Rıdvan Dilmen ilk yarı hakkında şu yorumları yaptı "Sakatlıklardan başlayalım. Mariano çok formdaydı. Ligimizin en iyi sol taraf oyuncusuna [Quaresma] karşı oynuyordu ve erken sakatlandı. Bu Galatasaray için handikap oldu. Beşiktaş açısından baktığımızda, gerideyken ihtiyacın olan tarzda bir santrafor çıktı. "İkinci yarıda yüklenecektir büyük ihtimalle. Orada hedef santrafor gerekirken şimdi kontra atak takımına döndü. Beşiktaş 1-0 öndeyken yapılmış bir değişiklik gibi oldu. Santrafor çıkıp santrafor girebilir miydi? Vagner Love hazır mıydı bilmiyorum."
"Galatasaray çok tecrübeli. Kendi evinde ligimizin en coşkulu oynayan takımı. Fatih Terim de bu tür maçları, hem oyun şablonundan pek taviz vermeden hem de önde baskı yaparak sert oynar. Beşiktaş'ın da uzun zamandır ilk defa oyunu kabul ettiremediği bir 45 dakika gördüm, Şampiyonlar Ligi de dahil olmak üzere. 10 kişi kalmadan önce Bayern Münih maçını hatırlayalım. Bugün Galatasaray, coşkusu ve sıkı oyunuyla buna imkan vermedi. İki kırılma anı oldu. Bir; Negredo'nun karşı karşıya kaçırdığı pozisyon, Bir de skor 1-0'ken Gomis'in kaçırdığı gol.
İlk yarının en kötü oyuncusu tartışmasız Pepe. Beş hava topunu Gomis'e kaptırdı. Gomis'le eşleştiğiniz zaman kafa topu vermemeniz lazım. Hadi bir tane verebilirsiniz. Golde de, önüne geçmesine rağmen ciddi bir hata yaptı."
Rıdvan Dilmen, karşılaşmanın ikinci yarısını ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Tudor kalmış olsaydı Galatasaray şampiyonluk yarışına devam eder miydi? Bence zor. Çünkü bazen kendi sahanda derbi oynamak, avantaj olsa da, zor maçlardır. Ülkemizde 5 takım şampiyon oldu. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş, Bursaspor ve Trabzonspor. Şimdi bu takımlardan bir tanesiyle Kadıköy'e gidiyor, diğerleriyle kendi evinde oynuyor. Bursaspor'u 5-0 yenmiş. Fenerbahçe'yle deplasmanda beraberliği almış, istediğini almış. Trabzonspor'u, Medipol Başakşehir'i ve Beşiktaş'ı yenmiş. Tudor olsaydı bu olur muydu? bence olmazdı."
"Galatasaray tek hedefe kitlenmiş durumda ve Akhisar, Gençlerbirliği gibi iki çok önemli maçı kaybetti. Buradan sonra Fatih Terim devreye girdi. Başakşehir, Beşiktaş, arada bir Alanya deplasmanı. Kredisi muazzam açık bir antrenör. Bir kere bunun altını çizelim. Teknik adam olarak takımı agresif bir takıma çevirdi. Mesela Selçuk'u oynatıyordu, 'Selçuk'u kazandı' deniyordu. Aslında denemelerdi. Başarılı değildi o deneme. Sağda Linnes'i deniyordu, olmadı Mariano'ya döndü. Fakat Donk konusunda, eyvallah."
"Şenol hoca beni aradı. Çok demoralizeydi. Daha sonuç açıklanmamıştı. Canı o kadar sıkkın hissetim ki... Hala sıkkın. Bu da performansını etkiliyor. Abartı bir kelime kullanıyorum belki ama yenilgiyi kabullenmiş. Beşiktaş'un bundan sonraki 3 maçı kolay olmaz.."
"Galatasaray enerjisi yüksek bir takım. Sessiz sedasız müthiş konsantrasyonla maça hazırlandılar. Beşiktaş maça iyi hazırlanmadı. Bir kere mental olarak iyi hazırlanmadı. Hafta içerisindeki olaylardan dolayı. Hatta arkadaşlarım bana Şenol Hocanın maç önü röportajını söylediği zaman iyi hazırlanmadıklarını hissettim. Oyunda da bunu gördük. İki kez ortak oldu oyuna. Birincisi 0-0 giden oyunda Negredo'nun kaçırdığı net pozisyon. Biri de 1-0'ken Babel gibi bir oyuncunun Quaresma'ya veremediği pozisyon."
"Galatasaray, Medel'i 2-0 yendi. Medel puan alamadı. Gökhan [Gönül] yok, Adriano idare eder. Tolgay [Arslan] mücadele etti ama etkili değil, Talisca sertliğe dayanamadı. Quaresma'da konsantrasyon sıfır. Tavırlarından anlayabilirsonuz coşku problemi yaşadığını. Galatasaray-Beşiktaş maçı gibi bakmadı."