SORU: Fenerbahçe'de Altay, yediği 4 gol sonrası çok eleştiri aldı. Tek suçlu Altay mı yoksa defans kurgusu mu hatalı? Jesus kalede değişime gitmeli mi?
GÜRCAN BİLGİÇ: F.Bahçe'nin Altay
dışında alternatifi yok. Oyuncuyu bir maçla
değerlendirmek de en büyük hata.
Genç oyuncuların performans eğrilerinde bu tür iniş-çıkışlar olacak. Bu hayatın gerçeği. Altay bunlardan ders almayı başaran bir
karakter. Karagümrük maçı tüm takımın 'havaya
girdiği' öz güven patlaması yaşadığı ve bunun
faturasını da 4 gol yiyip ödediği bir mücadele
oldu. Muhakkak ayakları tekrar yere basacaktır.
BÜLENT TİMURLENK: Takım arkadaşları
rakiplerine sırtı dönük topa vurduracak,
arkalarına adam kaçıracak ve suçlu Altay olacak…
Ne güzel dünya! F.Bahçe'nin şampiyonluğa
hasret olduğu yıllarda ayarsız ve küstah
eleştiri diliyle reyting yakalayanlar, bu sezon
galibiyetlerde yatağın altına gizlenirken, popülariteleri
sürdürebilmek için kendilerine Altay'ı
kurban seçtiler.
Altay'ın arkasında bekleyen İrfan Can, "Manuel Neuer ya da Ter Stegen de bizim mi haberimiz yok! Takım savunmasını doğru yapmazsanız kale
rakibe büyük görünür. Evet, Altay bir Muslera
değil ama Muslera da Altay'ın yaşında bildiğimiz
Muslera değildi. F.Bahçe camiası kalecisini sosyal
medya şarlatanlarına kurban vermemeli.
FATİH DOĞAN: Altay'ın geçen sezonda
gördüğümüz kahramanlığını bu sene
göremedik. Sorun Altay'da mı, aşırı
öz güvende mi, kaleci antrenöründe
mi bilemem ama bir sorun
olduğu ortada. Sorgulanması
gereken konu, geçen sene
Altay sakatlanınca faturası
ağır olmuş ve İrfan Can
Eğribayat takviyesi yapılmıştı.
Rotasyonlarıyla alkış
alan Jesus'un Altay bu kadar
formsuzken İrfan Can'ı rotasyona
sokmaması enteresan.
Bütün faturayı Altay'a kesmek doğru değil. Bir
kaleci tek başına gol yemez. 3'lü defans tercihi ,
Gustavo'nun ağır kalışı, Szalai'nin hataları ama
daha önemlisi savunmayı da iyi bilen Alioski
ve Ferdi'nin olmaması da yenilen 4 golde
etkili. Bir takım 5 atıp 4 gol yiyerek kazan-ı
yorsa Jesus eleştirilmez ama puan cetveli
ciddi sorgulama ve uyarı içeriyor!
LEVENT TÜZEMEN: Kaleci
Altay'ı günah keçisi ilan etmeye
çalışanlar bence iyi niyetli
değil. İlk golde çalımı yiyen
Szalai, Borini'nin dönmesine
ve şut atmasına izin veren
Henrique suçlu değil,
bütün hata Altay'da öyle
mi?
Ayıp ayıp! Altay, Türk futbolunun, F.Bahçe'nin ve Milli Takım'ın gözbebeği kalecilerinden biridir. Kalede
değişime gitmek
isteyenlerin hedefi
bence F.Bahçe'nin içini
karıştırmaktır.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Öncelikle Altay'ın yedeğinde tam anlamıyla güvenebileceğim bir ikinci kaleci yok.
Bu arada Crespo ve İsmail gibi müthiş pres yapan, devamlılığı olan iki ön libero varken rakibin 4 gol atmasının ana nedeni, başta stoperler olmak üzere defans bloğunun çok kötü oynamasıydı. Kulüplerimizin taraftarları skor kötü olunca hemen protesto yapıyorlar. Bundan vazgeçilmeli.
