SORU: Süper Lig'de 6. hafta bitti, Alanya lider durumda. F.Bahçe zorlu Trabzon maçından istediğini elde etti. G.Saray, Erzurum'da kazanıp nefes alırken Beşiktaş uzun aradan sonra galibiyeti hatırladı. Neler söylersiniz?
LEVENT TÜZEMEN: F.Bahçe winner (kazanan) oyunculardan kurulu bir takım haline geldi. Golü yeseler bile asla kafaya takmıyorlar, geri dönmek için ciddi bir coşku ve kazanma duygusunu sahaya yansıtıyorlar. Bulut, her oyuncuyu hazır tutmak ve rekabet içine sokmak adına sonradan da olsa oyuna almaya özen gösteriyor. F.Bahçe'de ciddi bir birliktelik var. Özellikle Trabzon maçının ikinci yarısında ortaya koydukları futbol ve arzu göz kamaştırıcıydı.
ALİ GÜLTİKEN: F.Bahçe, Trabzonspor karşısında alternatifli kadrosuyla maçın tamamını istediği şekilde oynadı. Yani hamle olasılıkları fazlalaştı. Kulübeden gelen oyuncular ve sahanın içindekilerin yer değişikliği ikinci yarıda F.Bahçe'yi etkili bir hale getirdi. Bu süreç F.Bahçe'de devam edecektir. Bu kadro hâlâ gelişim döneminde. Özellikle forvet hattının oturması birkaç haftayı bulacak.
GÜRCAN BİLGİÇ: Trabzonspor galibiyeti Erol Bulut'un da takımın da önünü açtı. Büyük takıma karşı geriden gelerek alınan galibiyet güven ibresini de yukarı çeker. Yeni transferlerin henüz birbirleriyle uyum sağlamadıkları bir gerçek. Bu yüzden duran toplar kurtarıcı oluyor. Erol Bulut, analitik düşünüyor ve kazanmak için en doğrudan başladı. Ama önümüzdeki haftalarda F.Bahçe'nin esas tartışması, birinci santrfor için olacak. Cisse ikinci 45'teki varlığıyla Samatta'nın çok önünde gözüktü ve koltuğa da oturacak gibi.
FATİH DOĞAN: Dünya, verilerini artık "Bulut" diye tabir edilen teknolojik havuzda saklıyor. F.Bahçe'de Erol Bulut da sürekli deneyen, düzelten, gelişen bir teknik adam hüviyetinde ve barındırdığı verilerle takımını ayağa kaldırıyor. Trabzonspor maçında Sosa'nın kilitlenişini ve rakibin etkili oyununu seyreden Bulut, eleştiri oklarını üzerine çekmeye yakındı. Ancak Sosa'yı çıkarmak dahil ikinci yarıda oyuna yaptığı hamleler zaferi getirdi. Müdahale eden teknik direktör iyidir ve saygı kazanır. F.Bahçe henüz takım olamadı ama kadro zenginliği Bulut'un bilgi dağarcığında yoğruluyor ve gelişiyor.
ÖMER ÜRÜNDÜL: F.Bahçe, Trabzon karşısında ilk yarıda beklentilerin altındaydı. İkinci yarıdaki oyun ise methedildi. Ama unutulan bir şey var, Erol Bulut'un takım tertibi ilk yarıda hatalıydı. Ozan'ın görev yeri öne doğru oynayan iki ön liberodan biridir, 10 numara değildir. Pelkas'ın da yeri sol ön değil, 10 numaradır. İkinci yarı taşlar yerine oturunca sistem düzeldi. Ama unutulmamalı ki ilk yarı 2 farklı yenik de bitirilebilirdi. Bir önemli nokta da Sangare… Faydalı bir kanat beki. Tabii ki ilk tercih Gökhan Gönül ama Gökhan son 20 dakikada yorulmuştu. Sangare'nin onun yerine girmesi lazımdı. Eğer Sangare, 'Ben yalnız Gökhan sakat ya da cezalıyken oynarım' derse morali bozulur. Bir de kaleci Altay göklere çıkarılıyor. Yetenekli ama çok deneyimsiz. Trabzon karşısında 3 büyük hata yaptı. İki kafa topuna hatalı çıktı. İkisi de gol olabilirdi. Bir de arkadaşının müdahale alanındaki bir topta 18'i de terk ederek kaleyi boş bıraktı.
BULUT SİSTEM NEDİR?
Tüm dünyaya yayılmış ve birbirlerine bağlanarak tek bir ekosistem şeklinde çalışmaları gereken geniş bir uzak sunucular ağıdır. Bu sunucular veri depolamak veya yönetmek gibi hizmetleri iletmek üzere tasarlanmıştır.
MEDENİ BİR ŞEKİLDE TARTIŞTILAR HERKES ETEĞİNDEKİ TAŞLARI DÖKTÜ
TÜZEMEN: G.Saray için Erzurum'da kazanmak önemliydi. Çünkü Fatih Terim takımı Erzurum'a götürürken cebinde ciddi sorunlar da vardı. Özellikle Feghouli'nin yokluğunu G.Saray aradı. Ayrıca yönetimin bazı futbolcularla ilgili yaptığı yorumlar da takım üzerinde olumsuz etki yapmıştı. Terim'in mutsuzluğu Erzurum'da yüzünden çok belli oluyordu. Ama G.Saray zaman zaman iyi oynadığı maçta galip gelerek zirvede huzuru yakaladı. Kaybetseydi ciddi kaos yaşanırdı. Terim ve yönetimin ortak yönleri G.Saraylı oluşları. Bu iki tarafın uzlaşmaları çok daha kolay olurdu ve oldu. Medeni bir şekilde tartıştılar, herkes eteğindeki taşları döktü. G.Saray iç huzuru bulduğu sürece başarılı olur.
