Cristiano Ronaldo, Talk Sport'ta Piers Morgan'a çok çarpıcı ifadeler kullandığı bir röportaj verdi. Portekizli süperstar açıklamalarında Manchester United yönetiminden, eski takım arkadaşlarına, kulübün sahiplerinden hocasına kadar çok çarpıcı ifadeler kullandı. İşte 3 güne yayılarak yayınlanan o röportaj:
"ERIK TEN HAG'A SAYGI DUYMUYORUM"
Manchester United bana ihanet etti. Eric ten Hag'a saygı duymuyorum çünkü o bana saygı duymuyor. Bana saygı göstermeyen birine ben de saygı duymam! Çok fazla üzerime geldiler, beni sürekli ayrılmam için zorladılar. Kötü gidişatın sorumlusu benmişim gibi gösterildim. Sadece teknik direktör değil kulübün çevresindeki bazı kişilerce bu yapıldı. İhanete uğramış gibi hissettim.
"GÖSTERİLEN GELİŞİM SIFIR"
Sir Alex Ferguson görevini bıraktığından beri Manchester United'ın gösterdiği gelişim sıfır. Manchester United yöneticileri yeni doğan kızımın hastalığına %100 inanmadı. Bu utanç verici çünkü benim sözüme güvenmediler. Sezon öncesi hazırlık kampına da bu yüzden katılmamıştım, ailemin yanında olmam gerekiyordu. Bildiğiniz gibi Manchester United marketing yapan bir kulüp. Onlar paralarını pazarlamadan, spordan alıyorlar ama bence Glazerlar durumu umursamıyor. Rooney ve Gary Neville benim arkadaşım değil, meslektaşım. Birlikte oynadık ama asla bir akşam yemeği yemeyeceğiz. Dikkat çekmek için adımı kullanıyorlar. Aptal değiller, dünyanın en çok takip edilen kişisiyim, bu tesadüf değil.
"RANGNICK'İ TANIMIYORDUM"
Ole Gunnar Solskjaer'i görevden aldıysanız dünyanın en iyi teknik direktörlerinden birini göreve getirin. Bir sportif direktörü değil! Saçma bir karardı. Bir antrenör bile değilsiniz ama Manchester United'ın patronu olmaya çalışıyorsunuz. Ralf Rangnick, geldiği kulübün tarihini ve ne kadar büyük olduğunu bilmiyordu. Ki bu beni daha çok şaşırttı. Ralf Rangnick'i tanımıyordum, konuştuğum kimse onu tanımıyordu. Ralf Rangnick görevdeyken ona çok saygı gösterdim. Ne olursa olsun, görevde o vardı. Kariyerimdeki tüm teknik direktörlerime 'patron' dedim. Ancak, içimde onu asla patron olarak göremedim. Asla kabul edemeyeceğim bazı noktalar gördüm. Zor zamanlardı. Herhangi bir teknik direktöre, her farklı yaklaşıma, farklı görüşlere, farklı zihniyetlere saygı duyuyorum ama bazı noktalara katılamıyorsunuz. Bu yüzden hayatımda hep böyleydim. Kariyerim boyunca dünyanın en iyileriyle çalıştım:; Zidane, Ancelotti, Mourinho, Fernando Santos, Allegri... Bu yüzden onlardan öğrendiğim bazı deneyimlerim var.
