Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor kulüplerinin başkanları, Habertürk televizyonunda yayımlanan bir programa katılarak Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile kurullarının bazı uygulamalarını eleştirdi.
Tüm kulüplerin birbirine destek olması gerektiğini vurgulayan Beşiktaş Kulübü Başkanı Ahmet Nur Çebi, "Federasyonla ilgili taleplerimiz, onlara yönelttiğimiz taleplerimizde ısrarcı olmamız, bizim o kuruma saygısızlık içinde olduğumuz şeklinde algılanmamalı. Bunu yapmamızın negatif hava oluşturmasını doğru bulmuyoruz. Bu bir kavga değil." dedi.
Kulüpler Birliği Vakfının (KBV), TFF'den talepleri arasında yer alan yayıncı kuruluş konusuna değinen Çebi, "Pandemi gerekçe gösterilerek kulüp gelirlerinin erozyona uğraması söz konusu. Her sene bu gündeme geliyor. Federasyonun katkı vermeye çalıştığını görüyorum. Suçlamak da doğru değil. Rakamın indirilmesi söz konusu oldu ve gerekçe de pandemi oldu. İlk iki sene sorunsuz yürümüştü. Son iki sene pandemi gerekçesiyle bir tablo çıktı ve bu tablo bizi yoruyor. Bizim bu dönemde daha çok yardıma ihtiyacımız var. Sonuç alınamaması bizi üzüyor. Kapı çalmamız, itirazda bulunmamız normal bir süreç. Desteklenmemiz gereken bir dönemdeyiz. Keşke federasyon ya da bakanlık bize bu dönemde destek olsaydı. 'Bize bir para versinler, sonra mahsup edersiniz.' demeye getirdik. Fikir beğenildi ama icraat olmadı. 40 kere de olsa federasyonun kapısını çalarız ve bu kavgalı olduğumuz anlamına gelmez. İsteklerimiz yerine getirilmiyor. Yayıncı kuruluşun oluşturduğu ortam sıkıntılı. Federasyonun elinden geleni yapmaya çalıştığını görüyoruz ama sonuç yok." ifadelerini kullandı.
Uyuşmazlık Çözüm Kurul (UÇK) ile ilgili de eleştirilerde bulunan Çebi, şunları aktardı:
"UÇK cezalarımızı kesiyor. Şu saate kadar hakkaniyet indirimi vardı. Pandemiden sonra o da kalktı. Bizi her dava eden UÇK'dan davaları olduğu halde kazanıyorlar. UÇK'nın tartışıldığı bir durum ortaya çıkmaya başladı. Mahkemelerde bu kararları tartışmaya açıyoruz. Futbol kulüplerine düşman mısınız, size ne yaptılar? Bu kulüpler ayakta kalamazsa hangi futbolcu, hangi hoca para kazanacak. Aynısı UEFA'da da oldu. Yurtdışında her türlü davayı kaybediyoruz. Futbolcu dava açıyor, parayı alıp gidiyor. Manchester City ve Milan'a karşı dava kaybediliyor ama Türkiye'den bir kulüp gittiği zaman UEFA'da ve CAS'ta dava kazanma şansı sıfır. Türk kulüpleri davalarla perişan haldeler."
"ALINAN HER TÜRLÜ KARAR KULÜPLERE ZARAR VERMEYE BAŞLADI
Yabancı oyuncu sayısındaki sınırlandırmaya değinen siyah-beyazlı kulübün başkanı Çebi, "Türk futbolcuların ücreti 2-3'e katlandı bu karardan sonra. Alınan her türlü karar kulüplere zarar vermeye başladı. Bize karşı hakkaniyetli bir tavır yok. Hiçbir şey yapmadan 'Yerli sayısını arttırıyorum.' dediğin zaman, beni zor durumda bırakıyorsun. Bizim Türk çocuklarımız kararın ertesi günü 3 milyonu 6 milyon yapıyorlar. TFF bunu yapmadan önce bize kaynak bulacak. Hükümetle görüşecek altyapıya önem vermemiz gerekiyor diye. Türk futbolcu yurtdışına gitmeye gerek görmüyor bu kararda. Rekabet olunca Türk futbolcular yurtdışına gidiyor. Federasyon, A Milli Takım için bir şey yapmak istiyorsa, bunun bedelini kulüpler ödeyemez. 20 kulübüz, birbirimiz için destek veriyoruz, imza atıp önünüze gönderiyoruz, dikkate almıyorsunuz. Milli bir bakış açısı olabilir ancak bu Türk futboluna hizmet etmeyeceğini söylüyorum. Bunun faydası yok, zararı var." değerlendirmesinde bulundu.
