Stefan Kuntz
geride kalan 4 ayda futbol adına çok şey söyledi. Sadece
konuşmakla kalmadı, Dünya
Kupası için umutları tükenmek
üzere olan
Ay-Yıldızlı takımı play-off'lara taşıdı. Türkiye'ye ilk geldiğinde yıl
1996'ydı, Kuntz 34 yaşındaydı
ve Beşiktaş forması giyiyordu.
Tecrübeli isim,
34 yaşında futbolcu, 59 yaşında teknik adam olarak geldiği Türkiye ve İstanbul'daki 26 yıllık değişimi değerlendirdi: "İstanbul
her zamankinden daha harika
diyebiliriz. İnanılmaz bir kent.
Uçakla her iniş yaptığımda
ağzım açık kalıyor. Beni çok
şaşırtan ve beğendiğim bir
şehir. Arabayla gezerken de
inanılmaz geliyor bana.
Türk insanının o gönülden yaklaşımı ise hiç değişmedi.
BELLİ İNSANLAR TÜRKİYE'Yİ FARKLI ALGILIYOR
Buraya geliş sebeplerimden birisi de
Türk insanının sıcakkanlı yaklaşımı diyebilirim. Şöyle de bir gerçek var,
dünya üzerinde Türkiye algısı, bizim bildiğimiz gibi değil. Belli insanlar Türkiye'yi farklı algılıyor. Siz Türkiye'yi doğru şekilde anlatıp, onları inandırabilmek için orada bulunmalısınız. Ben de Türkiye'de 2 farklı şekilde bulunmuş bir insan olarak anlatıyorum. Bu anlamda
insanların değiştiğini düşünmüyorum. Ama İstanbul değişmiş, gelişmiş ve büyümüş diyebilirim. Futbol anlamındaki farka bakarsak, 1995- 1996 yıllarında futbolcuydum ve o dönemde işim sahada performans vermekti. Şimdi antrenör gözüyle daha farklı bakabiliyorum ve üst liglerle arasındaki farkı görebiliyorum.
Üst liglerle Türkiye arasında farklar olduğunu görüyorum."
EV ARIYORUM...2 ÇOCUK, 3 DE TORUN VAR!
GÖREVE geldiğinden bu yana
TFF'nin Riva Tesisleri'nde kaldığını anlatan Kuntz, burada geçen bir gününü özetledi: "Sabahları spor yaparak güne başlıyorum. Tesis
bu anlamda harika. Sonra kahvaltımızı
yapıyoruz. Medya ile ilgili konuları
gözden geçiriyoruz. Hamit'le
(Altıntop) strateji toplantılarımız
oluyor. Teknik ekibimizle maç ve
analizlerin üzerinden geçiyoruz.
Riva'da çok mutluyum diyebilirim. Burada çok da iyi uyuyorum. Hatta en iyi uyuduğum yerlerden birisi... Ancak
kalacak bir ev bakıyorum. Çünkü
2 çocuğum, 3 de torunum var. Akrabalarım ve ailem dışında arkadaşlarım da Türkiye'deki hayatımın bir parçası olup beni ziyaret etmek istiyorlar."
TÜRK FUTBOLU ÇOK SABIRSIZ
STEFAN Kuntz, Türk futbolunun gelişimi için önemli tespitler yapıp bir de eleştiride bulundu: "İyi futbolcuların yetişmesi için doğru yapı şart. Akademilerin kurulması, milli eğitim sistemiyle futbol eğitim sisteminin paralel gideceği doğru bir yapının oluşturulması gerekir. Kulüpler akademi alanına yatırım yapıp eğitime ağırlık verirse, ülke için oynama duygusuyla gerçek başarıyı sağlayabiliriz. 'Biz' diyorum ve bunu vurgulamak istiyorum. Ama bunun için zaman ve sabır lazım."
FELSEFE ŞART!
TÜRKIYE'DE teknik direktörler, başkanların yardımcı antrenörleridir' gibi bir inanış söz konusuydu. Tabii ki bu bir şakaydı. Her ülkenin kendine özgü yönetim anlayışı vardır. Türk futbolu, başarıya giden yolda sabırsız. Bu anlamda en iyisi, kulüplerin 6-7 yaşlarından itibaren, kız-erkek takımlarından başlayarak A takıma uzanan süreçte bir futbol felsefesi oturtması. Doğru kişiler, teknik direktör, sportif direktör ve genç takım antrenörü gibi isimler. Bunları oturttuktan sonra da başarının gelebileceğine inanıyorum.
LÖW'ÜN KENDİ KARARI
STEFAN Kuntz, ismi Fenerbahçe teknik direktörlüğü için geçen vatandaşı Joachim Löw için "Bunlar söylentiler, ortaya çıkan ve yazılıp çizilen haberler.
Benim burada Löw'ün gelmesini isteyip istememem gibi bir durum olmaz. Kendi kararıdır. Eğer böyle bir karar verirse ben de ardından görüşlerimi açıklarım" değerlendirmesini yaptı.