Son dakika haberi... SABAH Spor yazarları Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Ali Gültiken, Fatih Doğan ve Ömer Üründül, 1-1 biten Türkiye-Norveç maçını kaleme aldı. Usta isimlerden Erman Toroğlu, Caner Erkin'le ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. İşte son dakika haberinin detayları...
AHMET ÇAKAR - KAZANACAK KADAR OYNAMADIK
Bizim için hayati bir maçtı. Mutlak kazanmamız gerekiyordu, kazanamadık. Aslına baktığımızda da kazanacak kadar da hiç oynamadık. Tuhaf olan şu, oyuna adeta golle başladık. 5 kişiyle baskı uyguladık, Cengiz Ünder topu kaptı, yakın mesafeden kaleye de vurabilirdi ama iyi oyuncu olduğu için yanındaki bomboş Kerem'e bıraktı, o da attı.
Bu golden sonra daha büyük coşku beklerken işler tersine döndü. Top kontrolü, oyun kontrolü, ikili mücadele üstünlüğü tamamen bu yarıda Norveç'e geçti. Sağdan Pedersen, soldan Elyounoussi ile defalarca geldiler. Müthiş bir orta saha hakimiyetiyle bütün kontrolü aldılar ki devre biterken de duran toptan kötü bir gol yedik.
Duran toptan gol yenmez diye bir şey yok ama kafa ile indirilen topun tamamlanması ciddi bir yerleşim hatası. Kafa ile indirilen topu Norveçli oyuncu arka direkte Zeki'nin arkasından tamamlayıverdi. İkinci yarıya coşkulu başladık. İyi oynadık ama ceza alanı çizgisine kadar. Karşımızda çok iyi yerleşen bir savunma ve akıllı çıkan Norveç vardı. Koskoca maçta attığımız gol dışında pozisyonumuz bile yok.
Sonuçta puan tablosuna baktığımızda birincilik umudumuz yok, ikincilik umudumuz yani play-off oynama şansımız da çok ama çok zora girdi. Peki niye böyle olduk? Oyuncularımızda coşku var ama bir yere kadar. Maçın hakemi Felix Brych Avrupa'nın en iyi 3 hakeminden biri. Dün gece de gerçekten mükemmel bir karşılaşma yönetti. Burak'ın penaltı beklediği pozisyonda penaltı yok. Takılma var, karar da doğruydu.
ERMAN TOROĞLU - DEMEK Kİ KILAVUZLAR KARGA!
Sahaya çıkan kadro Kuntz'un kadrosu değil, burada bazı şeyler empoze edilmiş, bu da doğal. Hamit Altıntop bazı şeyleri söylemiş o belli. İlk maçta Alman hocaya fazla bir şey söylenmez, takımı fazla tanımıyor. Güneş yanlış işler yaptığı için gönderildi. Bakınız Türkiye'de ithal teknik adamlar vardı, ithal hakemler vardı ben bunlarla oynadım. Sonra dedik ki yerliye dönelim, bir müddet dönüldü fena da gitmedi ama sonra baktık ki bu işler artık olmuyor ve teknik adamlarda yine yabancıya döndük.
Gönül ister ki Milli Takım'ı yerli hoca çalıştırsın. Ama maalesef içim acıyarak söylüyorum ki Türkiye'de şu an yerli hoca yok. Birbirlerini yemekten futbolu bozdular. Norveç daha organizeydi. 90 dakika boyunca sadece 1 gol attık, başka bir şey yapamadık özellikle ilk 45 dakikada. İkinci 45 dakika biraz tavır koyduk ama Norveç hücuma kalktığında arkada panikledik.
TFF, Kulüpler Birliği, hakemler, teknik direktörler, yöneticiler şapkayı önüne koyacaklar, bu böyle gitmez diyecekler. Futbolumuz uçuruma gidiyor. Kararlar alınacak ama mutlak bunlar acı olacak, acı çekmeden başarı gelmez. Perde önünde ayrı, arkada ayrı oynuyorlar, bu işler kolay kolay düzelmez.
Önce ekeceksin sonra biçeceksin. Vermeden almak Allah'a mahsus. Yerliymiş, ithalmiş Türk futbolu araya sıkıştı. Türkiye'de futbolu, bilmeyenler idare ediyor, hem TFF hem kulüplerde bilen adam çok az. Onun için de böyle kısır neticeler çıkıyor. Bakıyorsunuz Caner, Milli Takım'da. Almanların en büyük olayı disiplindir.
Birisi Kuntz'a söylemedi mi uçakta gazeteci dövenlerin başında Caner olduğunu. Demek ki kılavuzlar karga... Yakında Kuntz da öğrenir. O zaman doğruyu bulur. Bazı değerler vardır, futbolun önündedir. Öyle olmadığı zaman kısır başarılar alınır.
ALİ GÜLTİKEN - BÜYÜK FIRSAT KAÇTI
İyi başladık, golü de çok iyi bir şekilde bulduk. Harika bir ataktı. Golden sonra büyük bir baskı yedik, yediğimiz gole kadar da Norveç'in bu oyununa cevap veremedik. Oyunun bu bölümünde yalnızca Cengiz ve Kerem üzerinden çabuk çıkışlarla hücum denemeye çalıştık fakat final paslarında da başarılı olamadık. Yani Burak Yılmaz'ı bu bölümde oyuna hiç katamadık ve dolayısı ile top önde kalmayınca sürekli atak yenileyen taraf Norveç oldu.
