BÜLENT TİMURLENK - JOSEF-ATIBA'YA NEFES ALDIRMADILAR
İlk yarı bittiğinde filelerde 3 gol vardı. Geçen hafta Hatay'a 7 gol atan Beşiktaş'ın istatistikleri sezonun en verimsiz 45 dakikasını işaret ediyordu. Muslera'nın koruduğu 3 direğe top isabet etmemiş, penaltıya sebep veren pozisyon da duran toptan gelmişti. Fatih Terim derbiye ustalarla ve Onyekuru ile başlayınca oyun planı netti.
Geçiş oynayacaklardı ve mühim olan Beşiktaş'ın bitiremediği hücumlarda orta sahada kazandığı ikinci topları bertaraf etmekti. Babel'in golüyle öne geçtikten sonra korakor mücadelede hem ezeli rakiplerini hırpaladılar hem de pozisyon vermediler. Gedson- Taylan ve onlara eşlik eden Babel ile Emre Akbaba, Josef-Atiba ikilisine sezonun en nefes aldırmayan anlarını yaşattılar. Atiba'nın yaptığı penaltı bir kez daha tabelayı değiştirirken, ikinci yarıda Sergen Yalçın elindeki tüm opsiyonları kullanmaya çalıştı.
Dorukhan'ı sol açık yapacak kadar kadro derinliğini yitirmişseniz eliniz kolunuz bağlanır. G.Saray, beklentilerin ötesinde müthiş konsantrasyon ile oynadı derbiyi. İkinci yarıda da Beşiktaş'ın hücumlarını çok fazla zorlanmadan eritirken yorgun düşen Sergen Yalçın'ın takımının karşısında 2 farkı buldular.
Şimdi elbette geriye dönüp yaptıkları puan kayıplarına yanacak çok kimse vardır ama Terim'in tecrübesi hep önüne bakmayı gerektiriyor. Beşiktaş'ın mağlubiyetin travmasını atlatabilmesi için sadece 3 günü var. Galatasaray ise sahada ve dışında çalkantılarla geçen bir sezonun mayıs ayında taraftarına sezonun ikinci derbi galibiyetini tattırdı. Kalan iki haftada ne olur derseniz her şey olur.
ALİ GÜLTİKEN - KADRO DERİNLİĞİ
Adına yakışır bir derbi oldu. İki takımın da bu maçı kazanma adına gösterdikleri gayret karşılaşmayı derbi kalitesine yakışır bir hale getirdi. İki takımın kadro derinliklerine baktığımızda maç öncesinde Galatasaray'ın daha avantajlı olduğu açıktı. 'Oyuna sonradan etki edebilecek kulübe gücü ile maçı değiştirim' mesajını Beşiktaş'a oranla daha güçlü veriyordu. Maçın içerisinde de bu durumun skora yansıdığını gördük.
Beşiktaş, kadro olarak çok fazla alternatifi bulunmadığı için daha fazla yoruldu. Kulübeden de istediği katkıyı alamadı. Kulübenin etkisizliği doğal olarak skora da yansıdı. Galatasaray'ın oyuna ilave ettiği Mostafa Mohamed, Arda, Kerem gibi isimler belli bir noktaya kadar gelmiş oyunu sarıkırmızılı takım adına daha da ileriye taşıdılar.
Beşiktaş, maç öncesinde oyun gücü olarak Galatasaray'a oranla daha önde görünse de sarı-kırmızılı takım ev sahibi olma avantajını iyi kullandı. Bu fırsatı, bundan sonrası için daha iyi bir noktaya getirdi. Beşiktaş'ta mücadele eden Atiba, Josef gibi oyuncular sınıfı geçse de işin diğer bölümündeki Ljajic, Larin gibi futbolcuların oyuna katkısı biraz daha sınıfta kaldı. Bu tür maçları oyuna katılamayan bir iki oyuncuyla uzun süre götürmeye kalktığınızda avantaj rakibe geçer.
Galatasaray da bu avantajı iyi kullandı. Taylan, Gedson, Babel, Emre Akbaba gibi futbolcular dönem dönem Falcao'nun da katılımıyla Beşiktaş'a karşı oyun etkisi yarattı. Buna Saracchi ve Yedlin'in de katıldığı bölümlerde Galatasaray istediği hücum zenginliğine ulaştı. Galatasaray adına bu kadar iyi giden akşamın içerisinde eksi görünen tek şey Onyekuru'nun oyundaki etkisizliğiydi. Ama tekrar lige dönme adına galibiyetten başka alternatifi olmayan Galatasaray'ın 3 puanı alıp yoluna devam etmesi yarışa yeniden başka bir heyecan getirdi.
