Fatih Karagümrük'ün bu sezon 6 golle en golcü ismi Sırp forvet Aleksandar Pesic, SABAH TV'nin özel konuğu oldu. Pesic, Karagümrük Vefa Stadyumu'nda SABAH TV'ye çok çarpıcı ifadelerde bulundu. Pesic, Süper Lig'deki favori oyuncularını itiraf etti. Diğer yandan Karagümrük Teknik Direktörü Farioli için de çok çarpıcı açıklamalar yaptı.
Aleks bugün burada seninle beraber olmak benim için büyük bir zevk ve zaman ayırdığın için de ayrıca teşekkür ederim çünkü programının ne kadar yoğun olduğunu biliyorum, nasılsın?
Çok teşekkür ederim, benim için de aynı şekilde büyük bir zevk.
Seni daha yakından tanımak isterim ve gerçekten merak ediyorum, futbol kariyerine nasıl başladın? Futbol kariyerinin dönüm noktaları neler oldu?
Çok küçük yaşlarda başladım, sanırım 6 yaşındaydım futbol oynamaya başladığımda. Ben hatırlamıyorum tabii o zamanlar ne yaptığımı ama çevremdeki herkes bebekliğimden beri futbolu çok sevdiğimi söyler. Sanırım topa ilk dokunduğum an bunun benim yapacağım iş olacağını hissetmiştim. Okul okurken de çok başarılı olduğum söylenemez çünkü tek düşündüğüm şey futbol oynamaktı ve hayalim futbolcu olmaktı. Okuldaki hocalar da bana sınıfta daha başarılı olmalısın dediklerinde hayır ben sadece futbol oynamak istiyorum diyordum, işte futbol oynamaya böyle başladım.
Yani okulda tembel bir öğrenciydin.
Evet, kötü değildim ama tembeldim. Daha ilk antrenmanımdan itibaren futbolcu olmak istediğimi biliyordum ama daha iyi olabilirdim.
Peki bu gelmiş olduğun noktayı hayal edebilir miydin?
Evet ve bu konuda burnu havada görünmek istemem ama daha iyisini yapabilirdim diye düşünüyorum. Kariyerimde bazı hatalar da yaptım, sakatlıklar da yaşadım.
Ne tür hatalar yaptığını düşünüyorsun?
İlk hatam çok gençken Yunanistan'a transfer olmam oldu. Henüz 16 yaşındaydım ve bence bu çok küçük bir yaş. Ne İngilizce biliyordum ne de Yunanca. O yaşlardayken bütün arkadaşlarım okula ve gezmeye giderken, ben hiçbir şey anlamadığım başka bir ülkeye gittim. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorum çünkü o yıllarını tadını daha fazla çıkarabilirdim…
Ama bence bu cesurca bir davranış.
Bilmiyorum, bunu söylemek zor çünkü çok gençtim. İkinci hatam da 20 yaşında Fransa'ya gitmek oldu. Bence Fransa gibi büyük bir ligde forma giymeden önce 1-2 sene daha güçlenmek ve kendime olan güvenimi artırmak için Sırbistan'da futbol oynamaya devam etmem gerekirdi. Ama futbol böyle bir şey işte, iyi şeyler de oluyor kötü şeyler de.
Senin de söylediğin gibi aslında henüz 29 yaşındasın ama şimdiden Fransa, İtalya, Güney Kore gibi 9 farklı ülkeye gittin ve 9 farklı ülkede oynadın. Bu senin için nasıl bir tecrübe oldu? Farklı liglerde oynamak sana neler kattı ve en çok keyif aldığın hangisi oldu?
En çok keyif aldığım FK Kızılyıldız oldu çünkü futbola başladığımda Kızılyıldız'da oynayıp oradan milli takıma geçmek benim hayalimdi. İtalya'da Atalanta'da forma giyerken bana Kızıyıldız'dan tekrar teklif geldiğinde bir dakika bile düşünmeden geri geldim. Hayatımdaki en iyi sezonumu orada geçirdim, 29 gol attım, 22 asist yaptım ve şampiyon olduk. Bu gerçekten inanılmazdı benim için.
Peki sen Karagümrük'e getiren faktörler neler oldu? Kulübe ve Türkiye'ye gelmeden önce ön yargıların var mıydı buraya dair?