Orta alan oyuncuları için de aynı şeyleri söyleyebiliriz. Hakan, Berat ve Ozan Tufan işin yalnızca savunma tarafında kaldılar. Attığınız golden sonra baskı yiyebilirsiniz ama bunun belli bir süresi olur. Kendi evinizde oynadığınız, skor avantajını yakaladığınız bir maçta 40 dakikadan fazla ceza sahanızda kalmanız başınıza iş açar. Norveç de bunu değerlendirebilecek bir takımdı ve etkili oldukları yüksek toplardan da golü buldular.
İkinci yarının başındaki 20 dakikada oynadığımız oyun aslında yapmamız gereken bir oyun. Potansiyelimiz olduğunu ve istediğimiz zaman bunu oynayabildiğimizi de bir kez daha gördük. Bu bölümde aslında oyunu iyi de zorladık. Coşkumuz da vardı ama sonuca çeviremedik. Bu seviyelerde rakibe oyun bu kadar bırakılmaz. Topa daha fazla sahip olmak gerekir.
Bizim adımıza çok önemli bir final maçıydı. Alınacak bir galibiyet hem büyük bir heyecan hem de büyük bir iddia ortaya koyacaktı. Ama elimizden kaçtıktan sonra bunun farkına varmış gibi görünüyoruz. Yani gruptaki iddiamızı tekrardan perçinleyebileceğimiz, bundan sonra en azından ikincilik için ciddi avantaj yakalayabileceğimiz bir fırsatı Norveç'e teslim ettik.
FATİH DOĞAN - SİSTEM KONUŞTU
Roma'da EURO 2020 açılış maçında İtalya yenilgisinin Türk futbolunun kaderine bu kadar tesir edeceğini, derinden sarsacağını kimse tahmin edemezdi. 12 Haziran gecesi başlayan düşüş 4 ayda Türkiye'nin kaderini değiştirdi. Hayaller, umutlar, puanlar adeta tarumar olmuştu! Şenol Güneş'in kaçınılmaz ayrılığı Kuntz'un gelişiyle sonuçlanan psikolojik ve oyunsal düşüş, Norveç maçıyla da durdurulamadı. Teknik direktör "Şoklaması" milli takım düzeyinde de sonuç vermedi.
Hamit Altıntop'un öne çıktığı teknik direktör operasyonu "uzun vadeli proje konseptiyle" sunulsa da Norveç dün aldığı beraberlikle 2022 Katar Dünya Kupası hayallerimizi soğuk sulara gömdü. Stefan Kuntz ve Kenan Koçak ikilisi Hamit Altıntop'un da katkısıyla Okay'ın yerine Berat, sola yeniden Caner, stoperlerin yokluğunda Serdar Aziz gibi yerinde sayılabilecek hamleler yaptı. Norveç, Haaland başta olmak üzere önemli 4-5 oyuncusundan yoksun olsa da "Bizde sistem konuşur!" dersi verdi.
Top ve oyun kontrolünü kaybetmeyen Norveç'in dengeli savunmasını aşmakta çok zorlandık. Bulduğumuz gol dışında son vuruşlarda son hamlelerde hep topları ezdik. Kaleye paralel giden iki kanat şutumuz bence artımız değil pozisyon eksikliğimizin göstergesiydi. 41. dakikada duran top organizasyonunda Thorsvedt'in defansımızın arkasına sarkıp beraberlik golünü atması cabası. Ucuz ve acı verici... %63 topla oynama istatistiğiyle maça çıkan Norveç yenilmeyerek bizi altında tutmayı başardı. Futbolda mucizeler vardır ama bence 2022 Katar Dünya Kupası Finalleri bizim için uzak bir hayale dönüştü. Umarız başka bahara....
ÖMER ÜRÜNDÜL - ALIŞILMIŞ RAHATSIZLIK
Kritik maça coşkulu başladık. Rakip geride hazırlık pası yapmak isterken Cengiz hücum preste kaptığı topla Kerem'e 'al da at' deyince çok erken skor avantajı yakaladık. Bu golün büyük moral avantajına rağmen 10. dakikadan itibaren Norveç bize karşı olan kolektif üstünlüğü ile oyunun kontrolünü eline aldı. Rakibi orta sahada engelleyemediğimiz için arka arkaya 18'imizi tehdit ediyorlardı. Bu arada panik içinde basit top kayıpları da yapıyorduk. Yoğun baskıyı ve gelişen tehlikeleri hasarsız atlattık derken, devre sonunda alışılmış rahatsızlığımız olan duran toptan basit bir gol yedik. Hem de Norveç'in yüksek toplarda çok etkili kuleleri Haaland ve Sörloth'un yokluğuna rağmen…
İkinci yarıda olacakları tahmin ediyordum. Hayati önem taşıyan bir maç olduğundan futbolcularımız iyice hırslanıp, tempoyu artırıp, fizik güçlerini sınırsız kullanacaklardı. Öyle de oldu. Rakibin ilk yarıdaki oyunu domine etmesini tersine çevirdik. Ama ne yazık ki her zamanki gibi hücum girişimlerinde plan program yoktu. Rakip savunma iyi yerleşti. Burak'ı hiç kıpırdatmadılar. Kerem'den olumlu bir katkı gelmeyince Cengiz de iki aksiyonun dışında etkili olamayınca gol atmamız tesadüfe kalmış.
Kuntz'un yaptığı hamleler de işi değiştirmedi. Ama bana göre Cengiz hariç doğru hamlelerdi. Sonuçta ne yazık ki ikincilik şansımız artık çok az bir ihtimale kaldı. Her zaman vurguluyorum, senelerdir belli bir sistemimiz olmadığından bu rahatsızlığı en aza indirecek kadro istikrarımızı sağlayamamamızdan hangi maçta ne yapacağımız çok bilinmeyenli bir denklem.