İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 13 Nisan 2019 günü Beşiktaş Vodafone Stadyumu'nda oynanan Beşiktaş - Medipol Başakşehir maçını 80 nolu locada seyretmiş, maç sırasında 'Mazbatayı ver' şeklinde sloganlar atılmıştı. İmamoğlu'nun atılan siyasi slogana karşılık vermesiyle spora siyasetin sokulduğu eleştirileri yapılmıştı.
Locanın sahibi Demand Gayrimenkul tarafından Beşiktaş Kulübü'ne bir ihtarname gönderilmiş, ihtarnamede locanın bilgileri dışında Ekrem İmamoğlu ve Özen Kuzu'ya tahsil edildiği anlatılmıştı. Ayrıca Atalay Demirbaş, "Beşiktaş Kulübü Yönetim Kurulu Üyesi Şafak Mahmutyazıcıoğlu 3 milyon 200 bin dolar menfaat sağlayabilmek için, Beşiktaş Kulübü'ne ait olan toplam 10 milyon dolarlık çeki, Özen Kuzu adlı iş insanına verdi" demişti.
O AVUKAT İŞADAMINI DÖVDÜ
Söz konusu olay ile ilgili dün garip bir gelişme yaşanmış, Demand Gayrimenkul'ün sahibi işadamı Atalay Demirbaş, hakkında loca krizi ile ilgili açıklamalarda bulunduğu eski Beşiktaş Yöneticisi Şafak Mahmutyazıcıoğlu'nun saldırısına uğradığını iddia etmişti.
Ekrem İmamoğlu'na tahsis edilen locanın arkasından "tehdit" çıktı
İşadamı Atalay Demirbaş Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na olayla ilgili başlatılan soruşturma çerçevesinde ifade verdi. Demirbaş ifadesinde şu satırlara yer verdi:
"Benim Demand Gayrimenkul A.Ş. isimli şirketim bulunmaktadır. Beşiktaş taraftarı olmam nedeniyle Vodafone Arena isimli statta üç yıllığına kiraladığım bir locam bulunmaktadır. Ancak bu loca benim bilgim dışında Beşiktaş yöneticisi ve aynı zamanda avukat olan Şafak Mahmutyazıcıoğlu isimli kişi tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu'nun kullanımına sunulmuş, bunu ben maç saatinde öğrendim. Bu olay daha sonra basına yansıdı. Benim rızam dışında gerçekleşen bu olay sonrasında Şafak Mahmutyazıcıoğlu aramızda gerginlik oluştu. Bu kişi locanın benim tarafımdan kullanıma sunulduğunu söylememi istedi. Ancak ben kabul etmedim. Yine ben o tarihlerde bu kişi için "3 milyon 200 bin dolar menfaat sağlayabilmek için Beşiktaş Kulübü'ne ait 10 milyon dolarlık çeki Özen Kuzu adlı iş insanına verdi" şeklinde bir beyanda bulunmuştum. Kendisi o zaman bunu yalanlamıştı.
"BULUŞMAK İSTEDİ, 'GELMEZSEN SENİ ALDIRTIRIM' DEDİ"
Ancak yönetim değişikten sonra bu durumun ortaya çıkacağından endişe etmiş olacak ki dün kullanmış olduğu telefon numarasından benim numaramı 10:30 sularında arayarak benimle görüşmek istediğini söyledi. Görüşmeyi kabul etmediğim takdirde benim ve ailem için iyi olmayacağını, gerekirse beni evden aldırttıracağını söyledi. Ben de bunun üzerine kendisini Galleria'da bulunan bir mekana çağırdım. Bu kişi 11:30 sularında buraya tek başına geldi.
"BEN ŞEREFSİZİM, HAYSİYETSİZİM DE"
Gelir gelmez kullanmış olduğu cep telefonunun kamerasını açarak 'Söyle şimdi' diyerek belindeki silahı göstererek 'Ben şerefsizim, ben haysiyetsizim' diyeceksin dedi. Ben de bunun üzerine 'Ben şerefliyim, haysiyetliyim' dedim. Bunun üzerine benim üzerime yürüdü, kolumdan tutarak dışarı çıkartmaya çalıştı. Çıkmayınca bana kafa attı. Bunun üzerine kendisini ittim. Tekrar üzerime gelerek kafa attı. Sonra silahını göstererek otur dedi. Beni koltuğa oturttu. 'Bunları söyleyeceksin, yirmi dört saat süren var. Yoksa seni öldüreceğim' dedi. Kendisi daha sonra 'Dokuz yaşındaki çocuğunun kendisine baba sen hırsız mısın diye ağlıyor, sen benim çocuğumun gözünden yaş akıttın, ben de senin çocuğunun gözünden yaş akıtacağım' diyerek tehdidine devam etti.
"ALACAĞINDAN FERAGAT ET"
Aynı zamanda Kuzu İnşaat ile işlem yapmayacaksın dedi. Benim işim gereği Kuzu inşaat firmasıyla yapmış olduğum iş akdi sonrasında 20 milyon dolarlık bir cezai şart alacağım vardı. Bundan feragat etmemi de istedi. Kendisi aynı zamanda Kuzu Grubu'nun avukatlığını da yapmaktadır. Kendisi hakkında Beşiktaş ile Kuzu Grup arasında çek olayı haberini de yalanlamamı istedi. Yine Beşiktaş'ın Kuzu grubuna verdiği çeklerin de kendisi tarafından verildiği halde Umut Güner tarafından verildiğini söyleyeceksin dedi. Bu konuşma yaklaşık yarım saat kadar sürdü. Beni sürekli tehdit etmesi nedeniyle bulunduğum yerden kalkamadım.
Daha sonra ortak tanıdığımız olan Murat Çalık isimli kişi oraya geldiğinde bizim yanımıza geldi. Bu olayları onunla da konuştuk. Ben bu durumdan kurtulmak için Şafak Mahmutyazıcıoğlu'na dediklerini yapacağımı söyleyerek oradan ayrıldım. Bu olay sonrasında avukatlarımı aradım. Twitter üzerinden tehdit, hakarete maruz kaldığım gerekçesiyle paylaşımda bulundum. Bu olay nedeniyle şikayetçiyim. Olay sonrasında rapor almak için doktora gitmedim. Ancak şu an dudağımın içerisinde kanama bulunmaktadır. Bu kişinin beni dövmesi, tehdit etmesi ve hakarette bulunması nedeniyle şikayetçiyim."