ALİ GÜLTİKEN - ABOUBAKAR'I ÇOK ARADI
Sezon başından beri 'Aboubakar bu takımın yüzde 50'si' sözünü boşuna söylemedik. Bir de üzerine Ghezzal'ın eksikliği eklenince Beşiktaş maça 11 kişi çıkmış gibi görünse de güç anlamında büyük bir eksiklikle başladı. Aboubakar'ın yokluğunda Cenk oynasa bu eksikliğin telafisi bir nebze olabilirdi.
Beşiktaş bu eksikleri bütün kılcal damarlarında hissetti. Bu eksikler doğal olarak onların yerine bazı oyuncuları farklı pozisyonlarda oynamaya mecbur bıraktı. Rosier'in sağ önde, Larin'in santrforda oynaması performans olarak Beşiktaş'ı çok zayıf bıraktı. Bu iki oyuncunun da bu sezon başarılı olmalarının en büyük sebebi; yüzü dönük oynamaları idi.
Larin ile Rosier arkası dönük, rakibin kucağında oynayınca bütün etkinliklerini kaybettiler ve Beşiktaş hem çabuk oynamakta hem de pozisyon bulmakta çok zorlandı. İlk yarıda pozisyon bulmayı bir kenara bırakalım, kalesinde de fazla pozisyon gördü. İkinci devre değişikliklerle bunları telafi etse de istediği pozisyonları bulmanın çok gerisinde kaldı.
Beşiktaş ikinci yarı Kasımpaşa'yı teslim aldı diyebiliriz. Oyunu belli bir bölgeye kadar kontrolünde tuttu ama bugüne kadar ortaya koyduğu üretkenliğin olmaması rakibin hep oyun içinde kalmasını sağladı. İkinci yarı Kasımpaşa ne oynadı dersek "Hiçbir şey" diyebiliriz. Verilen bir penaltı pozisyonu dışında Beşiktaş kalesine çok fazla gelemediler. Gelmeyi çok istediler mi ondan da emin değilim...
Bu kadar pas hatası ile oynayan, bu kadar çok Beşiktaş'a oyun olarak teslim olan, savunmadaki kalabalık diziliş ve mücadele dışında bir şey yapmayan bir takıma karşı bu kadar pozisyonsuz kalmak, Beşiktaş adına alınması gereken bir dersti... Daha çabuk, daha tempolu ve daha agresif Beşiktaş oyununa çok alıştık. Ama dün akşam yüksek tempo ve oyun sürati olmayınca bu durum Kasımpaşa'nın işine yaradı...
MURAT ÖZBOSTAN - ATAMAYI KAFASINA TAKMAMASI LAZIMDI
Beşiktaş kötü oynadığı bir maçı kaybetti. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Herkesin hemfikir olduğu bir konu var biliyorsunuz: Bu ligin en iyi futbolunu Beşiktaş oynuyor. İşte bu herkesin yere göğe sığdıramadığı Beşiktaş'ta dün oyuncuların ne disiplini vardı ne de maç konsantrasyonu... Gelin karşılaşmaya şimdi birkaç madde ile bakalım:
1- Merkez Hakem Kurulu'nun (MHK) rest çekerek Halil Umut Meler'i üst üste ikinci defa Beşiktaş maçına ataması, siyah-beyazlı ekipte stres yaratmış. Bunu özellikle Sergen Yalçın çok ciddi bir şekilde yaşadı. Beşiktaş'ın ne olursa olsun bu atamayı kafasına çok takmaması lazımdı. Meler genelde iyi maç yönetse de Beşiktaş aleyhine kararlar verdi. Kasımpaşa 10 kişi kalmalıydı.
2- Aboubakar yüzde 99 değil, yüzde 100 arandı. Larin, Aboubakar'ın çeyreği olamıyor. Aboubakar'ın etkinliği, yaratıcılığı, nokta atışlarını Beşiktaş aradı. Larin'in kaçırdığı pozisyonları, Aboubakar gol yapardı. Larin bu takımın golcüsü olamaz.
3- Necip-Rosier ikilisi ne savunma yapabildiler ne de hücum. Bu iki futbolcu gecenin en kötü isimleriydi.
