Spor Toto Süper Lig'in 29. haftasında Galatasaray, sahasında ezeli rakibi Beşiktaş'ı 2-1 mağlup ederek 3 puanı hanesine yazdırdı. Karşılaşmanın ardından SABAH Spor'un usta yazarları Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Ömer Üründül, Levent Tüzemen, Ali Gültiken ve Fatih Doğan bu karşılaşmayı detaylıca değerlendirdi. İşte usta isimlerin gündeme oturacak Galatasaray - Beşiktaş yorumları...
FATİH DOĞAN - BEŞİKTAŞ'A YOK!
Galatasaray Barcelona maçının ardından Beşiktaş karşısında özellikle ilk yarıda motivasyon, oyun ve temposuyla beklentilerin üzerine çıktı. Galibiyete ulaşmalarında Aslan payının bu başlangıç olduğunu baştan söylemeliyim. Ancak bir başka önemli unsur hakem Atilla Karaoğlan'ın ilk yarı ikili mücadelelerde takdir haklarının çoğunu ev sahibi takımdan yana kullanmasıydı.
Sarı-kırmızılı oyuncuların sahada gözüken motivasyonlarının arkadan kalça, diz ve vücut kullanarak rakibi bozan sert müdahaleleri faul olarak görülmedi. İlk yarı Mostafa Mohamed'in Umut Maraş'ın kontrolünde topu söküp alması ve Kerem'e yaptığı asist bu tablonun en çarpıcı örneğiydi. Atiba'nın, Mohamed'le omuz omuza girdiği mücadelede sarı kart yemesi de Beşiktaş'ın sinir uçlarına dokunan hareketlerdi.
Kerem'in iki golünden sonra Önder Karaveli'nin ilk yarı bitime 7 dakika kala Güven ve Kenan'ı alıp Batshuayi ve Larin'i almasına anlam veremedim. Sorun koşan iki isimden ziyade orta sahasıydı. İkinci yarı Beşiktaş takımı asıl Josef ve Rıdvan oyuna girdikten sonra toparlandı. İkinci yarı toparlanan ve daha iyi oynayan taraf Beşiktaş'tı. Ancak 1 gol üretebildi.
Boey'in Rıdvan'ı çekerek düşürmesine penaltı vermeyen Atilla Karaoğlan VAR'ın önünü kesmesi ve VAR'ın müdahale etmemesi de Beşiktaş adına kayıptı. Bu sezon 8-9 pozisyonda VAR'ın devreye girmediği gerçeği dünkü maçta da yeni bir istatistiğe dönüştü. Özet; Beşiktaş maçı ilk yarıda kaybetti.
LEVENT TÜZEMEN - İŞTE GERÇEK G.SARAY!
Domenec Torrent, Barcelona maçını düşünüp bazı oyunculara 'Rotasyon yapmayı düşünüyorum' dedi. Aralarında Kerem, Babel, Berkan ve Mohamed gibi isimler vardı. Ama G.Saraylı oyuncular 'hocam biz çıkar 2 maçta da Aslanlar gibi oynarız, rotasyon yapma' yanıtını verdi.
G.Saraylı oyuncular sözlerinde durup Beşiktaş'a karşı mükemmel bir mücadele sergilediler. Hücuma akıllı çıktılar, savunmayı da takım halinde yaptılar. Özellikle top Beşiktaş'a geçtiğinde tıpkı Barcelona'daki gibi alan daraltıp pozisyon vermediler. İlk Beşiktaş maçında kaçırdığı penaltı ile tepki çeken Mohamed, derbiye özel olarak çalışmış ki sahanın her yerine bastı, top tuttu ve iki güzel gole kişisel becerisi ile asist katkısı sağladı.
Avrupa'nın gözü, boşuna Kerem'in üzerinde değil! G.Saray'ın genç yıldızı parlamaya devam ediyor. Sol kanatta tükenmeyen deparları ile Rosier gibi çabuk bir oyuncuya inanılmaz çalımlar attı. İki golde de vuruş kalitesi, pozisyon alışı mükemmeldi. G.Saray, bence artık Barcelona'da hatırladığı oyun anlayışını sürdürmeye devam etmeli. Çünkü G.Saray, Beşiktaş karşısındaki oyununu tüm maçlara yansıtsa zirve yarışında olurdu. Marcao-Nelsson ikilisi hatasız oynadı, Omar fedakârca mücadele edip G.Saray'ın sağ kanadından Emre ile birlikte etkili hücum edilmesini sağladı.
