Yurt dışında spor hayatlarını sürdüren sporcularımızın yaşadıkları ülke ve şehirdeki günlük yaşantılarını samimi bir format ile ekranlara taşıyan Siyamend Kaçmaz, bu hafta EURO 2020 elemelerinde grubumuzdaki en güçlü takımlardan Fransa'ya karşı hem Türkiye, hem de Paris'teki maçta gol atma becerisi gösteren ve herkesin "Fransa'ya gol atan çocuk" olarak tanıdığı Kaan Ayhan ve evlendiği gün davetlileri düğünden yolladıktan sonra milli takım kampına katılan Kenan Karaman oldu.
Almanya'nın Fortuna Düsseldorf takımında forma giyen milli futbolcular Kaan Ayhan ve Kenan Karaman TRT Spor'da yayınlanan Sporcu Vizesi programına samimi açıklamalarda bulundular.
MİLLİ TAKIMA ÇAĞRILINCA SEVİNEYİM Mİ ÜZÜLEYİM BİLEMEDİM
Kenan Karaman, kendisinden önce Fortuna'da oynayan Kaan Ayhan'ın methetmesi ile Fortuna Düseldorf'a geldiğini ancak takımda iki Türk futbolcunun olmasının çok keyifli olduğunu söyledi. Birbirlerine yakın oturduklarını ve eşlerinin de iyi anlaştığını söyleyen Karaman, Siyamend Kaçmaz'ın 'herkesin milli takıma ilk çağrılış hikayesi var, seninki nasıldı' sorusuna, "Benimki bayağı ilginç ve komikti. O gün çocukluk arkadaşlarım yanımdaydı. İzinli günümdü ve Hannover 96'da oynuyordum. Arkadaşlarımla Hamburg'a gidiyorduk yoldaydık. Beni Türkiye'den bir numara aradı. Bende kayıtlı olmayan bir numaraydı. Akrabam falandır diye düşündüm. Yine mi kaydetmedim ve birisinin numarası diye düşünerek telefonu açtım. İngilizce konuşan bir adam. "Merhaba" dedim o da "Merhaba ben Mircea Lucescu" dedi. Ben biraz şaşırdım, şoka girdim, dondum kaldım. Beklemediğim bir şekilde o devam etti, "Son maçlarını izledim. Önümüzdeki maçlar için seni kampa çağırmayı düşünüyoruz" dedi. Bende o an fazla bir şey söyleyemedim, "Tamam hocam" falan dedim, kapattık. Arkadaşlarım arabanın içinde çok sevindiler. Çocukluğumdan beri yanımda oldukları için bayağı sevindiler benim adıma. Ben de öyle, çok sevindim ama bir yandan da aklımda bu maçlar hangi tarihte diye soru geldi. Arkadaşlarımda maç tarihlerine bakmaya başladılar. İki hazırlık maçı vardı, tarihlerini çok iyi hatırlıyorum. İlk maç 10 kasım, bende eşim ile 11 Kasım tarihi için bir yıl önceden tarih belirlemiş ve bütün hazırlıkları ona göre yapmıştık. O anda sevineyim mi üzüleyim mi arada kaldım. Duruldum biraz ve sonra eşimi aradım durumu anlattım. O da çok sevindi, benim hayalim olduğunu biliyor, " Ne yapalım?" falan dedik. Eşim de sağolsun düşünceli olduğu için, "Erteleriz olmazsa" dedi. Ben de "Hocayı bir arayayım belki izin verir" falan dedim. Hocayı aradım ve durumu izah ettim. Gülmeye başladı. Hoşuna gitti herhalde. Sonra anlatmaya başladı meğerse kendisi de ilk milli maçında benim gibi aynısını yaşamış eşiyle birlikte. Benim için iyi de oldu, orada bir sempati kurduk. Sonra "Gelirsin Romanya'ya ilk maçı oynarsın, orada gider nikahını kıyar akşamüzeri Antalya'ya kampa uçarsın" dedi. Ben de "tamam öyle yaparım" dedim. Nikahımı kıydım ve nikahtan sonra da eşim ile havalimanına gittik. Antalya'ya uçtuk. Kampı ve balayını birlikte yaptık. Orada da ikinci maçı yaptım. Çok enteresan ve komik bir anı oldu benim için" yanıtını verdi.
