1- Her iki takım da Avrupa'da iyi sonuçlar alamadı. İki ekibin de sıkıntıları büyük. Fatih Terim de Abdullah Avcı da çok eleştiriliyor. Bu açılardan bakarsak yarınki kritik maç için neler söylersiniz?
MURAT ÖZBOSTAN: Bir kere iki teknik adam için de bir nefes alma maçı. Özellikle de Abdullah Avcı için bunu söyleyebiliriz. Hem Beşiktaş'ın hem de Galatasaray'ın Avrupa'da aldığı sonuçlar hayal kırıklığıdır. Fatih Terim, saha içi kadar saha dışında da mücadele etmek zorunda olduğu unsurlar nedeniyle istediği başarıyı yakalayamıyor. Tamamen sahaya adapte olduğu zaman elindeki kadroyla iyi, başarılı işlere imza atması işten değil. Derbiye dönersek iki tane hasta takımın maçıdır. Beraberlik iki takıma da yarar, kaybeden taraf acı çeker.
LEVENT TÜZEMEN: G.Saray'ın PSG ve Real Madrid'e kaybetmesi doğal karşılanabilir. Burada sorgulanması gereken en önemli olay, TT Stadı'ndaki PSG ve Real maçlarında G.Saraylı oyuncuların ortaya koyduğu futbolu ligde neden oynamadıklarıdır. Terim, derbide Devler Ligi'ndeki kadroyu sahaya sürer ve oyuncular sergiledikleri mücadeleyi Vodafone'a taşırlarsa rahat kazanırlar. Eleştirilse bile geçmişteki başarıları ve son iki şampiyonluktaki etkisi Terim'in tartışmasız bir krediye sahip olduğunu gösterir. Avcı, U17 Milli Takımı'yla yakaladığı Avrupa Şampiyonluğu'ndan bu yana antrenörlüğü döneminde hiçbir kupa kaldırmadı. İki takımdaki oyuncu grupları, iki teknik adama baktığı zaman başarı konusundaki farkı rahatlıkla görebilirler. Ayrıca Beşiktaş'ta başta Burak Yılmaz olmak üzere birçok yerli oyuncunun kariyerleri hocalarının çok önünde.
Levent Tüzemen: Beşiktaş'ta başta Burak Yılmaz olmak üzere birçok yerli oyuncunun kariyerleri hocalarının çok önünde.
FATİH DOĞAN: Galatasaray da Beşiktaş da yangın yeri. Birinin dumanı çok çıkıyor, birinin az. Bu yüzden derbi maçı iki takım için de adeta kurtuluş maçı. Fatih hoca bu maçı kaybederse yaşadıkları sorunların daha çok tartışılmasının önü açılır. Beşiktaş'ın durumu ise daha vahim. Abdullah hoca için adeta ateş çemberi. Bu yüzden mutlaka kazanması gereken bir maç oynayacak. Kazanırsa yoluna devam eder. Kaybederse taraftarı tamamen kaybeder. Bu kayıpla da yaşanmaz. O yüzden bu maçta matematiksel, taktiksel hesabından ziyade psikolojik unsurlar devreye girmiş durumda. Atiba'nın yetişeceğini, Burak'ın 45 dakika da olsa oynamak istediğini biliyoruz. Ancak bu kadar eksik, bu kadar kırılgan bir ortamda zaferi getirebilecek mi hep birlikte göreceğiz. Beşiktaş'ta eldeki futbolculara bakınca işin ilginç tarafı formsuz Ljajic yine öne çıkıyor. Skoru değiştirecek tek isim olarak görülüyor.
BÜLENT TİMURLENK: Fatih Terim geçen sezon şampiyon olurken elindeki kısıtlı kadrodan maksimum verim almış, Abdullah Avcı ise Başakşehir'de 3 santrforunu yedek bırakabilecek kadar lüksünün bulunduğu kadro ile foto finişte kaybetmişti. Bu sezon Terim'in elinde daha geniş bir kadro var ama henüz bırakın maksimumu, ortalama bir verim bile alamadığı bir takım var. Avcı'nın ise yeni takımındaki kadro kalitesi eski takımını aratır halde. Derbide eldeki malzemeden en iyi sofrayı kuran kazanır ya da kuru-pilav niyetine bir beraberlik maçı izleriz.
2- Beşiktaş'ta sakatlıklar büyük problem yaratıyor. Teknik direktör Abdullah Avcı, Braga maçından sonra "Elimdeki kadro bu kadarını yapabiliyor" dedi. Bu mazereti doğru buluyor musunuz? Avcı şanssız mı, yoksa başarısız mı?