GÜLTİKEN: Erzurum deplasmanı her takım için zordur. Özellikle üst üste puan kaybeden G.Saray için de doğal olarak çok kolay olmadı. Ama oyuncuların kalitesi ve G.Saray'ın özellikle hücum bölgesindeki etkinliği işi çözmeye yetti. G.Saray ligin aslında en derli toplu, en oturmuş takımlarından bir tanesi. Bu kadro kendi içinde çok da büyük olmayan problemleri çözerse G.Saray yarışın içinde güçlü bir şekilde olacaktır.
DOĞAN: Hakem hataları Erzurum'da olmasa G.Saray maçı zor kazanırdı. Kötü oynarken kazanmak bir avantaj. Yönetiminin Terim'le yaptığı toplantının ardından "Her şey yolunda..." mesajı sorunların sandığa kaldırıldığını gösteriyor. Ama bu, iyi oyunla desteklenmezse hazirana kadar yeniden açılma ihtimali yüksek. BİLGİÇ: Galatasaray ve Beşiktaş sorunları ile boğuşmaya devam ediyorlar. Hakem kararları da damga vurdu maçlarına. Artık "hakemler" diyerek konuşmaya başlama hakkını da bu haftadan itibaren kaybettiler.
YALÇIN'A VERİLEN DESTEK KİMSEYE VERİLMEDİ
ALİ GÜLTİKEN: Denizlispor maçı Beşiktaş açısından mutlaka 3 puanla bitirilmesi gereken bir müsabakaydı. İşin bu tarafından baktığımızda Beşiktaş için önemli bir akşam olduğunu söyleyebiliriz. Josef'in kırmızı kart gördüğü bölüme kadar sahanın tek hakimi olarak Beşiktaş hem goller buldu hem de oyunu istediği gibi yönetti. Kırmızı karttan sonra oyun biraz daha psikolojik olarak savunma algısına dönüştü.
FATİH DOĞAN: Sergen Yalçın'a verilen destek kimseye verilmedi. Taraftar, yönetim, camia ve medya hocayı çok destekledi. "Başarısız olursak…" edasıyla suçu dışarıya atma havası hiç doğru değil. Yönetim (Bir kişi hariç, o da Valentine Rosier) Sergen hocanın istediği oyuncuları aldı. 4 hafta öncesine kadar Sergen Yalçın başka bir ruh alemindeydi! Geçen seneki hırsı ve azminden eser yoktu. Oyuncularla mesafeliydi. Başkan Çebi ve Emre Kocadağ ile yaptığı zirveden sonra motivasyonunu düzeltti. Bu takım toparlanır. Ancak önce takım ve teknik kadro, yönetim ile taraftar arasındaki bütünlük sağlanmalı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: Maç yazımda da belirttiğim gibi eğer 3 orta sahası birden fizik açıdan diriyse üçü de pres yapıyor ve oyunda devamlılıkları varsa bu bir takım için çok önemlidir. Souza, Dorukhan ve Atiba'nın bu konudaki özellikleri takımın 10 kişi kalana kadarki çok başarılı futbolunda etken teşkil etti. Bu orta sahanın presi sayesinde defans bloğu da rahatladı. Ancak eğer bir takım 67 dakika rakibi karşısında hem oynayıp hem de oynatmıyorsa ve de 3 farklı öne geçiyorsa bir kişi kırmızı kart gördükten sonra nasıl bu kadar büyük sıkıntıya düşebilir. Bunun cevabını Sergen hoca düşünmeli.
10 KİŞİ KALMAK BAHANE OLAMAZ!
LEVENT TÜZEMEN: Beşiktaş'ın gövdeli bir skorla 3-0 öne geçtikten sonra 10 kişi kaldığı için skoru koruyamamasını bahane görmüyorum. Bir büyük takım, kadro kalitesi kendisinden geride olan Denizlispor'a karşı 1 kişi eksik oynamakla bu kadar kolay çözülemez. Eğer maç 10 dakika daha sürseydi Beşiktaş neredeyse galibiyeti elinden kaçıracaktı. Sergen Yalçın artık bahaneleri bir kenara bırakmalı, Beşiktaş'ın 10 kişi kaldıktan sonra nasıl oynaması gerektiğini planlamalı.
ALANYA TÜRK FUTBOLUNU DERİNDEN SARSTI
ÜRÜNDÜL: Alanyaspor'un öncelikle başkan ve yönetimini kutluyorum. Takımı çok güzel idare ediyorlar. Mükemmel bir transfer politikaları var. Nasıl buluyorlar, nereden buluyorlar tebrik etmek lazım. Oturmuş bir saha içi düzenleri var. Keyifli bir futbol oynuyorlar. Başarılarının devamını diliyorum.
DOĞAN: Alanya, Türk futbolunu temelden sarstı. Eski bir futbolcu aynı zamanda iş adamı olan Başkan Hasan Çavuşoğlu 3-4 senedir adeta "Takım nasıl yönetilir" dersi veriyor. Her sene genç-yaşlı birçok futbolcuyu parlatıp gönderirken yerine aldığı isimlere aynı değeri katıyor. Ticareti bilen bir spor adamı. Her sene yaşı genç, maaşı düşük ama hayalleri büyük teknik adamlara kattığı değer de cabası. Keyifle izliyoruz.