F.Bahçe'nin ilacı güçlü sponsor
Harcama limitleri büyük tartışma konusu. Özellikle Fenerbahçe için çok yorum var. Rakip taraftarlar "Fenerbahçe ceza almalı" diyor. Fenerbahçe ise bir anlaşma yapmak üzere
TFF kulüplerin harcama limitlerini %30'dan %40'a çıkardığında başta Trabzonspor olmak üzere birçok kulüp "Biz artış istemiyoruz" diye tepki koymuştu. TFF de tepkiler sonucunda geri adım atıp %10'luk artışı geri çekti. O dönemde Bir bankanın üst düzey bir yöneticisi bana şunları söyledi: "%10'luk artış sadace Başakşehir'e yarar. Fenerbahçe'yi %10'luk artı bile kurtarmaz. Çünkü Fenerbahçe'nin ekonomik yapısına baktığımızda TFF'den transfer yasağı almasının yanı sıra puan silinmesi kaçınılmaz. Fenerbahçe için tek kurtuluş yolu güçlü bir sponspor bulmasıdır." O gün bu bilgileri "Gizlilik" şartıyla kaleme almamıştım. Bugün ise Fenerbahçe ve Başakşehir'in durumları medyada yer aldığı için artık yazıyorum. Başakşehir 25 milyonluk bir arsa sattı. Arda ile yollarını ayırdı ve elini rahatlattı. Örneğin Fenerbahçe'nin isminin başına "Koç Fenerbahçe" ya da "Arçelik Fenerbahçe" modeli gibi güçlü bir sponsorla evlilik yapması gerekir. Yapamazsa transfer yasağı yiyeceği gibi puanlarının silinmesi gerekecektir. TFF Başkanı sayın Nihat Özdemir'in "Kimsenin gözününü yaşına bakmayacağız" sözü yürürlüğe girer mi? Bilemem ama; "Finansal Fair Play" kriterleri kıskacına takılmayan kulüplerin yöneticilerinin bu süreci yakından takip ettiklerini söyleyebilirim.
Uilenberg MHK başkanı olsun!
MHK'nin paralı danışmanı Uilenberg, dünyanın hiçbir yerinde hakem baskısı Türkiye'deki kadar yok diyor.. Ülkemizdeki baskıyı eleştiren Uilenberg'in hakemliğimize bir katkısı olduğunu düşünüyor musunuz?
EĞER hakemlerimizi bir yabancı eğitmen düzeltecek ise o zaman vaktimizi boşa harcamayalım ve bir an önce yabancı hakem getirmeye başlayalım. Türkiye'de bizim hakemlerimize çok iyi ders verecek yerli eğitmen hakemlerimiz var. Uilenberg'i eğitmen olarak baştacı yapmamizin nedeni MHK'yi baskıdan kurtarmaktır. Uilenberg MHK'ye resmen koruma kalkanı olarak hizmet veriyor. Uilenberg'in röportajını okudum ve şu sonucu çıkardım: Suçlu Oyuncular, teknik adamlar, yöneticiler, seyirciler ve Türkiye'deki futbol baskısı. Bu baskı dünyanın her yerinde var. Hakem hataları her ligde var. Ama bizim ligdeki gibi "kör gözüne parmak sokmak" gibi hatalar dünyanın hiçbir liginde yok. Uilenberg'e bakarsak bizim hakemlerde hiç suç yok. Parayla eğitmenlik yaparsan emeklilik döneminde cebine iyi de para koyarsan Uilenberg gibi "Benim koruğum ekşi" demezsin. Uilenberg'in açıklamalarına bakınca MHK'nin üzerinde bir durum ortaya çıkıyor. TFF'ye önerim; Uilenberg'i MHK başkanı yapın, rahatlayın.
Koç-Comolli= İyi polis-kötü polis!
Damien Comolli'nin Simon Falette için "Başkan istedi ben de aldım" yorumu için ne dersiniz?