BEŞİKTAŞ'TAN BEŞİKŞEHİR (!) YAPAMAZSIN
DOĞAN: Sözün bittiği yerdeyiz. Taraftar mazeret duymak istemiyor, sonuç istiyor. Abdullah hocanın performansı eleştirilebilir. Ama bu kadar sakat, cezalı, ilk haftalarda hakem hatası, son haftalarda şanssızlıklar o kadar yoğun ki faturanın tamamını Abdullah hocaya kesmeyi doğru bulmuyorum.
TİMURLENK: Avcı 22 futbolcu kullanmaktan şikâyetçi. Ancak sakatı olan tek takım kendisininki değil. Elinizdeki kadro yetersiz demek soyunma odasını kaybetmek demektir. Ne diziliş ne de oyuna müdahale konusunda Avcı'nın büyük hataları olduğunu düşünmüyorum. 1-2 maçta şanssız olduğu da doğrudur. Ama Beşiktaş formasının rakibe teslim olduğu maçların bir açıklaması yok. Elneny dışındaki transferler Beşiktaş'ı hedefe taşıyacak isimler değildi. 34 yaşında sürekli sakatlık yaşayan Burak ile sezona başlamak ve Necip'i birden fazla mevkide joker kullanacak kadar sıkıntılı bir kadroya sahip olmak, transfer döneminin baş ağrısı. Kimsenin Avcı'nın teknik adamlığını sorguladığı yok. Yetiştirdiği İrfan Can Kahveci gerçeği önümüzde. Şimdi mesele, elde yeterli kadro yok derken eldekilerle bir şeyler yapabilmek. Avrupa'nın her liginde her teknik adamın elinde müthiş kadrolar yok. Ama imzalarını attıkları büyük bir futbol felsefeleri var. İletişim dili değişen Avcı, içindeki eski Avcı'yı bulup yola devam etmeli.
Bülent Timurlenk: Beşiktaş formasının rakibe teslim olduğu maçların bir açıklaması yok.
TÜZEMEN: Avcı, hocalığı boyunca yaşamadığı eleştiri kültürüyle karşı karşıya. Beşiktaş büyük camia. Attığın her adım sorgulanır. Braga maçından sonra mazeretlere sığındı. Transferler yapılırken Beşiktaş'ın başındaydı. Şimdi Abdullah hocanın "Elimdeki kadro bu" demesi mantıksız. Ayrıca Avcı'nın en büyük sorunu, 4 yıldır Şenol Güneş ile kazanılmış oyun anlayışını Başakşehir modeline döndürmeye çalışmasıdır. Beşiktaş'ta hedef her zaman şampiyonluk olur. Ama maalesef Avcı, Beşiktaş'ı Beşikşehir (!) gibi yapmaya çalışıyor. Bu sistem ısrarı oyuncuların kafasını karıştırdığı gibi uyumsuz ve dengesiz bir takımın sahaya yansımasına neden oluyor.
ÖZBOSTAN: Beşiktaş'ın forması bile tek başına 5-6 maç kazanmaya yeterdi. Eğer sahadaki futbolcuların performansı düşükse, Burak'ın dışında bir golcü alınmadıysa, transferlerden verim alınamadıysa bunun sorumlularından biri de teknik kadrodur. Bu nedenle Avcı'nın bahaneler ortaya atmaması lazım. Şanssızlıklar yaşadığını ben de düşünüyorum. Bu bir gerçek, ama çok başarısız bunu da unutmayalım. Ayrıca yaşanan bunca sakatlığın nedenleri de soruşturulmalı. Bir takım ligde 2 galibiyet alabildiyse bütün her şeyi sakatlıkların üzerine yıkamayız.
3- Galatasaray'da Falcao'nun durumu belirsiz. Zaten uzun zamandır idmana çıkmıyor. Maçta olmama ihtimali yüksek. Diğer oyuncular da çok formda denemez. Teknik bir analiz yapar mısınız?
FALCAO OLSA NE FARK EDER?
TÜZEMEN: Falcao derbide kadroya bile alınmaz. G.Saray'ın hücum hattı Andone ile oynamaya alıştı. Andone, mücadeleci yapısı ve önde sergilediği presle rakip savunmaların hücum kurmasını engellediği gibi dengelerini de bozuyor. Avcı'ya "G.Saray santrforda kimi oynatsın?" diye sorsan, 'Falcao' der. Kolombiyalı müthiş bir golcü ama Andone tam bir takım oyuncusu. Ayrıca Andone dışında Feghouli ve taraftardan özür dileyen Belhanda'nın da Terim'in önemli silahları olacağını düşünüyorum. Ljajic ve oynarsa Burak, Avcı'nın kozları olabilir.