KOÇ: "İLK ÇÖZÜLMESİ GEREKEN SORUN, YAYINCI KURULUŞ SORUNU"
TFF'nin mutabık kalınan konulara rağmen tek taraflı karar aldığını savunan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, "Herhangi bir ülkenin spor federasyonunun temel görevi, markasını geliştirmek, endüstriyi büyütmek, adil rekabet ortamı sağlamak, kulüplerin taleplerine yardımcı olmak, mali açıdan bir noktaya getirmek ve tutmak. Federasyon sorunun özüne inmiyor ve çözüm üretmiyor diye düşünüyoruz. Aldıkları kararlarda genellikle görüş ayrılığı olduğu zaman, kendi vicdanlarında bu kararları meşrulaştırmaya çalışıyorlar." şeklinde konuştu.
Çözüme kavuşması gereken sorunlardan ilkinin yayıncı kuruluşla ilgili olduğunu söyleyen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlk çözülmesi gereken sorun, yayıncı kuruluş sorunu. Daha sonra yabancı kuralı. Adil rekabetin sağlanamaması, kurulların işleyişi ve bağımsız olmamaları diğer sorunlar. Son 4 senede Avrupa'daki ilk 5 ligin yayın geliri yüzde 7,5 artmış. Türkiye'de yüzde 27 inmiş. Biz niye her sezon indirimle muhatap olmak zorundayız? 2016 yılında 500 milyon dolarlık ihale yapılıyor. Her sene 500 milyon dolar almamız gerekiyor. Yıllar içinde bu rakam küçülüyor. 2017'de 465 milyon dolara geliyor. 2018'de 416 milyon dolar, 2019'da 388 milyon dolar ve geçen sezon 337 milyon dolar iniyor. Bu sezon da 337 olduğunu varsayalım. 5 senede toplam indirim 564 milyon dolar. Bir sezonun bedeli üstünde indirim. İhale şartları var. Teminat yok, teminatı kaldırıyorlar. İlgili ülkenin devlet garantisiyle değiştiriyorlar bunu. Aynı gemide olmamız gereken federasyon, yayıncı kuruluştan bile daha iyi şekilde yayıncıyı savunuyor. Pandemi gelmeden indirim talepleri başladı. Her sene indirim oldu. 'Kulüplerin bilgisi dahilinde' ifadesi kullanılıyor açıklamalarda. Biz dümende olsaydık bu indirim talepleri gelemezdi. Yayıncı kuruluşun gördüğü olumsuz etkileri var da bizim yaşadıklarımız da var."
Pandemiden kulüplerin de etkilendiğini söyleyen Koç, "Pandemi bize de var. Avro deli gibi artıyor. Son 5 sezonda dolar yüzde 129, euro yüzde 150 artmış. Pandeminin etkileri var. Kombine, loca, bilet satamıyoruz. Yayıncı kuruluş mütemadiyen pastayı küçültüyor. Geçen sene düşme kalktığı için 21 takıma bölündü. Vergiler yüzde 40'a çıkartıldı. Ankara'da Gençlik ve Spor Bakanı, Hazine ve Maliye Bakanı, Cumhurbaşkanı'na ziyaret yapılıp kulüplerin durumu anlatıldı mı? Hiçbir ödeme vaktinde yapılmıyor. Geçen sezon paraları alamadık. Ligler başladı, almamız gerektiğinin altında sus bedeli gibi ödeme aldık." ifadelerini kullandı.
Yabancı kuralı ile ilgili olarak TFF ile daha önce bir toplantı yaptıklarını ve uzlaştıklarını söyleyen Koç, "Sanki anlaşma olmamış gibi yabancı kuralını koydular. Net ihracatçı olursak rezerv lig imkanının oluşturulması gerekiyor ama yapılmıyor. Bunu biraz zorlayınca, devlet büyükleri adres veriliyor. Geçen sene kasım başında yayıncı ödemesi ne olacak pazarlıkları yapılıyor. Biz, 'Önerilen rakamları kabul etmiyoruz.' diyoruz. Paydaş biziz, oturup sorunları çözelim. Bugünkü açıklamada istatistikler verilmiş. Sezon ortasında bazı kulüplerin ihtiyacından dolayı yabancı sayısı arttırıldı. Tüm kulüplerin mutabakatı olan konuda, 'Yok hükmündesiniz' şeklinde bir davranışı kabul etmiyoruz. Bıçak kemiğe dayandı. Süreç yönetiminden ve argümanlardan rahatsızız." değerlendirmesinde bulundu.
