Zeki Çelik'in Lille formasıyla Avrupa'daki ilk sezonu ve performansı şu anda gündemde, Enes Ünal ise yıllardır Avrupa'da oynadığı için daha tecrübeli bir isim ama ikisinin aynı yaşta, aynı altyapıdan (Bursaspor) çıkmış oldukları gözden kaçıyor. Enes bir santrfor olarak daha zor bir bölgenin oyuncusu olarak henüz 18 yaşında suya atladı ve 4 yıldır Belçika, Hollanda ve İspanya'da forma mücadelesi veriyor. Bonservisi Villarreal'de olan ancak sezonu kiralık olarak Valladolid'de geçiren 22 yaşındaki Enes'in Avrupa macerasını, genç yıldızın kısa süre önce evlenme teklifi ettiği meslektaşı Lisa Smellers'la birlikte konuştuk. İşte SABAH'ın keyifle okuyacağınız bayram röportajı:
Türk futbolunda Cengiz Ünder'le birlikte öncü oldun, Avrupa'ya genç yaşta açıldınız ve arkanızdan çok sayıda genç Avrupa'ya gitti. Ozan, Merih, Zeki, Çağlar gibi… Türk futbolu ileri gitti mi sence bu transferlerle?
Gitmeye başladığını düşünüyorum. Türklere ilgi göstermeye başladılar. Özellikle Cengiz'i iyi tanıyorlar. Bence doğru olan yol bu… Genç oyuncular oynayabilecekleri liglere gitmeliler, burası Türkiye'yse devam etmeliler ama başka bir yerse, Avrupa da olsa çekinmeden, korkmadan gidip oynamalılar. Temeli oynamak… Genç oyuncu için en önemli şey futbol oynamak. Sonuçta bu işi bunun için yapıyoruz.
ZEKİ'NİN GELİŞİMİ İNANILMAZ
Son dönemde yabancı sınırı çok konuşuldu ama bu dönemde birçok genç oyuncu yurt dışına çıktı. Sen yabancı sınırı hakkında ne düşünüyorsun?
Ben kuralla ilgili bir yorum yapamam ama kişisel olarak kaliteden yanayım. Gelen yabancı oyuncu da kaliteli olsun, yerli oyuncu da kaliteli olsun. Genç oyuncuların yurt dışına çıkması açısından ise tabii ki önemli... Sadece ülke olarak bakmamak lazım, oyuncu nerede oynayabiliyorsa, daha iyiye gidiyorsa orası doğru yerdir. Zeki Çelik mesela… Benim altyapıdan arkadaşım. Gösterdiği gelişim inanılmaz. Bunu sadece Lille'de göstermedi. Nilüfer'de, İstanbulspor'da oynarken gösterdi
ARTIK FUTBOLU ÖĞRENDİM
Eskiye göre 'şunu daha iyi yapıyorum' dediğin neler var?
Birçok açıdan futbolu öğrendim. Dünyanın en iyi iki liginden birinde oynuyorum. Geçen sene ilk geldiğimde daha fazla sırıtıyordum. Forvet olarak portföyünü geliştirmek, nereye koşacağını bilmek önemli. Daha çok ikinci forvet gibi oynadım, servis de yapmam gerekiyor. Bunları da geliştirdim.
ENES BİRE BİRDE BENİ GEÇEMEZ!
Lisa, sevgili Enes'ten daha iyi bir futbolcu olduğunu iddia edenler oldu. (gülüşmeler)
Elbette böyle bir şey söylemem ama tek söyleyebileceğim bire birde beni geçemeyeceği…
Profesyonel olarak futbol oynadın. Kadınlar futboluyla erkekler futbolunu karşılaştırabilir misin, daha mı teknik oynanıyor, yoksa daha mı fiziksel?
Teknik olduğunu söyleyenler yanılıyor, kadınlar futbolu dövüş gibidir. Mücadeledir. Motivasyona dayalı, kazanma hırsından beslenen bir oyun bence. Erkeklere göre daha sert oynadığımızı kesinlikle söyleyebilirim.
Peki kendi oyun stilini nasıl tanımlarsın?
Biraz pislik oynarım. Savunma oyuncusuyum ve sahada sinirli oluyorum. Enes'le oynarken de o hep yerlerde olur.
Enes Ünal: Birkaç kere oynadık, ondan sonra oynamadık zaten, çok gereksiz yani (gülüyor).
KISA KISA ENES ÜNAL
UNUTAMADIĞIN GOL: Atletico Madrid
EN GÜZEL ASİSTİN: Girona
UNUTAMADIĞIN MAÇ: Galatasaray (İlk lig maçı)
EN SEVİNDİĞİN MAÇ: Rayo Vallecano (Ligde kalmayı garantiledik)
EN KÖTÜ MAÇ: Astana (Villarreal'deki ikinci ayımdı, topu göremedim)
EN İYİ MAÇIN: Real Betis deplasmanı
EN ÜZÜLDÜĞÜN MAÇ: NAC Breda (Kırmızı kart görmüştüm)
İDOLÜN: Yabancı Zlatan Ibrahimovic, Yerli Burak Yılmaz
EN İYİ ANLAŞTIĞIN YABANCI OYUNCU: Fredrik Jensen