Buraya gelmeden önceki son sezonumda İsrail ekibi Maccabi Tel Aviv' de oynuyordum ve son zamanlarda şu an çok bahsetmek istemediğim problemler yaşadım ama yine de orada güzel zamanlar geçirdim. Karagümrük'e gelmeden önce Türkiye'de başka bir kulüpten de teklif almıştım ama hangisi olduğunu paylaşmak istemiyorum. Karagümrük bana teklifte bulunduğunda buraya karşı tarif edemediğim özel bir şeyler hissettim. Burada oynayan oyuncuları gördüm ve Atalanta'da beraber oynadığım Ervin Zukanovic'i aradım. O da eğer oynadığın futboldan keyif almak istiyorsan buraya gel çünkü teknik direktör de takım da inanılmaz dedi. Ben de sadece 10 dakika içerisinde Karagümrük'e gelmek istediğime karar verdim ve hemen eşime söyledim. Ona takımda Ervin Zukanovic, Jure Balkovec gibi tanıdığım ve benimle aynı dili konuşan insanlar olduğunu söyledim.
Eşin ne tepki verdi peki?
Bana 'İstanbul mu?' diye sordu, ben de evet dedim ve o da 'Hadi gidelim!' dedi. İstanbul gerçekten çok güzel bir şehir.
Türkiye Ligi'ni rekabetçi bir lig olarak nitelendirebilir misin sence? Mücadeleci bir lig olduğunu düşünüyor musun? Belki daha önce oynamış olduğun ligler ile de karşılaştırma yapabilirsin.
Lig gerçekten zor bir lig. Kore Ligi'nde oynamış pek fazla futbolcu yok ama orası da gerçekten zor bir lig. Oyuncular fiziksel olarak inanılmaz hızlılar ve kuvvetliler. Burada da işler Kore ile benzerlik gösteriyor çünkü her zaman birebir mücadeleler, baskılar ve zorlamalar var. Türkiye Ligi'nde bir sürü büyük ve donanımlı oyuncular var. Bu isimler de Türkiye Ligi'nin güçlenmesine katkıda bulunuyor. Ayrıca çok iyi Türk oyuncular da var. Buraya gelmeden önce Fenerbahçe ve Galatasaray gibi büyük kulüpleri takip ediyordum ama ligin tamamına hakim değildim. Özellikle basketbolu çok takip ediyordum bu arada:) Buraya geldiğimde gerçekten çok iyi oyuncuların olduğunu daha da iyi gördüm.
Bu sezona güzel bir başlangıç yaptın ve golcü bir isimsin. Kendine bu sezon için belirlediğin bir gol sayısı hedefin var mı? Bu sene gol krallığı için iddialı mısın?
Burada herkesin bir şeyleri başarmak farklı hırsları, iddiaları var. Beni izlerken görmüşsündür aslında ben bunun için ekstra bir çaba içerisinde değilim. O an golün gelip gelmediğini düşünmem sadece oyunuma bakarım ve arkadaşlarıma saha içinde nasıl destek olabileceğimi düşünürüm. Ben tipik bir 9 numara değilim, kutunun içerisinde durup kalmam. Topa 2 dakika dokunamadığım zaman hemen gerilmeye başlarım ama gol krallığı neden olmasın tabii futbol oynuyoruz ve burada her şey mümkün.
Evet kesinlikle haklısın. O zaman bu sene gol kralı olmak için çok büyük bir iddian yok.
Bu konuda iddiamın olduğunu da söyleyemem olmadığını söyleyemem.
Peki bu konudaki motivasyonun nedir o zaman? Sahada kendini nasıl hazır tutarsın?
Ben kazanmayı seviyorum. PlayStation oynarken bile kaybetmeyi hazmedemem. Karagümrük, Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi bir maziye sahip olan bir kulüp değil ama şu an net bir şekilde masada olduğumuzu görebiliyorsunuz. İyi oyunculara sahip bir takımız ve iyi de oynuyoruz, bu da bize büyük bir güç veriyor. Lucas Biglia, Ervin Zukanovic ve Emiliano Viviano gibi 35 yaşındaki oyuncuların kendilerini bir şeyler yapmak için nasıl zorladıklarını gördüğümde 29 yaşındaki ben Aleksandar Pesic büyük kulüplerde forma giymemiş biri olarak nasıl sahada maksimumu vermeyebilirim ki? Böyle bir şansım olamaz ve bundan güç alıyorum.
Türkiye'de hem karşılıklı mücadele ettiğin hem de televizyondan izlediğin kadarıyla en iyi kaleci, en iyi stoper ve en iyi forvet sence kim?