"JUVENTUS VE REAL MADRID'IN GERİSİNDELER"
Dürüst olmak gerekirse, Manchester United'a imza atıp geri döndüğüm gün, her şeyin geliştiğini düşünmüştüm. Ayrılalı 13 yıl olmuştu. Geldiğimde, her şeyin farklı olacağını hayal ettim. Bilirsiniz teknoloji, altyapı, mutfak, duşlar vs. Şaşırdım. Kötü anlamda şaşırdım. Her şey aynı kalmıştı. Manchester United'daki istikrarsızlık beni çok şaşırttı. Ole Gunnar Solskjaer hakkındaki düşünceleri 1 saatte değişti. O yaz Sancho'yu, Varane'ı ve beni almışlardı. Manchester United olması gerektiği gibi diye düşünmüştüm. Ancak, Sir Alex Ferguson kulüpte çok büyük bir boşluk bıraktı. Sadece Ferguson değil David Gill gibi iyi bir adamın ayrılığı da etkilemiş. Bu yüzden Manchester United'ın bir noktada aynı kulüp olmadığını biliyordum. Ancak, bu kadar büyük bir boşluk olabilirdi. Beni en çok şaşırtan şey buydu. Real Madrid ve hatta Juventus ile bile karşılaştırılamaz. Dünyanın geri kalanını, teknolojiyi, eğitim, beslenmeyi takip etmiyorlar. Eskisinden daha iyi durumda değiller. Manchester United, Real Madrid ve Juventus'un çok gerisinde. Bu boyuta sahip bir kulübün zirvede olması gerekir ama maalesef değiller. O seviyede değiller. Umarım, önümüzdeki yıllarda Manchester United yeniden zirveye çıkar.
"CITY'E TRANSFER OLMAYA ÇOK YAKINDIM"
Futboldaki en önemli şey taraftarlar. Onlar her zaman benim yanımda oldular. Bunu sokakta yürürken hissediyorum. Beni çok takdir ediyorlar. Manchester City'e transfer olmaya çok yakındım. Benimle uzun süre konuştular. Pep Guardiola, beni ikna etmek için çok uğraştı. Manchester United ile bir tarihim var. Kalbim, hislerim... Ayrıca, Sir Alex Ferguson. İşi değiştiren bunlar oldu. Kalbimin sesini dinledim o anda. Sir Alex Ferguson beni aradı, 'Manchester City'e imza atamazsın, bu imkansız' dedi. Ben de sadece 'Tamam patron' dedim. Kararımı değiştirdim. Ben hala Manchester United'a geri dönüşümün, o günden bakınca doğru karar olduğunu düşünüyorum. Manchester United'a geri dönmek inanılmazdı. Kulüpteki hiçbir şeyin gelişmediğini imza attığım hafta anladım. Dünya benim hakkımda konuşuyordu. 'Cristiano ait olduğu yere, evine geri döndü' diyorlardı. Old Trafford'a geri dönmek, taraftarlar için oynamak, 2 gol atmak harika şeylerdir. Hayatım boyunca unutamayacağım bir gündü. Tekrar 'Viva Ronaldo' diye bağırdılar. Manchester United taraftarı benim için her şey demek.
"GENÇLER HİÇ ACI ÇEKMEMİŞ GİBİ"
Genç oyuncular, tecrübelilere saygısızlık yapmıyorlar. Doğru kelime 'saygısızlık' değil ve bu farklı bir nesil. Hiç aç değiller, onlar için işler fazla kolay. Hiç acı çekmemiş gibiler. Dünyadaki tüm futbolcular, ben çocukken olduğu gibi değiller. Onları suçlayamayız. Çünkü, bu hayatın bir parçası. Yeni bir nesil var ve onların dikkati tamamen teknolojik şeylerde. Bizi kesinlikle dinliyorlar ama bir yandan bizden de uzaklaşıyorlar. Genç oyuncuların önünde dünyanın en iyilerinden biri var ve hiç örnek almıyorlarsa bu benim için utanç verici olur. Ben 18-19 yaşımdayken Van Nistelrooy, Ferdinand, Roy Keane ve Ryan Giggs'i takip eder, örnek alırdım. Bu yüzden bu zihniyete sahibim. Bedenime, zihnime, aklıma dikkat ediyorum. Çünkü ben o adamları örnek aldım. Ben bu işi onlardan öğrendim. Ben gençleri bir kenara çekip öğütler veren biri değilim. Ben yaptıklarımla örnek olmaya çalışırım. Her sabah tesislerde olan ilk kişi olmaya çalışırım. Tesislere ilk gelen ve son çıkan her zaman benim. Bence bu tip şeyler kendi adına konuşur. Ben örnek olmayı seven biriyim. Bazıları beni takip ediyor ama çoğunluk etmiyor. Umursamıyorlar. Bence umursamayanların kariyerleri çok uzun sürmeyecek. Benim neslimin çoğu rahatlıkla 36-37 yaşına ulaşıyor ama bu yeni jenerasyon o yaşları göremeyecek.