Berkan&Taylan ikilisi hiç riske girmeden, topla fazla oynamadan basit oyunu tercih edip ayağındaki topları çabuk pasa dönüştürdü ve top rakibe geçtiğinde de hemen baskı yaptılar. G.Saray derbiye zihinsel ve fiziksel olarak mükemmel hazırlanmıştı. G.Saraylı oyuncular taraftarı ile aynı frekansta buluştuğunda başarılı oluyorlar ve maç kazanıyorlar.
ÖMER ÜRÜNDÜL - SEZONUN EN İYİ 45'İ
Galatasaray ilk 45 dakika sezonun en iyi futbolunu sergiledi. Müthiş bir takım presi, üst düzey bir ofansif etkinlik, bunun yanında da ihmal edilmeyen savunma güvencesi. Hücum girişimlerinin odak noktası Kerem idi. İki golün dışında Beşiktaş'ın sağ kanadını ciddi arızaya uğrattı. Beşiktaş'ın takım tertibi bu Galatasaray karşısında pas yaparak tempoyu ayarlayamazdı. Ayrıca fizik açıdan da çok yetersiz kaldılar.
2. devre G.Saray, Barcelona maçını da düşünerek oyunu geride kabul etti. Beşiktaş da değişikliklerden sonra daha hareketli bir başlangıç ile oyunu rakip alana yıktı. Ama bu baskıyı üretkenliğe dönüştüremiyorlardı.Ancak 85. dakikada gelen gol Beşiktaş'a moral verirken, G.Saray'ı da strese soktu. Son bölümlerde heyecan dozu çok yükseldi. G.Saray iyice oyundan düştü. Beşiktaş son ana dek beraberliği kovaladı ama skor değişmedi.
Kerem sahanın yıldızıydı. Onun dışında Galatasaray'da ön plana çıkan oyuncular iki asist yapan Mohamed ile Nelsson ve Taylan'dı. Beşiktaş Teknik Direktörü Önder Karaveli ilk yarıdaki takım tertibi nedeniyle mutlaka eleştirilecektir. Ama bana göre de onu mazur gösterecek sebepler var. Josef sakatlıktan dolayı tam hazır değildi ve bunun için 90 dakikayı kaldıramazdı.
Larin formsuz, Batshuayi de bitik. Benim en büyük eleştirim; Umut'un yerine Rıdvan'ı çok geç oyuna almasıydı.Bir de herkes şunu söyleyebilir; "Bak oyuncular değişti ikinci yarıda oyun da değişti." Ama bunun 1 numaralı nedeni Galatasaray'ın yorulmasıydı. Torrent'in tek hatası ise Ömer oyuna girince, onu beke çekip Van Aanholt'u öne almasıydı.
ALİ GÜLTİKEN - KENDİ ETTİ KENDİ BULDU
Ligin ilk yarısındaki derbide Beşiktaş kazanan taraftı. Bu maçta golleri atana baktığımızda Larin'i görüyoruz. Goller dışında sahada Josef'i ve Batshuayi'yi de görüyoruz. Dün akşamki maça çıkarken bu üç oyuncu kulübedeydi. Bunun bedeli de Beşiktaş adına çok ağır oldu. Bu tür maçlar denge maçları. Elinizden oyunun kontrolünü ve psikolojisini kaçırmamanız lazım.
Beşiktaş baştaki kadro tercihi ve yediği iki golle oyunun bütün hakimiyetini ve moralini Galatasaray'a teslim etti. İlk yarı bitmeden alelacele yapılan Batshuayi ve Larin değişikliği de bunların bir göstergesi. İkinci yarıda Josef'in de oyuna dahil olmasıyla Beşiktaş biraz daha aslına dönmeye başladı. En azından rakibini baskı altına alıp pozisyonlar bulmayı denedi. Bu tür maçlarda iki farktan geriye dönebilmek her zaman kolay değil.
Çok fazla efor gerektiriyor. Beşiktaş'ın bu kadro tercihini Galatasaray kendi adına çok doğru kullandı. Orta alanda ve forvette Beşiktaş'ın yapmış olduğu top kayıplarını çok etkili kontrataklara çevirerek Mostafa Mohamed'in asistleri ve Kerem'in etkili vuruşları ile iki gol buldu ki; doğal olarak bu da beraberinde oyun coşkusunu ve motivasyonu getirdi.
Bu tür maçları teknik adamların ve oyuncuların her açıdan doğru oynaması gerekir. Yanlış tercihlerle yapılan başlangıçların telafisi dün akşam gördüğümüz gibi her zaman mümkün olmuyor. Rıdvan'ın golü de mücadelesi de Josef'in, Batshuayi'nin ve Larin'in oyuna sonradan girmeleri de skoru istenilen noktaya getirmeye yetmedi. Beşiktaş kendi etti, kendi buldu diyebiliriz.