ERMAN TOROĞLU - YARDIMCI HAKEM DURAN ÖYLE ŞEYLER YAPTI Kİ...
Daha çok Galatasaray-Beşiktaş maçını izledim. Ankaragücü-F.Bahçe maçına da fırsat buldukça baktım. Son yılların en heyecanlı ama kalitesiz yarışını izliyoruz. İyi top oynayan, uzun maratonda daha iyi mücadele eden, daha iyi futbol oynayan Beşiktaş, 21 takımlı ligde kadro sıkıntısını iyice hissetmeye başladı. G.Saray yedek kulübesinden 5 oyuncu soktu; isimlerini sayalım Kerem, Mohamed, Arda, Emre, Halil... Bir de Beşiktaş'ın kulübesine bakıyorsunuz, inanılmaz vitaminsiz.
İpler hâlâ Beşiktaş'ın elinde ama öyle şeyler oluyor ki hiçbir şey diyemiyorsunuz. Mesela en basitinden Atiba tek başına gidiyor, ceza alanı içine doğru tehlikeli pozisyona giriyor ve topu aut çizgisine en az 30 santim kala çeviriyor. Ama Bahattin Duran aut veriyor, devamında o top dönüyor ve gol oluyor. Diyeceksiniz ki bir autla maç değişir mi? Değişir kardeşim değişir. Aynı Bahattin Duran, önünden G.Saraylı oyuncunun müdahalesiyle kornere çıkan topa aut veriyor. Düşünebiliyor musunuz bir yardımcı hakemin maça olan tesirini.
Ama şu gerçek; G.Saray, Beşiktaş'a göre daha iyi oynadı, sahada siyah-beyazlılara göre daha faydalı işler yaptı, galibiyeti hak etti. Hem psikolojik baskı hem yorgunluk hem de kadro darlığı Beşiktaş'ın karşısında duruyor. Önümüzdeki 2 maça psikolojik olarak hangi takımlar daha iyi hazırlanırsa haliyle bu işi bitirecek. Ama arabanın direksiyonu hâlâ Beşiktaş'ta. İkili averaja göre G.Saray, Beşiktaş'ı yakaladı.
Beşiktaş'ın kazandığı penaltıda Donk, Atiba'nın ayağına net bastı. Galatasaray'ın attığı penaltıda da Atiba, Falcao'yu önce tutup hemen bırakıyor. Falcao da kendini bırakıyor, hakem de penaltıyı veriyor. Bu şu demek; ceza alanında rakibi tut, dirseklerinle oyna, kollarınla oyna... Her maçta bunlar olmuyor mu; oluyor, veriyorlar mı; kimisi veriyor, kimisi vermiyor.
Fener maçında da Ankaragücü golü buluyor, üst üste 3 tane pozisyon kaçırıyor. Büyük takımdan puan alacaksan en az 2 gol atman gerek, yoksa sahadan zor çıkarsın. Dün çıkamadığın gibi.. 3-4 hafta evvel çok daha rahat pozisyonda Ankaragücü 4 puan sıkıştırsaydı bu zorluğu çekmezdi. Çünkü düşme hattında isen sonuna doğru herkes üstüne oynar.
AHMET ÇAKAR - CÜNEYT ÇAKIR ÖLÜMCÜL KARARLARINDA HAKLIYDI
Sabah okuyucuları, siz bu satırları okurken müthiş bir kördüğüm var. Hâlâ Beşiktaş iki puan avantajlı ama görünen o ki şampiyonluk son düdüğe kadar taşınacak. Dün geceye baktığımızda Beşiktaş başlama düdüğüne kadar hem ciddi bir puan farkı hem de ciddi bir performans farkı ortaya koyuyordu. Ama dün gece Galatasaray, Beşiktaş'tan çok daha iyi oynadı. Hele bir ikinci yarı var ki Beşiktaş 2-1 mağlup durumdayken çıkamadı, topu tutamadı.
İlk yarı Galatasaray haklı olarak Beşiktaş'ın etkili olan sağ kanadını bloke etmeyi düşündü. Rosier ve Ghezzal sağ kanadın silahşörleri, Galatasaray çok iyi kapadı. Buradan kazandığı toplarla da golü düşündü ki zaten Babel'in attığı gol de Gedson Fernandes'in harika pasıyla geldi. Ardından Beşiktaş beraberliği yakaladı ama hemen sonra da Galatasaray yine bir penaltı ile öne geçti. Aynı dak-i kalar Ankara'da Fenerbahçe'nin beraberliği vardı. İkinci yarı Galatasaray, Beşiktaş'ı sahadan sildi.