İSMAEL TIPKİ TUDOR GİBİ!
SORU: Beşiktaş, Giresun'da kazandı ama Valerien İsmael için papatya falı açan bir kesim var. Oysa Beşiktaş ikinci sırada ve 18 puanı var. Yani rakiplerinin üstünde. Tuhaf değil mi bu eleştiriler?
GÜRCAN BİLGİÇ: Sorun topladığı puanlarda
değil, problem süreçten kaynaklanıyor,
Giresun'daki galibiyetin arkasında '1 cm'lik
ofsayt çizgisi' var. Beşiktaş'ın oyununun güçlü
olmadığının herkes farkında. Üstelik iyi kadroya
rağmen bunlar yaşanıyor.
Eğer bugün sayfalar umut olarak Ghezzal'ın dönüşünü veriyorsa zaten takımda ve oyunda problem var demektir. İsmael'in
sistemi göze hoş gelen bir oyun ama
sonuç alamadığında çare de üretmiyor.
Giresun'da da koca bir ikinci yarıyı
rakibe emanet ettiler. Büyük takım oyununa dönmezlerse
sonuç olarak istikrarı da yakalayamayacaklar.
LEVENT TÜZEMEN: İsmael için her
maç papatya falı açılacak.
Çünkü taraftarlar hocaya fazla güvenmiyor, özellikle F.Bahçe maçı hariç yaptığı değişikliklerden sonra Beşiktaş'ın savunmaya çekilmesinden rahatsızlıklarını dile getiriyorlar. Lig
henüz tam ısınmadı, lider olmanın ya da ikinci sıraya
yerleşmenin övgüsünün her takım için geçersiz olduğunu
düşünüyorum.
İsmael de söylemleriyle ve eylemleriyle eleştiriyi bazen fazlasıyla hak ediyor. Özellikle Necip'i ve kaleci Ersin'i hedef
gösterecek hareketleri hiç hoş değildi.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Bizde
her şey neticelere göre yapılıyor.
Beşiktaş 3 maç üst üste puan kaybedince eleştiriler yoğunlaştı.
İlk başlangıç ise Alanya deplasmanıydı. Ama teknik
direktörleri ağır eleştirmek için vakit erken.
Bir örnek verelim, F.Bahçe eksik maçını kazanırsa Beşiktaş'ı sadece 2 puan geçiyor ama F.Bahçe'nin teknik direktörüne her kesimden övgüler yağıyor. Ben
de bir şey sorayım; F.Bahçe, 3 puanla ligin dibindeki
Ümraniye karşısında beraberliği uzatma bölümünde buldu.
Karagümrük maçında da galibiyeti yine uzatmada kurtardı.
Bu son saniye golleri olmasa Ümraniye maçını kaybedip
Karagümrük ile berabere kalacaktı. Bunları göz önünde
bulundurmak gerek.
Ancak bunları söylediğim için İsmael, Jesus'dan daha iyi bir teknik direktör demiyorum. Bu da yanlış anlaşılmasın.
FATİH DOĞAN: İsmael'in eleştirisi, puan eleştirisi
değil. Jesus'un övgüsü de puan övgüsü değil. İstatistik ,
bize bütün fotoğrafı göstermez. 9 maç 18 puanla Adana
Demirspor, Konya, Beşiktaş ilk üçü paylaşıyor. Ama 1'er
bayla Fenerbahçe, Başakşehir, Galatasaray 8 maç 17 puanla
arkadan geliyor. İlk 7'de puanlarda neredeyse fark yok. Ama
övgüde uçurum var.
Jesus övgüde Kaf Dağı'nda, İsmael eleştirilmede birinci sırada. Bu işte bir orantısızlık var.
Kabul ama asıl belirleyici olan umut vadetmek ve güven ve-r
mek.
Umut vadeden atak, oyun gibi umut vadeden hoca durumu. İsmael o kadar gelgitler yaşadı ve yaşatıyor
ki taraftarın sarsılmaması elde değil.
