Usta hakem yorumcusu Ahmet Çakar'dan kritik VAR ve ofsayt yorumu! Fenerbahçe, 21 sene sonra Kadıköy'de Gençlerbirliği'ne mağlup oldu. Karşılaşmanın ardından son dakika haberleri gelmeye devam ediyor. Eski Fenerbahçeli Serhat Akın da Erol Bulut'u istifaya davet etti. Ahmet Çakar karşılaşma sonrası Fenerbahçe'nin şampiyonluk şansının bittiğini vurgularken Fenerbahçe - Galatasaray, Gaziantep - Fenerbahçe maçlarındaki VAR çizgilerinin dün akşam da ilginç şekilde çizildiğini aktardı.
İşte Ahmet Çakar'ın o sözleri...
"Fenerbahçe ligin sonuncusu ve en çok gol yiyen takımı karşısında neredeyse çok az pozisyon üreterek mağlup oldu ve şampiyonluğu kaybetti... Bundan sonra kimse hikâye anlatmasın."
"Kenetlendik!", "Erol Bulut'a güveniyoruz", "İnancımız tam"... Bunları tek kalemde geçeceksiniz. Eğer Gençlerbirliği'nin forvet oyuncuları biraz becerikli olsalar, Fenerbahçe 5'lik, 6'lık olurdu.
Fenerbahçe pozisyon üretmeyi bilmiyor, çabuk oynamayı bilmiyor ve defansında komedi hatalar yapıyor. İlk yarıda duran topla Novak'ın o alışılmış arka direk kafasıyla öne geçtiler. Ama devre biterken, G.Birliği ilk kez geldi, Serdar Aziz de kendi kalesine attı.
İkinci yarı maç döner diyorduk ama G.Birliği'ne döndü. Sırf ikinci yarı G.Birliği'nin 4 tane yüzde yüzlük gol pozisyonu var. Buna karşılık ne yaptığı belli olmayan, sürekli forvet alıp, manasız değişiklikler yapan bir Fenerbahçe. Şimdi artık Fenerbahçe karışacak. Tabii ki taraftar haklı. Trilyonlarca para harca, golcün belli değil.
Trilyonlarca para harca, sol açığın yok. Pelkas gibi önemli oyuncuyu sol tarafa mahkum ediyorsun. Trilyonlarca para harca, amatör takımın yapmayacağı hatalarla pozisyon ver. Pek tabii ki taraftarı yine kahrediyorsun. Acı olan şu; ligden kurtulması mucizeye bağlı G.Birliği karşısında şampiyonluğu bırakmak.
Şimdi iddia ediyorum, ofsayt VAR sisteminde bir illegalite var. G.Birliği'nin attığı golü ben çıplak golle ofsayt görüyorum ama çizgi 'ofsayt değil' diyor. Tıpkı F.Bahçe-Galatasaray ve G.Antep-F. Bahçe maçında olduğu gibi.
Bu birkaç santimlik çizgiler hep mi Fenerbahçe aleyhine çizilir? Herkes bu çizgileri VAR hakemlerinin çizdiğini zannediyor ama bu çizgileri çizen adı ve ilişkileri belli olmayan bir operatör.
ERMAN TOROĞLU: "VOLKAN DEMİREL SEN HAKEMİ KONUŞACAĞINA..."
G.Birliği ligin sonuncusu. Yani kaybedecek hiçbir şeyi yok. F.Bahçe'nin de bu maçı kaybederse belki de lig şampiyonluğu gidecek. Bu kadar basit. Biri düşmemeye, biri şampiyonluğa oynayan takım. İki ekibin futbolcularına bakıyorum; sonuncunun futbolcuları bir takım gibi oynuyor.
Hepsi birbirine yardım ediyor. Dalga geçen yok. Aslanlar gibi mücadele ediyorlar. Şampiyonluğa oynayan takımın futbolcularına bakıyorum; lejyoner askerler gibi. Yani savaşa girersiniz de paralı asker tutarsınız ya bunun gibi mücadele ediyorlar.