İstediği her şeyi yaptı. Aldı, verdi, topu tuttu, oyunu kontrol etti fakat iddia ediyorum, Sergen Yalçın ve teknik ekibin gözü sahada ama kulağı mutlaka Ankara'daydı. Çünkü 60. dakikadan sonra göründü ki Beşiktaş, bu Galatasaray'dan puan alamaz ama risk, ikili averajı da kaybetmek. Nitekim oyunun sonlarına doğru Arda, skoru 3-1'e getirdiğinde yine iddia ediyorum, Sergen Yalçın'ın gözü sahada ama kulağı Ankara'daydı. Üstelik o son dakikalarda yiyecekleri bir gol de ikili averajı Galatasaray'a geçirecekti.
Beşiktaş için en kötüsü oldu. Kaybettiler, ikili averaj eşitlendi, üstelik Fenerbahçe, Ankara'da 90+6'da kazandı. Bir hakem için böyle maçlar çok zordur. Bana göre Cüneyt Çakır, ölümcül kararların hepsinde haklı. Beşiktaş'ın ofsayt diye iptal edilen golü ofsayt, Babel'in ofsayt diye iptal edilen ama VAR'dan geçerli sayılan golü de gol.
Ayrıca her iki takımın lehine verdiği penaltılarda da kesinlikle haklı. İlk penaltıda top oyuna girmiş kornerden gelirken Donk'un Atiba'nın bileğine basma eylemi var, G.Saray lehine verdiği penaltıda da bu sefer Atiba, top havadayken Falcao'yu çekip düşürüyor. İkisi de doğru karar. Ha! Ufak tefek hatalar yaptı ama inanın bana bu tür maçlar ufak tefek hataları hoş görmemizi gerektiriyor.
LEVENT TÜZEMEN - FATİH TERİM'İN AKILLI STRATEJİSİ
Fatih Terim'in stratejik kararları G.Saray'a muhteşem bir derbi galibiyeti getirdi. Peki ne yaptı Terim:
1- Onyekuru ve Falcao gibi gövdeli, tecrübeli ismin yanına iki hızlı beki Yedlin ve Saracchi'yi ilk 11'e koydu. Bu hamleyi Sergen Yalçın bile beklemiyordu.
2- G.Saraylı oyuncular topu Beşiktaş'a bırakıp alan savunması içerisinde takım halinde akıllı savunma yaptı. G.Saray'ın akıllı oyun taktiği sonucu Beşiktaş alışılagelmiş oyununu sergileyemediği gibi hızlı hücum yapabilecek geniş alanları da bulamadı.
Fernandes'in muhteşem uzun pasında Babel'in attığı akıllı gol, G.Saray'a derbide erken moral oldu. Beşiktaş ayağa pas yaparak ve araya toplar atarak G.Saray'ın gardını düşürmeye çalıştı ama başarılı olamadı. G.Saraylı oyuncular dikkatliydi, alanlarını kaybetmemeye çalıştı, rakip ataklara karşı kontrollü oldu.
MAESTRO GEDSON
Cüneyt Çakır'ın art arda verdiği iki penaltı kararı da çok doğruydu. Falcao harika bir penaltı golü atmasına rağmen oyun içinde etkili değildi. Onyekuru da alışılagelmiş hızını sergileyemedi. Fatih Hoca ikinci yarı aynı oyun sisteminde tuttuğu gibi Sarrachi ve Yedlin'in daha fazla kanatlardan hücum etmesini istedi. Bu hamleler Beşiktaş takımının sürekli geriye pas yapmasına neden oldu. Özellikle Taylan her yere basarken, Gedson Fernandes ile maestro gibi oynadı.
Terim derbiye özel olarak çalışmış olacak ki yorulan futbolcuları oyundan aldı. Önce Falcao-Onyekuru'yu çıkarıp Kerem ile Mostafa'yı alarak G.Saray'a enerji pompaladı. Çok çalışan Babel ve Emre Akbaba yorulmuşlardı, Terim hemen Arda ve Emre Kılınç ikilisini alarak G.Saray'ın fizik gücünün diri kalmasını sağladı. Oyuna diri giren Emre Kılınç'ın Arda'ya attırdığı gol mükemmeldi. G.Saray bu galibiyetle Şampiyonlar Ligi şansını sürdürdü.
