Sezonu çifte kupayla tamamlayan bitiren Beşiktaş'ta teknik direktör Sergen Yalçın'ın yardımcısı Murat Şahin, SABAH'a konuştu. Hem Süper Lig hem de Ziraat Türkiye Kupası'nda mutlu sona ulaşan Beşiktaş'ın Yardımcı Antrenörü Murat Şahin, şampiyonluğun ve takımdaki başarının sırrını açıkladı. Ogün Şahinoğlu'nun özel röportajı...
Sergen Hoca'nın yanından önemli teknik adamlar çıktı. Sizin planınız, hayalleriniz nelerdir?
Ne yaparsınız yapın, her işin bir hayali vardır. Şampiyon olduk, şimdi daha fazlasını hayal edeceğiz. Bunun sınırı yoktur. Tamer Tuna ve Çağdaş Atan bize geldiğinde teknik adamlık yapmak istiyordu. Ben de tabii ki yapmak isterim ama hocayla farklı bir bağım var. O bırakmadığı sürece ben de onu bırakmak istemiyorum. Duygusal bir bağımız var, o nereye giderse onunla devam etmek istiyorum.
Yardımcı antrenörler hocanın yanında durmaz ama siz 90 dakika saha kenarında Sergen Yalçın ile ayakta oluyorsunuz. Ekibi ve hocayı nasıl anlatırsınız?
Sergen Hoca farklı bir kişilik ve karakter. Biz beraber takım arkadaşlığı da yaptık. Birbirimizi çok iyi anladığımızı ve tamamladığımızı düşünüyorum, o da böyle düşünüyor. Sergen Hoca kendi haricinde bütün sorumluluğu bana vermiş durumda. Sahada iki fazla gözün olması her zaman avantajdır. Bir kişinin yapabileceği iş değil, 11 oyuncu oynuyor, hepsinin ayrı sıkıntısı olabiliyor. Bu özgürlüğü ve güveni verdiği için de ben de ona elimden gelen yardımı yapmaya çalışıyorum. Sergen Hoca'yla gözümü açtım, onunla bitiririz inşallah. Bizim ilişkimiz hem hoca-yardımcı hem abi-kardeş ilişkisi. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz, konuşmadan bile anlaşma ve işleri halletme seviyesine geliyoruz.
ANTRENÖRLÜK SADECE TEKNİK-TAKTİK DEĞİLDİR
Bu sezon birçok oyuncu ikinci baharını yaşadı. Neler yaptınız da bu başarı geldi?
Sergen Hoca'nın en büyük özelliklerinden bir tanesi oyuncuyu ikna edebilmesi. Bu seviyeye gelmiş bir oyuncunun kötü olma ihtimali yok ancak kötü performans verebilirler. Yetenekleri ve kariyerleri var. Burada devreye inandırmak ve sahaya yansıtmak giriyor. Bunu da Sergen Hoca ve ekibi olarak bugüne kadar iyi yaptığımızı düşünüyoruz, Anadolu'da çalıştığımız takımlar da dahil. Antrenörlük burada devreye giriyor, 11 kişi sahaya sürün çıksın oynasın değil. İşin taktik-teknik kısmı var ve bir de psikolojik yanı var. Oyunculardan psikolojik olarak da geri dönüş almak ayrı bir meziyet.
"BİRİLERİ ÇIKAR OYNAR" SEZONUN ÖZETİ BUYDU
Bir sezonda iki kupa... Bu zaferleri nasıl anlatırsınız?
İki kupanın hikâyesini de başı, ortası ve sonu diye üçe ayırabiliriz. Sezon başı ligin geç bitmesi ve Şampiyonlar Ligi ön elemesi nedeniyle çok hazırlık yapamadık. Hatta oyuncularımızın sonradan gelmiş olması bizi Şampiyonlar Ligi'nden etti. Çok zor bir dönemde başladığımız göreve, sezon başı ciddi sıkıntılar yaşadıktan sonra takıma katılan oyuncuların form tutmasıyla birlikte ilk yarıyı lider bitirip, en son milli araya kadar iyi götürdüğümüz bir sezon oldu. Son milli aradan oyuncularımız Kovid ve sakatlıklarla döndü. Kalan 10 maçı 13- 14 kişiyle bitirdik. Şampiyonluk, yaşadığımız tüm sıkıntıları unutturdu.