BÜLENT TİMURLENK: Beşiktaş taraftarı,
Valerien İsmael'in adının yanına soru işaretini
3-0'dan 3-3'e gelen Alanya maçının ikinci
yarısında rakip topa yüzde 84 sahip olduğunda
koydu. Vodafone Park'ta Başakşehir ve
Fenerbahçe derbisinde kaybedilen 5 puan
ise o soru işaretinin
ardından
gelen iki önlem.
İsmael'in ön alanda
istediği presi
takımı ikinci yarılara
yayamıyor ve
Beşiktaş'ı büyük takım kimliğinden uzaklaştıran oyun modeli taraftarı memnun etmiyor.
Redmond ve Dele Alli gibi isabetsiz
transferle kenarda unutulan Cenk ve
sezon başına göre daha az top alan
Weghorts. Şenol Güneş ismi sürekli
gündemde. Bu bana G.Saray'daki
Igor Tudor-Fatih Terim dönemini
hatırlatıyor. Trabzonspor maçında
Ismael, "Tudor mu?" göreceğiz.
SİZ ÇALAMIYORSANIZ GİTARIN SUÇU NE?
SORU: VAR tartışılıyor. Giresun- Beşiktaş maçındaki ofsayt pozisyonu için genel görüş kararın doğru olduğu yönünde ama kıyamet koptu. VAR kalkmalı diyen de var? Neler söylersiniz?
LEVENT TÜZEMEN: Yayıncı kuruluştaki
programda eski kadın hakem ve MHK üyeliği
yapmış Sayın Lale Orta, VAR ile ilgili şu mükemmel
yorumu yaptı: "
Maalesef VAR'da görev yapan hakemler, tecrübesiz ve yetersiz." TFF'nin ve MHK'nin bu yorumdan bir ders
çıkarması gerekir. Çünkü VAR, hakimlik görevini
yapıyor. Ben de VAR'da görev yapan insanları
iş bulunmuş kişiler olarak görüyorum. Görev
verilmeyen Halil Umut Meler, Mete Kalkavan
gibi hakemler VAR'a destek için görev almalı.
Mevcut VAR'ın yönetiminin VAR'a ihtiyacı var.
ÖMER ÜRÜNDÜL: VAR artık UEFA'nın
organizasyonları ve üst düzey liglerin hepsinde
uygulanıyorsa bizde böyle bir şeyin gündeme
alınması bile mümkün değil.
Bu saatten sonra VAR'ın kaldırılmasını tartışmak bile doğu değil.
GÜRCAN BİLGİÇ: Burada
kulüplerin şikâyeti sistem değil,
bu pozisyonları yorumlayacak
hakemler konusunda olmalı.
Türk takımlarının Avrupa'da
oynadığı maçlardaki hakemleri
gördüğümüz zaman
nasıl eksik olduğunu da
anlıyoruz. Hepimizin
kafasını rahatlatacak
formül, kulüplerin
anlaştığı maçlarda
yabancı hakem formülüdür.
BÜLENT TİMURLENK: Cebinde parası olup Fender marka gitarı alan herkes iyi gitarist olsaydı, iyi müzisyenliğin bir anlamı olmazdı. VAR dediğin, kullanmasını bilmen gereken bir teknoloji. O odaya oturttuğunuz VAR teknisyeninden, hakemlerine kadar herkes işinin ne kadar ehli? Sahadaki hakemlere baktığımızda VAR odasındakilerin neden mükemmel olmaları gerektiğini düşünüyoruz ki! VAR bugün var yarın YOK diyebileceğiz bir parçası değil artık bu oyunun. Siz çalamıyorsanız, çalmak için yeterli çalışmıyorsanız Fender gitarın suçu ne!
FATİH DOĞAN: VAR, UEFA ve dünya futbolu için büyük devrimdir.
Devam etmelidir. Ama devam ederlerse daha kaliteli uygulayıcılar yetiştirilmelidir.