"REKORLAR BENİ TAKİP EDER"
Messi de dahil olmak üzere o ilk 24 saatte en çok forması satılan oyuncu olmaktan çok mutluydum. Ben rekorları takip etmem. Rekorlar beni takip eder. Bazı yeni teknik direktörler geliyorlar, çöldeki son Coca Cola'yı bulduklarını sanıyorlar. Bunu asla anlamıyorum. Futbolda devrim yapabileceklerini düşünüyorlar. Aynı fikirde değilim. Kendi fikirlerim de var. Kabul ediyorlar ya da etmiyorlar, bu işin bir parçası ama günün sonunda hep kazanmak isteyen kulüpteyim. Tecrübelerimle bu kulübe yardım etmek istiyorum. Bunu kabul etmeyen bazı antrenörler var, bu da işin bir parçası. Ole Solskjaer'i çok seviyorum. Bence çok iyi biriydi. Kalbi çok temiz biridir. Ole benim için her zaman iyi biri olarak kalacak. Görevi zordu. Sir Alex'ten sonra o görevi yapabilmek kolay değil. Ancak, kesinlikle iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum. Ole'nin daha fazla zamana ihtiyacı vardı. Gelecekte çok iyi olacağından hiç şüphem yok. Onunla iyi günler geçirdim. Kısa bir süre için bile olsa Ole için çalışmak gururdu.
"HAYATIMIN EN KÖTÜ GÜNÜYDÜ"
Bebeğimi kaybettiğim gün, babamın öldüğü günden bu yana hayatımın en kötü günüydü. Çocuğunuz olduğunda her şeyin normal olacağını düşünürsünüz ama olmadığında zor olur. Bunun neden başımıza geldiğini anlamak zor. Öğrendiğim an, hayatımın en kötüsüydü. Ben ve Georgina için çok zordu. Çocuklarıma bazı zamanlarda mutlu, bazı zamanlarda üzgün olduğumu anlatmaya çalışıyorum. O kadar ki zor ki... O günlerde ağlıyor muydum, gülüyor muydum, bilmiyorum. Nasıl tepki vereceğimi bilemiyorum. Nasıl hissettiğimi tanımlayacak bir kelime yok. Çok duygusaldım. En azından kızım Bella'ya sahip olduğumuzu, birinin hayatını kaybettiğini ve birinin hayatta kaldığını söylemeliyim. Ancak, açıklaması çok zor... Bebeğimi kaybettikten sonra Georgina ile daha çok yakınlaştık. Daha iyi birer dost olduk birbirimize. O günden sonra hayata daha farklı bir açıdan bamaya başladım. En zor zamanlarımdı. Son 6 ayı hep bu zor duygularla geçirdim.
"BEBEĞİM VE BABAMIN KÜLLERİ BENİMLE BİRLİKTE"
Bebeğim sürekli benimle. Külleri benimle birlikte. Babam da öyle. Buradaki evimdeler. Hayatımın geri kalanı boyunca yanımda olacaklar. Onları denize atmayacağım. Yanımda kalacaklar. Evimde küçük bir şapel var. Babamı ve kaybettiğim oğlumu orada tutuyorum. Onlarla her gün konuşuyorum. Onlar benim yanımdalar. Daha iyi bir insan olmama yardım ediyorlar. İngiliz halkına, oğlumu kaybettiğimde bana verdikleri destek için teşekkür ediyorum. Bana yardımcı oldular. Kraliçe Elizabeth, bana mektup yazdı. Beni çok şaşırttı. İngilizler'i seviyorum ve saygı duyuyorum, bana hep sahip çıktılar. Hayatımın o en zor anında... Bana ve aileme yardımcı oldular. Tüm İngiliz halkına buradan teşekkür ediyorum. Artık daha çok çocuk istemiyorum. Sanırım bu konuyu kapattık ama asla bilemeyiz. Gelecekte neler olacağını sadece Tanrı bilir. Şu anda ailecek yavaş yavaş hayata dönmek istiyoruz. Gelecekte neler olacağını göreceğiz.
