İstanbul'da düzenlenen Al Sharq (Doğu) Uluslararası Gençlik Konferansı'nda konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, gençlerle yönelik önemli çalışmalar yaptıklarını ve bundan sonra da bunu sürdüreceklerini söyledi.
Pullman İstanbul Hotel Convention Center'da düzenlenen konferansa konuşmacı olarak katılan Kasapoğlu, bu anlamlı çalışmaya ev sahipliği yapmanın ve katkı vermenin kendileri için çok heyecan verici olduğunu belirterek, "Özellikle gençliğin uluslararası alanda güçlendirilmesi Türkiye olarak da öncülük ettiğimiz bir evrim. Bugüne kadar gençlik alanındaki ulusal ve uluslararası çalışmalarda, gerek altyapımız gerek diğer olanaklarımızla destek olduk, bundan sonra da destek olacağız." dedi.
Dünyada birçok kriz yaşandığını anlatan Kasapoğlu, şöyle konuştu:
"Krizlerin aşılmasına yönelik yeni yetenekler ve bu anlamda yeni bir takım çalışmalar gerekiyor. Bu çerçevede de tabii insan kaynağının önemi, bakışı ve pratikliğiyle, hem dünyanın daha iyi olması noktasında gayret gösteren bir insan kaynağı, hem de yeni çalışmalara öncelik edecek insan kaynağı her geçen gün önemini arttırıyor. Al Sharq'ın bu anlamda öncülük ettiği şey, pek çok alanda Türkiye dahil coğrafyaları kapsıyor. Eskiye dayalı kadim ilişkiler olmakla birlikte yine el ele vererek daha güçlü iş birliklerini, daha pratik, somut adımları atmamız gerektiren süreçlerle uğraşıyoruz. Politikaların, hem ortak politikalar adına önemli bir misyon taşıyacağını hem de her birimiz için belirleyici olacağın zihnimizden çıkarmamamız gerekiyor. Yeni dünyanın kazandırdıkları ve kaybettirdikleri var ama burada her şeyden önemlisi, hepimizi için bir sorumluluk bilinci. Bunu unutmamamız lazım."
Gençleri bugünler için güç, yarınlar için de umut olarak gördüklerini kaydeden Kasapoğlu, "Bu çerçevede dünyanın ihtiyaç duyduğu nitelikli insan kaynağının ve buna yönelik çalışmaların her birimiz için önemli bir vazife olduğunu düşünüyorum. Sadece bölgesel değil küresel anlamda da hem bugünlerin hem yarınların önemli insan kaynağını adalet ve vicdanla yetiştirmek, hepimiz için bir sorumluluk, bir imtihan ve aynı zamanda onurlu bir görev. Bu güzel çalışmada emeği olan forumu ve ortak olan tüm diğer katılımcıları gönülden tebrik ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"İmkanlarımızı tüm dünyanın hizmetine sunmak büyük mutluluk"
Türkiye olarak tarihi miras, doğal güzellikler, kültür, eğitim ve sporda sunulan faaliyetler olarak uluslararası bir cazibe merkezini temsil ettiklerinin altını çizen Kasapoğlu, "Sahip olduğumuz imkanları İslam dünyası ve tüm dünyanın hizmetine sunmak büyük mutluluk. Spor birleştirir. Bu çerçevede birlik, beraberlik, birlikte hareket etmek, ortak çalışma faaliyetlerine ev sahipliği yapmak, bizler için mutluluk verici ve önemli bir tecrübe. İnanıyorum ki Türkiye olarak, İslam ülkeleri olarak her alanda olduğu gibi sporda da, gençlik alanında çalışmalarımızı birlikte yapmaya, birlikte güçlendirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
Bakanlık olarak hem spor hem gençlik alanında çok güçlü bir altyapıya sahip olduklarını vurgulayan Kasapoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gençlik kamplarımız, gençlik merkezimiz ve gençlerin projelerini desteklemeye yönelik girişimcilikten spor alanlarına kadar çok ciddi proje desteklerimiz var. Ve bu çabaları sadece ulusal değil uluslararası anlamda daha güçlü noktalara taşıma gayretimiz var. Bu vesileyle buradaki değerli katılımcıları, bu anlamdaki çabalarımızı birlikte uluslararası alana taşımaya, uluslararası birlikteliğe götürmeye davet ediyorum. Gençlerin bu alandaki talepleri, projeleri, istekleri bu işin en asıl oluşumu. Gençleri de bu noktada istekli görmek, projelerde yeni şeylerle görmek ayrı bir umut. Onların bu projelerine, hayallerine ne kadar katkı sağlarsak o kadar mutlu olduğumuzu ve anlamlı bir görev olarak gördüğümüzü ifade etmek istiyorum."
