Beşiktaş, teknik direktör Sergen Yalçın'ın deyimiyle mucize bir şampiyonluğa imza attı. Sizce en büyük emek kimin? Nasıl başardılar?
ALİ GÜLTİKEN
Herkesi yıldız yaptı
Teknik direktör farkının ortaya çıktığı bir sezon yaşadık. Beşiktaş'ın rakipleri G.Saray ve Fenerbahçe'ye baktığımızda ikisi de kadro zenginliği ve alternatif açısından Beşiktaş'ın çok önündeydiler.
Fakat bu kadroları kullanmakta Sergen hoca kadar başarılı olamadılar. Sergen Yalçın'ın eldeki mecburiyetlerle ortaya çıkarttığı takım görüntüsü ve performanslar olağanüstüydü. Burada diğer rakiplerine göre hem teknik adamlık becerisini ortaya koydu hem eğitici yönünü hem de camiayı yönetme kabiliyetini. Sezon başında ümit kesilen veya çok da bilinmeyen birçok oyuncuyu yıldız haline getirdi. Hepsi hayallerinde olmayacak kadar büyük bir kariyer sezonu yaşadı.
Sergen hoca hem kendisinin hem de Beşiktaş'ın hak ettiğini sezon sonu itibariyle teslim etmiş oldu.
LEVENT TÜZEMEN
Şifre aile olabilmek
Beşiktaş mucizevi bir şampiyonluk yaşamadı, şampiyonluk yarışını mucize noktasına Beşiktaş getirdi. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin dengesiz sonuçlar aldığı ligde, Beşiktaş şampiyonluğunu çok daha erken ilan edebilirdi.
Aboubakar olayına çok takıldılar ve krizi uzun süre çözemediler. Sergen Yalçın kaybedilen puanlardan sonra hakemlere, MHK'ye ve TFF'ye çok fazla yüklendi. Oysa Beşiktaş'ın onca kiralık oyuncusu olmasına rağmen kolej havasını yakalamasında en büyük etken Sergen Yalçın'dı. Hastalık, sakatlık ve cezalı oyuncular konusunda asla isyan etmedi,
"Elimizde kim varsa oynarız, benim için bütün oyuncular değerlidir" dedi. Bu tüm takımın hocaya sevgi ve saygı duymasını sağladı. Beşiktaş çok maçı kenetlenerek kazandı. Bence en büyük pay Sergen Yalçın'a aittir. Oyuncu grubunda ise kiralık olmalarına rağmen Aboubakar, Rosier, N'Koudou ve özellikle Ghezzal kırk yıllık Beşiktaşlı gibi oynadılar. Beşiktaş'ın şampiyonluk şifresi şu; sevgi, saygı, arkadaşlık, kenetlenme ve aile olma.
MURAT ÖZBOSTAN
Camiayı diri tuttu
Beşiktaş, rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray'a bakarsak gerçekten de Sergen Yalçın'ın dediği gibi mucizevi bir şampiyonluğa imza attı. Bunun temelindeki isim tabii ki Sergen Yalçın. Sezon başından beri özellikle maçların bitmesine iki ay kala verdiği demeçler camiayı diri tuttu, psikolojik şampiyonluk yarışını çok iyi götürdü. Bu Beşiktaşlı oyuncular üzerinde ekstra bir motivasyon unsuru oldu.
Bu kadar çok sakata, cezalı futbolcuya rağmen eldeki isimlerle en iyi yemeği yaptı ve Beşiktaş herkesin takdir ettiği bir takım oldu. Bir teknik direktörün özellikle de daha önce büyük takım tecrübesi olmayan bir hocanın bunları başarması çok önemliydi. Şunun da altını çizelim; Beşiktaş taraftarı da bir sezon boyunca hocasının hep arkasında yer aldı. İmza töreninden itibaren başlayan destek, dayanışma son maça kadar devam etti. Ve Beşiktaş'ın, diğer rakiplerinden ayrılan en önemli özelliği de bir takım olmasıydı.
G.Saray ve F.Bahçe bunu başaramadı. Ayrıca ekonomik anlamda çok büyük atılımlar yapan Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi yönetimini de unutmamak lazım.
BÜLENT TİMURLENK
Gözyaşları anlatıyor
Şampiyonluğun bir kahramanı olmaz ama birden fazla başaktörü olur. Sergen Yalçın, hayalindeki kupa için sezon boyunca sürekli futbola konsantreydi. Sakatlıkların bol, karantinaların ansızın geldiği 42 haftalık bir fikstürde her şey olabilirdi.
Beşiktaş şampiyonluğu da kaybedebilirdi. Ama buradan geriye eylül ayına doğru bakıldığında aklındaki futbolu sahaya yansıtan, bazen ezeli rakipleri kadar sürpriz skorlar alan ama vazgeçmeyen bir Beşiktaş izledik. Sergen Yalçın futbol tarihimizin en yetenekli ismi olabilir. Ancak futbolcular kramponlarını çıkardıklarında düştükleri boşluktan, yitirdikleri şöhretten ancak hayal kurarak kurtulabilirler.
Sergen Yalçın'ın hayali kesinlikle bir gün Beşiktaş'ı şampiyon yapmaktı. O çok muzip, hazır cevap, öz güveni yüksek Sergen Yalçın'ın önceki gün son düdüğün ardından gelen sevinç gözyaşları, kendisi ve Beşiktaş tarihi adına sezonun fotoğrafıdır.