Trabzonspor'un başarılı orta sahası Berat Özdemir, kulüp dergisine açıklamalarda bulundu. Annesinin kendisini yurtdışında izlemek istediğini belirten Berat, "Benimde ilk günden beri hedefim yurtdışı ama buranın haberini aldığımda ve anneme ilk haber verdiğimde gerçekten gözleri doldu, müthiş bir sevinç yaşadı. Hala her gün telefonla konuştuğumuzda benimle ne kadar gurur duyduğunu ve Trabzonspor'a ne kadar yakıştığımı söylüyor. Onu gururlandırabiliyorsam ne mutlu bana" dedi.
"SERGIO BUSQUETS'İ ÖRNEK ALIYORUM"
Sergio Busquets'i örnek aldığını aktaran Berat Özdemir, cümlelerine şöyle devam etti:
"Geçenlerde galibiyet fotoğrafımızın altına Vitor Hugo 'watchdog' diye yorum atmıştı. Yanlışım yoksa 'bekçi köpeği' tarzında bir anlamı var onun. Ben oynadığım her takımın bekçi köpeğiyimdir. Yani savunmayı rahatlatırım, hücuma takımımı çıkartırım, takımı hazırlarım, dinlendiririm, yeri gelir öndekiler daha az koşsun diye ben arkada daha çok performans sarf ederim. Yani takım arkadaşlarımı rahatlatmak adına saha içinde her şeyi yapmaya çalışıyorum. Bu mevkide Sergio Busquets'i örnek alıyorum. Hatta her maçlardan önce videolarını izlemeye çalışıyorum. Geçenlerde 'Maçı izlerseniz Busquets'i göremezsiniz ama Busquets'i izlerseniz maçı görürsünüz' diye bir yorum okumuştum. Gerçekten saha içinde varlığı ile yokluğu anlaşılmıyor ama takıma müthiş bir etkisi var."
"SAHA İÇİNDE RAKİBİNİZİ KORKUTMAMIZ GEREKİYOR"
Saha içinde tüm mücadeleleri kazanmaya çalıştığını dile getiren bordo-mavili futbolcu, "Saha içinde rakiplere karşı ne kadar 'itici' Berat'a bürünmeye çalışsam da, şen şakrak, mutlu, yanımdaki insanı güldüren, mutlu eden yapıya sahibim. Ancak saha içinde ne de olsa biraz rakibinizi korkutmamız gerekiyor. Birebir diyaloglar olsun, fiziki üstünlük olsun ben her ikili mücadeleyi kazanmaya çalışıyorum. Bunu mental olarak olsun veya fiziksel olarak olsun yapmaya çalışıyorum" şeklinde konuştu.
"NEYİ ANALİZ EDERSEK, SAHA İÇİNDE GÖZÜMÜZ KAPALI O KARŞIMIZA ÇIKIYOR"
Analiz ettikleri analiz ettikleri her şeyin müsabakalarda karşılarına çıktığını ifade eden Özdemir, "22 yaşındayım. Birçok hoca ile çalışma fırsatım oldu ama ilk gün Abdullah hoca ile telefonda konuştuğum gün olsun, bana planlarımızdan bahsettiği akşam olsun, buraya geldiğimde de toplantıda neyi analiz edersek, saha içinde gözümüz kapalı o karşımıza çıkıyor. Mesela Süper Lig'de oynadığımız Antalya maçından örnek vereyim; 6-3-1 oynuyorlar ve bize 'bunu bunu yapın' dedi. Ben televizyondan izledim maçı. Takım arkadaşlarım Abdullah Hoca'nın söylediklerini yaptı ve gerçekten çok güzel bir oyun ve güzel bir skor ortaya çıktı. Daha da rahat bir galibiyet alabilirdi takım ama sonuçta 3 puanı almasını bildi. Hocalarınızın size söyledikleri saha içinde karşınıza çıkınca, kafa olarak çok rahatlıyorsunuz ve oynama isteği, hocanıza inanma, takımınıza bağlanma isteği geliyor. Böyle olunca da her şey süre geliyor zaten" diye konuştu.