4- Ghezzal aranan başka bir futbolcuydu. Kimse onun gibi adrese teslim top atamadı. Aboubakar-Ghezzal ikilisi birkaç maç oynamasa Beşiktaş liderlikten bile olur.
5- Lider olmak, zirvede kalmak zordur. Arkanızdaki takımlar kaybetse de geriye düşseler de rehavete kapılmamak lazım. İşte dün Kasımpaşa karşısında sahadaki 11 futbolcu ve Sergen Yalçın bunun bilincinde değildi. Herkes kafasına göre oynadı. Taktik maktik yoktu. Yalçın'ın kadro tercihi de doğru değildi.
Bu bir yol kazasıdır. Beşiktaş'ın saha dışındaki TFF ve MHK'ye yönelik yapacağı eylemlerin, sahadaki oyuncuların psikolojisine etki etmemesi için özel çaba göstermesi lazım. Yoksa duygusallık sizi şampiyonluktan edebilir.
ERMAN TOROĞLU - TATLI 10 NUMARA İŞ YAPTI
Dikkat edin bakın bir takımın yöneticileri ve teknik adamları galip gelemedikleri maçtan sonra zeminden, hakemden veya soğuktan bahsediyorlarsa mutlaka hatalı işler yapıyordur. Ve onun öyle olmadığını da kendileri biliyordur. Ama maalesef basındaki taraftar yandaşlarına ve seyircilerine oynuyorlardır. Yani tribüne...
Dünkü maçta ilk 45 dakikada Beşiktaş'ı seyrediyoruz, inanılır gibi değil. İlk yarının pozisyonlarına bakarsak sonuç 3-1 olabilirdi Paşa lehine. Eğer ikinci yarı Beşiktaş biraz daha fazla mücadele ettiyse, bunu kaleci Ersin'e borçlu. Penaltıyı kurtardığı için...
Bu sezonun belki de en kötü Beşiktaşı'ydı ilk yarıda. Onların yapmak istediği her şeyi Kasımpaşalı oyuncular yaptı. Mükemmel yardımlaşıp, araya toplar atıp, pozisyonlara girdiler. Zaten Larin'in pozisyonunda da saçma sapan kaleciye pas girişimi Kasımpaşa'dan geldi.
Dün gece şu gözüktü: 'Sergen Yalçın ve Beşiktaşlı futbolcuların F.Bahçe'den 90'da yedikleri gol kimyalarını bozmuş. Bir de üstüne Sergen'in ve yöneticilerin hakemi hedef göstermeleri onu ve futbolcuları temize çıkartmış F.Bahçe maçında.' Aslında Sergen, F.Bahçe maçında gereken değişiklikleri yapıp kazansaydı bunları yaşamayacaklardı. Futbol böyle bir olaydır. Zor zamanda puan da kaybetsen, ayağa kalkmayı bileceksin.
Bakınız Beşiktaş-F.Bahçe maçını idare eden Halil Umut Meler, bir daha Beşiktaş maçına istenmedi. Serdar Tatlı da cart diye verdi. On numara bir iş yaptı. Dün akşam da seyrettik. Allah aşkına nesi vardı yenilgide? Herkes 'yok efendim kıyak yapar' diye eleştirdi.
Hakem çıkar, idare eder. Soruyorum: 'Dün akşam da yenilgiyi hakeme mi bağlayacaksınız?' Serdar Tatlı'ya da tavsiyem, 'Korkma, aynen devam et. Vurulursan cepheden vurul. Arkandan vurmak isteyen çok insan var. Ve bunlar senin camiandan.'
GÜRCAN BİLGİÇ - YANLIŞ TEŞHİS
Beşiktaş'ın yükünü çeken iki kritik oyuncu; Aboubakar ve Ghezzal'ın yokluğunda, işinin zor olacağı zaten bekleniyordu. Bunun üstüne Milli Takım yorgunlukları ile Kasımpaşa'nın direnci eklendiğinde, ortaya kayıp bir ilk 45 çıktı. Ligin en iyi ofansif organizasyonuna sahip olan takımı, bunu borçlu olduğu oyun kurucusu (Aboubakar) olmadan, hücum aklını da doğru kullanamadı.