Onunla aynı kulüpte oynadığım için söylemiyorum bunu gerçekten ama kaleci olarak Emiliano Viviano diyorum. Hatta kulübe ilk geldiğimde antrenmanlarda onu kaleci pozisyonunda çok iyi görmüyordum çünkü topla çok oynuyordu ve orta saha da daha iyi iş yapar diyordum:) Ama son maçlardaki performansına bakarsak gerçekten bizim karşılaşmalardan mağlubiyetle ayrılmamamıza sebeb olan isim o oldu. Hem performansından dolayı hem de arkadaşım olduğu için Viviano en iyi kaleci diyorum.
SAVUNMA OYUNCUSU?
Stoper olarak düşünmeye başlamıştım ama orta sahadan devam edeceğim o yüzden önlibero olarak bir numara kesinlikle Lucas Biglia. Ne Türkiye Ligi'nde ne de 6 numara pozisyonunda bu bir soru bile olamaz benim için. Tartışmasız Lucas Biglia. Forvet olarak da Michy Batshuayi'yi iyi buluyorum ve bir de Djaniny. Djaniny'yi Suudi Arabistan'da tanıyorum.
İkisi arasında bir seçim yapamadım ama kesinlikle bu iki isim. Djaniny için biraz daha kredi kullanabilirim. Batshuayi bir gol makinası, gol atmayı seviyor ve tipik bir dokuz numara. Ama benim tercihim Djaniny.
Sen de bir forvet oyuncususun ve maç boyunca savunma oyuncularıyla mücadele ediyorsun. Genel olarak kariyerinde seni en çok zorlayan savunma oyuncuları kimler oldu?
İtalya'da çok uzun zaman kalmadım ama dünyanın en iyi kulüplerinden biri olan Juventus'a karşı oynama şansı bulabildiğim için şanslıyım. Chiellini, Bonucci, Barzagli üçlüsü diyebilirim ama benim için Chiellini bir numaralı savunma oyuncusu. Bunu sadece onunla mücadele etmekte zorlandığım için değil aynı zamanda onu son Dünya Kupası'nda da izlediğim için rahatça söyleyebilirim.
O zaman senin için ona karşı oynamak oldukça zordu diyebilir miyiz?
30 dakika civarı oynadım ve ondan hissedebileceğim ne varsa hissettim gerçekten. Ne kadar kuvvetli olduğunu ve nasıl iyi pozisyon alabildiğini bizzat yaşadım. İzleme şansı bulduğum için de kesinlikle Chiellini diyorum.
Sence tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi Sırp futbolcusu kim?
Şu an Sırp milli takımının koçluğunu da yapan Dragan Stojković. O da aynı zamanda benim de şehrim olan Niş'ten. O inanılmaz bir oyuncuydu, çok özeldi.
Kariyerine dair unutamayacağın en iyi anın neydi?
Kızılyıldız ile şampiyonluk yaşadığım an. Orada oynamak benim çocukluk hayalimdi çünkü orada pek çok efsane isim oynadı ve Kızılyıldız Şampiyonlar Ligi şampiyonu oldu. Bende orada oynadığım dönemde lig şampiyonu olduğumuz için benim için gerçekten çok özeldi. Böyle şeyleri hissedebiliyor olmak lazım, taraftarların mutluluğunu hissedebilmek önemli.
Mental olarak kurşun geçirmez olduğunu düşünüyor musun? Yani saha içerisinde yaşananlardan etkilenmeden devam edebiliyor musun? En yüksek duygusal patlama yaşadığın anını merak ediyorum.
Az önce bahsettiğim Kızılyıldız ile lig şampiyonluğu. Stadyumda yaklaşık 40 bin ya da 50 bin civarı seyirci vardı ve hepsinin birden senin adını söylüyor olması gerçekten çok güzel bir duygu. Diğer konuya gelecek olursak futbolda her zaman kötü eleştirilere maruz kalabilirsiniz. Bazen direkt şahsın için ya da ailen için de çok kötü konuşabiliyorlar.
Bu tarz durumlarda kendini stabilize edebilmek gerçekten zor.
Evet ama ben bunların hiç birini dinlemiyorum. Belli ki beni desteklemeyen biri ya da kendi hayatından son derece mutsuz ve stresli biri. O yüzden bu insanların stada gelip bana bir şeyler söylemesi benim için önemli değil, benim için önemli olan eve geldiğimde ailem ile paylaştıklarım.
Sahada olanları sahada bırakabiliyor olman gerçekten çok güzel, zaten bu şekilde profesyonel olabiliyorsun.
Evet çünkü bazen gerçekten yorgun olabiliyorsun, maçta işler istediğin gibi gitmemiş olabiliyor ve üzerine kötü yorumlar duymak zorunda kalabiliyorsun. Bazen bunlara karşılık veriyorsun ama ben %99 cevap vermemeyi ve dinlememeyi tercih ediyorum. Ama bu konu da eşimin de bana çok desteği oldu. Daha gençken bunlar beni strese sokuyordu ve kafama daha çok takıyordum. Eşim bana eğer sen bu insanların söylediklerini kafana takıyorsan çıldırmış olmalısın demişti. Bana bu konularda gerçekten çok destek oldu.