Maçlara çıkılıp çıkılmayacağıyla ilgili soruya Koç, "Kulüpler Birliği Vakfı olarak irade koyunca, her şey çok kolay olur. Geçen sezon protesto için bir hafta ilk dakika hiçbirimiz oynamadık. Kulüpler Birliği Vakfı irade koyunca, UEFA, FIFA da bir şey yapamaz. En kötü hepimizin 3 puanı silinir, bir şey fark etmez. Bu arkadaşların ciddiyetin farkında olması lazım. Bazı kulüpleri tehdit ederek, bizi birbirimize kırdırarak olmaz. Biz federasyonla rakip değiliz. Federasyon bizim amirimiz. Bu kavgadan kendilerine daha yakın sonuç da çıkabilir. Bilsinler ki bizimle inatlaştıkça inanılırlıkları düşmeye devam ediyor. Bu problemleri ele alış şekliniz dönüşü olmayan bir yola sokabilir." yanıtını verdi.
ELMAS: "FEDERASYON, KULÜPLERE RAĞMEN TÜRK FUTBOLUNU YÖNETİYOR"
Galatasaray Kulübü Başkanı Burak Elmas, Türk futbolunun sahibinin kulüpler olduğunu dile getirdi.
TFF'yi eleştiren Elmas, "Federasyonu oyunu yönetmesi için seçiyoruz. Federasyon kulüplere rağmen Türk futbolunu yönetiyor. Futbolu geliştirmek için yatırım yapan, risk alan kulüpler bizleriz. Anlaşılamaz bir yayıncı kuruluş ilişkisi var. İhaleye zorla sokmadık. Yayıncı kuruluş hesabını yapıp bu ihaleye girdiyse, bedelini ödemek zorunda. Yayıncı kuruluşun sahibinden daha zengin değiliz. Böyle bir yükümlülüğümüz yok. Biz niye onları idare edelim." şeklinde görüş belirtti.
Kurullarla ilgili de konuşan Elmas, şu görüşlerini aktardı:
"Ligde kurullardan memnun olan bir kulüp yok. Her dönem birileri şikayet ediyor. Sistem bozuk. İnsanları değiştirerek sistemi düzeltmeye çalışıyoruz. Tahkim Kurulu futbolun yargı kurulu. Eski hakemlerimiz her hafta hakemlik camiasının içinin ne kadar çürüdüğünü anlatıyorlar ama açılan bir tane dava görmedim. Sistemi düzeltmezsek, problemleri şahıslara zimmetleyip kavga etmeye devam edeceğiz. Tahkim ve disiplin kurulları adaletli bir yapıya dönüştürülmeli. MHK de çalışmayan bir sistem. Oyunu hakeme rağmen güzelleştiremezsiniz. O sistem çalışmayınca oyun güzelleşmiyor. Orada da bağımsız bir yapı olmalı. Buradaki bozukluklarından dolayı devletin prestiji de zedeleniyor. Bunu düzeltmek lazım. Bir ültimatom vermedik, 'Bu sorunları halletmemiz lazım.' dedik. Kişilerle problemimiz yok. Bu problemlerle hiçbirimiz devam edemeyiz. Verilen cevabı anlamak mümkün değil. Oradaki yabancı hakkıyla bizdeki farklı. Senelerdir konuşuyoruz. Ben problemleri diğer kulüplerle çözeceksem, federasyonun işi ne o zaman. Bu problemlerde hepimiz mutabıkız. Bu problemler çözülmezse oynama şansımız yok. En son raddeye gitmeye hazır mıyız diye sorduktan sonra kararı aldık. Bizim niyetimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil."
Futbolun eski ilgisini kaybetmeye başladığını dile getiren Elmas, "İlgi azalıyor. Avrupa'da Türk futbolunun dereceleri ortada. Millilerin sonuçları ortada. Sahada başarı yok, sürekli Kulüpler Birliği Vakfı ile kavga ediyorlar. Konuları çözmemenin bedeli Türkiye içinde strese sebep oluyor. Doğru kararlar verilse, Türkiye bu kadar gerilmeyecek. Bunu şeffaf bir şekilde çözeceğiz. Zabıt olmazsa, federasyonla toplantı yapmayacağız. Kapılar ardında başka, dışarıda başka konuşmalar oluyor. Biz gizli bir şey konuşmuyoruz. Rakamlar açık, borçlar açık. Dirayetli bir duruş sergilememiz lazım çünkü o duruş federasyondan gelmiyor." eleştirisinde bulundu.
