Ligde attığı gollerine UEFA Avrupa Ligi'nde de devam eden Burak Yılmaz, Fransız basınında manşetlere taşındı. İşte detaylar:
L'Equipe: "Burak Yılmaz takımını kurtardı. 2 golü ile son hafta öncesinde gruptan çıkmayı garantiledi."
RMC Sport: "Kurtarıcı Burak. Sparta Prag'ı devirdi ve Lille'i son 32 turuna gönderdi."
France Football: "Burak Yılmaz oyuna girdikten sonra maçın kaderini değiştirdi."
Foot Mercato: "Lille, Avrupa Ligi son 32 turuna Burak Yılmaz sayesinde çıktı."
Le Parisien: "Burak oyuna girip maçı değiştirdi, günün oyuncusu oldu."
BURAK İÇİN NE DEDİLER?
LEVENT TÜZEMEN
EURO 2021'de kozumuz olur
Burak Yılmaz'ın başarısı tesadüf değil. 35 yaşında ama futbola olan aşkı 18 yaşında. Onu Türkiye'de izlerken iş ahlakına ve profesyonelliğine hep saygı duydum. Pozisyona girer, kaçırır, ıslıklanabilir. Ama asla küsmez, öz güvenini kaybetmez. Bazen jeneriklik goller atar bazen de kolay golleri kaçırır. Ama ekmek yediği yere saygısızlık etmez, yüreğini ortaya koyar. Burak, mükemmel profesyonelliği ile önümüzdeki yıl Avrupa Şampiyonası'nda da Milli Takım'ın en büyük kozu olur. Çünkü dünyada Burak gibi defans arkası koşuları mükemmel yapan oyuncular kolay bulunmuyor.
Gürcan BİLGİÇ
Fiziğini korursa golleri sürer
Sanırım 20 gün önceydi. Burak Yılmaz'ın Ronaldo ve İbrahimovic görüşünü okudum. "Onları örnek almıyorum, onlar gibi olmaya çalışıyorum" diyordu. Trabzon günlerinde özel antrenörü vardı. Takım antrenmanı bittikten sonra kendini geliştirmek için farklı idmanlar yapıyordu. Beşiktaş ve A Milli Takım'da oyunculuk yeteneğine liderliği de ekledi. Artık şikâyet eden, negatif enerji veren görüntüsü yok. Fransa'da üzerindeki baskıdan da kurtuldu. Artık rahat, güvenli ve "Ağabey" pozisyonunda. Fizik olarak kendini koruduğu sürece gollerine de devam edecek; aynı Ronaldo ve İbrahimovic gibi
BÜLENT TİMURLENK
Ustalık günlerinin hikâyesi
Antalya'dan 14 yıl önce Beşiktaş'a geldiğinde İnönü'de kapalı tribün önünden bir maçın 45 dakikasında 10 ortası vardır. İki yıl sonra 23 yaşında F.Bahçe'de numaralı tribün önünde topu kaptırdığında ıslıklanan ve o günlerde saçını moda değil ruh hali gereği kazıtmış Burak vardı. Şenol Güneş onu santrfor yaptı, iyi ki yaptı. Bir insanın kral olduğu yerden kalkıp 35 yaşında yeni bir meydan okuma için Fransa yollarına düşmesi cesur karardır. Burak da sahada cesur olmayı başardığı günden beri fileleri havalandırıyor. G.Saray'dan Çin'e gitmesi hataydı, Avrupa'da oynamalıydı. Önce Beşiktaş'ta yarım kalan hikâyesini tamamladı şimdi de Lille'de ustalık günlerinin hikâyesini yazıyor. İki kelime: Helal olsun…