BU kadar transfer hatalarına rağmen Fenerbahçe Başkanı Ali Koç'un hala Comolli yola devam etmesine şaşırıyorum. Benim bildiğim Koç Holding'de Comolli kadar başarısız olmuş bir üst düzey yönetici görevinin başında asla kalamaz. Comilli'nin bu açıklamasını "İyi polis-kötü polis" tanımlamasına benzetiyorum. Taraftar, stoper Falette'ye tepki koyup "Bu nasıl transfer" diye isyan edince Comolli zorunlu bir twitter hesabı açtı. Fransız menajerin "Falette'yi başkan istedi ben aldım" demesi durumu kurtarmak gibi görünüyor. Benim bildiğim transferleri Başkan Ali Koç yapıyor. Büyük ihtimalle sayın Koç vazgeçemediği Comolli'ye, "Falette transferini benim üstüme at" dedi. Çünkü Comolli, Koç'a sormadan asla böyle bir açıklama yapamaz. Ancak gözünü karartıp Koç'a cephe açmış ise Comolli F.Bahçe'de barınamaz.
Fikret Orman adına üzüldüm
Fikret Orman oy birliği ile ibra edilmedi. Beşiktaş'ta ciddi sorunlar var.. Bir başkanın ibra edilmemesi ne demek?
FİKRET Orman'ın ibra edilmemesini sürpriz olarak görmüyorum. Beşiktaş taraftarının tribünlerde "Fikret Orman paralar nerde?" diye tezahürat yaptığı dönemler bu ibrasızlığın ateşini yakmıştı. Her Perşembe günü Erol Kaynar ağabeyim restoranında Beşiktaşlı dostlarım ve büyüklerimle yemek yiyoruz. Çoğu Fikret Orman döneminde yaşanan ekonomik sıkıntılardan rahatsızdı. Çünkü Beşiktaş iki yıl üst üste şampiyon olmuş, iki yıl şampiyonlar Ligi'ne giderek ciddi mali gelir etmiş, 100 milyon Euro'nun üzerinde futbolcu satışı yapılmış, TFF'den ciddi puan gelirleri ile şampiyonluk ödülleri kazanılmıştı. Üstelik localardan ve kombinelerden ciddi bir para getirisi olmuştu. Buna rağmen borçların azalmayıp çoğalmasının hesaplarını Fikret Orman ikna edici söylemlerle açıklayamamıştı. İbrasızlık bağırıyor, çığlık atıyordu. Maalesef Orman bu çığlıkları duymadı ve ibra edilmedi. Stadı yapan Orman adına çok üzüldüm.
Kaosu bırakın ve kenetlenin
Yönetim ve muhalefet sürekli bir çekişme halinde G.Saray'da.. Başkan Mustafa Cengiz seçim kararı alabilir mi?
G.SARAY'DA hep bir huzursuz kitle vardır. İşleri güçleri önüne gelene muhalefet etmektir. Bu kişiler uzun süredir, "Bazı insanlar kendi başarısızlıklarını örtmek için çözümü başkalarının huzurunu bozmakta bulur" felsefesiyle mevcut yönetimi aşağı çekmeye çalışıyorlar. Başkan Mustafa Cengiz ve yönetiminin kulübü kâra geçirmeleri, Florya'yı geri almaları ve Galatasaray'ı ekonomik açıdan düzlüğe çıkarmaya çalışmalarından rahatsız oluyorlar. Bunlar kaosla beslendikleri için her yönetimde ortaya çıkıyorlar. Galatasaray'ın seçime değil huzura ve birlikteliğe ihtiyacı var.
Arda'nın G.Saray'a ihtiyacı var!
Dünyaca ünlü İngiliz gazetesi Daily Mail, Arda Turan için "Kahramanlıktan sıfıra" başlığı ile yaptığı analizde çarpıcı ifadeler kullandı. Bize bir Arda analizi yapar mısınız?
BARCELONA'DAN Başakşehir'e gelen Arda'nın akıllarda kalan tek olumlu maçı geçen sezon Trabzonspor maçında ortaya koyduğu futboldur. O Arda bırakın Galatasaray'ı bugün bile Barcelona'da oynar. Başekşehir'de fiziksel ve zihinsel olarak kendini toparlayamayan Arda için yetiştiği yuvası Florya yeniden ayağa kalkmak için bir fırsat olabilir. Arda eğer Galatasaray'a gelmek istiyorsa bir para talebinde bulunmamalıdır ve para koşullarını yönetime bırakmalıdır. Fiziksel olarak güçlenmiş, dirençli bir Arda futbol aklını da yetenekleriyle birleştirebilirse faydalı olur. Bu süreç bence 6 aylık olmalıdır. Arda'nın Galatasaray'da kalıcılığını oynayacağı futbol belirlemelidir. Sonuç; Galatasaray'ın Arda'ya değil, Arda'nın Galatasaray'a ihtiyacı vardır.