Türk futbolunun yetiştirdiği en önemli oyunculardan biri olarak görülen Emre Belözoğlu, 2001 - 2005 yılları arasında Serie A devi Inter'in formasını terletmişti.
39 yaşındaki Belözoğlu, İtalya'nın ünlü gazetesi La Gazzetta dello Sport'a verdiği röportajda İtalyan futboluna dair çarpıcı yorumlarda bulundu.
Tecrübeli futbolcu Cengiz Ünder ve Hakan Çalhanoğlu ile ilgili de çarpıcı ifadeler kullandı. İşte Emre'nin açıklamalarının satır başları...
Inter'den ayrılalı 15 yıl oldu. O dönemden çok güzel anılara sahibim. Milano'ya ne zaman dönsem taraftarlar bana çok iyi davranıyorlar. Beni seviyorlar, ben de onları seviyorum. Türkler ve İtalyanlar karakter olarak birbirlerine benziyorlar.
Ben oynarken Serie A en ünlü ve en zor ligdi. Çok iyi oyunculara sahiptik. Juventus, Milan ve Roma da öyle. Elimizden gelenin en iyisini yaptık. Tabii Calciopoli skandalı patlamamış olsa neler olurdu bilemeyeceğiz.
2002'de Lazio'ya attığım golleri bazen internette görüyorum. Fena değilmiş... Kişisel olarak benim için çok iyi bir yıldı.
Hector Cuper bana güveniyordu. Beni hiç sahadan çıkarmayacağını, vazgeçilmez olduğumu söylüyordu. Açık sözlü bir insandı, pozitif anlamda. Onunla çok iyi bir dönem geçirdim.
Roberto Mancini çok iyi bir antrenör. Bir kazanan. Futbolcularla çok yakın bir ilişki kuruyordu. Kendisini çok iyi anlatıyordu.
Okan'la birlikte Inter'e imza günümüzde Moratti'ye Türk kahvesi verdik. Şaşırdı, 'Bir futbolcunun bana hediye vermesi nadirdir, genelde tam tersi olur' dedi. Güzel bir anımız. Moratti sıra dışı bir adam, iyi biri. Onu tek kelimeyle tarif edebilirim: Baba.
Inter'i takip ediyorum. Conte'yi çok beğeniyorum. Çok iyi bir teknik direktör. Takım da onun fikirlerini sahaya mükemmel bir şekilde yansıtıyor.
Juventus diğer takımlardan bir adım önde çünkü Cristiano Ronaldo'ya sahipler. Messi'yle birlikte dünyanın en iyisi o.
Bence Hakan Çalhanoğlu Milan'dan ayrılmamalı. Güçlü bir oyuncu, bizim futbolumuz için de önemli. Milan kadrosunu güçlendirdiğinde Hakan'ın da performansı artacaktır.
Cengiz Ünder harika bir oyuncu. Roma'ya gitmeden önce Başakşehir'deki gelişimini gördüm ve bana inanın, o bir fenomen. Patlama yapması için sadece bir şeye ihtiyacı var: Her saat sadece futbolu düşünmek, başka şeylerle ilgilenmemek. Bu şekilde dünyanın zirvesine ulaşır."