Başka spor dallarıyla da ilgileniyor musun?
Evet basketbol. Benim en favori sporum basketbol.
Futboldan da mı önce geliyor?
İlk aşkım futbol ama şöyle bir durum var: Küçük yaşta oynamaya başladığınızda bunu sevdiğiniz için yapıyorsunuz. Ama şu an futbol benim için bir iş ve hayatımı buradan kazanıyorum. O yüzden şu an favori spor dalı olarak nitelendirebileceğim branş kesinlikle basketbol. Bu arada basketbolda da çok iyiyim. Sırbistan'da en önde gelen spor branşların biri de basketbol zaten.
En son ne zaman basketbol oynadın?
Bu sene bütün tatil sürem boyunca basketbol oynadım.
Peki sence profesyonel bir basketbolcu olabilir miydin?
Eğer şu an 16 yaşımda olsaydım evet olabilirdim. Sırbistan' da aktif olarak basketbol oynayan arkadaşlarımla çok oynadım ve oynadığım herkes performansıma şaşırmıştı.
Eğer basketbolcu olsaydın hangi pozisyonda oynamayı tercih ederdin?
Oyun kurucu. Çünkü topun elimde olmasını isterdim.
Programın sonuna doğru geliyoruz, bitirmeden önce son olarak söylemek istediğin başka şeyler ve iletmek istediğin mesajlar var mı?
Bizi destekleyen taraftarlara söylemek istediklerim var: Herkes meşgul bunu anlayabiliyorum ama maçlarımıza daha çok gelmelerini istiyorum çünkü gerçekten kulüp için güzel işler yapmaya çalışıyoruz ve kulüp de bizi destekliyor. Maçlarımıza gelen bütün taraftarlarımıza teşekkür ederim ama daha çok katılım olursa bu sezon çok özel işler başaracağımıza inanıyorum.
İnsanların, gerçekten nasıl çalıştığımızı ve koçun da yüzde yüzünü ortaya nasıl koyduğunu görmeleri gerekiyor. Bazen ben bile kendi kendime koç nasıl bu kadar şeyin üzerine yorulmuyor diyorum.
Bazen antrenmanlarda artık yeter, duralım dediğin anlar oluyor mu?
Evet antrenmanlara başladığımızda Zukanovic, Lukas, Viviano gibi büyük oyuncuların kendilerini her antrenman nasıl zorladıklarını ve yüzde yüzlerini verdiklerini gördüğümde her ne kadar kendimi yorgun hissetsem de 'Aleks kendine gel sen 29 yaşındasın ve onlar kadar kariyerli bir oyuncu değilsin, kendini zorlamalısın!' diyorum. Şu anki koçumuz Francesco Farioli de asla rahat bir teknik direktör değil, gerçekten çılgın. Farioli futbol için deliriyor! Çok küçük şeylerde bile sürekli olarak bizi zorluyor ama bu da bize güç veriyor.
Koç Francesco Farioli ile en çok zorlandığın anın hangisiydi? Yoksa her an mı zor?
Kasımpaşa'ya karşı oynadığımız bir maçta 4-1 yenilmiştik ki bence normalde 10-1 bitmesi gereken bir maçtı, gerçekten çok çok kötü oynamıştık. Farioli soyunma odasına geldiğinde yüzündeki hayal kırıklığı ifadesi beni çok derinden etkilemişti. Daha önce Bolu maçında yenilgi yaşadığımızda bize enerji veren adamın yüzünde bunu görmek beni çok üzmüştü. Normalde bir koç böyle bir yenilgiden sonra asla izin yapmamıza izin vermezdi. Belki her maç iyi oynayamayabiliyorum ve gol atamayabiliyorum ama koçun bende öyle bir etkisi var ki onun için sahada her şeyimi veriyorum çünkü gerçekten beni anlıyor.
Bir oyuncunun antrenörüne karşı böyle duygular hissetmesi gerçekten çok önemli.
Seninle tanıştığım için gerçekten çok memnun oldum, bu güzel sohbet için sana teşekkür ederim ve sana her şeyin en iyisini dilerim
Ben de sana çok teşekkür ederim, benim için de çok keyifliydi. Bence ileride çok büyük isimlerle daha da güzel röportajlar gerçekleştireceksin.
Çok teşekkürler...