TİMURLENK: PSG maçında 11 km koşan Falcao'nun G.Saray'a sakat gelmediği ortada. Sezona iyi hazırlanmadığını da biliyoruz. Dünyada birinci santrforu sakat ne ilk ne de son takım G.Saray. G.Saray'ın sorunu , Nzonzi-Seri-Lemina üçlüsünü birden fazla maçta bir arada oynatamaması. Evet, kadro yaşlı ama Taylan Antalyalı gibi bir gence şans verilmiyor. Jimmy Durmaz unutuldu. G.Saray Emre Mor'un rehabilitasyon merkezi değil. Asist ve gol üretmeyen Belhanda'ya sahip çıkanlar, "G.Saray için çok önemli oyuncu" diyorlar ama altını dolduramıyorlar. Emin olun asist ya da gol yaptığında dönüp "İşte buyurun Belhanda" dediklerinde Belhanda'yı eleştirenlerle aynı noktaya gelecekler. G.Saray uzun zamandır derbilerde deplasmanda kazanamıyor. Bu seriyi kırabilmek için Muslera'dan önce, 5 üzerinden 3 yıldızlık oynayacak üç orta sahaya ihtiyaçları var.
Levent Tüzemen: Andone dışında Feghouli ve taraftardan özür dileyen Belhanda'nın da Terim'in önemli silahları olacağını düşünüyorum.
ÖZBOSTAN: Falcao, G.Saray'a büyük işler yapsın diye alındı. Gelmeden önce bu sakatlığının olduğu söyleniyor. Zaman zaman sorun yaratan bir sakatlık. Kendisini iyi bulmadığı için idmana bile çıkmıyor. Derbide de olmayacak. Ama Falcao'nun olup olmaması G.Saray'ı çok da etkilemez. Olsa bile 20 gündür idman yapmayan bir oyuncudan bahsediyoruz. Ne yapacak ki… G.Saray'ın temel sorunu, Muslera dışındaki her mevki. Bekler ve stoperler formsuz, orta sahalar verimsiz ve G.Saray gol atamıyor. Çok teknik analiz yapacak bir durum yok. Tek sağlam mevki kale. Kaliteli oyuncuları var. Beşiktaş'ın iki gömlek üstünde. Bence bütün iş teknik direktör Fatih Terim'e düşüyor.
DOĞAN: Radamel Falcao Galatasaray'a bomba transfer olarak geldi. Bu bomba, rakip kalelerde değil kendi içinde patladı. Kolombiyalı yıldızı niçin aldı G.Saray? Şampiyonlar Ligi'nde başarılı olmak için... Büyük ve riskli bir yatırım yaptı. En azından birkaç galibiyet, beraberlik alarak eski günlerine dönmek için. Peki elde ne var? Sıfır!
Levent Tüzemen: Mete Kalkavan'ı hakem olarak hiç beğenmem / Fatih Doğan: Son dönemlerde form yakaladı.
4- Merkez Hakem Kurulu'nun derbi için Mete Kalkavan seçimi sizce doğru mu?
YOL KESENLER TÜRK HAKEMLİĞİNİN TÜMÖRÜ!
TİMURLENK: Bir futbolcunun kumaşından, geçmişinden mevcut form grafiğinden yola çıkıp bir sonraki maç için tahminde bulunmak işimizin bir parçası ama maça atanan hakem hakkında ahkam kesmek benim meslek etiğimin dışında. İsimler önemli değil. Kural kitabı ortada, VAR odası da Riva'da… Bu sezon VAR'daki hakemlere oyuna müdahil olma konusunda kim yollarını kesip 'İnisiyatif almayın' dediyse Türk hakemliğinin tümörü odur. Kalkavan'a da hakem şansı diliyorum.
DOĞAN: Son dönemlerde form yakaladı. Elde çok alternatif de yok. İyikötü maçları var ama ben özgüvenli, adaletli bir performans bekliyorum. Umarım başarılı olur. Çünkü iki takımın şartlarından dolayı zor bir maç onu bekliyor.
TÜZEMEN: Mete Kalkavan'ı hakem olarak hiç beğenmem. Futbolu sadece oyun kurallarıyla yönetmeye çalışıyor. Ama futbolun ruhunu ve oyuncuların psikolojisini bilmiyor. Çok koşarak, pozisyonlara yakın olarak maç yönetilmez. Dilerim Mete Kalkavan derbiyi çığırından çıkaran bir yönetim sergilemez.
ÖZBOSTAN: Kurul enteresan atamalar yapıyor ancak bu önemli maça iyi hakemlerden biri olarak Kalkavan'ı vermiş. İki tarafın da hakeme dair kendine göre beğenip beğenmediği tarafları vardı. Tansiyonu yüksek bir maç beklemiyorum. Bu nedenle seçimi mantıklı buluyorum. Umarım düzgün maç yönetir.