Pandemi döneminin spor ekonomisine etkilerini, sosyal olarak yaşattığı olumsuzlukları Sabah Gazetesi'nden Taner Karaman'a sorduk. Özel araştırmaları, detaylı analizleriyle bilinen Taner Karaman, corona virüsün spor ekonomisine, kulüplere ve spor müsabakalarında bir çıkış arayan sosyal kitleye verdiği zararı değerlendirdi.
Maçların seyircisiz oynanması spor ekonomisini de olumsuz etkiledi. Kulüpler hem stadyum gelirlerinden hem de maç günü gelirlerinden mahrum kaldı. Özellikle her iç saha maçlarını dolu tribünlere oynayan dört büyükler için olumsuz bir tablo söz konusu. Aradan geçen bir yılda pandeminin spor ekonomisine olan olmsuz etkilerini nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye'de kulüplerin maç günü gelirlerinin toplam gelirlerine olan oranının çok yüksek olduğunu söylemek mümkün değil. Hatta oran olarak bakıldığında bazı kulüplerde yüzde 2-3 gibi değerlere kadar düştüğünü görüyoruz. Majör ekiplerde elbette bilet, kombine, loca, maç günü store ve benzeri gelirlerin ortadan kalkmış olması milyonlarca liralık kayıp oluştururken, Anadolu takımları için bunu söylemek mümkün değil. Hatta bazı kulüplerin maç günü güvenlik masraflarının, kazanılan bilet ve benzeri gelirlerle karşılanamadığını bile biliyoruz. Seyircisiz maçların maddi ve manevi Anadolu takımları için avantaj, şampiyonluk kovalayacak seviyede büyüklüğü olan ekipler için ise dezavantaj oluşturduğunu belirtebiliriz.
Türkiye'de transfer dönemi her zaman çok hareketli geçmiştir. Devre arası transfer döneminde de yıldız isimler Türkiye'ye geldi. Pandemi dönemi transferleri de etkiledi mi?
Transfer döneminde pandeminin kulüplerimizi etkilediğini düşünmüyorum. Hatta yapılan transfer sayılarına bakıldığında son 10 yılın rekoru kırıldı. Üstelik Türkiye'nin virüs yayılımı konusunda bizimle aynı düzeyde liglerin ülkelerine baktığımızda daha iyi konumda olduğunu da söyleyebiliyoruz. Bu da tercih noktasında Türkiye'nin de tercih edilmesinin önünü açtı. Maddi konuda da bonkör davranan özellikle bazı Anadolu takımlarının da önemli hamleler yapabildiklerini gördük.
Futbol ve basketbol gibi faaliyetler sosyal olarak da çok önemli. Hafta içi iş yoğunluğu ve stresli bir süreci geride bırakan sporseverler, hafta sonu stadyum ve salonlara giderek kendilerini iyi hissediyor. Pandemi nedeniyle hem geçen sezonun ikinci yarısı hem de bu sezonun tamamı şimdiye kadar seyircisiz oynanıyor. Sizce sosyal medyada takım taraftarlarının sürekli birbirlerine sert sözler kullanmalarının da bununla bir ilgisi var mı? Maça gidememek sporseverleri nasıl etkiledi?
Sosyal medya tribünlerin dolu olduğu dönemlerde de bu şekildeydi. Belki biraz olsun dozunun arttığını söyleyebiliriz. Ama neden tribünlere gidememek mi derseniz, öyle olduğunu düşünmüyorum. İlişkide bir anlamlılık olabilir fakat neden sonuç olarak iki parametreyi birbirine bağlamak pek mümkün değil. Şu anda sosyal medyanın biraz olsun daha da hararetlenmesine sebep olanların başında da taraftarları galeyana getiren sözde gazeteci kimliği altına girmiş kulüp provokatörleri olduğunu düşünüyorum.
Bu insanlar kulüpler ile dirsek teması halinde bulunarak yöneticilerin istekleri doğrultusunda sosyal medyayı yönlendirmeye ve taraftarları istedikleri yöne çekmeye çalışmaktadırlar. Ne yazık ki bazı kulüp yöneticilerinin aylık 35-40 bin TL'ye varan sosyal medya trollerine ayırdıkları bütçeleri olduğu kulağıma gelmekte. Bu tarz harcamaları yapan yöneticiler kötü sonuçlarda ya da olası skandal durumlarda tepkileri üzerlerine çekmeden işin içerisinden çıkmaya çalışmakta. Sosyal medyanın temizlenmesi için de öncelikle bu tarz insanların temizlenmesi gerekmekte. Bu konunun asla seyircili maç ya da seyircisiz maçla alakalı olmadığını düşünüyorum. Tamamen ahlaki bir yaklaşım sorunu ve bazı kulüpler de bu tarz insanlara çanak tutmaktadır. Hatta işin boyutu o kadar farklı yerlere gitmiş durumda ki zaman zaman hukuki ihtiyaçlarını bile bu tip trollerin kulüplerin avukatlarının yaptığını söyleyebilirim.
Geçen sene 11 Mart'ta ülkemizde ilk corona virüs vakası görülmüştü. Bu sürecin devamında pandemi koşullarıyla yaşamayı öğrendik. Sadece ülkemizde değil Avrupa'da da birçok şey değişti. Avrupa Futbol Şampiyonası iptal edildi. Ülkemizde oynanacak Şampiyonlar Ligi finali başka stadyumda oynandı. NBA uzun süre oynanmadı. İtalya Serie A ligi çok uzun süre açılmadı. Pandemi, Avrupa ve dünya futbolunu nasıl etkiledi?
Türkiye'de boyutları belki çok büyük olmasa da Avrupa'nın önemli spor organizasyonlarında toplamda milyarlarca liralık bir ekonomik çöküntünün oluştuğunu ifade edebiliyoruz. Aynı zamanda da bazı organizasyonların kriz ortamına hazır oluklarını görürken (örneğin Wimbledon), bazılarının da hiç hazır olmadığını gördük. Örneğin UEFA-FIFA.
Transfer döneminde her zaman en sükseli transferleri yapan Real Madrid, Barcelona, PSG, Manchester City gibi takımlar bile bu ara transfer dönemini sessiz sedasız geçirdi. Real Madrid Başkanı Perez, pandemi nedeniyle gelirlerinin çok düştüğünü eskisi gibi bonkör olamayacaklarını ifade etmişti. Aslında birçok oyuncunun hayali de yarım kaldı. Bu konu hakkında yorumlarınız neler?
Bu dönemde Barcelona neredeyse iflas etme noktasına gelirken, elbette maç günü gelirlerinin düşmüş olması, müze gibi çeşitli turistlik organizasyonlarla gelirler elde eden kulüpleri de en başta vurmuş oldu. Yayın gelirlerinin artmadığı, aksine düştüğü dünya futbolunda da krizin baş göstermesi çok doğal. Temelde bir transfer balonunun da patladığını görmüş olduk. Artık kulüpler geçmişe göre daha az bonkör olmaları gerektiğini ve olası kriz ortamlarının da hesabını her zaman yapmaları gerektiğinin de farkına vardılar. Aynı zamanda da kulüpler bünyelerinde bu tarz kriz ortamlarından daha rahat çıkabilmek için de Profesyonel olarak Spor Yönetim Bilimleri uzmanları ile çalışmaları gerektiğinin de bir kez daha farklına varmış oldular.