Son düdük çaldığında neler hissettiniz?
Tarif edilmesi çok zor. Gollerle alınabilecek bir şampiyonluktu. O gün biz hocayla odada oturamadık heyecandan. 'Maç bir an önce gelsin, ne olacaksa olsun' dedik, strese girdik. İş olarak ne kadar soğukkanlı gözükseniz de stres altındayız. Bir tane maçla şampiyonluğu kazanıp kaybedebilirsiniz. "Ya olmasaydık ne olacaktı" diye düşündük. O yıkımı düşünmek bile insanı ürkütüyor. Tabii ki şampiyon olmak insanı mutlu ediyor.
SAKATLIK OLMASA 2-3 HAFTA ERKEN BİTERDİ
Rakiplerinize göre kadro kısıtlıydı. İşin içinden nasıl çıktınız?
Rakiplerimizin kadrosuna baktığımızda her mevkide fazla sayıda oyuncuları vardı. Bizde ise Necip vardı. Dorukhan'ı bile sol bek oynatıp maç kazandık. Oyuncuları nerede oynatırsak oynatalım bize performans verdiler. Başarının temellerinden biri de bu. Sergen Hoca'nın en büyük artılarından bir tanesi oyuncuyu ikna edebilmesi. Hiçbir zaman oyuncu eksikliğini söylemedi. "Birileri çıkar oynar" sözü sezonun özetlerinden bir tanesi. Oyunculara verdiği öz güven çok etkili oldu.
Son haftalarda hücum oyuncularınızın birçoğu sakatlandı. Sakatlık olmasaydı şampiyonluk daha erken gelir miydi?
Kadroya 3 kaleci alıyorduk, gençleri alıyorduk yine de tamamlanmıyordu. Rıdvan, sol önde N'Koudou yerine oyuna giriyordu. Kulübede atak oyuncusu kalmamıştı, mecburen oyun içi değişiklikleriyle çözüm arıyorduk. Larin ile Gökhan'ın yerini değiştiriyorduk, bu şekilde sıkışan maçları çözmeye çalışıyorduk. Oynayan oynamayan herkesin katkısı var bu sezon inanılmaz, destansı bir sezon. Daha kolay şampiyonluk alabileceğimizi düşünüyorduk. Oyun ve skor anlamında geriye düşmesine neden olup, iki rakibimizi ortak ettik. Bu oyuncu grubu sakatlanmasaydı, şampiyonluğu iki-üç hafta erken getirebilirdik.
ŞEBNEM ŞAHİN (EŞİ): AĞLADIĞIM MAÇLAR OLDU
Bu sezon Murat'ı hiç göremedim. Kahvaltıyı, bayramları, anneler günü, doğum günleri, özel günler hepsini unuttuk. Kazanmak için totemlerim vardı. Evden çıkmam, maça gitmem. Etmem gereken dualar var. Fanatik Beşiktaşlı olduğum için taraftar gözüyle bakıyorum. Çok üzüldüğüm, ağladığım, uykusuz kaldığım ve kızdığım maçlar da oldu. Murat'ın eve en üzgün geldiği maç Fenerbahçe beraberliği ve Galatasaray yenilgisiydi. Benim en sevdiğim oyuncu Ghezzal, 1 numaram o. Ghezzal ve Rosier'e hastayım. Josef ve Vida'yı da çok seviyorum.
OKAN ŞAHİN (KÜÇÜK OĞLU):
Şampiyonluğa çok sevindim ve o takımda babamın çalıştığını görmek daha da sevindiriciydi. Gururlandım. Televizyonda babamın sevincini görünce ben de evde yerimde duramıyordum.
DOĞUKAN ŞAHİN (BÜYÜK OĞLU):
19 Mayıs doğum günümdü, kutlamalara denk geldi. Hayatımın en güzel günüydü. Babam Göztepe maçı sonrası aradı 'Sana doğum günü hediyem olsun' dedi. Bundan daha güzel hediye olamazdı.
KAYBETTİĞİMİZDE KONUŞMUYOR 'O OYNAR MI?' DİYE KIZIYOR
Murat Şahin eşinin sözleri üzerine, "Mağlup olunca telefonu açmıyor, bir gün konuşmuyor benimle, şaka değil.. 'O oynar mı bu çıkar mı' diye yorumlar da beraberinde geliyor.