İşin çok zor Çebi Başkan!..
Hem de nasıl zor, sevgili dostum, Çebi Başkan!. Şu sıralar genç sevgililerle teknelerde, sahillerde, eğlence yerlerinde paparazzilere özel pozlar vererek nispet yapar gibi hayatın keyfini çıkaran Fikret Orman'ın bıraktığı Beşiktaş'a sahiplenen ve elini taşın altına koyan tek kişiydin.
Bilmediğin bir şey vardı. Orman enkaz da değil, bir dibi görünmez derin kuyu bırakmıştı. Kulübün tüm evrakları eline geçince anladın, dehşeti.. Yapacak fazla şey yoktu.
Başta futbolcuların, tüm camiadan yardım istedin.
Necip dışında, fedakarlık yapan tek kişi çıkmadı. Camiadan elini cebine atan da..
Sıcak para ihtiyacını karşılamak için bir SMS mesaj kampanyası açtın. 20 milyon Beşiktaş taraftarından, her mesajla 20 lira göndermelerini istedin. "1 milyon Beşiktaşlı beşer mesaj atsa (ki ben attım başkan..
Galatasaraylı olduğum halde, dostun olduğum için attım beş mesaj) 100 milyon lira toplarım" diye düşündün. Onda birini zor topladın.
Seyrettik.. Bir mahalle takımından az öte bu beşinci sınıf Yunan takımına nerdeyse rezil olacak bir skorla kaybediyordun ki, 3-1'e razı olduk..
Seyrettiğim Beşiktaş, bu sezon kümede kalmak için oynar Başkan..
Dost acı söyler ama gerçek bu..
Bir defa gidenlerin yeri dolmamış..
Bu takımda Caner yok..
Gökhan yok.. Burak yok..
Gelenler palavra.. Fatih Aksoy gibi bir genç yıldızı verip karşılığında aldığın Wellington palavrası nedir?.
Yenen ve en az bir o kadar da yenecek gollerin hepsinin içinde bu beceriksiz vardı.
Ya o yerinden kıpırdamak için vinç, iş makinesi bekleyen Larin?.
Kalecin yok Başkan.. Bu kaleciyle bu lig gitmez..
Emektar, vefakar ve fedakar, ama yetenekleri sınırlı Necip takımının en iyilerinden biriyse, al sana ölçü.. İyi bak ve düşün?.
..Ve en önemlisi.. Kenardaki adam.. Sergen Yalçın!.
Bu kadar kötü bir 11 çıkarıp, gözünün önündeki felaketi 45 dakika kılı kıpırdamadan izleyen ve oyuna müdahale etmeyen adamdan Beşiktaş'a hoca, takımın ve camianın güvendiği hoca olur mu?.
Sağ bek oynattığı Lens, ilk iki golde de, tutmakla görevli açık oyuncusunu takip bile etmedi.
Adam koşarken, o yürüyordu, tam da Sergen'in önünde..
Adam gol pasını verirken, Lens on metre geriden soyunuk seyirci olarak maçı içerden izliyordu.
Gol... Arkasından karbon kopya bir gol daha.. Adamlar soldan her kontratakta gol pozisyonunda ve Sergen'in tam önünde..
Ama Sergen'e gözlük kar etmez..
Beyaz baston lazım.
3-0'ın sorumlusu tek başına Sergen'di Başkan..
Ama o mahalle takımını gene de eleyebilirdi Beşiktaş..
Düşün.. Rakibin iki stoperi de sarı kartlı.. Üzerlerine oynayan bir hızlı forvet neler yapabilir?.
Ya müdahale edemezler.. Gol.. Ya müdahale ederler.. Kırmızı..
Ama nerde "Lök" gibi Larin'de onları zorlamak.. Bekledi.. Bekledi Sergen.. Yahu olmuyor işte..
Orda geçen sezon da adam yerine koymadığın ve Burak'ın yanında oynatmadığın iki genç forvet var.. Güven ve Umut.. Koysana onları.. Hırslarıyla, yetenekleriyle, ataklarıyla rakibi dağıtsınlar..
Hadi gençlere inanmıyorsun. Göle maya çal be.. Ya tutarsa diye..
Olmayacak duaya amin denir mi, böyle maç elden giderken..
Hayır. Kenarda beyaz bastonlu var, dedim ya..
Bu sabah okudum. Umut'u da gönderiyormuş..
Yapma Başkan.. Beşiktaş'ın geleceği, takımları ve formaları için ölecek bu gençlerde.. Umut, Güven, Fatih, Doğukan'da..
Sergen'de Şenol Güneş kompleksi var galiba. Şenol Hoca gençleri yaratmaya uğraşırdı, ondan mı bu kompleks..
Bir Hoca.. Bir büyük kaleci.. En az dört önemli adam lazım sana Başkan, ama hani para?.
O zaman Serpil Hamdi Tüzün gibi, gençlere eğilen ve onlardan Metin, Ali, Feyyazlar yaratan bir Hoca bulmalısın, en azından.. Allah yardımcın olsun Çebi Başkan!.