Başakşehir puan farkını yükseltti. Ligin güzel günler görmeyi hak eden takımı.
Emeğe ve takım aşkına sımsıkı sarılan takımın en büyük sırrı; "üç büyüklere benzememek!" Bir takım 3 sezondur ligin ikinci yarılarında sırtından vurulduğu halde, hala görkemli yürüyüşünü sürdürüyorsa, bu güce de bu duruşa da saygı duymak gerekir.
Abdullah Avcı başlattığı devrimi terk etme duygusunu asla yaşamadı çünkü!
Başakşehirli Visca'yı hayranlıkla izliyorum. Ülkedeki en özel yabancı.
Ucu görünmeyen karanlık tünelleri bile "samanyoluna" çeviren adam.
Yetenek bir yana sahalarda bir tane yanlışı yok.
Siyah beyaz yıllarımızın parmakla gösterilen futbolcularına benziyor.
Bu adama hep birlikte bir ödül vermeliyiz.
İnsanlığın kalbine girmek her futbolcuya nasip olmuyor çünkü.
Sezon başından beri bütün derslerden "beklemeli" olan Fenerbahçe galibiyet okuluna yeniden yazıldı.
Şimdilik "seke seke" gidiyor.
Önümüzdeki haftalarda "söke söke" kazanmayı da öğrenirse, "o kanayan tarihi" geride bırakıp büyüklüğüne yakışan sıralara yükselecektir.
Peki, yapılması gerekenleri yapmayanlar ne olacak?
Comolli'nin "transfer soygunu" karşılıksız mı kalacak?
Ne yazık ki kalacak!
Çünkü bu ülkede en kolay parayı arkasını sağlam kazığa bağlayanlar kazanır!
Haftanın adamı Beşiktaş'ın yeni transferi Kagawa.
İki sezondur içi boşaltılan takıma harika bir futbol sanatçısı geldi.
Teknik ve sezgi yeteneği bir yana sempatisi de olağanüstü.
Onda tek başına sinema salonunu dolduran başrol oyuncularının sıcaklığı var.
Şenol Güneş'in son zamanlarda bu kadar içten güldüğünü görmemiştim. O Şenol Güneş ki; çok şeyin karşılığıdır.
Başka bir teknik adamın elinde olsa Beşiktaş ayakta bile duramazdı!
Her futbolcunun referansı geçmişidir.
Hangi formayı giyiyorsan o forma için mücadele etmek meslek namusudur.
Formayı öpmek de bir lütuf değildir.
Tolgay Arslan, Fenerbahçe formasını öperken eski takımına laf yolluyor. "O formayı öpmedim!" Eski takımına hıncını kusmakla; yeni takımına sempatik görünmek arasında "zavallı bir duruş" vardır.
"Kalbe" girmek isterken "kabre" girmek gibi!
Ruhsal terbiyesizliğin bir futbolcuya oynadığı en zavallı oyundur bu! Biz buna kısaca "oryantal maharet" diyoruz.
"Öpemediğin formanın anlamını hissetmediysen o tarihte zaten adın yoktur" notuyla birlikte.
Rize karşısında golü iptal edilen Erzurumspor'un haklı isyanına baktım. "VAR" sisteminin kaşla göz arasında "YOK" edilmesine yol açanlara tepkilerimi yolluyorum.
Babasının rahatsızlığı nedeniyle Fatih Terim'e geçmiş olsun dileklerimi yolluyorum.
Sömestrin bitmesi nedeniyle futboldan en çok canı yanan çocuklara sevgilerimi yolluyorum.
Futbol; kulüp başkanları çuvalla para harcayıp sızlansın, yanlarındaki zibidiler zengin olsun diye icat edilmiş bir oyun değildir.
Gözyaşı kanallarını temizlesinler diye kulüp başkanlarına da "mendillerini" yolluyorum!.