O ZAMANLAR BİRBİRİMİZE PEK ISINMAMIŞTIK
Kenan Karaman ile ilk 6-7 yıl önce Almanya kupasında Schalke'de oynarken görüştüklerini anlatan Kaan Ayhan, farklı takımlarda olduklarını ama o maçta ikisinin de oynamadığını, sadece maçtan önce selamlaştıklarını söyledi. Kenan Karaman ise o maçın kupada çeyrek final maçı olduğunu, kendisinin de Hoffenheim'da oynadığını belirterek, "Maçtan önce karşı takımda bir Türk olduğunu biliyordum. Kaan da biliyordu herhalde" deyince Kaan Ayhan araya girerek, "O zaman daha pek ısınmamıştık birbirimize ama sonra ümit milli takım kampında oda paylaşmıştık. Ondan sonra arkadaşlığımız devam etti" dedi.
İkisi de Almanya doğumlu olan milli futbolcular, Siyamend Kaçmaz'ın "karşı karşıya hiç oynadınız mı?" sorusu ortaya çok komik bir anının çıkmasını sağladı.
Eğlenceli diyalog şöyle;
Kaan Ayhan: Kenan Hannover 96'da ben Düsseldorf'a yeni geçmiştim. Kenan forvette oynuyordu. Ben de savunmadaydım. Direk rakibim Kenan'dı.
Kenan Karaman: Bir pozisyon oldu, Kaan beni indirdi. Ben penaltı bekledim. Faul yaptı (gülerek)
Kaan Ayhan: Bak hala faul yaptı diyor. Hakem vermedi hala faul yaptı diyor. Maçta da hakemin yanına gitmişti. "Hocam, faul" diyor elini de kaldırmış itiraz ediyor. Gittim yanına, (Eliyle onun eline vurarak indir hareketi yaparak) "indir o elini" dedim.
Siyamend Kaçmaz: Türkçe mi Almanca mı söyledin?
Kaan Ayhan: Türkçe söyledim. Hakem anlamasın diye.
Siyamend Kaçmaz: Kim haklı çıktı, hakem penaltı verdi mi?
Kaan Ayhan: Hakem vermedi. Hiç dokunmadım bile ona. O topu kaybetti daha doğrusu ben kaptım. O da gururuna yediremedi...
Kenan Karaman: Ben de ardından bir gol atım o maç sinirimden. Ama maç berabere bitmişti.
Aynı takımda oynama hikayelerini de anlatan Kaan Ayhan, "İlk ben gelmiştim Düsseldorf'a, bir gün Kenan aradı. Çaktırmadan soruyor. Düsseldorf nasıl, kulübü beğeniyor musun? gibi... Ben hemen anladım ve biraz da reklam yaptım. İyi reklam yapmışım herhalde yoksa gelmezdi" diye konuştu.
Kenan Karaman, Fransa maçından sonra birden ortadan kaybolma nedenini soran Siyamend Kaçmaz'a, çok ciddi bir hastalık geçirdiğini ve kendisini toparlamasının 3-4 ay aldığını vurgulayarak, "Benim akciğerlerim iltihaplandı. Aslında futbolcularda çok nadir gözüken bir hastalık. Üç aydır onunla bir savaşın içindeydim. Bayağı beni etkiledi. Bir virüs kapmıştım akciğerlerim komple iltihaplanmıştı. Bayağı kötü bir durumdaydım. Bayağı zorladı bu hastalık beni o yüzden sahalardan epey uzak kaldım. Son milli maçlara da gidemedim. Ben bu durumu da geriye bakınca kendi lehime çevirdiğimi düşünüyorum çünkü bu hastalıktan sonra daha güçlü döndüm diyebilirim" dedi.