AHMET ÇAKAR - BEŞİKTAŞ'IN PENALTISI VERİLMEDİ
Galatasaray ilk yarı belki de son yılların en iyi futbolunu oynadı. Beşiktaş ise maçı Önder Karaveli'nin manasız, acemice tercihleriyle kaybetti. Karşılaşmaya Güven ve Kenan ile başlamak intihardır. Zaten Önder hoca da yaptığı saçmalığı 37. dakikada fark edip Larin ve Batshuayi'yi sahaya sürdü. Ama iş işten geçmişti. İlk yarıda Galatasaray atı aldı, Üsküdar'ı geçti.
Mostafa Mohamed Türkiye'deki en iyi maçlarından birini oynadı. Hem Kerem'e iki gol attırdı hem de inanılmaz tempolu ve baskılıydı. İkinci yarı skorla alakalı olarak Galatasaray, rolantiye alıp tüm oyun inisiyatifini Beşiktaş'a verdi. Özellikle Rıdvan'ın girişiyle de siyah-beyazlılar iki kanadı da iyi kullanmaya başladı. Son bölümde Rıdvan, takımını umutlandıran golü attı.
Fakat maçın en kritik anı son dakika. Bunun adı operasyondur. Larin, ceza alanı içinde Galatasaraylı defans oyuncusu tarafından çekiliyor. Forması uzuyor, çok net bir penaltı. Hadi hakem görmedi diyelim, VAR'da Türkiye'nin çok ciddi soru işaretli bir hakemi var; Yaşar Kemal Uğurlu... Uğurlu mu değil mi bilmem ama bana göre soru işareti.
VAR HAKEMİ KÖTÜ NİYETLİ
Bu pozisyon penaltı değilse penaltı nasıl olacak? Basit tutma, itmelerin günümüz futbolunda 'penaltı değil' şeklinde yorumlanması sağlıklıdır ama son dakikadaki pozisyonda arada mesafe varken Larin formasından açık şekilde topa hamle yapmaması için çekiliyor. Bu işte VAR hakeminin müdahale etmemesi kötü niyettir. Şimdi MHK kına yakabilir. 'Gençleştirdik' dediler, kariyerini bitirdikleri 13 hakeme 'Size ihtiyacımız yok' dediler, sonuç ortada. Beşiktaş'ın açık bir penaltısı nasıl verilmedi, takdir spor kamuoyunda.
ERMAN TOROĞLU - UFAK TEFEK HATALARI VARDI
İlk yarı Galatasaray çok iyi. Nitekim skor da 2-0. Beşiktaş iki eksikle oynuyor; biri Güven, biri Kenan. Şunu diyebilirsiniz, "Ya kardeşim Güven'le Kenan'ı sonra kullan."
Ben aynı fikirde değilim. Beşiktaş bu sezon ikinci olsun ama önümüzdeki sezon ne yapacağı çok önemli. Güven beyefendi "Seneye belli değil" diyor. Sen şu anda Beşiktaş'ın santrforu değilsin. Olur mu, olursun. Böyle maçlarda belli olur. Bak alt ligden Kerem, formayı giydi çatır çatır Galatasaray'ın değişmez elemanı oldu. O zaman konuşmaya hakkın şu anda yok.
İlk yarıda Galatasaray hem pres yaptı hem gol attı. Oyuncu değişiklerinden sonra onlar da oyundan biraz düştüler. Beşiktaş da oyuncu değişikliklerinden sonra top oynamaya başladı. Nitekim maçı beraber bile bitirebilirlerdi. İkinci yarı Galatasaray oyundan düştü. Kolay değil! Barcelona maçından sonra bu maçta 60'tan sonra yorgunluk gözükmeye başladı.
Çok kaliteli olmasa da heyecanlı bir maç izledik. Feghouli olmayınca Galatasaray orta sahada zorlanıyor. Çünkü o çok yönlü bir oyuncu. Anlamadığım bir olay; Galatasaray iki tane Rumen oyuncu aldı. 10-11 milyon Euro verdiler. Galatasaray yönetimi bunları çok mu aradı? Kazık mı yediler, yoksa paralar ortada buhar mı oldu? Çünkü iki futbolcu da henüz sahaya inmediler. Yani buhar durumundalar.
Hakemin ilk derbi maçı. Ufak tefek hataları oldu ama hiç olmazsa gördüğünü çaldı. Şartlı maç yönetmedi. Beyninde şeytan gezmiyordu. İkinci gol öncesinde Umut Meraş'la Mohamed'in pozisyonunda faul yok, devam kararı doğru, normal bir mücadele. Son dakikalarda bir çekme var orada takdir hakkını Beşiktaş'ın lehine penaltıdan yana kullanmadı.