ÖMER ÜRÜNDÜL - ŞAMPİYONLUK SON HAFTAYA
Dün geceki derbide tabii ki her türlü netice olabilirdi. Ama herhalde hiç kimse G.Saray'ın bu kadar etkili olacağını, oyunu 90 dakika domine edeceğini tahmin edemezdi. Beşiktaş'ın hem altı puanlık hem de önemli ikili averajı vardı. Ama taktik stratejisi çok yanlıştı. Rakibine göre oyuna daha kontrollü başlaması, takım savunmasına özen göstermesi gerekiyordu.
Beşiktaş'ın uygulaması gereken taktiği ilk yarıda Galatasaray başarıyla uyguladı. Riskli oynayan Beşiktaş karşısında ilk yarıda hem pozisyonlar buldular hem de iki gol attılar. Aslında erken gelen ilk golden hemen sonra Emre Akbaba pası doğru verse bir anda fark ikiye çıkacaktı. Karşılıklı birer penaltı golüyle Galatasaray devreyi önde bitirdi.
İkinci yarıda da üstün olan taraf her yönüyle Galatasaray idi. Hem rakibi hiç oynatmadılar hem de sürekli gol aradılar. Üçüncü golü de buldular. Eğer 4'ü bulsalardı. 'Şampiyonluk çantada keklikken' Beşiktaş'ı gerçekten çok sıkıntılı bir süreç bekleyecekti. Tabii ki gene de iş büyük ihtimalle son haftaya kalacak...
Dünkü maçın Beşiktaş açısından en beklenmeyen tarafı, 90 dakika boyunca hazırlanmış tek pozisyona dahi giremeyişleriydi. Takım halinde kötü oynadılar. Ciddi bir santrfor sıkıntısı bu maçta açık bir şekilde gözüktü. Çünkü Gökhan Töre hiçbir varlık gösteremedi. Galatasaray hak ederek, çok iyi oynayarak önemli bir galibiyet aldı. Bilhassa Ghezzal'a alanın tedbirler ve uygulamalar üst düzey başarılı oldu... Sahanın yıldızı müthiş bir performans gösteren Taylan'dı.. Ondan sonra Saracchi geliyor. Babel de yorulana kadar bilhassa ilk yarıda çok etkiliydi. Cüneyt Çakır deneyimiyle iyi maç yönetti. Biri VAR uyarısıyla verilen iki penaltı da doğruydu.
FATİH DOĞAN - BEŞİKTAŞ'A FREN
Beşiktaş'ın şampiyonluk hesapları yaptığı derbide sürpriz hamle Fatih Terim'den geldi. Sergen Yalçın'ın çok sayıda sakatı nedeniyle sıkıntılı çıktığı maçta Fatih Hoca geniş kadroya sahip olmanın avantajını kullanarak radikal değişikliklere gitti. Yedlin, Saracchi, Onyekuru, Falcao ve Babel gibi 5 mevkide değişiklikle oyuna başlayan Terim derbide istediği reaksiyonu oluşturdu.
Bu sürpriz hamlesi galibiyete giden yolun anahtarı oldu. Maçın ilerleyen bölümlerinde yaptığı oyuncu değişiklikleriyle Beşiktaş'ın temposunun karşısında durabildiği gibi kaliteyi de düşürmedi. Babel'in ofsaytı bozup golünü atması çalışılmış bir goldü. G.Saray oyunda kaldığı sürece Onyekuru ileride benzer pozisyonları denedi. Beşiktaş'ın istediği oyunu sergileyememesinin bir nedeni de hamle yapacağı kulübe yetersizliğinden önce, en güçlü olduğu orta sahadaki uyumun ve pas trafiğinin bozulmasıydı. G.Saray ikinci bölgede sert müdahalelerle bunu sağladı.
Yalçın'dan Töre-Dorukhan değişikliği geldi. Ardından Fatih Terim; Onyekuru- Kerem, Falcao-Mostafa değişikliğiyle cevap verdi. Töre zaman zaman forvette, kimi zaman sol açıkta oynadığı maçta bekleneni veremedi. Karşılaşmada tartışmaya ve eleştiriye açık birçok hakem hatası vardı. Donk'un Atiba'ya önce vurma sonra ayağına basmasıyla penaltı kararı çıktı.
Falcao bu kriz anını iyi değerlendirip Atiba'dan kazandığı penaltıyı gole çevirdi. Atiba'nın top çizgiye daha 20 cm mesafe olmasına rağmen oyunda tuttuğu yardımcı hakemin "çıktı" kararıyla Beşiktaş'ın atağının kesilerek net bir hata yapıldığı pozisyondan sonra ikili averajı bitiren 3. golün gelmesi Beşiktaş'ın şanssızlığıydı. Ancak bu oyun ve skorla Beşiktaş avantaj kaybetse de hâlâ lider ve şampiyonluğa en yakın takım durumunda.