FUTBOLCU MADENİNDE DOĞDUM
Siyamend Kaçmaz'ın Kaan Ayhan'a doğduğu şehir Gelsenkirchen'in bir futbolcu fabrikası olduğunu söylemesi üzerine milli futbolcu, "Aynen. Gelsenkirchen'de yaşayanlar olarak onun şakasını yaparız. Baktığın zaman dünya futbolunda önemli isimler Gelsenkirchen'den çıkma. Mesela: Manuel Neuer, Mesut Özil, İlkay Gündoğan, Hamit ve Halit Altıntop ağabeylerim var. Aslında ilk onları saymam gerekiyordu. Bir de Ahmet Kutucu var şimdi Schalke'de oynuyor" ifadelerini kullandı.
FRANSA'YA GOL ATAN ÇOCUK
"Herkes seni Fransa'ya gol atan çocuk diye tanıyor. Hoşuna gidiyor mu?" diye soran program sunucusu ve yapımcısı Siyamend Kaçmaz ile Kaan Ayhan arasında komik bir diyalog daha yaşandı:
Kaan Ayhan: Fransa'ya gol atmak herkese nasip olmuyor. O yüzden çok güzel oldu benim için de. Arkadaşlarla da çoğu zaman onun şakasını yapıyoruz. Çoğu zaman bir yerlere gittiğimde yeni birileri ile tanıştığımda, "Kaan Ayhan" diyorlar. Ama ilk etapta kimse anlamıyor, "Fransa'ya gol atan çocuk" deyince herkes biliyor. İki maçta da gol attım. İlk maçta da Fransa'ya gol attım ama o ilk golümü pek hatırlayan yok. Daha çok ikinci gol. Tabi Fransa'da attığım gol daha önemliydi.
Siyamend Kaçmaz: Fransızların seni unutamayacağı kesin. Son dünya şampiyonuna hem içeride hem dışarıda gol atmak kimseye nasip olmaz herhalde.
Kaan Ayhan: Bayağı şanslıydım.
Siyamend Kaçmaz: Soyunma odasındaki atmosfer nasıldı?
Kaan Ayhan: İçeride oynadığımız maçtan sonra süperdi. Cumhurbaşkanımız da yanımıza gelerek bizi tebrik etti. Çok güzel bir gün yaşadık sabahtan akşama kadar.
Siyamend Kaçmaz: O gün tribün neredeyse yıkılıyordu. Gurbetçilerimiz sanki Türkiye'ye çevirmişlerdi.
Kaan Ayhan: Zaten stadın yarısı Kırmızı-beyazdı.
Siyamend Kaçmaz: Bence 3'te ikisi.
Kaan Ayhan: Ben sadece karşı tarafı gördüm. Orası da Fransa'nın tribünüydü. Güya... orası bile yarı yarıyaydı. Arka trafım belki daha çok kırmızı beyazdı. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Düşünsene deplasmana gidiyorsun ama avantajlı hale geliyorsun.
Siyamend Kaçmaz: Golü attığında nereye koşacağını nasıl tespit ettin?
Kaan Ayhan: Hiç bilmiyordum. Herhalde takımdan birisi o tarafa koştu, golü atan ben olmama rağmen onun peşine takıldım. Enteresan...
TRT Spor'da yayınlanan Sporcu Vizesi'ni sunan Siyamend Kaçmaz, ünlü futbolcular ile sıradışı bir gün geçirerek sohbetlerini ekrana taşıyor ve ünlü sporcuların bilinmeyenlerini anlatıyor. Daha önce Cenk Tosun'un Everton'daki yaşantısını, Okay Yokuşlu'nun Celta Vigo'daki, Yusuf Yazıcı ve Zeki Çelik'in Lille'deki, İsmail Köybaşı'nın İspanya, Gökhan İnler, Salih Uçan ve Koray Günter'in İtalya'daki bir günlerini, Atınç Nukan'ın Leipzig, Umut Meraş'ın La Havre, Hasan Çetinkaya ve Berke Özer'in Belçika, Bülent Uygun'un Katar ve Ümit Karan'ın Makedonya'daki yaşantılarını da ekrana taşımıştı.