye ayırmak. 10-13 yaş arası, 13-15 yaş arası, 15-17 arası, 17-19 ya da 17-21 gibi. Çünkü her grupta hocanın farklı özellikleri olması gerekiyor. Aynı bir ilkokul hocası gibi çocuğa nasıl davranılacak, çocuğun kişisel gelişimi, özellikle fiziksel gelişimini bilmesi gerekir. Taktik falan öğretmeye gerek yok.
"ÜCRETİ BİZDEN SİGORTASI KULÜPTEN"
Her altyapı grubunda 21 hoca var. Fizyoterapistler, profesyoneller hariç. Bu hocaların eğitimini bitirirken, günün şartlarına göre bir ücret belirleyeceğiz ve TFF onaylı bir sertifika vereceğiz. Bu, 10-13 yaşındaki çocukları çalıştırabilir ve başkasını çalıştıramaz. Bu hocalar 'Aman ben yukarı çıkayım' diye düşünmeyecek. Çünkü o hep 10-13'ü çalıştıracak. Sonra tekrar 10'u alacak. Kulübe diyeceğiz ki bunun ücreti 15 bin lira. Öbürünün ücreti 17-18 bin lira faraza söylüyorum. Bu ücretleri 6 ay biz federasyon olarak verelim, kulüpler sadece sigortasını yapsın. 6 ay sonra onlar versin. Birinci hedefimiz bu.
"ALMANLAR DAHA ÇOK TÜRK ÇIKARIYOR"
Almanya'da yaşayan Türklerin sayısı 3-4 milyonu geçmez ama bizden daha fazla Türk oyuncu çıkarıyor. Burada demek ki problem Türklerde değil sistemde. İş verenler şikâyet eder bazen, 'İşte Türkler çok tembel, çalışmıyor' falan. Ben de Almanlara sorarım 'Türk işçiler nasıl?' diye. 'Çok iyi, mükemmel' derler. İşte oradaki sistem onları çalıştırıyor. Bizdeki sistem bunları çalıştırmıyor. Onun için sistemi değiştirmemiz lazım.
"KUNTZ OYUNCU İSTEMİŞ 'YOK' DEMİŞLER"
"Ümit veya genç takımlardan şu anda A Milli Takım'da oynayan futbolcu yok. Hocaya sormuş Kuntz, 'Var mı şu an alabileceğim biri' diye? 'Yok' demiş hoca. Böyle bir sistem olur mu?"
TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, milli takımlarda yaşanan sistem bozukluğunu da şöyle dile getirdi: "Birçok anne-baba arıyor bizi. Oğlumun mili takıma alınması lazımdı, alınmıyor. Burada torpil mi var' diyor. Bakıyorum gerçekten milli takımlardaki çocuklar hep belirli yörelerden. İstanbul, bir parça Gençlerbirliği, bir parça Altınordu, bir parça Trabzon. Başka yöreden hemen hemen yok gibi, varsa da istisna. Ümit milli veya genç milli takımlardan şu anda milli takımda oynayan oyuncu yok. Hocaya sormuş Kuntz, var mı şu an alabileceğim oyuncu diye? Yok demiş hoca. Ya böyle bir sistem olur mu. Halbu ki bunun bir merdiven sistem olması lazım.
ARDA U15 VE U16'DA FORMA GIYMEMIŞ
Diyelim ki çocuk U15'te oynuyorsa 16, 17 bir sürdürülebilirlik olması lazım. Arda Güler mesela A Milli Takım'a alındı. 17 yaşında ama U15'te oynamamış, U16'da oynamamış, 17'de direkt milli takıma geliyor. Varsa yoksa yabancı. Şimdi ben bugün desem ki 'Yabancı serbest', herhalde herkes 20-30 tane yabancı alır."