SORU: Letonya'yı son dakika penaltısı ile yendik. Kuntz gözyaşlarına boğuldu. Bu galibiyet sizce ne anlam ifade ediyor, umut gerçekten var mı?
ALİ GÜLTİKEN: Kuntz'un maç bitimindeki gözyaşları, üzerinde hissettiği baskıyı gösteriyor. O da genel olarak kabul görmediğinin farkında
LEVENT TÜZEMEN: Alman hocanın gözyaşları, kazanılan üç puandan çok futbolcuların coşkularına ortak olduğunun bir mesajı gibiydi
İSKENDER GÜNEN: Sistemsizliğin sistem halinde değerlendirildiği bir Milli Takım'ın istikrarlı sonuçlar alma şansı bulunmuyor
ÖMER ÜRÜNDÜL: Kesinlikle iyi futbol oynamıyoruz. Her zaman söylediğim gibi oturmuş bir sistemimiz ve kadro istikrarımız yok
ALİ GÜLTİKEN
Şu an bütün avantajımızı rakiplerimize vermiş durumdayız. Grupta birinci olan Hollanda'ya yenilip, ikinci sıradaki Norveç'le berabere kalarak onların altına düştük. Bundan sonra da bunu değiştiremeyiz.
Kalan iki maçımızı da kazanıp beklemekten başka çaremiz yok. Letonya karşısında kazanmak elbette önemliydi. En azından bundan sonrası için grubun son maçına kadar az da olsa ümidimizi taşıyabileceğiz. Kuntz konusu Türkiye'de daha çok tartışılacak. Son dakikalardaki gözyaşları üzerinde hissettiği baskıyı gösteriyor. O da genel olarak kabul görmediğinin farkında.
Bu durum onun üzerinde daha fazla baskılar da yaratıyor.
LEVENT TÜZEMEN
Norveç maçından sonra Milli Takım, kötü oynadığı için ağır eleştirildi. Letonya'da 70. dakikada geriye düştükten sonra maçı döndürmek adına sahada verdikleri mücadele, coşku ve kazanma duygusu ön plana çıktı ve beğenildi. 90+9'da gelen penaltıyla da olsa alınan galibiyet, kulübe dahil tüm futbolcularda bir duygusal patlamaya neden oldu.
Kuntz da eski bir futbolcu olduğu için bu duyguyu yaşadı. Alman hoca, 90 dakika boyunca maçı oyuncularıyla birlikte oynadı.
Kaçırılan gollerden sonra asla tepki koymadı. Ama oyuncularla aynı duyguyu yaşadı. Kuntz'un gözyaşları, kazanılan 3 puandan çok oyuncularının coşkularına ortak olduğunun mesajıydı.
ÖMER ÜRÜNDÜL
Öncelikle son saniye penaltısıyla Letonya karşısında makus talihimizi yendik. Oyuna baktığımız zaman kesinlikle iyi futbol oynayamıyoruz. Her zaman söylediğim gibi oturmuş bir sistemimiz ve kadro istikrarımız yok. Son maçtan bir örnek vereyim; orta sahamız Berat, Orkun ve Hakan Çalhanoğlu.
Hiç bir arada oynamışlar mı? Biz bu maçı kazanarak en azından ikincilik şansımızı devam ettiriyoruz. Eğer Karadağ'ı yenebilirsek ben ikinci olabileceğimiz görüşündeyim. Tüm yorumları, maç yazılarını takip ettim.
Her zamanki gibi gerçekleri doğru tespit edemiyoruz. Herkesin ortak fikri şu;
son 15 dakikadaki futbolu neden önceki dakikalarda sergileyemedik? Bunun 1 numaralı nedeni; zaten kapasitesi sınırlı rakibin 4 oyuncu değiştirerek bütün düzenlerini bozan teknik direktör yanlışlığıydı. Bu da bizim işimize yaradı.
İSKENDER GÜNEN
İspanya-Fransa maçını seyrettikten sonra bizim ortaya koyduğumuz oyuna 'futbol' demek çok zor. Kazanmak mühimdi ama oynanan oyun kötüydü.
Maçta top sadece Cengiz'in ayağına geldiği zaman heyecan duyduk. Letonya gibi bir takım karşısında son 10 dakika hariç, oyunda bir türlü üstünlüğü ele alamadık. Rakip bizim bütün pas opsiyonlarımızı kilitledi ve hiç beklemediğimiz bir anda da öne geçti. Ardından Serdar ile umutlandık ve Burak ile 3 puanı almayı başardık.
Yıllardır aynı şeyleri konuşmaktan, yazmaktan bıktık usandık. Sistemsizliğin sistem halinde değerlendirildiği bir Milli Takım'ın istikrarlı sonuçlar alma şansı ne yazık ki yok.
İstikrar için ise ilk 11'de süreklilik sağlama zorunluluğu var. Bundan sonra kalan 2 maçı kayıpsız atlatmanın yanında özellikle Norveç'in puan kayıplarını beklemekten başka çaremiz yok.
Kuntz'un galibiyetten sonra ağlaması ise ani bir duygu boşalmasıydı.
KALAN MAÇLAR
1- HOLLANDA (19)
>> 13 KASIM Karadağ (D)
>> 16 KASIM Norveç
2- NORVEÇ (17)
>> 13 KASIM Letonya
>> 16 KASIM Hollanda (D) 3-
TÜRKİYE (15)
>> 13 KASIM Cebelitarık
>> 16 KASIM Karadağ (D)