Türk futbol tarihinin en pahalı yerli oyuncu (17.5 milyon Euro) transferlerinden birine imza atan ve Lille'de kariyerine devam eden milli oyuncumuz Yusuf Yazıcı, SABAH SPOR'A konuştu… İşte Yazıcı'dan çok konuşulacak sözler: "Türkiye ve Fransa arasında Akdenizli olmaktan kaynaklanan benzerlikler olabilir ama futbolun algılanış ve yönetimi çok farklı. Fransızlar 'altın jenerasyon' yetiştirmekte çok iyi. 90'ların sonunda dünya futbolunu domine ettiler. Şu anda da yine benzer etkiyi yapabilecek bir yapıları var. Fransa'ya gittiğimde ilk olarak onu hissetmiştim. Futbola bir endüstri olarak bakıyorlar ve işin bir matematiğinin olduğuna inanıyorlar. Bizde duygular çok daha fazla ön planda. Bu yüzden bazen sistem kurmakta zorlanabiliyoruz. Bizim heyecanımız, duygularımız, birlikteliğimiz çok daha yüksek. Ve kırılma anlarında bu özelliklerimiz ön plana çıkıyor, bize avantaj sağlıyor. Ama uzun dönemde planlama konusunda sıkıntılar yaşayabiliyoruz. Benim ilk fark ettiğim nokta buydu."
YASAKLA BAŞARI GELMEZ. BİZİM TRANSFERİMİZ TESADÜF DEĞİL!
"Ben başarının anahtarının rekabet olduğunu düşünüyorum. Ne kadar fazla rekabet olursa seviye o kadar yükselir. İyi planlanmış serbestlik olmalı. Ama kurallara bağlı bir serbestlik. Yabancı oyuncu gelsin ama bir kriter olsun. Sadece yabanc ısayısını doldurmak için transferler yapılmasın. Öyle yabancılar gelsin ki gençlerimiz bir şeyler öğrensin, rekabete girsin, kendini geliştirsin. Dünyada uygulanan birçok kriter var. Bu serbestliği sağlarken de altyapı sisteminin iyi organize edilmesi, altyapıdan yetişecek Türk oyuncular için düzenlemelerin yapılması gerekir. Son yıllarda ülkemizden benim de dahil olduğum birçok ismin Avrupa'nın önde gelen liglerine transfer olması tesadüf değil. Bunu yasaklayarak başaramayız. Kriterleri belirlenmiş serbestliktir benim düşüncem."
LİGİN EN İYİ TAKIMI TRABZON
"Futbolda başarıyı getiren birçok özellik var şu anda Trabzonspor'da. Bir kere oturmuş bir kadro. Birlikte oynamaya alışkınlar ve bu enerjileri sahaya yansıyor. Yerlisi, yabancısı herkes takımı çok benimsemiş ve %100'ünü sahaya koyuyor. Birlikte olmaktan, birlikte oynamaktan zevk alıyorlar. Hüseyin hoca da bu olumlu tabloya çok katkı yapıyor. Bence şu anda ligin en iyi futbol oynayan, en pozitif takımı Trabzonspor."BORDO-MAVİLİ EFSANELERİ İZLEYEREK BÜYÜDÜM
"Trabzonspor'da 97 numaralı formamın emekli edilmesi tek kelime ile gurur verdi. Konu Trabzon ve futbol olunca efsane olarak adlandıracağımız onlarca büyüğüm var benim. Bu şehrin futbol tarihi efsane isimlerle dolu. Ben o efsaneleri izleyerek, onların başarılarını dinleyerek büyüdüm. O isimlerin var ettiği bir camia tarafından böylesi güzel bir şekilde onurlandırılmak insanı gururlandırıyor. Layık gören herkese çok teşekkür ederim."
BORDO-MAVİLİ EFSANELERİ İZLEYEREK BÜYÜDÜM
"Trabzonspor'da 97 numaralı formamın emekli edilmesi tek kelime ile gurur verdi. Konu Trabzon ve futbol olunca efsane olarak adlandıracağımız onlarca büyüğüm var benim. Bu şehrin futbol tarihi efsane isimlerle dolu. Ben o efsaneleri izleyerek, onların başarılarını dinleyerek büyüdüm. O isimlerin var ettiği bir camia tarafından böylesi güzel bir şekilde onurlandırılmak insanı gururlandırıyor. Layık gören herkese çok teşekkür ederim."