TRABZON'UN TEK İHTİYACI İYİ BİR GOLCÜ
SORU: Trabzonspor'da teknik direktör Abdullah Avcı taraftara sitem edip destek istedi. Taraftar protestoda haklı mı? Trabzonspor'un bozulan kimyası nasıl düzelir?
GÜRCAN BİLGİÇ: 38 yıl sonra şampiyonluk
getiren bir oyuncu grubu protesto edilmez.
Trabzonspor şampiyonluğun mental yorgunluğunu
taşıyor.
Geçen seneki inatçı, isteyen vücut dili takımda yok. Ayrıca tribünlerin boşluğuna
baktığımız zaman taraftar da aynı coşkuda değil.
Trabzonspor taraftarının protestosu yaşanan problemleri
daha da büyütür. Geçen sezonu hatırlayıp
onlara sezona kupayla başlayan (Süper Kupa) bu
takımı desteklemelerini tavsiye ederim.
LEVENT TÜZEMEN: Avcı, yüzde 100
haklı. Taraftarların oyuncuları çıkarken yuhalamalarının
kime faydası var. Bu öfkeler ve
eleştiriler sadece eleştirilen futbolcuyu yıkmaz,
diğer oyuncuların da
'Eyvah! Ben de ıslıklanır mıyım' duygusuna kapılmasına
neden olur. Avcı, Trabzonspor'u toplamak
istiyorsa belirlediği bir 11'i fazla değişikliğe
gitmeden oynatmaya özen göstermelidir.
ÖMER ÜRÜNRÜL: Taraftarların
takımlarına destek vermeleri lazım.
Bilhassa maç içinde yapılan protestolar
takımlarına zarar veriyor.
Daha ligde hiçbir takımın
yarışta kaybettikleri bir
şey yok.
Ama bir gerçek varsa Trabzonspor bu sezon değişen kadro yapısıyla iyi futbol oynamıyor. Gaziantep ve
Kayseri maçlarında
çok zor kazandılar. Şu
anda en büyük problem,
kariyerli bir santrfor
olan Gomez'in güçsüzlükten
dolayı formsuzluğu.
BÜLENT TİMURLENK: Şampiyon olup oynattığı
oyunla çıtayı belirleyen Abdullah Avcı, şimdi o oyunun
yakınından geçmeyince elbette ki sürdürülebilir
başarı isteyen taraftar bunu sorgular ve tepkisini sahaya
yansıtır. Monaco maçı sonrası rotasyon yapmayan,
Hamsik'i oyundan alan, ayakta duracak hali olmayan
Yusuf Yazıcı'ya forma veren, beklerinden verim alamayan
Avcı, elindeki bütün hücumcuları sahaya sürüp gol
arıyorsa kendi kariyerine tekziptir bu. Çok değil, dört
sezon önce Başakşehir'de 3 santrforunu kenarda
oturtup şampiyonluk yarışı veren bir teknik adamın
bugünden sonra bulacağı bir çözüm olmalı.
FATİH DOĞAN: Taraftar protesto ile
duygularını dışa vurdu. Ancak bu kadar başarıdan
sonra takıma ve hocaya daha çok kredi
sağlanmalıydı. Şampiyonluk, kutlama derken
duygular Everest'in tepesine çıktı. Ardından
önce Şampiyonlar Ligi, ardından ligdeki türbülans
en çok taraftarın duygularını alabora
etti. Ama çıkış yolu sabretmekten ve takıma
destekten geçiyor. Visca'nın sakatlığı ve
Nwakaeme'nin gitmesi kadar Maxi Gomez,
Eren ve yeni transferin önemli bölümü
geçen seneki seviyenin çok altında kaldı.
Abdullah hocanın sezon başı rotasyon denemelerinin takımı güçlendirmediği, tam tersi ritmin bozulmasına katkı sağladığı görüşü hakim. Trabzon'un tek ihtiyacı
sabit ve iyi bir golcü.