"Sanırım sezon başında da bir hareketli dönem olmuş ama benim o konuda fazla bir bilgim yoktu. Devre arası bana en ciddi teklifin, en ciddi yaklaşan takımın Trabzonspor olduğu söylendiğinde gerçekten aklımda da en güzel proje buraydı benim için. Burası benimle ilgilenmese bile ben gerçekten Trabzonspor'a gelip bu camia, bu çatı altında mücadele etmeyi çok istiyordum. Haberi de alınca evde karantinadaydım. O zaman öğrendim böyle bir sürecin geliştiğini ve ciddi olunduğunu. Havalara uçtum, herkesi arıyorum, evin küçük bir bahçesi vardı bağırıyorum, Trabzonspor maçlarını izliyorum. Çok güzel bir motivasyon kaynağı oldu benim için. Hatta o dönem virüsü çok hafif atlattım. Hafif atlatmamın sebebini de Trabzonspor'a bağlıyorum."
"TRABZON ŞEHRİNİ ŞAMPİYON GÖRMEK İSTİYORUM"
Trabzonspor'u şampiyon görme hayalinden de bahseden Berat, "Geçen sene şampiyonluğu kıl payı kaçırmış takım vardı. Zaten bu sezon başı da biraz sendeledi ama gerçekten Abdullah Avcı'nın gelmesinden sonra takım çok güzel bir ivme yakaladı. Dışarıdan görüldüğü üzere şehir şampiyonluğa biraz aç. Biz futbolcular olarak da şampiyonluğa açız. Burada şu an tek hedefimiz gelecek sezonun planlamasında. Trabzonspor camiasını, Trabzon şehrini şampiyon görmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
"YURTDIŞINDA TRANSFER OLMAYI HEDEFLİYORUM"
Geleceğe yönelik hedeflerini de anlatan Berat Özdemir, "Şu an gerçekten Avrupa'da esip gürleyen bir jenerasyonun parçasıyız bizde. Benim ilk günden beri hedefim kendimi, ülkemi ve oynadığım takımları yurtdışında en güzel şekilde temsil etmek. Hala bu hedefim var. Umarım bir süre sonrada gerçekleşir. Trabzonspor'a da gerçekten çok güzel katkılar verip yurtdışına transfer olmayı gerçekte istiyorum. Ben buraya o hedeflerle geldim. Tabii ki de bir A Milli Takım hedefim de var. O güzel arma hepimizin rüyalarına giriyor. Umarım en yakın zamanda o da gerçekleşir" dedi.
"EN BÜYÜK FAKTÖRLERDEN BİRİ ABDULLAH AVCI"
Trabzonspor'a gelmesindeki en büyük faktörlerden birinin Abdullah Avcı olduğunu sözlerine ekleyen Berat, şöyle devam etti:
"Bunu kendisine de söyledim. O da gerçekten çok teşekkür etti bana. Abdullah hoca olsun ekibi olsun çok dolu, çok etkili, çok dominant bir ekip. Kendisi de çok dominant bir hoca. Açıkçası buraya gelene kadar bilimden bu kadar yararlanıldığını bilmiyordum. Maç oynuyoruz yorgunluk testi, her gün polarlar takılıyor, kilometreler ölçülüyor Ne kadar yorgunsun, bugün ne içtin hepsi kontrol altında. Yani bizim rahat hissetmemiz için hoca ve ekibi gerçekten son derece çalışıyorlar. Taktik ve analizi bir kenara bırakıyorum zaten o konuda kendilerini aşmışlar. Takımda zaten müthiş yetenekler var ama bizim takımdaki önceliğimiz arkadaki savunma mekanizmasını bozmamak. Zaten öndeki sihirli ayaklar bir şekilde gol atacak havasındayız. Hocamız geldiğinden beri, dominant defansif bir futbol oynayarak maçları kazanmaya çalışıyoruz."
TARAFTARSIZ HİÇ ZEVKLİ DEĞİL"
Taraftarsız kendilerini eksik hissettiklerini söyleyen Berat, "Geçen sene Gençlerbirliği maçında burada Trabzonspor taraftarı karşısında bir maç oynadım. O maçta bile sahaya çıkarken ayaklarım titremişti. Bu pandemi dönemi inşallah umarım en kısa sürede biter de yeni sezona yetişir taraftarlarımız. Onların karşısında galibiyet almaya onlarla birlikte galibiyeti kutlamayı dört gözle bekliyorum. Onlarsız hiç zevkli değil. Bacaklarımız gitmiyor maçta oynarken. Ne olursa olsun taraftarların bir bağrışı çok farklı, on ikinci adamın yanında olmayışı gerçekten motivasyon düşüklüğü oluyor. Keşke bizimle olsalardı. Seyircisiz oynamaya da bu bir buçuk senede alıştık. Seyircili maçın tadını unuttum. Sahaya çıktığında taraftarlarımızın seslenişi, bağırması gerçekten bizim için itici güçtü. Onlarsız gerçekten eksik hissediyoruz" dedi.