Damardan oynayan bir-iki tane futbolcu var. Şampiyonluğa oynayan takımın en önemli tarafı da şu: neredeyse 30. maçı oynuyorsunuz ve 30. maçta hâlâ takım olamamışsınız. Sakın dün gece hakem hikâyesi anlatmayın. Maçtan sona Volkan Demirel'i gördüm. Hakeme bir şeyler söylüyor. Volkan sen hakeme konuşacağına, sahadaki ruhsuz futbolcularına konuş. Şunu söyleyeyim; hakemin ufak-tefek hatalı kararları oldu.
Ama şunu da söyleyeyim; hakem oyuna başlayanlar dahil giren 5 oyuncuyla birlikte hepsinden daha fazla koşarak mücadele etti sahada. Gençlerbirliği'nden kaytaran futbolcu yoktu. Peki bana 'Fenerbahçe'nin en iyi adam kimdi?' derseniz bir tek isim söyleyebilirim; kaleci Altay. Zaten bundan sonra gerisini siz düşünün.
22 futbolcu transfer ediyorsun sezona başlarken ve bu futbolu oynuyorsun. Ben önce kulüp başkanı Ali Koç'tan hesap sorarım. Sonra Emre Belözoğlu, sonra Erol Bulut. Ben bakıyorum; işler kötü gidince Erol Bulut'u ortaya atıyorlar.
İyi gidince Emre sahneye çıkıyor veya Ali Koç. Yalnız şunu söyleyeyim; öyle bir takım yapmışsınız ki o büyük Fenerbahçe taraftarına yazık ediyorsunuz. Onların televizyon başında çıldırdıklarına inanıyorum. Yazıklar olsun! Demek ki neymiş; para güzel bir şey ama parayla saadet olmuyor.
GÜRCAN BİLGİÇ: "ANTALYA'DA TİSSERAND, DÜN SERDAR AZİZ..."
Olayların gelişimi son senelerde bir tekrar dalgası. Golü önlemesi gereken stoperlerin, aslında rakibin asistçisi haline gelmesiyle, "kolayı zora çevirme becerisine" sahip Fenerbahçe. Ligde artık rahat maç olmadığının dersini alırken, problemi çözecek golü de buldular.
"Bundan sonra yol açık" diye düşünülürken, kaleye şutu olmayan Gençlerbirliği beraberliği sağladı. Kendi kalene gol atarsın ama böylesine ilk defa tanık oluyorum. Sağında-solunda oyuncu yok, bıraksan top yine sende. Tisserand'ın hatalarını konuşurken, Serdar Aziz'in sakarlığı bu düzeyde affedilemez.
Böylesine zorlanırken, üstelik merkezi kapatıp size "çile çektiren" bir rakip varken, bütün takım; yeni baştan maça konsantre olacaktı. Olamadılar.
Çünkü oyun temposunun düşmemesi için, pasın hızını yükseltmeleri gerekiyordu. Yapamadılar.
Bire birlerde şahsi oynamaları vardı. Halbuki boş alana koşularla, topu istemeleri de gerekiyordu. Bir hafta önceki oyun gücüne güvendiler ama neden hep iç sahada kaybettiklerini iyi analiz etmemişlerdi. Her rakip, Kadıköy'e defans otobüsü ile geldi. Bu oyun profili onları hep zorladı, rakipler hep kontradan geldi.
Göztepe'de Caner, Antalya'da Tisserand, dün de Serdar Aziz... Rakibe bile fırsat vermiyor Fenerbahçe defansı, iplerini direkt kendileri çekiyor. Bu yenilgi kalan maçlara rağmen umutları tüketen bir darbe.
Son dakika: Reha Kapsal'dan canlı yayında flaş iddia! "Erol Bulut istifa edebilir..."