SAHA İÇİ BENDE, GERİSİ PROFESYONELLERDE
Hayatın her alanında profesyonelleşmeye inanıyorum. Saha içinde işimi yapıyorum, saha dışı yönetimimi de profesyonellere bırakıyorum. Uzmanlardan oluşan bir kariyer yönetimi ekibim var. Sahanın dışındaki yaşamımın tüm detaylarıyla ilgileniyorlar. Çok uzun yıllardır birlikte çalıştığım bir spor psikoloğum var. Mental gelişimim açısından çok yararlı çalışmalar yapıyoruz. Ben saha içine odaklanıyorum, diğer alanları işin uzmanlarına bırakıyorum.
SADECE FUTBOLUN DİLİ YETMEZ!
"Bir ülkeye adapte olmanın o ülkenin kültürünün tüm öğelerine hakim olmakla ilgili olduğunu düşünüyorum. Futbolun saha içindeki dili evrensel, buna katılıyorum. Ama hayatın bir de saha dışındaki bölümü var. Oraya adapte olmak önemli. Şu anda İngilizce ve Fransızca derslerini eş zamanlı olarak yürütüyoruz. Mümkün olduğunca yabancı dilde okuyorum, videolar izliyorum. Özellikle bu pandemi döneminin böyle bir avantajı oldu."
HAYALLERİMİ ANLATSAM GÜLERSİNİZ!
Adanmışlık çocukluğumdan gelen bir özellik. Biraz genetik biraz yaşadığımız coğrafyanın etkileri diyelim. Ben küçükken hayallerimi kağıtlara yazar ve saklardım. Sonra o hayalleri gerçekleştirmek için gece gündüz çalışır, tek tek başarırdım. Bu özelliğim hala devam ediyor. Şu anda kurduğum hayalleri anlatsam belki de gülersiniz…
'RİCA EDİYORUMİTALYA'YA GOL ATMA'
Milli Takım olarak çok genç ve potansiyeli yüksek bir ekibiz. Son birkaç ay içinde benim de olduğum şanssız sakatlıklar yaşadık. Turnuvanın bir yıl ertelenmesi bu sakatlıkların geçmesi açısından da çok avantajlı oldu. Bizim potansiyelimizin de heyecanımızın da çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Hatta şöyle bir anımı anlatayım... Roma'da operasyonumu profesör Mariani gerçekleştirmişti. İlk iki aylık fizyoterapi sürecimi de orada tamamladım. Klinikten ayrılırken Mariani yanıma gelip, "Çok iyi bir operasyon ve rehabilitasyon süreci geçirdin. Ama senden ricam açılış maçında İtalya'ya gol atma" dedi. Ben de gülerek, "Söz veremem" dedim. Bakalım seneye neler olacak.
GÜNLERCE BİR POZİSYONU ÇALIŞIYORUZ
Fransa'da beni en çok fiziksel mücadele zorlamıştı. Oyunu çok iyi bilmeniz gerekiyor. Taktiklere ve sisteme bağlı kalmanız gerekiyor. Bazen günlerce pozisyon çalışıyorsunuz. Yetenek bir avantaj ama takım halinde bir disiplin içinde hareket etmeyi öğretiyorlar.
BİYOGRAFİ OKUMAYI SEVİYORUM
Hangi alandan olursa olsun herkes kitap okumaya özen göstersin. En son okuduklarım arasında Sharapova'nın hayatını anlatan bir kitap var, Johan Cruyff'un "Benim Oyunum" kitabı var. Don Abrahams'ın "Futbol Bir Akıl Oyunu" kitabına başladım. Yabancı dil eğitimim dolayısıyla bu ara yabancı dilde metin okumaya gayret ediyorum.
İDMANA DİYE ÇIKAR SAHİLDE KOŞARDIM!
17 yaşındayken altyapıda kadro dışı kalmıştım. O zaman anlamamıştım. 6 ay tesislere giremedim. Evdekilere de durumu anlatamadığım için antrenman saatlerinde evden çıkar sahilde spor yapardım. Gece herkes uyuyunca, spor yapardım. O dönemde pes etmemeyi öğrendim. Kadro dışı kaldığımda çok üzülmüştüm ama benim için müthiş bir hayat dersi olmuştu.