Sağ kanat için Necip arkada, Rosier önde tercihi ise, sadece geçmiş maçların göz yanılması olduğunu gösterdi. Fransız oyuncunun rakip yarı alandaki etkinliğinin, topu yüzü dönük almasından kaynaklandığını analiz edemedi Sergen hoca ve kurmayları.
Aytaç'ın nefis golü karşısında sadece iki karambol topunda pozisyon yaratınca, Gökhan Töre hamlesi ile ikinci yarıya başladı Beşiktaş. Rakip ceza alanına Ghezzal efektli, dikine ortalar atmaya başladı Gökhan. Penaltı noktası kalabalığında tehlike yaratan hamlelerdi ama bunu tamamlayacak santrfor tribünde, sakat oturuyordu.
Ersin'in kurtardığı penaltı ile ikinci yarı başında Beşiktaş, takım olarak şampiyonluğa oynadığını hatırladı. "Her şey bitti" derken, yeniden başladılar maça. Baskıyı kurdular, rakip alana yerleştiler, önlerindeki defans duvarında gedik yaratmak için zorlamaya başladılar.
Şenol Can'ın sahanın iyisi Aytaç'ı kenara çağırması, ikinci sarıya açık hale gelmesindendi muhtemelen. Beşiktaş için puan kaybı düşünülmeyen ama sakat ve hastalardan sonra "beklenen" bir durumdu aslında. Ama yenilgi sürpriz oldu. Çünkü golcülerin yok ama defansın hâlâ ayakta, üstelik penaltı da kurtaran bir kalecin var. Dar kadro yapısında 'kalitenin' eksikliği Beşiktaş'ı 'çok isteyen' ancak 'bocalayan' takım haline getirdi.
FATİH DOĞAN - KARTAL ORTAK ARIYOR
Beşiktaş için Aboubakar ve Ghezzal'ın yokluğu önemli bir eksiklikti. Ancak Sergen Yalçın, Ghezzal'ın yokluğunda radikal bir tercihte bulundu. Sezonun en iyi sağ beki Rosier'i öne alıp, Necip'i arkaya koydu. Rosier'in en büyük özelliği savunma ve hücumu iki kişilik oynayıp takımını 12 kişi oynatmasıydı. Bu tercih onu sıradanlaştırdı.
Sağda Necip, solda N'Sakala kanatlardan topu ileri taşıyamayınca rakip sahada istediği baskıyı kuramadı Beşiktaş. Savunmacı beklerle oynamanın Beşiktaş oyununa katkısının olmadığını çok gördük. Rosier sağda, Rıdvan solda daha farklı etki edebilirdi. Bu söylediklerimin Necip'in top kaybıyla Aytaç'ın ayağından gelen golle ilgisi yok.
Bu tercihler Yusuf Erdoğan gibi etkili kanat oyuncusunun olmamasına rağmen Kasımpaşa takımını cesaretlendirdi. İlk yarı Larin'in yakaladığı net fırsatı harcaması, N'Koudou ve Ljajic'in çok top ezmesinde bu tercihlerin etkisi vardı. İkinci yarı Welinton'ın hatasında Kasımpaşa'nın penaltısını Ersin çıkarmasa Sergen Yalçın değişikliklerinde geç kalabilirdi. Gökhan Töre'yi oyuna alıp Rosier'i ideal yerine, Necip'i de orta sahaya çekti. Sonrasında Oğuzhan'ı aldı. Bu, orta sahayı toparladı.
Ancak solda N'Koudou'nun duvara çarpar gibi denemelerine belki N'Sakala'yı çıkarıp Rıdvan'la farklı bir derinlik sağlanabilirdi. Ancak Rıdvan düşünülmedi. İlk yarıda hor kullanılan zamanın ardından golü bulmak için gerçekleştirilen yüklenmeler bir sonuç getirmedi. Maçlar kazanılır, kaybedilir. Karamsar bir tablo yok. Tarihi bir fırsatıteptiler. Bu sonuçla Sergen Yalçın ve Beşiktaş rakiplerine adeta "Gelin ortak olun" cesareti verdi.