Bu konularda önemli enstrümanlardan birinin de spor olduğunu vurgulayan Kasapoğlu, "Sporun sağlayacağı katkıyı hem İstanbul hem global anlamda asla küçümsememek gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bizler gençlik alanında olduğu gibi spor alanında da iş birliğini, farklı noktalara götürmeye ve büyütmeye gitmeliyiz. Her birimizin çok ortak duygusu, ortak inancı var. Ve bu ortak alanda en güçlü ortak noktalarımızdan biri adalet yönüdür. Tüm yeryüzü için adalet isteyen bir ümmetiz. Ve o yüzden inanıyorum ki kalbinde adalet hissi ve umut taşıyan gençler, dünyada iyiliği ve adaleti çoğaltacaktır. Gençlerin bu çerçevede birbirlerini daha iyi anlama çabalarına destek vermeye devam edeceğimizi de ifade ediyorum." diye konuştu.
Nasır Yasin: "Yeni kuraklık günlerini yaşıyoruz"
Lübnan Çevre Bakanı Nasır Yasin de 50 yıl sonra iklimin bütün dünyayı olumsuz etkileyeceğine dikkati çekerek, "Önümüzde korkunç bir gelecek var. Devletler sallana sallana adımlar atıyorlar. Özellikle büyük devletler, sanayi ülkeleri, çevreye daha az zarar vermek için söz verdiler ve söylediler. Ama hiçbirisi sözlerini yerine getirmedi. Çevre sorunları ölümcül olup ne adım atarsak çare bulamayız durumuna gelebilir." ifadelerini kullandı.
Dünyadaki çevre felaketlerine ve tarım arazilerinin yok olmasına değinen Yasin, "Yeni kuraklık günlerini yaşıyoruz, bunlar gerçek. Bir sürü etkileri oluyor, nüfus ve ekonomi gibi. Ama en önemlisi su kaynakları. Öyle kuraklık olacak ki birçok ülkede gıda güvenliğini etkileyecek. Ama bunlara müdahale edilmezse tarım arazilerinin yüzde 67'si üretim yapamaz hale gelecektir. Bu yaşanabilecek bir gerçek maalesef. Böyle bir çöküş, birçok insanın gıda güvenliğinin yok olması demek. Bu şeyler gerçekleşirse içerde iç göçlere neden olur. Buna çevre göçü de denilebilir. Bunun etkisi kentlere olacak. Kırsallardan kent merkezlerine göçler artacak. Daha fazla zorluklar yaşanacak." değerlendirmesinde bulundu.
Al Sharq Forum Başkanı Wadah Khanfar ise bugünkü uluslararası sistemin çöküş aşamasında olduğunu belirterek, dünyadaki büyük güçlerin ilkelerinin adalet üzerine kurulmadığını ve insanlık muamelesi göstermedikleri için bu sonuca varıldığını dile getirdi.
Doğu ülkeleri olarak medeniyeti kuran milletler olduklarını ve yeni fikirler için birlikte çalışmaları gerektiğini aktaran Khanfar, aynı bölgenin ülkeleri olarak kendilerine saygı duymazlarsa kimsenin onlara saygı duymayacağını ve güçlü yarınların birlikte kurulabileceğini söyledi.