"DÜŞTÜĞÜMDE BENİ KALDIRIYOR"
Oğlumu kaybettikten sonra tekrar futbol oynamak çok zordu. Georgina bana 'Git, oyna, yapmaktan hoşlandığın şeyin tadını çıkar. Unutmana yardımcı olacak' dedi. Zordu ama yanı zamanda daha az bu acıyı düşündüm. Futbol çok hızlı ilerliyor biliyorsunuz. Antrenmanlar, maçlar, milli maçlar... İşler o kadar hızlı ki neler olduğunu söylemek için bile zamanınız yok. Georgina yeniden sahalara dönmek için bana çok yardım etti. Georgina, gençken hayatı için çok mücadele etti. Hayata farklı gözlerle bakan biri. Çok acı çekmiş biri. Arjantin'de doğdu, ailesiyle sorunlar yaşadı, yalnız kaldı, yalnız yaşadı. Yaşına göre çok olgun biri. Bana çok yardım ediyor. Düştüğüm zaman beni kaldırıyor. Biz iyi bir çiftiz. Birbirimize yardım ediyoruz. Bu yüzden Georgina hayatımda olduğu için çok mutlu biriyim."
"TEN HAG'I GELMEDEN ÖNCE ÇOK AZ TANIYORDUM"
Erik ten Hag'ı Manchester United'a gelmeden önce çok az tanıyordum, Ajax'ta yaptığı işlerden. Biraz... Cristiano Ronaldo'yu eleştirmek, diğerlerini eleştirmekten daha kolaydır. Bu yüzden beni sürekli manşete çıkardılar. Böyle yaşamaya alışkınım. 37 yaşımdayım ve biliyorum, birçok şey öğrendim. Dipteyken ve zirvedeyken, daha önceden göremediğiniz şeylerin farkına varırsınız. Kötü anlarıma da minnettarım. Hangi insanların yanımda olduğunu, o anlarda kimin bana sırt çevirdiğini görüyorum.
"BENDEN HOŞLANMAYANLAR İÇİN VAKİT KAYBETMEM"
Bazı insanlar sadece negatiflik taşır. Son 4-5 ayda basın beni her zamankinden daha fazla eleştirdi. Bazen nedenini anlayamadım. Portekiz basını bile beni eleştirdi, anlayamadım. Yine de bunu kıskandıkları için yaptıklarını biliyorum. 21 yıldır bu oyunun zirvesindeyim. Her şeyi biliyorum. Benim için problem yok. Eleştirilerini dinlemek, en iyi günlerinizde değilken zor oluyor. Gazeteleri okumayı sevmem, hepsi yalancı! Tamamı değil ama büyük çoğunluğu çöp! Sürekli yalan söylerler. Beni kötüledikleri o cümleleri neden okuyacağım ki! Ben, beni sevenleri önemsiyorum. Benden hoşlanmayanlar için zaman kaybetmem, tamamen vakit kaybı!
"TAKİP EDİLMEM KARİZMATİK OLMAMLA İLGİLİ BİR DURUM"
Sosyal medyada en çok takip edilen kişiyim. Bu sadece iyi futbolcu olduğum için değil, karizmatik olmamla da alakalı bir durum. Bence yakışıklı olmam da buna sebep oluyor. Gerçek sebebini bilmiyorum ama sanırım insanların tatmak istediği bir meyveyim. Benimle oynayan Gary Neville gibi insanlardan bu tür eleştirileri almak ve dinlemek zor. İnsanların kendi fikirleri olabilir ama antrenmanlarda neler olup bittiğini bilmiyorlar. Hatta, hayatımda neler olduğunu bilmiyorlar. Benim bakış açımı da dinlemek isteselerdi keşke. Tüm hikayeyi bilmedikleri için rahat rahat eleştiriyorlar.