"KİŞİSEL KAYGILARLA ALINAN KARARLAR VAR"
Kulüpler Birliği Vakfının daha önce yaptığı çalışmaların yeniden değerlendirileceğini söyleyen Elmas, "Bu işi düzeltmeyi başkalarına bırakmayacağız. Başarı için birinin haksızlığına göz yummamamız lazım. Kendisi teklif getirip, baskı yapan kulüpler olacağız. Bu sistemin değişmesi lazım. Hakemden tahkime kadar çok güzel çalışmalar yapmışlar. O çalışmalar ortaya çıkacak ve kulüpler olarak bunların arkasında durarak sistemi ya değiştireceğiz ya değiştireceğiz. Yabancı konusunda herkes mutabık. Bu kural kulüplerin iradesine rağmen alındı. Son dönemin en iyi milli takımı başarılı olamıyorsa, bunun yansıması bize dönemez. Son derece iyi bir milli takımımız var. Bu takım yabancı serbestliği zamanında çıktı. Bu oyuncularla milli takımda başarılı olamıyorsunuz. Milli marş okunmuyormuş. Etiyopyalı atlet şampiyon olunca herkes çok mutlu. Kişisel kaygılarla alınan kararlar var. Bu kararlar bize rağmen alınıyorlar. Federasyon büyük abilik yapıyor. İşi bilen biziz ve ortak bir talebimiz varsa yapılmalı." açıklamasını yaptı.
AĞAOĞLU: "BİZİM BU DURUMDA ARTIRIM TALEP ETMEMİZ GEREKİYOR"
Trabzonspor Kulübü ve Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı Ahmet Ağaoğlu, yayıncı kuruluşun davranışlarından rahatsız olduklarını kaydetti.
Ağaoğlu, pandemi döneminde kulüplerin de etkilendiğini söyleyerek, "Yabancı oyunculara ödediğimiz para döviz. Yayıncı kuruluş, 'Kurdan etkilendik, salgından etkilendik, enflasyondan etkilendik.' diyerek indirim talep ediyor. Bizim bu durumda artırım talep etmemiz gerekiyor. Hem kurdan, hem enflasyondan para kaybediyoruz. Spor Toto, neredeyse bütün ülke sporunu finanse eden bir kuruluş. Diğer federasyonların özerkliğe kavuşmasından sonra en fazla destekleyen kuruluş Spor Toto. Diğer federasyonların yüzde 90 oranında kaynak aktaran bir kurum ama naklen yayın geliriyle karşılaştırırsak devede kulak. Kovid sürecinde özellikle Anadolu kulüplerini en rahatsız eden konu bu." diye konuştu.
Türk futbolunda yaşanan sorunların geçmişten kaynaklandığını ifade eden Ağaoğlu, şunları aktardı:
"Bunlar bugünün sorunu değil. MHK ile ilgili sorunları dile getiriyoruz ama 1960'dan beri yapısı bu şekilde. Bunu değiştirmek için çaba harcanmadı. Bağımsız kurullar yerine, 'Bana bağımlı olsun' diye düşünerek sorunlar bugüne kadar getirildi. Son 3 yılda 4 MHK başkanı değişti ve tartışmalar sona ermedi. Arıza motorda ama siz lastik değiştiriyorsunuz. Diğer Avrupa liglerinde de hakem hata yapıyor ama hakem değil sistem eleştiriliyor. Hakemin nasıl atandığı, neden atandığı konuşulmuyor. Yıllar içinde bu sistemin düzelmesi için mücadele edilmesi gerekiyordu. Basit bir şekilde federasyonun genel kurulunda üyelere sunulacak, onun üzerinde tartışılacak. Bağımsızlığına inandığımız taktirde yürürlüğe girecek."
Yabancı konusuna da değinen Ağaoğlu, "Geçen sene hazırlıksız olduğumuzu, yerli kalitesini arttırmak için önlemler almamız gerektiğini anlattık. Yerli oyuncuyu yabancı oyuncuyla rekabet ortamına sokmadan, yerlinin gelişimini sağlamadan kalitesini artırmanız mümkün değil. Rezerv takım uygulaması yapalım dedik. 19 yaş altı takımı oyuncularını diğer kulüplerle mücadele ettiriyorsunuz. Oradaki mücadele düzeyiyle Süper Lig'deki aynı değil. Adı Gelişim Ligi ama gelişmesi mümkün değil. Kendi akranlarıyla mücadele ediyorlar. 3. Lig'den başlatalım bu takımları dedik. İki senede bunu çıkartamadılar. Yerli ve yabancı oyuncuyu rekabete sokarsak, yerli oyuncunun kalitesi zaten yükselecek." ifadelerini kullandı.
Maçlara çıkmama tehdidiyle ilgili olarak da Ağaoğlu, "Oynan oyun futbol olmaktan çıktıktan sonra oynasanız ne olur oynamasanız ne olur? Oynanan oyun futbol olmaktan uzaklaştı. Perdenin önünde ve arkasında oynanan bir oyun var. TFF birçok konuyu üzerine alıyorsa, futbolla alakalı planlamalarda ya gereğini yapmak zorunda ya da altından kalkamadığı bir yük varsa, paydaşlarıyla yürütmek zorunda." değerlendirmesinde bulundu.